Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ayasofya'nın bir "egemenlik meselesi" olduğunu söyleyerek, "ABD gibi bir ülkenin bunu sorgulaması trajikomik. Neden? Irkçılık var mı Amerika'da, var. Yabancı düşmanlığı, Müslümanlara yönelik saldırılar var mı, var" ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Ayasofya'nın statüsü hakkında da, "Milletimiz ne derse onu yaparız" diye konuştu.
Dışişleri Bakanı, İtalya ile Yunanistan arasında imzalanan Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması'nın "gerçekleri görmek açısından manidar olduğunu" söyledi.
ABD Dışişleri Bakanlığı, birçok ülkedeki dini kısıtlamalar ve azınlıkların durumunu değerlendirdiği Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu'nun (USCIRF) güncellenmiş son halinde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Ayasofya ile ilgili açıklamalarına da yer vererek "Türkiye'de dini özgürlüklerin endişe verici bir boyutta seyrettiği" değerlendirmesinde bulunmuştu.
Çavuşoğlu'nun NTV canlı yayınında yaptığı açıklamalardan satır başları şöyle:
"Ayasofya bir egemenlik meselesidir. Kimse Türkiye'deki dini özgürlükleri tartışmaya açmasın. Geçmişte bizde de sorunlar oldu. Ama son 20 yılda attığımız adımlar oldu. Geçmişte bunu sorgulamaya çalışan, hatta azınlık liderleriyle toplantı yapmak isteyen liderler de oldu. Örneğin Merkel. Amerika gibi bir ülkenin bunu sorgulaması trajikomik. Neden?
Irkçılık var mı Amerika'da, var. Yabancı düşmanlığı, Müslümanlara yönelik saldırılar var mı, var.
Ayasofya'nın tartışmaya açılması, fetihten 567 yıl sonra Türk milleti karşıtlarının Ayasofya'nın kime ait olduğunu tartışmaya açması manidar.
1972 UNESCO Sözleşmesi'ne baktığınız zaman, herhangi bir mülkiyetin tarihi dokusunun korunması farklı bir şey, o mülkiyetin cami veya başka türlü kullanılması ayrı. Bu hazmedememe, kabul edememedir. Önemli olan Türk milleti ne istiyor.
Bir derneğimiz, Ayasofya'nın müze olmasına yönelik Danıştay'a başvurdu. 2 Temmuz'da da Danıştay bunun kararını verecek.
Danıştay'ın kararını bekleyeceğiz. Milletimiz ne derse onu yaparız.
İtalya ve Yunanistan arasındaki anlaşma
İtalya ile Yunanistan arasındaki anlaşma gerçekleri görmek açısından manidardır. Yunanistan yıllardır, adacıkların da kıta sahanlığı olduğunu savunuyor. Biz de tam tersini savunuyoruz. Biz bunu Libya ile anlaşma imzalarken, kıta sahanlığımızın batı sınırlarında buna riayet ettik. Yunan adalarının kıta sahanlığı olamaz dedik, kara sularına saygı duyduk. Yunanistan bunu İtalya ile anlaşma imzalarken kabul etti. Bu anlaşma münhasır ekonomik bölge ile ilgilidir. Kıta sahanlığı ana karadan başlamış. Tıpkı Ege'de ve Doğu Akdeniz'de bizim dediğimizi, İtalya ile anlaşmada kabul etmişler.
Münhasır Ekonomik Bölge ile kıta sahanlığı arasındaki fark nedir? Denizin altındaki zenginlikler için kıta sahanlığı yeterlidir. Denizin içindeki zenginlikler ise münhasır ekonomik bölgeye girer. Bu anlaşma esasen balıkçılıkla ilgiliydi. Bizi ilgilendiren tarafı, Yunanistan yeri geldiğinde böyle esneklikler gösterebiliyor. Biz Yunanistan'a diyoruz ki, üçüncü taraflarla iş tutmak yerine gelin bizimle işbirliği yapın. Bu anlaşma uluslararası hukuk bakımından son derece faydalı bir anlaşma oldu.
Yunanistan, bizim Libya ile yaptığımız anlaşmanın uluslararası hukuka uygun olduğunu tescillemiş oldu. İkincisi burada Yunanistan adalara tam etkinlik vermemiştir. Biz de Yunanistan'ın adalarına tam etkinlik vermedik sadece 6 millik karasularını dikkate aldık. Yunanistan'ın İtalya ile anlaşması bizi memnun eder.
Siyasi kararlar alıp, anlaşmalar imzalıyorlar ama ekonomik olarak uygun olmadığını herkes kabul ediyor. Yunanistan'ın bizimle işbirliği yapması gerekiyor.
"İstikrarlı ve güçlü bir Mısır'a İslam dünyasının da Ortadoğu'nun da ihtiyacı var"
Libya'daki dengeler bakımından, Mısır'la ilişkileri biraz daha gerginleştirdi ama durum Mısır için de geçerli. Mısır için en mantıklısı Türkiye ile işbirliği yapmaktır. Biz darbeye karşıyız, Mısır halkına karşı değiliz. İstikrarlı ve güçlü bir Mısır'a İslam dünyasının da Ortadoğu'nun da ihtiyacı var. Biz sadece darbelere karşıyız.
