Krizde en kötünün geride kaldığını söyleyen Eczacıbaşı Yatırım ekonomisti Erkin Şahinöz, 1.5 yıl beklemeyi göze alan yatırımcıların dip yapan hisseler için 7-8 yıl boyunca bulunamayacak bir fırsat yakalayabileceklerini söyledi.
Yılbaşından bu yana TL karşısında yüzde 40'a yakın değer kazanan dolardaki yükselişin sonuna gelindiğini söyleyen Eczacıbaşı Menkul Değerler Başekonomisti Erkin Şahinöz, "Dolar bir daha bu seviyeye gelmez. Dolar 1.50 TL'ye doğru burun kıvıracak" açıklamasını yaptı. Referans gazetesine yaptığı değerlendirmelerde dolardan YTL'ye geçmek için olağanüstü bir fırsat olduğunu kaydeden Şahinöz, kurun 1.50-1.70 TL bandında altı ay dalgalanacağını ve 1.50'ye doğru iniş yapacağını söyledi. Borsalarda da dip seviyenin göründüğünü kaydeden Şahinöz, bir daha hiç kimsenin 7-8 yıl boyunca bu seviyeleri göremeyeceğini belirterek, hisse senedine yatırım yapmanın zamanının geldiğini belirtti.
2002-2006 yılları arasında ABD Merkez Bankası'nda (FED) hem Alan Greenspan, hem de Ben Bernanke ile çalışma fırsatı bulan Şahinöz, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) için 21.000-22.000'nin, Dow Jones'ta da 6.500-6.800 bandının dip seviyeleri olduğunu ifade etti. Şahinöz, "Hem Amerika'da, hem Türkiye'de uzun vadeli düşünen yatırımcılar için bunlar kaçmaz fırsat. Bu hisseleri aldıktan sonra 1.5 yıl unutacaklar. Çünkü bu çalkantıya herkesin midesi dayanmaz. İnsanı kusturtacak kadar sert çalkalanmalar bunlar. Ancak 1.5 yıl sonra kazanç sağlamak mümkün" diye konuştu.
Dolar 1.80 üzerinde kalmaz
Dolarda geçen hafta başlayan yükselişi, yurtdışı piyasalardaki sert satış dalgasının bir yansıması olarak değerlendiren Şahinöz, Türkiye'nin dış finansman açığı gibi kırılgan bir yapısı olduğunu ancak bunun, "Türkiye yabancılar tarafından cezalandırılıyor, dolayısıyla kur bu yüzden yukarı gidiyor" şeklinde değerlendirilmemesi gerektiğini söyledi. Şahinöz, "Yükseliş ve düşüşler tamamen global piyasalara paralel hareket ediyor" diye konuştu. Şahinöz, dolar kurunda TL bacağının dış piyasadaki toparlama ile rahatlayacağını belirterek, kısa vadede euronun da değer kazanacağını ve Euro/dolar paritesinin de kısa vadede 1.33'lere doğru yükselme olasılığının yüksek olduğunu kaydetti. Hem dış piyasalardaki toparlanma, hem de doların euroya karşı değer kaybetmesinin çift taraflı kuru aşağı iteceğini dile getiren Şahinöz, "Kurun 1.80 TL'nin üzerinde kalıcı olacağına hiç ihtimal vermiyorum. Hatta önümüzdeki haftalar içinde kurun aynı hızda geriye çekilecek ve 1.70'lere kadar gerileyecek" dedi.
'En kötü' geride kaldı
Libor faizleri ile FED'in faizleri arasındaki makasın daraldığını söyleyen Erkin Şahinöz, bu makasın geçen sene zirve yaptığı noktaların çok altında olduğunu, bu yüzden de kredi piyasalarında en kötünün geride kaldığını söyledi. Ancak iyileşmenin arzulanan ölçüde olmadığını ifade eden Şahinöz, Türkiye'nin krizden çıkışının 2010 yılının başını bulacağını belirtti. Amerikan ekonomisinin üçüncü çeyrekten itibaren toparlanmaya başlayacağını kaydeden Şahinöz, bunun Türkiye'ye ilk olumlu yansımasın da 2010 yılının başını bulacağını ifade etti.
"Amerika toparlamadan Avrupa, Avrupa toparlamadan da Türkiye toparlamaz" diyen Erkin Şahinöz, şöyle konuştu: "Şu an yaşanan kriz iki bacaklı bir kriz. İki negatif faktör yan yana geldiğinde çarpan etkisi yaratıyor: Kredi piyasalarındaki sıkışıklık ve bunun tetiklediği reel sektör. Bundan kurtuluş için önce Amerika'nın toparlanması lazım. Bizim işimizi görecek kadar toparlansın yeter. Bu da ikinci bacakta reel sektörü toparlar."
