Eskişehir Havacılar İlköğretim Okulu 6/A sınıfı öğrencisi Nazlı Şirin El ve ailesi, İlk ve Ortaöğretim kurumlarında verilen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde kendi dini ve felsefi inançlarına uygun eğitim verilmediği gerekçesi ile bu dersten muaf tutulmak istiyor.
Yıllardır bunun için hukuk mücadelesi veren aile, haklılıklarını ortaya koyan mahkeme kararı olmasına rağmen, her yıl okul müdürlüğü ve Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından değişik gerekçelerle mağdur ediliyorlar.
'Din dersi yoksa karne de yok'
Birgün gazetesinde yer alan habere göre Nazlı Şirin El'e, diğer tüm derslerinden pekiyi derecesiyle başarılı olmasına rağmen din dersinden notu oluşmadığı gerekçesiyle geçen yıl karnesi verilmedi. Normal koşullarda 7.sınıfa geçmesi gereken öğrencinin mağduriyeti devam ediyor. İl Milli Eğitim Müdürlüğü ise sorunu çözmek yerine topu bakanlığa atıyor.
Konuyla ilgili olarak Eğitim Sen Eskişehir Şubesi'nde basın toplantısı düzenlendi. Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Ali Paşa Şanlı aile ile birlikte yaptığı açıklamada;
" Türkiye Cumhuriyeti İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin korunmasına İlişkin Sözleşmeyi 04.11.1950 tarihinde imzaladığından bu güne, birçok uluslar arası sözleşmeyi imzalamış ve bunların uyum yasalarını çıkararak bağlayıcı hale getirmiştir. Bu çerçevede Anayasa Mahkemesi’nin 16.09.1998 gün ve E:1997/62,K:1998/52sayılı; “laik bir devlette belli bir dinin eğitim ve öğretimi zorunlu hale getirilemez” kararı önemli bir dönüm noktasıdır. Aynı şekilde AHİM’e 09.10.2007 yılında yapılan benzer bir başvuruda (Başvuru no1448/04) AHİM ilgili ders kitaplarını incelemiş ve kararında Türk eğitim sisteminde din dersleriyle ilgili tarafsızlık ve çoğulculuk koşullarının yerine getirilmemesi ve ebeveynlerin inançlarına saygı gösterilmesini sağlayacak uygun bir yöntem sunulmaması nedenleriyle, sistemin yetersiz olmasından ötürü Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ihlal edildiği belirtilmiştir.
Tüm bu gerekçelerle, Nazlı Şirin El ve ebeveynleri, açmış oldukları idari mahkeme davasını kazanmış olmalarına ve geçtiğimiz öğretim yıllarında muaf tutulmalarına rağmen müfredatın değiştiği ve yeni müfredatta tüm din ve mezheplere yer verildiği vb. gerekçeleriyle Milli Eğitim Bakanlığı’nda alınan görüş sonucu öğrencimizin bu öğretim yılında da mağdur edilmesi kabul edilemez bir durumdur. Gerek öğrencimizin içinde düştüğü olumsuz durum ve psikolojisinin bozulması, gerekse ailenin bu durumdan (dinsel düşüncelerini açıklamak zorunda kalma) dolayı ifşa olması bile İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin korunmasına İlişkin Sözleşmenin temel hükümlerine, AHİM karalarına ve Anayasamızın 24. maddesine aykırılık teşkil etmektedir." dedi.
'Kendisi gibi düşünmeyen herkesi ötekileştiren AKP hükümeti...'
Ali Paşa Şanlı konuşmasına şöyle devam etti; "Bilindiği gibi kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen temel eğitim yasası ile zaten birçok eksikliği ve olumsuzluğu bulunan eğitim sisteminin içeriği, bütün pedagojik ve bilimsel ilkeler bir tarafa bırakılarak dinselleştirilmekte, Başbakan’ın bir süredir dile getirdiği “Dindar nesil yetiştirmek istiyoruz” ifadesine uygun bir eğitim sistemi oluşturulmak istenmektedir. Kendine demokrat AKP Hükümeti ve onun bu uygulamaları; bu ülkede ne din ve vicdan hürriyetinin, ne de laik eğitim sisteminin olmadığının en açık kanıtıdır. Kendisi gibi düşünmeyen herkesi ötekileştiren, her türlü faşizan baskıyı uygulayan ve bu ülkeye biçilen siyasal İslam modelinin uygulayıcısı AKP hükümeti, çoğulcu yapımızı, birarada yaşam kültürümüzü zedelemekte ve ülkemizi bir karanlığa doğru götürmektedir. Eğitim Sen Eskişehir Şubesi olarak, temel insan haklarına aykırı bu hukuk tanımaz uygulamanın tüm sonuçları ile birlikte derhal kaldırılmasını, öğrencimizin ve ailesinin mağduriyetinin giderilmesini istiyoruz."