Gündem

Dink davasında yargılanan eski Emniyet İstihbarat Başkanı: Teşkilat halen cemaatten korkuyor

Mahkemeye mektup gönderen Hanefi Avcı: Dosya üzerinde provokasyon yapılıyor

11 Ağustos 2016 18:32

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yeniden görülen davaya devam ediliyor. Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yeniden görülen davanın dördüncü duruşması üçüncü celsesinde eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın mektubu okundu. Avcı "Dosya üzerinde provokasyon yapılıyor" derken, Emniyet İstihbarat eski Daire Başkanı Sabri Uzun ise "Teşkilat hala cemaatten korkuyor" dedi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın dördüncü duruşmasının üçüncü celesesinde tutuklu sanıklar dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer ile tutuksuz sanıklar olan dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, Trabzon İstihbarat amirlerinden Özkan Mumcu, Trabzon İstihbarat Şube amirlerinden Ercan Demir, İstanbul eski Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Emniyet İstihbarat eski Daire Başkanı Sabri Uzun'un yanı sıra polis memurları Onur Karakaya ve Mehmet Ayhan mahkemede hazır bulundu.

Yasin Hayal, Ogun Samast ve polis memuru Muhittin Zenit'in tutuklu bulundukları cezaevlerinden SEBBİS aracılığı ile katıldığı duruşmada, Dink ailesi avukatları ve sanık avukatları yer aldı.

 

Avcı: Dosya üzerinde kışkırtma yapılıyor

 

Bianet'ten Elif Akgül'ün haberine göre, duruşmanın başında eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın mahkemeye gönderdiği mektubu okundu. Avcı mektubunda, sanıklardan Zenit'in tahliye olduktan sonra Uzun'un yanına gittiği, bunun üzerine Avcı'yı arayarak “Beni tutuklatmayın mağdurum” dediğini yazdı. Avcı'nın mektubundaki ifadeler şöyle:

“...Müdürüm yapmayın ben çok zorluk çektim. Onların içinde kaldım (cemaat mensubu olan tutukluları kastederek). Önce ajansın dediler, sonra bana yöneldiler. Ne olur beni tutuklatmayın, mağdur oldum...

Avcı mektubunda, Zenit'e “Bunu kim söylediyse alçaklık etmiştir” diyerek olayı iddiayı inkâr ettiğini, kimin bunları Zenit'e söylediğini sorduğunu ancak isim öğrenemediğini aktardı. Avcı mektubunda “Dava dosyası üzerinde birileri provokasyon yapmak istiyor” ifadelerini kullandı.

Mektubu okuyan Mahkeme Başkanı, Zenit'e yazılanların doğru olup, olmadığını sordu. Avcı ile telefonda konuştuğunu kabul eden Zenit, ancak içeriğinin bu şekilde olmadığını söyledi. Avcı'nın mektubunun gerçeği yansıtmadığını söyleyen Zenit, cezaevinde her yerde Cemaat polislerinin tutuklu olduğunu ve onlardan baskı gördüğünü belirtti.

 

Uzun: Teşkilat hala cemaatten korkuyor

 

Zenit'in ardından söz alan Uzun ise mektubun içeriğini doğruladı. “Muhittin Zenit” isim vermedi diyen Uzun “Adam ürkmesi at ürkmesine benzemiyor. Teşkilatın tamamı cemaatten ürkmüş. Bir şey biliyor ama söylemiyor” diye konuştu.

Yeniden söz alan Zenit de "Cemaatten korkmadığım için, onlar benden korktuğu için buradayım. Benim korktuğum, saklandığım bir şey yok" dedi.

Mahkeme başkanı ise Uzun'a “İfade verenler hala bilgi mi saklıyor diyorsun?” sorusu üzerine Uzun “Evet, cemaatin yeniden güçlenmesinden korkuyorlar” dedi.

 

Yılmazer: Cemaat hakkında olumlu rapor yazmam için telkinde bulundular

 

Duruşmada Yılmazer de Uzun'a soru sordu. Uzun'un üç dönem İstihbarat Daire Başkanlığı yaptığını belirten Yılmazer, “Uzun yıllar görev yaptım, sağ gruplar, tarikat ve dini gruplardan sorumluydum. Gülen cemaati üzerine de çalıştım. Uzun, tüm daire başkanlığı görevi boyunca bana bu konuda [Cemaat hakkında] talimat verdi mi vermedi mi? Yılmazer “Devamli fethulah gülen cemaatinin lehinde raporlar yazmam yönünde telkinler olmuştur” diye ekledi.

 

Mumcu: Askerdeydim

 

Duruşmada Trabzon İstihbarat amirlerinden Özkan Mumcu'nun savunmasına geçildi.

Mumcu savunmasının başlangıcında, cinayetten altı ay önce 20 Temmuz 2007'de askere gittiğini, silahını teslim edip memuriyetten ayrıldığını ve cinayetten 20 gün sonra görevine döndüğünü belirterek “Cinayet ben askerdeyken işlendi. Ben görevli olmadığım bir dönemde işlenen bir cinayette görevini kötüye kullanmaktan yargılanıyorum. Bunun için 15 ay hapis yattım” dedi.

 

"Ogün Samast’ın tetikçi olduğu bilgisi bana gelmedi"

 

Cinayet öncesi dönemde Trabzon Emniyet İstihbarat Dairesi şubesinde polis memuru olarak görev yapan Özkan Mumcu savunmasını tamamladı.

Agos’tan Uygar Gültekin ve Gözde Kazaz’ın haberine göre, Mumcu, savunmasında cinayet öncesinde tetikçinin Ogün Samast olduğu konusunda bilgi gelmediğini iddia etti.

Mumcu, Dink cinayetinde Ogün Samast’tan önce tetikçi olarak ismi geçtiği halde raporlara girmeyen Zeynel Abidin Yavuz’la ilgili olarak bilgisi olmadığını savundu, “Zeynel Abin Yavuz hususu Nisan-Mayıs 2006 tarihlerine tekabül ediyor. Ben 20 Mayıs 2006’da temel istihbarat kursundan döndüm, bana intikal eden bir bilgi yok” dedi.

Erhan Tuncel önceki ifadelerinde, cinayet öncesinde internetten çıkartılarak Zeynel Abidin Yavuz’a verdiği fotoğrafları sonrasında Trabzon İstihbarat’tan iki memura verdiğini, bunlardan birinin Özkan Mumcu olduğu söylemişti. Mumcu, Savcı Gökalp’in iddianamesine de yansıyan bu suçlamayla ilgili “Bana verilmiş bir fotoğraf yoktur” dedi.

Savunmanın ardından Özkan Mumcu'nun çapraz sorgusuna geçildi.

Mahkeme Başkanı'nın Erhan Tuncel'le yapılan görüşmelere ilişkin neden F3 raporu tanzim edilmediği sorusuna Mumcu, "Somut bir şey yoktu" cevabını verdi.

Mahkeme heyeti, Zeynel Abidin Yavuz'un raporlara neden geçmediği ve Engin Dinç'in Erhan Tuncel'i makama çağırmasına ilişkin sorular da sordu.

Dink cinayeti davası yarın müdahil avukatların sorgusuyla devam edecek.