Altın 1.000 doları görmez
Erkin Şahinöz, kriz döneminde en fazla kazandıran yatırım aracı altının ise 2009 yılında kaybettireceğini kaydetti. 1 ons altının bir daha 1000 dolar seviyesini görmeyeceğini belirten Şahinöz, bunun nedenlerini ise şöyle sıraladı: "Doların değer kazandığı dönemlerde altın geriler. Altın enflasyon baskısının olduğu dönemlerde değer kazanır. Ancak şimdi eksi enflasyonlara gidiyoruz. Yabancılar böyle bir ortamda altın almaz. Kredi piyasalarında ise en kötü de geride kaldığı için bu da altını negatif etkiler."
Düşük de olsa 'duman' olma riski
Türkiye açısından en önemli risk faktörünün dış finansman açığı olduğunu belirten Erkin Şahinöz, çok düşük olmasına rağmen dünyada hala önemli risk faktörlerinin olduğunu da söyledi. "Rusya'ya bir şey olursa, Doğu Avrupa'daki ülkeler moratoryuma giderse Türkiye piyasaları da duman olur" diyen Şahinöz, şu değerlendirmelerde bulundu: "Böyle bir risk var. Kim derdi ki Citi hisseleri 1.5 dolara düşecek. Bunu tahmin edemezdik. Yarın Macaristan'ın moratoryum ilan etmeyeceğini kimse söyleyemez. Bunlar gerçekleşirse Türkiye piyasalarını eşdeğer ölçüde dağıtır. Ancak bu riskler çok düşük".
IMF bizi krizden olumlu ayrıştırır
Türkiye'nin diğer gelişmekte olan ülkeler arasında kötünün içinde iyi olduğunu belirten Erkin Şahinöz, ne kadar gecikmiş de olsa Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yapılacak anlaşma umudunun halen piyasalarda fiyatlandığına dikkat çekti. Şahinöz, "IMF ile anlaşma Türkiye'yi, ileriki dönemlerde dünyada satış dalgaları yaşanırken, olumsuz yönde ayrıştıracak nedenleri ortadan kaldırır. Dünya ne kadar satıyorsa bizde de o kadar satış olur. Ama Amerika yüzde 2 düştüğünde Türkiye yüzde 10 düşmez" diye konuştu. Türkiye'nin 2009'da dış finansman açığı olacağının altını çizen Şahinöz, IMF ile anlaşmanın bir ihtiyaç değil zorunluluk olduğuna dikkat çekti.
Mark Mobius: Krizde dibi bulduk alım zamanı geldi
Gelişen piyasalarda 20 milyar doları yöneten fon gurusu Mark Mobius, dibin göründüğünü ve ilk alıma geçilmesi gereken piyasaların Mısır ve Türkiye olduğunu söyledi. Newsweek dergisi ise kapağında bas bas "Alıma geçin" diye bağırıyor. 2009 sonunda gelişen piyasa borsalarının yüzde 20 yükseleceği, ekonomilerin yüzde 3 büyüyeceği iddiaları var.
2007 yazından bu yana sert satış yiyen, en son ekim ayında sert bir dip yapan küresel piyasalarda artık alıma geçmenin vaktinin geldiği, "dibin görüldüğü" iddia ediliyor. Dünya çapında özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalarda yüklü yatırımları bulunan piyasa gurusu ABD'li fon yöneticisi Mark Mobius'tan Newsweek dergisine kadar yatırımcıları etkileme gücüne sahip bir çok kaynaktan "Ayı piyasası sona ermek üzere, alıma geçin" mesajları gelmeye başladı. Üstelik Mobius ilk alıma gidilmesi gereken piyasaların başında krizde gelişmekte olan piyasalarda en büyük darbeyi yiyen Mısır ve Türkiye'yi gösteriyor. Son döneme kadar, özellikle de Doğu Avrupa ekonomilerinde yaşanan çalkantıların, artan iflas ihtimallerinin ardından genel kanı gelişmekte olan piyasalardaki iyileşmenin en az 2010'un sonunu bulacağı yönündeydi. Dahası, ABD ve Avrupa toparlanmaya başlarken gelişmekte olan piyasaların krizin etkisini yeni yeni ve daha sert hissetmeye başlayacağı, toparlanmalarının gelişmiş piyasalardan sonra gerçekleşeceği düşünülüyordu. Şimdi ise tam tersi yönde sesler yükselmeye başladı. Templeton Fon Yönetimi'nin kurucusu olan Mobius'a göre 2009 yılı bitmeden gelişmekte olan piyasalarda borsalar yüzde 20 değerlenecek yani bu piyasalar gelişmiş piyasalardan çok daha hızlı iyileşecek. Newsweek dergisinin bu haftaki kapağında ise büyük harflerle "Ayılara inanmayın, satın alın" deniyor.
