Spor

Dilmen ve Toroğlu'na göre maçı Denizli kazandı

Spor yazarlarına göre maça Denizli'nin taktikleri yön verdi ve Daum'u çeresiz bıraktı.

22 Kasım 2009 02:00

T24- Lige kötü başlayan Beşiktaş’ın İnönü Stadı’nda Fenerbahçe karşısında aldığı 3-0’lık farklı galibiyette en büyük alkışı Teknik Direktör Mustafa Denizli aldı. Spor yazarları Denizli’nin taktiklerini alkışlarken, Daum’un çaresiz kaldığını yazdı. Rıdvan Dilmen, Denizli’nin değişikliklerini “Müthiş hamleler yaptı” diye yorumlarken, Erman Toroğlu da

“Mustafa Denizli, Alex’in markajına Fink’i vererek F.Bahçe’yi bitirdi” dedi.

 

Rıdvan Dilmen’in bugünkü (22 Kasım 2009) yazısı şöyle:

 

Teknik Direktör Mustafa Denizli’nin bütün değişiklikleri iyi oturdu. Müthiş hamleler yaptı

 

Çok tempolu bir maç oldu. Beşiktaş sezonu kaybedeceğini çok iyi biliyordu. Oyuncular, teknik kadro ve yönetim için çok kritik bir oyundu. Beraberlik bile yetmiyordu.

Fenerbahçe ise rakibine oranla nispeten rahattı. Bu rahatlık zaten maçın başında kendini belli etti. İlk 10 dakika Beşiktaş coşkulu ve ataktı. Serdar ile net bir pozisyonu harcadı.

Bu dakikadan sonra orta sahası kalabalık olan Fenerbahçe pas yaparak önce oyunu tuttu, ardından ibreyi kendi lehine çevirdi. Maç sanki deplasmanda değil de tarafsız sahada oynanıyor gibiydi.

Fenerbahçe adına kaçan bir pozisyon ve direkten geri gelen topun ardından ikinci yarı başladı. İlk saniyelerde Ekrem ile Beşiktaş golü kaçırdı. Ardından üst üste şutlar attı. Özellikle Emre sakatlandıktan sonra ceza alanı önünde ardı ardına gelen pozisyon hataları Beşiktaş’ın bir anda iki farklı öne geçmesini sağladı. Kazım da kırmızı kartla atılınca maçın farka gideceği belliydi ve nitekim de farka gitti.

Beşiktaş üst üste kazanırken, Fenerbahçe’nin son üç deplasmandan bir puan çıkarması gerçekten düşündürücü. Şöyle ki ofsayttan yedikleri üçüncü gole bile itiraz etmediler. Hakem Fırat Aydınus skora göre maç yönetti. İlk yarı açıkcası Beşiktaş’ın sert oyununa izin verdi. Fenerbahçe’nin net penaltısını da bence çalmadı. İkinci yarıda 1-0’dan sonra takdir haklarının çoğunu Fenerbahçe adına kullandı. Kazım’ın pozisyonunda küfür varsa zaten atması normaldi.

Teknik Direktör Mustafa Denizli’nin bütün değişiklikleri iyi oturdu. Müthiş hamleler yaptı. Tello’yu, Uğur’u sokması önemli kararlardı. Oyunun tüm kontrolünü eline aldı. Denizli kriz yönetmeyi çok iyi biliyor. Sezon başında konsantre içinde değildi ama sonra takımı toparlamayı başardı. Taraftar - yönetim kaosu yaşanırken 6’da 6 yaparak Beşiktaş’ı yine yarışa ortak etti. Ancak şunu da belirtmeliyiz takımın başarısı için taraftar - yönetim ilişkisi düzelmeli. Ancak ben başarı geldikçe küfürün biteceğini düşünüyorum.

Fenerbahçe’nin bu yenilgiden dersler çıkarması gerekiyor. Mesela Kazım’dan santrfor olmaz. Forvet savunmayı yıpratmayacak, gol atacak. Kazım’da bu özellik yok. Fenerbahçe kontratak takımı değil. Bu görüntü ona yakışmıyor. Ayrıca Alex takımı tembelleştirdi. Alex oynamayınca takım da duruyor. Bu oyuncunun 5-6- maç kötü oynamaya hakkı yok mu? O kötü oynadığında diğerleri ne iş yapar. Bir gün de Alex’siz kazanın.

 

 

 

Erman Toroğlu’nun “Fink ata ata” başlıklı yazısı Şöyle:

 

 

Denizli, Alex’in markajına Fink’i vererek F.Bahçe’yi bitirdi. Alman, sambacının topla bağlantısını kesti. Top takımındayken de boşa çıktı. Nefis de bir gol atarak farkı getiren adam oldu.

