Anadolu Ajansı, TMK savcıları Adem Özcan ve Adnan Çimen'in emri ile yapıldığı öne sürülen dinlemeler kapsamıdna santralinin dinlendiği iddiaalarına ilişkin açıklama yaptı. Yazılı yapılan açıklamda, "Türkiye Cumhuriyeti'nin köklü ulusal haber ajansına ve çalışanlarına yönelik asılsız ve hukuk dışı suç isnatlarına karşı her türlü hukuki yola başvurulacaktır" denildi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında yaptığı açıklamalarda dinleme iddialaını doğrulamış, dinlenen telefon numaraları arasında Anadolu Ajansı'nın santraline ait numaranın da bulunduğunu teyit etmişti.
Anadolu Ajansı'nın açıklaması, ajansın internet sitesinde haberleştirildiği şekliyle şöyle:
Anadolu Ajansı'dan, "paralel yapının" telefon dinleme iddialarına ilişkin açıklama yapıldı.
Açıklamada, "paralel yapı"nın dinleme iddiasına ilişkin savcılığa suç duyurusunda bulunulacağı belirtilerek, "Türkiye Cumhuriyeti'nin köklü ulusal haber ajansına ve çalışanlarına yönelik asılsız ve hukuk dışı suç isnatlarına karşı her türlü hukuki yola başvurulacaktır" denildi.
Anadolu Ajansı'ndan kamuyuna yapılan açıklama şöyle:
''Yeni Şafak ve Star gazetelerinde bugün yayımlanan ve Çağlayan Adliyesinde Terörle Mücadele Kanunu kapsamında yürütülen “2011/762 nolu dosya kapsamında”, Anadolu Ajansı (AA) santral telefonlarıyla, Genel Müdür Kemal Öztürk, Genel Yayın Yönetmeni Ömer Ekşi, Yönetim Kurulu Üyesi Mücahit Küçükyılmaz, Türkiye Haberleri Yayın Yönetmeni Ertuğrul Cingil, Yeni Medya Editör Vekili Behçet Güngör, Ortadoğu ve Afrika Haberleri Yayın Yönetmeni Turan Kışlakçı, ajans avukatı Şerife Gül Arıman, Ekonomi Muhabiri Tamer Toğanaş’ın dinlendiği iddia edilmektedir.
Anadolu Ajansı öncelikle konuyla ilgili Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne başvuru yaparak kurumun, Genel Müdür ve kurum çalışanlarının, hangi tarihten itibaren dinlendiği, dinleme kararı olup olmadığı hususunda Bilgi Edinme Kanunu Kapsamında bilgi talep etmiştir.
Ayrıca cumhuriyet savcılığına konuyla ilgili bilgi talep eden bir dilekçe verilmiştir. Bu dilekçede üç yıldır devam ettiği iddia edilen söz konusu dinlemelerle ilgili hak kaybı yaşamamak adına basına yansıyan bu soruşturmanın içeriğiyle ilgili 4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu gereğince, suç işleyenler hakkında yapılacak başvurular mahfuz kalmak üzere, bilgi talep edilmiştir.
Ayrıca dinleme iddiasına ilişkin Haberleşmenin Gizliliğinin İhlal Edilmesi, Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması, Özel Hayatın Gizliliğinin İhlal Edilmesi, Hukuka Aykırı Olarak Kişisel Verilerin Kaydedilmesi suçları kapsamında savcılığa suç duyurusunda bulunulacaktır.
Terör Örgütü İddiasına İlişkin Suç Uydurma Suçu ve iftira kapsamında da ayrıca suç duyurusunda bulunulacaktır. Delillerin ve şüphelilerin ortaya çıkması sonrasında ise iddiaların tahkik edilmesi ve doğru çıkması durumunda ilgililer hakkında HSYK'ya suç duyurusunda bulunulacak ve maddi-manevi tazminat davası açılacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin köklü ulusal haber ajansına ve çalışanlarına yönelik asılsız ve hukuk dışı suç isnatlarına karşı her türlü hukuki yola başvurulacaktır."