Aşırı kötümserlik dip sinyali demek
Mobius, dün Reuters haber ajansına verdiği demeçte 2009'da gelişmekte olan ülke hisselerinde yüzde 20 artış potansiyeli gördüğünü, yatırımcıların çok kötümser olduğunu, bunun da yavaş yavaş hisse alımına başlama zamanı geldiğine işaret ettiğini belirtti. Mobius, Latin Amerika ve Asya'nın iki favori bölgesi olduğunu, Çin ve Brezilya'nın ise en çok şans verdiği ülkeler olduğunu vurguladı. Ünlü fon yöneticisine göre Mısır ve Türkiye krizde en çok zarar gören ülkeler arasında yer alıyor. Doğu Avrupa ülkelerinde ise tam bir felaket yaşanıyor.
Krizde dibe vurulduğunun ilk sinyallerinin geldiğine işaret eden Mobius'un fonu, yaklaşık 20 milyar dolarlık gelişmekte olan ülke varlığını yönetiyor. Templeton'ın yönettiği toplam varlık miktarı ise 377 milyar dolar. "Gözle görülür bir dibe yaklaşıyoruz ve çok dikkatli olmamız gerekiyor. Çünkü bu süreçte elimizde çok fazla nakitle kalıp çok avantajlı alımları kaçırırsak yatırımcılarımızla başımız belaya girer" diye konuşan Mobius, piyasa oynaklığının sona ermeyebileceğini ancak bunun yerine piyasada dibin geleceğini belirtti. Latin Amerika'da şirketlerin en kötü senaryoya hazırlanırken müşteri siparişlerinin halen gelmeye devam ettiğine dikkat çeken Mobius, durumun fena olmadığını sadece yavaş bir ilerleme kaydedildiğini vurguluyor. Öte yandan önceki gün açıklanan verilere göre Brezilya'da ekonomik büyüme 2008'in son çeyreğinde yüzde 3,6 çakılarak son 10 yıl içindeki en kötü performansını kaydetti.
Gelişmekte olan ekonomilerin büyümek için gelişmiş piyasalara bağlı olduğunu ancak onlardan daha hızlı bir toparlanma sürci göstereceğine inandığını belirten Mobius, bu yıl için gelişmekte olan ekonomilerde yüzde 3'lük bir büyüme öngörüyor. ABD'de artan para arzının satın alma gücünü de beraberinde getireceğini savunan Mobius, bunun dolaylı etkisi olarak da gelişmekte olan piyasalara para gireceğini düşünüyor. MSCI gelişmekte olan piyasalar endeksi 2008 yılında yüzde 54,48 oranında düştü. Bir yıl içinde ise endeks yüzde 9,46 değer kaybetmiş, ama kara ekimde 4 yılın dibini gördükten sonra yüzde 15'in üzerinde yükselmişti. "Her yerde inanılmaz bir kötümserlik var, bu genellikle dibi geçtiğimizin en iyi sinyalidir. Küresel anlamda kötümserliğin yayıldığı nokta hisse alımına geçmek için en iyi zamandır"diyen Mobius'un bu görüşünü Newsweek'in analizi de destekliyor.
Ralli için iyi habere gerek yok
ABD'de izlenen mali teşvik programları sayesinde bu yılın ikinci ve üçüncü çeyreklerinde büyüme oranının yüzde 4 daha artacağını savunan Newsweek, hisselerin aşırı derecede ucuzladığını, S&P 500 endeksinde fiyat/kazanç rasyolarının 9 kat arttığına dikkat çekiyor. 2000'deki teknoloji balonu öncesinde bu oranın 20 kat oldunu yazan Newsweek, aynı oranın 2007'nin sonbaharında kriz patlak vermeden önceki dönemde 15 kat olduğunu belirtti. "Piyasalarda dibin bulunduğunun işareti, kötümserliğin maksimum seviyeye ulaştığı noktada ortaya çıkar" diyen Newsweek, piyasaların ralliye geçmesi için iyi haberler gelmesi gerekmediğini, sadece piyasada fiyatlanan kötü haberlerden daha az kötü haberlerin gelmesinin piyasalarda alıma geçmek için yeterli olduğunu yazdı.