DİSK-AR yaptığı yeni araştırmada dünyada ve Türkiye'de Covid-19'un sosyal ve ekonomik etkileri için ayrılan kaynakları inceledi. Araştırmada, Türkiye'de salgının ekonomik ve sosyal etkilerinin yıkıcılık derecesinin yüksek olmasına rağmen destek için ayrılan payın GSYH'nin yalnızca yüzde 2,7'si olduğuna dikkat çekildi.
GSYH bazında yüksek gelirli ülkelerin salgın döneminde sosyal ve ekonomik destek için ortalama olarak GSYH'nin yüzde 17'si kadar pay ayırırken düşük gelirli ülkelerin ortalama olarak GSYH'nin yalnızca yüzde 2'si kadar pay ayırmış olması ise rapordaki bir diğer dikkat çekici veri.
DİSK-AR yaptığı yeni araştırmada dünyada ve Türkiye’de COVID-19’un sosyal ve ekonomik etkileri için ayrılan kaynakları inceledi. Araştımaya göre, Türkiye, COVID-19 ile mücadeleye oldukça sınırlı kaynak ayıran ülkelerden biri. Türkiye, COVID-19 ile mücadele kapsamında ek harcama ve dolaylı gelir desteği olarak GSYH’nin sadece yüzde 2,7’si kadar nakit destek ayırdı. Bu oran ABD’de yüzde 25,4, Yunanistan’da 21,1 ve Yeni Zelanda’da 19,3. Zengin ülkeler milli gelirlerinin yüzde 17,3’ü kadar ek harcama ve dolaylı gelir desteği ayırırken yoksul ülkeler sadece yüzde 2’si kadar kaynak ayırabildi.
Araştırmaya göre öne çıkan başlıklar şöyle:
COVID-19’un görülmeye başladığı 2020 yılı başı ile Haziran 2021 arasında dünyada ve Türkiye’de COVID-19’un yarattığı kapsamlı ekonomik ve sosyal zorlukları gidermek için çeşitli ekonomik önlemler alındı.
COVID-19’un ekonomik ve sosyal sonuçlarına dönük destek paketleri ve programları iki temel bileşenden oluşuyor. Birinci bileşen doğrudan vatandaşlara dönük nakit harcama ve dolaylı desteklerden (hükümet harcamalarında artış ve vergi gelirlerinde azalma/vazgeçilen vergiler), ikinci bileşen ise işletmelere, şirketlere ve bankalara (sermayeye) sağlanan finansman desteklerinden ve çeşitli mali kolaylıklardan oluşuyor.
COVID-19 ile mücadeleye yönelik yapılan harcamalar ve destekler açısından ülkeler arasında büyük uçurum var. Zengin ülkeler milli gelirlerine oranla vatandaşlarına daha fazla nakit harcama ve dolaylı gelir desteği sağlarken yoksul ülkelerin desteklerinin milli gelirlerine oranı çok daha sınırlı kalıyor.
Zengin ülkeler gayrisafi yurt içi hasılalarının (GSYH) ortalama yüzde 17,3’ü kadar nakit harcama ve dolaylı gelir desteği sağlarken, orta gelirli ülkeler GSYH’lerinin yüzde 4,1’i ve yoksul ülkeler ise yüzde 2’si kadar destek sağlayabildi.
Türkiye’nin vatandaşlara dönük COVID-19 harcamaları, sağlık harcaması, nakit harcama ve dolaylı gelir desteği dahil GSYH’sinin yüzde 2,7’si düzeyinde gerçekleşti. Bu oran Yunanistan’da yüzde 21,1 ve Yeni Zelanda’da yüzde 19,3 olarak gerçekleşti.
10,7 milyon nüfusa sahip Yunanistan toplam 38,9 milyar dolar, 4,9 milyon nüfusa sahip Yeni Zelanda 40,4 milyar dolar nakit harcama ve dolaylı gelir desteği sağlarken 84 milyon nüfusa sahip Türkiye yalnızca 19 milyar dolar tutarında ek harcama ve dolaylı gelir desteği sağladı.
Türkiye tarafından sağlanan nakit gelir desteğinin büyük bölümü İşsizlik Sigortası Fonu, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu ile “Biz Bize Yeteriz Türkiye’m” isimli kampanyadan karşılandı. Dolayısıyla doğrudan hükümet destekleri çok sınırlı düzeyde kaldı.
Türkiye’de COVID-19’un sosyal ve ekonomik etkileriyle ilgili toplam ekonomik ve mali desteklerin çok büyük bölümü (yüzde 78’i) vatandaşa değil işletmeler, şirketler ve bankalara sağlanan kolaylıklardan oluşuyor.
COVID-19’un ekonomik ve sosyal etkilerine karşı, zengin 10 G20 ülkesi 8,3 trilyon dolar, orta gelirli 10 G20 ülkesi 1,3 trilyon dolar, yüksek gelirli diğer 26 ülke 666 milyar dolar, orta gelirli 82 ülke 317 milyar dolar ve yoksul 59 ülke ise 49 milyar dolar ek nakit harcama ve dolaylı destek sağladı.
COVID-19’a yönelik 10,4 trilyon dolarlık küresel ek harcama ve dolaylı gelir destekleri içinde Türkiye’nin payı binde 2 (19 milyar dolar) civarında kaldı.
Araştıma bülteninin tamamına erişmek için buraya tıklayın.