Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davada tanıklar şok iddialarda bulundu. Ayrıca tutuklu sanıklardan Ogün Samast'taki büyük değişim göze çarptı. İki yıl öncesine göre kilo alan Samast'ın bıyık bıraktığı da görüldü.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davanın 9. duruşması yapıldı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar Ogün Samast, Ersin Yolcu ve Ahmet İskender ile tutuksuz sanık Mustafa Öztürk katıldı. Hrant Dink'in eşi Rakel Dink ve kızı Delal Dink de duruşmada hazır bulundu. Bir önceki celse, yumruklaştıkları için mahkemenin bu duruşmaya getirilmemeleri kararı aldığı Erhan Tuncel ve Yasin Hayal duruşmada bulunmadı. Ayrıca duruşmayı Paris Barosu'ndan avukatlar ve milletvekili Ufak Uras da izledi.
Duruşmada cüppe krizi
Duruşma avukat cüppesi kriziyle başladı. Bazı avukatlar duruşmaya "barodaki cüppeler bittiği için'' cüppesiz katılmak isteyince Mahkeme Başkanı Erkan Canak "Cüppesiz almam" dedi. Avukatlar, "Adliyede çok duruşma varmış. Baroda cüppe kalmamış" deyince Mahkeme Başkanı duruşmaya gözlemci olarak katılan Paris Barosu'ndan avukatları kastederek, "Fransa'dan avukat gelmiş cüppeli, sizin cüppeniz yok" diye tepki gösterdi. Bunun üzerine söz alan müdahil avukatlarından Bahri Belen, "Arkadaşlarımız cüppesiz otursun. Ancak söz alırken biz cüppelerimizi onlara verelim" diye öneri sundu. Mahkeme Başkanı'nın Belen'e yönelik "Olmaz, burası gardırop mu?" sözleri ise salonda gülüşmelere neden oldu.
'Bıyık da bırakmışsın'
Mahkeme Başkanı cüppe krizinin ardından dosyaya gelen evrakları okudu. Daha sonra Başkan Erkan Canak, Ogün Samast'a seslenerek "Bıyık da bırakmışsın" dedi. Başkan Canak daha sonra, "İki duruşmadır yoksun. Sana o tutanakları okusam çok uzun sürer. O yüzden sana tutanakları göndereceğiz" diye konuştu. Samast ise hasta hasta geldiğini söyleyerek "Hastaneye gidecektim, buraya geldim" dedi. Mahkeme Başkanı'nın "İyi, aferin'' dediği sırada, müdahil avukatlarından Arzu Becerik de "Hastaya benzemiyor" diye tepki gösterdi. Samast da, "Bana laf sokmayın, çok fena sokarım'' diye bağırdı. Mahkeme Başkanı ise "Birbirinize laf atmayın" dedi.
Tanıklar dinlendi
Duruşmada, daha sonra Silivri Cezaevi'nde başka suçlardan tutuklu olan ve mahkemeye gönderdikleri dilekçede "Hrant Dink suikasti ile ilgili önemli bilgi vermek istiyoruz'' diyen Volkan Eryeli, Şinasi Şentürk, Veli Halis Çelik, Orçun Cürek ve Adil Orhan tanık olarak dinlendi. Silivri Cezaevi'nde adam öldürmek suçundan tutuklu olduğunu belirten Volkan Eryeli, sanıklardan kimseyi tanımadığını kaydetti.
Cezaevindeki koğuşlarına 6 önce Ertuğrul Balcı adli bir kişinin geldiğini ifade eden Eryeli, bu kişinin Emniyet Müdürü Şükrü Balcı'nın oğlu olduğunu söylediğini anlattı. Ertuğrul Balcı'nın kendilerine "Bu cinayeti Ogün Samast'ın işlemediğini ve kendisinin bildiğini'' söylediğini belirten Eryeli, "Bizim koğuşun sorumlusu bu durumu mahkemeye bildirmemizi söyledi. Biz de mahkemeye dilekçe gönderdik'' dedi. Müdahil avukatlarından Bahri Belen'in "Ogün'ün suçu işlemediğini nereden anlamış?'' sorusuna Eryeli, "Kendisi Başbakan'ın danışmanıymış. Şükrü Balcı'nın oğluymuş. Kendisi cinayetten yargılanıyordu. Daha önceden tanımıyordum'' diye cevap verdi.
Dinlenen tanıklardan Şinasi Şentürk, Ertuğrul Balcı'nın koğuşlarına geldiğini ifade ederek, "Ben onun bilgilerini size anlatacağım. Davayla ilgili duruşmaların haberlerin yayınlandığı sırada, Dink suikastinde tetikçinin başka biri olduğunu, kendisinin vakıf olduğunu söylemişti. Aslında itibar edilmezdi. Ama üst düzey insanlarla irtibatı vardı. Daha sonra bu dilekçeyi veren arkadaşların tamamı o koğuştan alındı" dedi.
