Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, resmi temaslarda bulunmak üzere gittiği Slovenya’nın başkenti Lübliyana’da mevkidaşı Anze Lagor ile görüşerek; AB ile ilişkilerde çok daha olumlu bir havanın hakim olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, Türkiye- AB ilişkilerine yönelik, "Türkiye olarak şunun altını çizmek istiyorum. Her ne kadar üye olmasak da şu anda müzakere eden bir ülkeyiz." açıklamasını yaptı.
Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
"Ziyaretimiz Stratejik Ortaklık Belgesi'nin imzalanmasının 10. yılına denk geliyor. Bu çerçevede, ekonomik ilişkilerin nasıl daha derin hale getirilebileceğini, ikili ticaret hacminin nasıl artacağını konuştuk. İkili ticaret hacmi 2 milyar doları şu anda aştı ancak Türkiye aleyhine bir dengesizlik var ve bunu dengelememiz gerekiyor. Birlikte çalışmamız gerekiyor. Bu konuyu, heyetlerin ve heyet eş başkanlarının önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek olan Karma Ekonomik Komisyon Toplantısı'nda değerlendirilmesi konusunu ele aldık. Bu şekilde malların çeşitlendirilmesi, Slovenya'da daha fazla yatırım yapılması, Türkiye'de daha fazla Sloven yatırımının gerçekleşmesi konularının ele alınabileceğini değerlendirdik”
"Üye olmasak da müzakere eden bir ülkeyiz"
“Türkiye olarak şunun altını çizmek istiyorum. Her ne kadar üye olmasak da şu anda müzakere eden bir ülkeyiz. Bu çerçevede bu öncelikleri destekleyeceğimizi ifade etmek istiyorum. Slovenya ile olan yakın iş birliğimiz Batı Balkanlar'daki refah ve barışa katkıda bulunuyor” ifadelerine yer verdi.
Çavuşoğlu, Suriye, Libya krizlerinin yanı sıra ve Afganistan’daki yeni gelişmeler hakkında da fikir alışverişinde bulunulduğunu belirtti.
"AB ile ilişkilerimizde çok daha olumlu bir hava hakim"
Bakan Çavuşoğlu, Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ile AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'ın 6 Nisan’da Türkiye’ye yaptıkları ziyarette protokol krizinin görüşmeleri gölgelediğini, ancak AB ile ilişkilerde çok daha olumlu bir havanın hakim olduğunu söyledi.
"İslamafobi ile birlikte mücadele edeceğiz"
"İnsan hakları konusu hem AB kurumlarında hem de üye ülkelerde öncelikli konu olmaya başladı, çünkü üye ülkelerde bu alanda sorunlar oluşmaya başladı. Birçok Batı ülkesinde İslamofobik ve anti-semitik saldırıların artışta olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda sığınmacılar ve azınlıkların da hakları ihlal ediliyor. Bununla hep birlikte mücadele etmeliyiz.”