Ekonomi

Dini temsilcilerden kriz yorumu

Üç büyük dinin Türkiye temsilcileri küresel krizle ilgili konuştu. Temsilciler krizi "insanoğlunun aşırı tutkusuna" bağladı.

14 Kasım 2009 02:00

T24 - Üç büyük dinin Türkiye temsilcileri küresel krizin insanoğlunun nefsine yenilmesi ve aşırı tutkuları nedeniyle oluştuğuna dikkat çekti. Dini liderler krizden yeni bir ahlak anlayışının oluşturulması çağrısı yaptı.

Referans gazetesinin haberine göre üç büyük dinin Türkiye liderleri küresel krizi tartıştı. Dini liderler krize ilişkin, "İnsanoğlu kendi silahıyla vuruldu. Aşırı tüketim ve nefse yenilmenin sonuçlarını yaşıyoruz. Ekonomi, siyaset dünyası çıkar ve ikiyüzlülükten uzaklaşsın" mesajı verdi.

Zirvede cuma günü bir araya gelen Fener Rum Patriği Bartholomeos, İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı ve Türkiye Hahambaşısı Rav İsak Haleva, "Kriz ve Değer Yargıları" başlıklı panelde yaşanan krizin değer yargılarına etkisini de masaya yatırdı. İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı dünyanın bedensel talepleri azmanlaştıran gelişmeler yaşadığını belirterek, "Korkutucu sonuçlar ortaya çıkmaya başladı. Dini hayat ve kazandırdığı sorumluluk duygusu giderek zayıflamakta, kazanma, tüketim uğruna bencillik, zevk eğilimleri ve tüketim sürekli kışkırtılmakta. Devlet, siyaset ve birçok kurum da bu amaçta kullanılıyor" dedi.

Küresel gelişmelerin insanoğlunun doymak bilmeyen tutkusuyla birleşince büyük bir silaha dönüştüğünü de belirten Çağrıcı, "İnsanoğlu kendi silahıyla vuruldu" dedi. Konuşmasında uluslararası siyasi ve ekonomik aktörlerin çıkar amaçlı çalıştığını da kaydeden Çağrıcı, yaşananlardan ders çıkarılmasını istedi. Çağrıcı, bu kadar gelişmiş siyasi ve ekonomik alanın yıkıcı yönetimlerle yönetilemeyeceğini söyledi.
    
Küreselleşme amacından saptı

Fener Rum Patriği Bartholomeos da küreselleşmenin yıkıcılığına değinerek "İnsanları birleştirmesi gerektirdiği düşünülen küreselleşme finans devlerine yarıyor. Finansal devleri bunu sadece büyümek ve ulaşamadıkları çevrelere ulaşmak için kullandı. Bu hali ile birleştirmeden ziyade yıkıcılığa neden oldu" dedi.

Yaşanan krizin insani duyguları büyük ölçüde tahrip ettiğini de kaydeden Bartholomeos, umutsuzluk, çaresizlik ve ekonomik çöküntüden kaynaklanan duygu iflası yaşandığına dikkat çekerek, "Bu tehliklenin yok edilmesi için en üst düzeyde tedbir alınması gerekiyor. Dinin asli görevi dışlanmışların ihtiyaçlarına cevap vermek. Siz işadamlarına önemli görevler düşerken bize de büyük duygusal tahribat yaşayan insanları yaralarını sarmak düşüyor" diye konuştu.

Ekonomi kelimesinin etimolojisinde ev ve yönetim sözcüklerinin bulunduğuna dikkat çeken Bartholomeos, dinle ekonominin arasında derin bir bağ olduğunu da sözlerine ekledi.
    
Eğer şimdi değilse ne zaman

Türkiye Hahambaşısı Rav İsak Haleva da herkesin aynı gemide olduğunu belirterek, "Kimimiz miço, kimimiz tayfa, kimimiz kaptan olabiliriz. Ama hepimiz aynı gemideyiz. Bu gemide kimse bağımsız değil" dedi.

Ülkelerin tek başlarına alacakları dış ticaret kararlarının sorunu daha fazla ağırlaştıracağını kaydeden Haleva, şöyle devam etti: "ABD'deki mortgage'den çıkan bir kıvılcım dünyayı alevler içinde bıraktı. Ekonomistler de kendi aralarında hala krizin nedenini tartışıp bir sonuca varamadılar. Hala kehanetler peşindeyiz. Bir musibet bin naisihatten evladır der eskiler. Bu laf doğru çıktı. Şimdi bu gemiyi el birliğiyle yüzer durumda tutmalıyız. Mücadele ülkeler bazında değil küresel bazda olmalı ve her ülke elini taşın altına koymalı."

Yaşananların ultra CEO'lar oligarşisinden kaynaklandığını da belirten Haleva, "Bu dönem artık devrini tamamlamak ve ekonomik çöp kutusuna atılmalıydı" dedi. Yaşanan krizden yepyeni ve evrensel bir ahlak anlayışının oluşması için yeterli dersler çıkartılabiliyor mu diye soran Haleva "Musevilikte onlarca asırlık sorulan soruyu bende şimdi soruyorum, 'Eğer ben bana el vermezsem bana kim el verir' ve eğer şimdi değilse ne zaman" diye konuştu.