Spor yorumcusu Rıdvan Dilmen 7 haftanın geride kaldığı lig sonrası genel değerlendirmelerde bulundu. Dilmen, Fenerbahçe'de yeniliklerin yapılmasını söylerken, Gönül ve Güiza'nın bir hafta maçlarda yer almaması gerektiğini söyledi. İşte Rdıvan Dilmen'in Milliyet gazetesinde 'Rotasyon kaçınılmaz' başlığı ile yayımlanan bugünkü (29.09.2009) yazısı:
Israrla söylüyorum, Fenerbahçe’de bazı oyuncuların dinlendirilmesi şart.
Başta Santos olmak üzere, iyi niyetine rağmen Gökhan Gönül, fiziki yetersizlik içindeki Güiza’nın bir hafta kenara çekilmesi gerek
Böyle kötü oynamaya can kurban. Galatasaray’ı değerlendirirken müthiş oynuyor diyoruz ama Fenerbahçe iki puan önde.
Fenerbahçe 4. şehir deplasmanına gitti. Denizli, Diyarbakır, Bursa ve son olarak da Antalya. Bu takımlar yarın bugün hedefleri farklı olunca zor deplasmanlar haline gelecekler. Antalya’da Fenerbahçe takımı iyi oynamadı diyoruz, yavaş oynadı diyoruz, koşmadı diyoruz. En az 6-7 pozisyonu var. Üç top direkten dönüyor, iki tane atıyorlar. Fenerbahçe takımında Alex ve Cristian’ın mükemmel oyunları dışında diğerleri idare etti. Dokuz oyuncu vasat, iki oyuncu çok iyi oynuyor, birçok gol pozisyonu buluyorsunuz. Hatta sonradan giren Semih ve Uğur da iyi değildi.
Futbol böyle bir oyun. Güç farkı en küçük hatayı affetmez. Antalya ikinci golü yediğinde üç Fenerbahçeli oyuncuya en yakın Antalyalı Balili idi. Yani rakibin en uçtaki oyuncusu. Hatayı büyüklere, iyi oyunculara karşı yaparsanız ve rakibin de Alex gibi bir cini varsa, topu hemen sağ ayağıyla da olsa boştakilere gönderir.
Topuz vasatın altında
7’de 7 ciddi başarı. Hep tek farklı kazanılıyor ama (bazıları Manisa ve Antalya maçlarındaki gibi son dakikada) Fenerbahçe’yi eleştirirken maçın son anına kadar golü düşünmelerini de artı olarak görmek lazım. Hakikaten de Santos ve Güiza kalitesinin altında. Kazım için aynı şeyi söyleyemeyeceğim çünkü ilk yarı iyiydi. Mehmet Topuz da kalitesinin altında. Dörtlü savunma idare eder. Cristian geldiği günden bu yana en iyi maçını çıkardı. Oran 11’de 2. 11’de 6’ya çıktığında maçlar daha rahat geçecektir.
Yoğun maç trafiği
Yoğun maç trafiği başlıyor. Yorgunluklar var tabii... Ben yeniden bu hafta bazı oyuncuların dinlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Başta Santos olmak üzere... İyi niyetine rağmen Gökhan Gönül’ün, fiziki problemi olan Güiza’nın da dinlenmesi şart. Bunların toparlanmaları sağlanmalı. Sheriff maçı çok önemli.
Fenerbahçe grubun en iyi ve favori takımı. Rakibi iyi olmasa da ciddi ve sert savunma yapan bir takım. Konsantre olup, iyi mücadele ederlerse Bükreş’in sahasında yenemediği Sheriff’i geçip dezavantajlarını avantaja çevirirler.
Frank Rijkaard devreye girmeli
Galatasaray’ı aslında uzun uzun yazmak lazım. Galatasaray takımı sezon başından bu yana Rijkaard ile birlikte şablonda hiç değişikliğe gitmedi. Oyun içinde sadece futbolcular değişti. Bu oyuncu tercihleri de hep önde kullanıldı. Aydın, Arda, Kewell, Elano, Baros, Nonda. Bunların hep dördü oynadı. Ya baştan başladılar, ya da sonradan girdiler. Şu maça kadar da baştan başlayanlar ve sonradan girenler etkiliydi. Bu kez hep birlikte etkisizdiler, puan kaybı geldi. Bu çok düşündürücü. Çünkü arkadaki Mustafa Sarp ve Mehmet Topal yine aynı işi yapıyorlar. Savunmadaki oyuncular Hakan Balta, Servet ve Sabri yine aynı. Bir tek solda Uğur hücumda takımı eksik bıraktı. O da doğal, çünkü sol ayaklı değil.
Rijkaard’ın devreye girmesi lazım. Oyun içinde sistem ile oynayabilmeli. Çünkü Galatasaray’da çok oyuncu, çok yönlü. İki forvet oynayabilir, Mehmet Topal’ı stopere çekip, Hakan Balta’yı sola alabilir. Kapanan takımlara karşı farklı planlar yaratabilir. Rijkaard’ın elinde bu malzeme var.
Rıza Çalımbay ofansif bir kadroyla kazanmaya çıktı. Geriye düşüp, beraberliği yakalayınca 0-0’a oynadı. Dört hücumcunun üçünü çıkardı, orta saha aldı. Oyunun gidişine göre taktiksel değişiklik olabilir. Rijkaard’ı eleştireceğimiz tek nokta bu maçta B ve C planlarının bulunmamasıydı.
Fenerbahçe takımına Twente yenilgisi tokat gibi geldi. Galatasaray da Eskişehir beraberliğinin aynı etkiyi yapması lazım.
Trabzonspor çıldırtır!
Trabzonspor, taraftarını hakikaten çıldırtacak. İçeride zorla kazanıyorlar, maçlar sürekli gidip geliyor. Deplasmanda bir altı atıyorlar, daha sonra 2-0 öne geçmelerine rağmen ne skoru koruyabiliyorlar, ne oyunu kontrollerinde tutabiliyorlar. Kaldı ki şu maçı kazansalar morallenecekler, 3’te 3 ile güven eksikliğini giderecekler. Ama şimdi tam tersi oldu.Gençlerbirliği deplasmanında 4-3-3 oynadılar. Oyunun gidişatında Teknik Direktör Broos, 2-0’dan sonra taktiksel değişiklik yapabilirdi. Çünkü gol geliyorum diye bağırıyordu. 4-5-1 oynamak ayıp değil. Bazen daha üretken olursunuz. Hoca bunu korkaklık olarak nitelendirmemeli.