 

 

MUSTAFA Denizli, eski ve çok basit bir taktikle Fenerbahçe’yi bitirdi. Daum’da buna karşı hiçbir şey yapamadı. Mustafa ne mi yaptı? En ileri uçta oynayan Kazım Kazım’ın bir arkasında görev yapan Alex’in markajına Fink’i verdi. Fink, Fenerbahçe’nin hücumlarında Alex’e yanaştı, onun topla bağlantısını kesti. Asıl yaptığı iş bundan sonraydı. Topu Beşiktaş kapınca, Fink boşa çıktı. Ama bu sefer Alex, Fink’i kovalamadı. Siyah beyazlılar her topu Fink’e oynadılar. Fink de fink attı. İbrahim Üzülmez’in ortasına da nefis vurup, nefis bir gol atarak farkı getiren adam oldu. Peki Fink’ten başka kim vardı? Ernst. Tam bir Alman malı. Pres yaptı, top kaptı, gerektiğinde boş alanlardan hücuma çıktı. Yani tıkır tıkır işledi. Diğerleri de bu ikiliye yardım edince, 3-0’lık skor çıktı ortaya.

 

Kazım, Ferrari ile baş edemedi

 

Peki Fenerbahçe’de köşebaşı adamlar kimlerdi? Birincisi Emre. Her pozisyonda sinirlendi. Hem rakibe hem de hakeme konuştu. Takımının oyundan düşmesini sağladı. İkincisi de Kazım Kazım’dı. Ferrari gibi biraz akıllı ve iyi kademeye giren bir santrhafı karşısında bulunca, onunla dalga geçemedi. Topla üstüne gidemedi. Onu geçemedi. O, santrhafları sinirlendireyim derken, kendisi sinirlendi. Kırmızıyla da dışarıyı boyladı. Diğerleri ne yaptılar? Hiçbir şey.

Beşiktaş’da başı çeken ikili ve onlara kötü oynamadan yardım edenler, Fenerbahçe’de kötü oynayarak takımı eksiye götürenler ve onlara kötü oynayarak yardım edenler vardı dün gece.

 

Denizli formda Daum formsuz

 

Mustafa’nın ikinci yarıda Tello’yu sağ içte oyuna başlatıp gezdirerek oynatması, Fenerbahçe defansının kafasını iyice karıştırdı. Dün gece formda olan Denizli, formsuz isim ise Daum’du.

Statta pankartlar,  Beşiktaş seyircisinde de aşırı hareketler yoktu. Ufak da olsa polisiye hareketler işe yaramış. Yalnızca, “Yeter Demirören yeter” diye bağırdılar. Yönetimlerine küfür etmediler.

Hakem, maçı biraz tempolu idare etmeye kalktı. Bence de doğru yaptı. Bunu yaparken bazı pozisyonlar kaçmadı mı?. Kaçtı ama olabilir. Gökhan Gönül ile İbrahim Üzülmez ikilisinin girdiği bir pozisyon var. Penaltı düdüğünü çalsa kimse bir şey diyemez. O yorumunda “Devam” dedi. Onun haricinde de maçta öyle aman aman bir pozisyon olmadı.

Beşiktaş bu ligin defans anlayışı olarak en istikrarlı takımı. En uçtan, geriye kadar herkes hücum pres yapıyor ve yardımlaşıyor. Fenerbahçe maalesef bunu yapamıyor. Sarı lacivertliler gol yollarında tıkanınca, işte bu hale düşüyorlar. Zaten futbolun da güzelliği burada.

 

N’oldu şimdi?

 

“Beşiktaş’tan bir cacık olmaz. Denizli takımı iyi çalıştırmıyor” diyorlardı. N’oldu şimdi? Beşiktaş geldi, tepeye yerleşti. N’oldu o, “Bizi iyi çalıştırmıyor” diyen Beşiktaşlı oyuncu? Herhalde sakatlarda. Zaten ayakları çalışsaydı uluorta hocası için konuşmazdı. Hiç olmazsa ciklet çiğnerdi. Onu bile yapamamış. Sahada oynayan arkadaşları onu utandırmışlardır. Bence İbrahim Üzülmez, hem bu olay için çıkıp konuşmasıyla hem de dünkü oyunuyla hocasının altını oyan takım arkadaşına en güzel cevabı vermiştir. Futbolcu ne zaman yaşlanırsa, yaşlı

kadınlar gibi dedikodu yapmaya başlar. Çünkü onun ayakları çalışmıyordur da ondan.