Gündem

Dilek Dündar: Can'a saldıran kişi hazırlıklıydı

"Adliye Sarayı ve etrafı polis dolu. Kalkanları, bariyerleri ve gaz silahlarıyla Adliye Sarayı’nı koruma altında tutuyorlar ama bir tek o bölgede polis yok"

08 Mayıs 2016 12:18

MİT TIR'ları davasında "devlete ait gizli belgeleri temin etmek ve açıklamak" suçlamasıyla 5 yıl 10 ay hapis cezası alan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'a adliye önünde yapılan silahlı saldırıyı düzenleyen Murat Şahin'e müdahale eden Dilek Dündar, o anlarda yaşananları "Milletvekili ile polisi bekledik. Sivil polisler geldi, ellerinde silahlarla. Adam zaten o kadar hazırlıklıydı ki. Polisleri görünce hemen silahı yere bıraktı. Zarif bir şekilde yere yattı, üstünü gösterdi" diye konuştu. Hürriyet'ten Gülden Aydın'a konuşan Dilek Dündar, "Adliye Sarayı ve etrafı polis dolu. Kalkanları, bariyerleri ve gaz silahlarıyla Adliye Sarayı’nı koruma altında tutuyorlar ama bir tek o bölgede polis yok. Sivil polisler de silah sesini duyunca bariyerli alandan çıkıp geldiler" dedi.

Dilek Dündar o anları şöyle anlattı:

Mahkeme bir buçuk saatlik ara vermişti karar için. Adalet Sarayı’ndaki bütün kafeteryalar da o saatte kapandığı için dışarıdaki kafelerden birinde çay kahve içelim diye çıktık. Biz önden çıktık. CHP Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, ben, Can ilerliyorduk. Adliye Sarayı’nın meydanında gazeteciler ve kameramanlar bekliyorlardı. “Ne oldu?” diye sorduklarında, Can cevap vermek için geride kaldı. Gazetecilere, “Daha karar verilmedi, ara verildi” dedi. Biz de o sırada biraz daha ön tarafa gittik. Ben ilk önce silahı gördüm. Acaba Can’a mı bu silah diye arkamı dönüp Can’a baktım. Refleks olarak adamın üstüne atladım. O sırada milletvekili Muharrem Erkek, arkadan koştu. Adam, “Vatan hainisin sen” dedi. Adamın ağzına yapıştım elimle. O sırada galiba ateş açtı. Çok farkında değilim olayların. İki el ateş açıldı. Can’ı kaçırdılar.

Milletvekili ile polisi bekledik. Sivil polisler geldi, ellerinde silahlarla. Adam zaten o kadar hazırlıklıydı ki. Polisleri görünce hemen silahı yere bıraktı. Zarif bir şekilde yere yattı, üstünü gösterdi, “Başka bir şeyim yok” diye. Can nerede, diye panikledim. Can’ı götürmüşler. Oraya gittik, yaralandınız mı diye bakındık. Hızlı gelişen bir olaydı.

 

Sadece o alanda polis yok


Bir haksızlık, yanlışlık görürsem hemen öne çıkarım. Karakterim böyle. Bir silah ve Can var. Direkt üstüne atladım. Ağzını kapattım. Filmlerde polislerden öyle gördüm herhalde. Öyle bir refleks oluşmuş. Ama şu tuhaftı: Adliye Sarayı ve etrafı polis dolu. Kalkanları, bariyerleri ve gaz silahlarıyla Adliye Sarayı’nı koruma altında tutuyorlar ama bir tek o bölgede polis yok. Sivil polisler de silah sesini duyunca bariyerli alandan çıkıp geldiler. Can’ın koruması yoktu, sanıyorum biz çok hızlı çıktık, yetişemedi arkamızdan.

Sonradan Cumhuriyet muhabirleri anlattı. Adam konuşmuş. “Ben 06.30’dan beri buradayım. Otobüsle geldim. Vatan hainidir bu” gibi konuşmalar yapmış. Meczup gibiymiş. Cumhuriyet muhabirleri de yanından uzaklaşmışlar. Adam, belli bir şeyi yapmak için silahıyla gelmiş oraya. Gazeteciliğe yapılıyor bunlar. Bu açıdan çok üzücü. Daha önce Ahmet Hakan’a yapıldı. Sürekli bir gözdağı. Çok acı bir durum Türkiye için.

İlgili Haberler