'Cinayetten Cerrah'ın haberi vardı'
Tanık Veli Halis Çelik de "Eski İstanbul Emniyet Müdürü Şükrü Balcı'nın oğlu Ertuğrul Balcı ile beraber kalıyorduk. Televizyondan bu olayı izlediğimizde 'Ben bu olayı biliyorum. Bu olayı Ogün Samast yapmadı' dedi. Suikastten Celalettin Cerrah'ın haberi olduğunu, Cerrah'ın aile dostu olduğunu kendisi bize söyledi" diye konuştu.
Çelik, müdahil avukat Bahri Belen'in soruları üzerine "Ertuğrul Balcı, olaydan Celalettin Cerrah'ın haberi olduğunu, kendisinin hemşerisi ve aile dostlukları olduğunu, Ogün Samast'ın cinayeti işlemediğini, tetiği başkasının çektiğini ve kendisinin bildiğini söyledi'' diye tekrarladı.
Müdahil avukatlarından Arzu Becerik ise Çelik'e, "Diğer tanık bu olaydan sonra koğuşlarınızın değiştirildiğini söyledi. Bu doğru mu?'' diye sordu. Çelik ise, "Bu dilekçeyi verdikten sonra koğuşlarımız değiştirildi. Bu normal bir uygulama değil. Sorgu sual yapılmadan ayırdılar bizi'' diye cevap verdi.
Tanık Orçun Cürek, koğuşlarına gelen Ertuğrul Balcı'nın Başbakan'ın mali danışmanı olduğunu söylediğini anlatarak, "Bizim aramızda itibar edilen bir insandı'' dedi. Mahkeme Başkanı'nın "Neden itibar ediyordunuz?'' sorusuna Cürek, "Okumuş bir insandı'' diye yanıt verdi. Cürek daha sonra, "Ertuğrul Balcı cinayeti ikinci bir kişinin yaptığını, Ogün Samast'ın piyon olarak kullanıldığını söyledi'' diye konuştu. Mahkeme Başkanı'nın "Dilekçenize neden sadece bilgi vereceğinizi yazdınız. Neden Ertuğrul Balcı ismini vermediniz?'' sorusunu Cürek şöyle yanıtladı:
"Biz yazdığımız dilekçede Ertuğrul Balcı'nın ismini verdik. Cezaevi dilekçemizi geri gönderdi. Bizde sadece ifade vermek istiyoruz şeklinde bir dilekçe gönderdik. İkinci dilekçeyi verdikten sonra da koğuşumuz dağıtıldı.''
Sanıklardan Ersin Yolcu ve Ahmet İskender'in avukatı Feyzullah Şama'nın ifadelerinin detaylarıyla ilgili soru sorduğu tanık Cürek, "Sen sataşmaya mı çalışıyorsun?" diye tepki gösterdi.
Dinlenen son tanık Adil Orhan, "Koğuşumuza Ertuğrul Balcı diye bir arkadaş geldi. Haberlerde Hrant Dink olayını izlerken Ogün Samast'ın bu olayı yapmadığını, başkasının yaptığını kendisinin bildiğini söyledi. Emniyet Müdürü'nün oğlu olduğunu söyledi. Üst düzey insanlarla görüştüğünü, mektuplaştığını söylüyordu. O, görüştüğü isimleri verdi ama ben söylemek istemiyorum'' dedi.
Mahkeme Başkanı, "Ben sizi o isimleri söyleyesiniz diye çağırdım'' deyince Orhan, "Tayyip Erdoğan'ın danışmanı, Koç Holding'in başdanışmanı ve Adalet Bakanlığı" dedi. Mahkeme Başkanı ise, "Kendisi mektup mu yazıyor yoksa mektuplaşıyor mu? Herkes, istediği yere mektup yazar. Bak sizde bize mektup yazdınız. Biz de üst düzey sayılırız'' diye cevap verdi. Orhan ise bu konuyla ilgili başka bir şey söylemedi.
Balcı tanık olsun talebi
Daha sonra söz alan müdahil avukatı Fethiye Çetin, mahkemeden Ertuğrul Balcı'nın tanık olarak dinlenmesini istedi. Diğer avukatlar ise tanık beyanlarına bir diyecekleri olmadığını söylediler.