Kahire'deki ateşkes çağrısı bize göre ölü doğmuştur. Ateşkes iki çatışan taraf arasında olur. Serrac var mıydı burada? Yok. Peki Serrac'ın olduğu ortamlarda Hafter ateşkesi kabul etti mi? Hayır. Biz Serrac ve ekibiyle Moskova'ya gittik, Serrac orada ateşkesi imzaladı. Biz Moskova'da Hafter'in gerçek yüzünü gördük. Berlin'de BM'nin de onayladığı anlaşmayı Hafter reddetti. Gelelim Birleşik Arap Emirlikleri'ne. Siz de Berlin'de vardınız. Orada niye ateşkesi imzalatmadınız mı? Hafter'in her şeyi bunlar. Bunlar destek vermese Hafter yok olur gider.
Hafter bunları reddettiğini ve ülkeye el koyduğunu ilan etti. Sonra ne oldu? Sahada peş peşe kaybetti. Şimdi kaybetmeye başlayınca Kahire'den bir açıklama çıkıyor. Herkesin olduğu bir ortamda, BM çatısı altında silahların susturulmasına gidebiliriz. Hafter, petrol ihracatını engelliyor. Samimi olmadığını ve Libya'nın geleceğinde yeri olmadığını görüyoruz.
Aşiret ve kabile güçlerinin hızlı bir şekilde Serrac tarafına geçiş var. Meşru hükümet sahada giderek güçleniyor.
"ABD'nin Libya'da daha aktif rol oynaması lazım"
Trump'la görüşmede Libya konusu gündeme geldi. Amerika Libya konusunda açıklamalar yapıyor ama sahada yok. ABD'nin burada biraz daha aktif rol oynaması lazım. Bunu konuştuk. Sonuçta da Trump ve Cumhurbaşkanımız, Dışişleri, Savunma Bakanları düzeyinde çalışacağız. Bunları ele alacağız. Konuyu liderlerin seviyesine çıkardıktan sonra iki başkan yine bunu değerlendirecektir. Biraz hızlı adım atmamız lazım.
İlhak tüm dünyanın meselesi
Bu konuda çok çaba sarf ediyoruz. İİT dönem başkanlığı yürütürken, BM Genel Kurulu'na iki önemli karar aldırdık. Bir taraftan İslam dünyası ümmet olarak kararlı duruşumuzu göstermemiz lazım. Dünya genelinde, uluslararası toplum ilhak planlarına karşı. İki devletli çözüm savunuluyor.
Cumhurbaşkanımız, İslam dünyasında birçok liderle ilhak planlarını konuştu. Ben de İİT Dışişleri Bakanlarını toplantıya çağırdım. Bu teşkilat Kudüs için kurulmuştur. Bu görevini yerine getirmelidir. Bu birliği sağlamamız lazım. Sadece İslam dünyasının meselesi değil bu. Tüm dünyanın meselesi. BM, AB ve Rusya'yı da harekete geçirmek istiyoruz.
AB içerisinde bir iki ülkenin itirazı olduğunu öğrenmiş olduk. Onlara yönelik bir çalışmamız da olacak. Rusya'nın ve Güvenlik Konseyi üyesi ülkelerin çaba sarf etmesi gerekiyor. Bireysel çabaların da olduğunu görüyoruz.
İlhak yaparsa da bunun bir karşılığı olacağını İsrail'in de görmesi gerekiyor.
"Suriye'de siyasi sürece ağırlık verilmesi gerekiyor"
İdlib'de gözlem noktalarıyla ilgili durum mevcudiyetini koruyor.
Buradaki zorluğumuz, rejimin ihlallerini sürdürmesi. Bazı radikal gruplar da burada problem çıkarıyor. Burada mutabakatın bozulmaması için iki tarafa da izin vermemek gerekiyor. Lavrov'la da bu konuyla ilgili görüştük.
Siyasi sürece ağırlık verilmesi gerekiyor. Anayasa ekibinin önümüzdeki günlerde toplanacağı bilgisini Lavrov da teyit etti. Rejimin de bu konuda samimi olması gerekiyor. Son toplantıya rejim anayasayla ilgisi olmayan şartlarla geldi. Bu tip şartlarla gelmesinler, sadece anayasayla ilgilensinler.
Türkiye, İran ve Rusya liderlerinin video konferans yoluyla bir araya gelmesi de gündemde.
Seyahat kısıtlamaları
Bu yaz yabancı turistleri ülkemizde güvenli bir şekilde ağırlayacağız. Bunun için alınacak tedbirler alındı. Kriterler belirlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığımız sertifikasyon çalışması yapıyor.
Gelen turistler güven içinde olacak. Dünyada sağlık kapasitesinde en iyisi biziz. Herkesten daha kısa süre içerisinde kontrol altında tuttuk. Ama rehavete kapılmayalım. Kontrolü kaybetmeyelim.
Uçuşlar bazı ülkelerle başlayacak. AB Komisyonu 1 Temmuz'dan sonra açılsın istiyor.