Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, "90'lı yıllardaki hak ihlalleriyle karşılaştırma yapılmasını istedik ve hak ihlallerinin neredeyse aynı olduğu belirtiliyor. İktidarın 90'lara dönüş olmayacağı söylemenin gerçeği yansıtmadığını gösteriyor."
Diyarbakır Barosu ve Rawest Araştırma 10 Aralık İnsan Hakları Haftası kapsamında yaptığı “Diyarbakır İnsan Hakları Araştırması”nın sonuçlarını açıkladı. Araştırmaya ilişkin bianet'e konuşan Diyarbakır Baro Başkanı Eren, "Araştırmada, Yargıya güvensizliğin çok yüksek olduğunu gördük. Yüzde 60'a yakın güvenmeyen bir kesim var. Bu aslında Kürtlere, Kürt sorununa bakışı da yansıtan bir sonuç. Ayrıca çocukların ciddi hak ihlaline uğradığı da düşünülüyor. Zırhlı araç çarpmaları ise bunun en somut örneği" ifadelerini kullandı.
27 Kasım-4 Aralık tarihleri arasında Diyarbakır ve ilçelerinde kadın ve erkek eşit dağılım gözetilerek yapılan araştırmanın sonucuna göre; Diyarbakır halkının yüzde 41’i Türkiye’nin adalet sistemine güvenmiyor.
"Hakları en çok ihlal edilen grup: Kadınlar"
Araştırmaya katılanlara "90'lı yıllarda ve bu dönemde Türkiye'nin insan haklarına ne kadar önem verdiğini puanlayabilir misiniz?" diye soruldu. Görüşmeciler, 90'lar ile bugün arasında çok büyük bir fark olmadığını söyledi. Diyarbakırlıların yüzde 42,1'i "90'lar insan haklarına hiç verilmediğini" belirtirken, yüzde 38'i de bugün de önem verilmediğini ifade etti.
"Sizce Türkiye'de hakları en çok ihlal edilen grup hangileridir?" sorusuna ise; ilk sırada "kadınlar", ikinci sırada da "Kürtler" yanıtı verildi. Katılımcıların yüzde 68.7'si kadınların hakkının ihlal edildiğini, yüzde 55'i de Kürtlerin haklarının ihlal edildiğini söyledi.
"En çok insan hakları ihlali yapan: Devlet"
Diyarbakırlılara göre; "en çok insan hakları ihlali yapanların" başında Devlet, erkekler, polis ve asker geliyor. Görüşmecilerin yüzde 61.9'u insan haklarını en çok devletin ihlal ettiğini söylerken, 45.9'u da erkekler cevabını verdi.
"Ana dilde eğitim ve hizmet alamamak insan hakları ihlalidir"
Görüşmeciler "Ana dilde eğitim ve hizmet alamamak insan hakları ihlali midir?" sorusuna yüzde 67 oranında katıldığını söyledi. "Gerektiğinde belediye ve üniversitelere kayyım atanabilir" sorusuna , ise görüşmecilerin yarısından fazlası katılmadığını belirtirlen "katıldığını" söyleyenlerin oranı ise; yüzde 24 oldu.
"İstanbul sözleşmesinden çekilme, kadına yönelik şiddet vakalarında artışa neden olmuştur"
Araştırmada yöneltilen bir diğer soru ise son dönemlerde yaşanan olaylara dayandı. "Kürdistan diyen bir kişinin bunu dediği için tutuklanması" sorusuna katılımcıların yüzde 70.4'ü ihlaldir", 9.7'si "ihlal değildir", 19.9 ise "fikrim yok" dedi.
Görüşmeciler, "İstanbul sözleşmesinden çekilme, kadına yönelik şiddet vakalarında artışa neden olmuştur" önermesine yüzde 60'ın üstünde "katılıyorum" cevabını verdi.
"Andımızı okumak zorunda olmak insan hakları ihlalidir" sorusuna da yüzde 81.2'si "ihlaldir" dedi.
"1990'lı yıllarda yaşanan faili meçhul cinayetlere ilişkin yargı süreçleri toplum vicdanını tatmin edecek şekilde adil yürütülmüyor" sorusuna yüzde 55'in üstüne "katılıyorum" yanıtı verildi.
"Çocukların ciddi hak ihlaline uğradığı da düşünülüyor"
Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren araştırmaya ilişkin olarak, "Araştırmanın Kürt sorunun çözümsüzlüğüyle gelen ihlalleri açıkça ortaya çıkardığını" söyledi.
"Araştırmada, Yargıya güvensizliğin çok yüksek olduğunu gördük" diyen Eren, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Yüzde 60'a yakın güvenmeyen bir kesim var. Bu aslında Kürtlere, Kürt sorununa bakışı da yansıtan bir sonuç. Ayrıca çocukların ciddi hak ihlaline uğradığı da düşünülüyor. Zırhlı araç çarpmaları ise bunun en somut örneği.
"İktidarın 90'lara dönüş olmayacağı söylemenin gerçeği yansıtmıyor"
"Hak ihlallerinin Kürt meselesiyle ciddi bağı olduğu ortaya çıkıyor. 90'lı yıllardaki hak ihlalleriyle karşılaştırma yapılmasını istedik ve hak ihlallerinin neredeyse aynı olduğu belirtiliyor. İktidarın 90'lara dönüş olmayacağı söylemenin gerçeği yansıtmadığını gösteriyor.
"İstanbul Sözleşmesinden vazgeçilmesine de Kürt kamuoyunun sıcak bakmadığını gördük. Hak ihlallerinin en çok devlet ve erkeklerden geldiği cevabı da aslında bunun bir sonucu olarak görülüyor.
"En çok kadınlar ihlale uğruyor"
"Kadınların en çok hak ihlaline uğrayan kesim olduğu ifade ediliyor. Bu sadece Kürt kadını üzerinden bir değerlendirme değil. Diyarbakır'dan Türkiye'ye bakış. Sorunun kaynağında devlet ve devletin politikaları olduğu gerçeğini yansıtıyor. Ve bu sadece kadın cinayeti veya kadına şiddet olarak da değerlendirilmiyor. Eşit temsiliyet, cinsiyet eşitliği açısından değerlendirildiğinde hak ihlaline uğradığını gösteriyor."