Samast: Yanımda kimse yoktu
Müdahil avukatlarından Bahri Belen söz alarak sanık Ogün Samast'a bazı sorular sordu. Belen'in, "Başbakanlık Teftiş Kurulu'nda sana cinayetle ilgili sorular soruldu mu?" sorusuna Samast, "Cevap vermek istemiyorum. Soruların hiçbirini cevaplamayacağım'' diye yanıt verdi. Belen de, "Biz senin az ya da çok ceza almanla ilgilenmiyoruz. Bizim derdimiz bu olayın aydınlatılmasını istiyoruz'' dedi. Ardından Belen'in cinayetin işlendiği yere tek olarak mı yoksa biriyle mi gittiği yönündeki soruları üzerine sinirlenen Samast, "Sizin yanınızda biri var mı demek istiyorsunuz? Açık açık sorun. Yanımda biri olduğunu ispatlayın getirin, ben cezaevinde kendimi asacağım" diye bağırdı.
'Hayal'in avukatı evime gitmiş'
Müdahil avukatlarından Fethiye Çetin'in "Yasin Hayal'in çevresi geniş olduğu için korktuğu'' iddialarına ise Samast, "Yasin'in çevresinin geniş olduğunu duyuyordum" dedi. Çetin'in "Ailen açısından mı korkuyordun?'' sorusunu Samast, "Yasin'in avukatı evime gitmiş. Kapıma kadar geldi. Rahatsızlık yok mu burada?" diye yanıtladı.
Çetin'in ardından müdahil avukat Arzu Becerik, Samast'a soru sormak istedi. Ogün Samast'ın ''Senin sorularına cevap vermiyorum. Dövecekmiş gibi konuşuyorsun" demesi üzerine Becerik, "Korkuyor musun?" şeklinde konuşu. Korkmadığını belirten Samast'a bu kez, ''Sana eksik kalan konularla ilgili konuşma diyen, Yasin ile ilgili ayrıntı vermenin zararlı olacağını söyleyen ya da bunu hissettiren var mı?'' diye sordu. Samast bu soruya ''Siz hissettirdiniz" şeklinde cevap verdi.
Cerrah ve Akyürek dinlensin
Duruşmada daha sonra avukatların talepleri alındı. Dink ailesi avukatlarından Ergin Cinmen, Yasin Hayal'in Hrant Dink'e yönelik suikast düzenleyeceğine ilişkin İstanbul Emniyet müdürü Celalettin Cerrah, İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, Eski Trabzon Emniyet müdürü Reşat Altay, İstanbul İstihbarat Şubesi eski müdürü Ahmet İlhan Güler ve Albay Ali Öz'ün olaydan önce bilgisi olduğunu kaydetti.
Cinmen, Ogün Samats'ın neredeyse otobüse bindiği ana kadar takip edildiğini söyleyerek, "Dink dışında devletin ilgili teşkilatı öldürüleceğini biliyor. Bunlar resmi belgelerle de ortada. Bu işi en iyi bilen bu insanlardır. Mümkünse aynı celsede tanık olarak dinlenmesi gerekir. Kendilerinin sorumlu olmadıklarını diğerlerinin sorumlu olduğunu söyleyerek sorumluluğu birbirlerine atıyorlar. Gerektiğinde yüzleşme de yapılabilecek, bu nedenle talimatla değil, burada dinlenmelerini istiyoruz" dedi.
Mahkeme heyeti, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Ramazan Akyürek, Reşat Altay'ın da aralarında bulunduğu 5 kamu görevlisinin tanık olarak dinlenmesi talebini reddederken, eski İstanbul Emniyet Müdürü Şükrü Balcı'nın oğlu Ertuğrul Balcı'nın tanık olarak dinlenilmesine karar verildi. Sanıkların tahliye taleplerini reddeden mahkeme duruşmayı 5 Temmuz'a erteledi.
Balcı, cinayetten hapis yatıyor
İstanbul Emniyeti'nin ünlü müdürlerinden Şükrü Balcı'nın oğlu olan Ertuğrul Balcı, 11 Mayıs 2008 tarihinde, bar girişinde tartıştığı güvenlik görevlisini silahla vurdu. Balcı tutuklanırken, 26 yaşındaki güvenlik görevlisi Necmi Akın hayatını kaybetti..
Olay günü evde içtikten sonra Gayrettepe'deki Discorium adlı eğlence yerine giden Balcı'nın alkollü ve silahlı olduğunu gören güvenlik görevlileri kendisini içeri almadı. Sinirlenen ve tartışmaya başlayan Balcı, sakinleştirilmeye çalışıldı. Balcı, uzaklaşır gibi yaptı ancak 2-3 adımdan sonra geri dönerek silahıyla üç el ateş etti.
12 Mart ve 12 Eylül'ün kritik adamı
12 Mart döneminde Siyasi Şube Müdürlüğü yapan Şükrü Balcı, 1978'de İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevine getirildi ve 12 Eylül döneminde bu görevde kaldı. 1993'te ABD'de ölen Balcı hakkında azınlıklardan haraç aldığı, 12 Eylül döneminde Emniyeti işkence merkezine çevirdiği ve teşkilat içinde rüşveti yaygınlaştırdığı iddiaları bulunuyordu.