TİB Başkanvekili Osman Nihat Şen, milletvekillerine yasadışı dinlemeleri önlemek için eski tip, akıllı olmayan cep telefonu kullanılmasını ve telefonun kimseye dokundurulmamasını önerdi.
TBMM Yasa Dışı Dinlemeleri Araştırma Komisyonu Başkanı Zeyid Aslan, TİB Başkanvekili Osman Nihat Şen'in komisyona yaptığı sunuma ilişkin bilgi verdi.
Buna göre, komisyonda milletvekillerinin ''Dinlendiğimizi nasıl anlarız? Konuşurken telefondan cızırtılar geliyor?'' sorusuna Şen, ''Telefonla dinlendiğinizi bu tür şeylerle tespit etmeniz kesinlikle mümkün değil, çok temiz dinleniyor hiçbir cızırtı yok. Sesti, mandaldı, aradaki birtakım kesilmelerdi... Bunlar dinlemeyle ilgili konular değil'' dedi.
Şen dinlemeye karşı milletvekillerine, ''eski tip klasik, akılsız telefon cep telefonu'' kullanmalarını önerdi, kendisinin de kullandığı bu tip bir telefonu milletvekillerine gösterdi.
Milletvekillerinin dinlenip dinlenmediğine, böyle bir endişesinin olup olmadığına yönelik sorusu üzerine de Şen, bilgisayarcı olduğunu ve bu işlerin nasıl yapıldığını bildiğini dile getirdi. Şen, bu yüzden eski tip telefonu tercih ettiğini kaydetti.
TİB Başkanvekili Şen, milletvekillerine, telefonlarını kimseye dokundurmamalarını da önerdi, yasa dışı dinleme yapan kişilerin bu telefonlardan kendilerine mesaj attığını ve dinleme programını telefona yüklediğini söyledi.
AKP Tokat Milletvekili Aslan komisyon olarak yasa dışı dinlemeleri tespit etmelerinin mümkün olmadığını ifade ederek, ''Yasal olmayan bir şeyi Emniyet, MİT tespit edememiş, ben nasıl burada, komisyonda tespit edeceğim. Biz ağırlıklı olarak kurumsal yapılar içinde suisttimal yoluyla dinleme var mı, ona bakacağız. Resmi dinleme içinde, suça ilişkin şeylerin dışında, senin özel hayatını da mahkeme dosyasına koyuyorlar. Bizim belki önüne geçeceğimiz ya da üzerinde çalışacağımız konu, daha çok yargı kararıyla yapılan dinleme ve izlemeler olacak'' diye konuştu.
25 bin dinleme kararı geri çevrildi
Aslan, TİB'in, mahkemelerden gelen 25 bin dinleme kararını kanunun şekli şartlarına uymadığı için geri çevirdiğini söyledi.
GSM şirketlerinin konuşma kayıtlarını saklayıp saklamadığı konusunun Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'na (TİB) sorulduğunu belirten Aslan, şirketlerin bu kayıtları ancak gayriresmi saklayabileceklerini kaydetti. Aslan, bunlarla ilgili cezai müeyyidelerin çok ağır olduğuna işaret etti.
Bu denetimi TİB'in yaptığını kaydeden Aslan, şöyle devam ediyor:
''Onlar yapabildiklerini söylüyorlar ve özellikle de teknik ağlarının çok güvenli olduğunu ifade ediyorlar. Ben kanaat getirdim. TİB Başkan Vekili'nin kullandığı telefon numarasıyla ilgili mahkemeden TİB'e yazı gelmiş. Adamın kendisiyle telefon numarasıyla ilgili gelen bilgiden dahi haberi yok. Karakola çağrıldığını öğreniyor. O kadar güvenli bir sistem var. Şunun yaptığını bunun, bunun yaptığı şunun bilme şansı yok. Sistemin güvenliği çok iyi sağlanmış. GSM şirketlerinin bunları muhafaza etme, depolama, kayıtları saklamasının teknik olarak mümkün olmadığını ifade ediyorlar.''
Dinleme cihazlarına çok kolay ulaşıldığına dikkati çeken Aslan, gündemlerindeki en önemli konulardan birinin de bu olacağını söyledi. Aslan, dinlemeyi önlemek için kriptolu telefon kullanılabileceğini ama bunun için TİB'den ruhsat alınması gerektiğini ifade ederek, ''İnsan güvenliğini sağlayacak şeyi kullanmak için ruhsat veriyorsunuz da dinleyicilere niye ruhsat vermiyorsunuz ' TİB, 'şu anki yasal mevzuatta böyle bir düzenleme yok' diyor. Ama bunun olması gerekiyor. Bizim süreç içerisinde belki komisyonumuzun önerilerinden olacak, belki bu kanuna dönüştürülecek. Bu tür cihazların satışı belli denetimlere tabi tutulacak, belki ruhsat olacak'' diye konuştu.
Dinleme cihazlarına ruhsat getirilmeli
Bununla ilgili şu an hiçbir denetimi olmadığını vurgulayan Aslan, şöyle devam etti:
''Dinleme cihazlarını istediğiniz yerden alabilirsiniz. Hatta internete girin her yerde reklamları var. Bunların tespiti çok zor. Bu tür cihazlar belli ruhsat numaralarına bağlanmalı. Bunlardan yapılan çekimlerin tespiti teknik olarak mümkün müdür? Kafamda olan şeylerden biri süreç içinde bunu da araştırtmak. Çok mümkün olmadığını zannediyorum ama teknolojik olarak böyle bir imkan mümkünse bunları numaralandırılıp ruhsata bağlamak ve kimde varsa... Bir de 'sen bu cihazı alıyorsun bir dakika kardeşim ne yapacaksın, senin mesleğin ne, yaptığın iş ne, bunu nerede kullanabilirsin' diye sormak lazım. Şimdi silah alıyoruz, 'silahı ben şu şartlarda, şu şartları taşıyan insanlara veririm, onun dışındakilere vermem' diyor. Burada da benzer birtakım yöntemler olabilir.''
Aslan, akıllı cep telefonlarının hepsinin hem dinleme hem görüntü için en büyük tehlike olduğunu belirterek, ''Hiçbir şeye gerek yok. Cep telefonları çok yoğun kullanılabiliyor. Cep telefonları aracılığıyla dinleyebilmek daha kolay. Mesaj atıyor, dinliyor, içine bir sistem koyuyor, dinliyor'' dedi.
Kendisinin de eski tip telefon kullandığını ifade eden Aslan, bunu bilinçli yapmadığını, dokunmatik telefonu kullanamadığı için tercih ettiğini söyledi.
Milletvekillerinin dinlenip dinlenmediğine ilişkin Aslan, şunları söyledi:
''Sen beni araştırmazsın. Ben terör örgütünün mensubu dahi olsam sen beni araştıramazsın. Araştırman için Meclis'ten benim yasama dokunulmazlığımın kaldırılmasını istemen lazım. Kaldırılır, yaparsın. Yoksa araştıramazsın. Bizim zaten endişemiz yasalardaki bu hükümlere rağmen bazı insanların başka isimler adı altında dinlenildiği kuşkusu var. Bu kuşkuyu gidermek lazım. Bunu Meclis'te gideremezsen toplumda hiç gideremezsin. Çünkü Meclis'teki adam tatmin olacak ki o gidecek toplumu rahatlatacak. Bizim de niyetimiz oradan başlamak.''