Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesini inceledi. Buna göre 2002’de yüzde 17,18 olan eğitim yatırımlarına ayrılan pay 2020’de yüzde 4,65’e düştü. Bu oran 5 milyar 830 milyon TL’ye denk gelirken Diyanet’in bütçesi 11 milyar 520 milyon TL oldu.
Birgün'den Mustafa Kömüş'ün haberine göre, Eğitim Sen'in hazırladığı analiz hem MEB’in bütçesindeki düşüşü hem de eğitime ayrılan paydaki düşüşü ortaya koydu. Analizde eğitim yatırımlarına yalnızca 5 milyar 830 milyon 960 bin TL ayrıldığı belirtilirken Diyanet’in bütçesinin 11 milyar 520 milyon TL olduğu açıklandı.
Eğitim Sen analizinde şu ifadeler yer aldı: "Yıllardır eğitime ayrılan kaynaklar sadece rakamsal olarak artmakta, doğrudan eğitim hizmetlerine yönelik yatırımlar açısından bütçelerde gerçek anlamda bir artışın yapılmadığı görülmektedir. 2019 yılında 113 milyar 813 milyon TL olan MEB bütçesi 2020 yılı için 125 milyar 397 milyon TL olarak belirlenmiştir. MEB bütçesinin her yıl olduğu gibi rakamsal olarak arttığı görülse de, MEB bütçesinin merkezi yönetim bütçesine oranı 2019 yılında yüzde 11,84 iken, 2020’de bu oran yüzde 11,45’e gerilemiştir. Benzer bir azalma MEB bütçesinin milli gelire oranında yaşanmış, 2019’da MEB bütçesinin milli gelire oranı yüzde 2,56 iken, 2020’de bu oranın yüzde 2,57 olması beklenmektedir.”
"Devlet okullarında eşitsizlikleri derinleştiren örnekler var"
Eğitim Sen, MEB’e ayrılan yüzde 11,45’lik payın sigorta giderleriyle birlikte yüzde 84’ünün personel giderlerine ayrıldığını da açıkladı: “MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay 2002 yılında yüzde 17,18 iken, eğitim hizmetlerinin sunumu açısından çok önemli olan bu rakam 2009’da yüzde 4,57’ye kadar gerilemiştir. 4+4+4 sonrasında zorunlu olarak kısmen de olsa artışa geçen eğitim yatırımlarına ayrılan bütçe oranı, 2014 sonrasında yeniden azalmaya başlamıştır. 2019’da Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay yüzde 4,88 iken, 2020’de bu oran daha da düşerek yüzde 4,65’e indirilmiştir. Bu koşullarda devlet okullarında eşitsizlikleri derinleştiren örnekler, var olan toplumsal eşitsizlikler doğrultusunda okulları ayrıştırmaya neden olmakta zenginle yoksula ayrı ayrı ‘devlet okulu’, hatta aynı devlet okulu içinde gelir durumuna ya da başarı düzeyine göre farklı sınıflar oluşturulmasının önünü açmaktadır.”
Analizde öğretmen maaşlarıyla ilgili de şunlar açıklandı:
1 ABD dolarının ortalama 1.56 TL olduğu 15 Ekim 2009 yılında bin 302 TL aylık alan bir öğretmen maaşıyla 898 ABD doları alabiliyorken, 15 Ekim 2019’da 3 bin 895 TL alan bir öğretmenin dolar bazında aldığı maaş 660 ABD doları (1 $=5,90 TL) seviyesine indi. Son 10 yılı temel aldığımızda 9/1 derecedeki bir öğretmenin maaşındaki aylık kayıp, dolar bazında 238 ABD doları oldu. 15 Ekim 2009’da bir öğretmen maaşı ile 15 çeyrek altın alabiliyorken, on yıl sonra aynı öğretmen maaşı ile 8 çeyrek altın ancak alabiliyor.”
Eğitim Sen taleplerini ise şöyle sıraladı:
♦ MEB bütçesinin milli gelire oranı en az iki kat artırılmalı, başlangıç olarak OECD ortalamasına çıkarılmalıdır…
♦ MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay mutlak anlamda artırılmalı, eğitimi ticarileştirmeyi hedefleyen özel sektör, dini vakıf ve cemaatlerle yapılan ya da yapılacak olan her türlü ortak proje ve protokoller iptal edilmelidir.
♦ Eğitim ve bilim emekçilerinin satın alma gücünde ve ücretlerinde yaşanan kaybın giderilmesi için ek zam yapılmalıdır.
♦ Tüm eğitim ve bilim emekçilerinin ek göstergeleri 3600’e çıkarılmalıdır.
♦ Eğitime hazırlık ödeneği sadece öğretmenlere değil, tüm eğitim ve bilim emekçilerine yılda iki kez en az bir maaş tutarında ödenmelidir...
♦ Öğretmen, akademik personel, memur ve yardımcı hizmetli açıkları kapatılmalıdır.