Haftalık Die Zeit gazetesinin online sayfasında yer alan "İstanbul onun kaderi” başlıklı analizde, Türkiye'de Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) AKP'nin olağanüstü itiraz başvurusunu reddedip, Ekrem İmamoğlu'nun Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini sürdürmesi yönünde karar vermesi halinde bunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için önemli bir yenilgi olacağına işaret ediliyor.
"…Yoksul çiftçi aileleri, zengin endüstri temsilcileri, solcu, sağcı, dindar, heteroseksüel, homoseksüeliyle İstanbul Türk toplumunun kesiti. Türklerin çoğu ‘Ülkenin yöneticisi olmak isteyen önce İstanbul'u aşmalı' diyor. Erdoğan da yerel seçimler öncesinde seçmenlerine ‘İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır!' diye sebepsiz yere söylemedi. Bu durumda bazı muhaliflerin yeni, sakin bir isim olan ve popülist söylemlerden kaçınan Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu Cumhurbaşkanlığı'na aday olarak görmesi şaşırtıcı değil. Muhalefetin yeni yıldızı ne kadar zaman ve hareket alanına sahip olursa Erdoğan da bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçiminde işinin o kadar güçleşeceğini göz önünde bulundurmalı.”
Gazze Şeridi'nde İsrail ile Filistinliler arasındaki yükselen tansiyon bir diğer yorum konusu. Ludwigshafen'da yayımlanan Rheinpfalz gazetesi Gazze'deki son çatışmalara dair şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Evet, son roket saldırılarını da Filistinli militanlar başlattı. Ancak İsrail Başbakanı Netanyahu ve fanatik koalisyon ortakları on yılı aşan iktidarlarında kan akıtılmasını önleyecek yapıcı bir önlem almadı. Tam tersine. İhtilafın yönetilebileceğini varsayması yetersiz kalıyor. Ramallah'ta Devlet Başkanı Mahmud Abbas liderliğindeki zayıf Filistin yönetimini güçlendirmek ve onunla pazarlık yapmak yerine Netanyahu ABD'nin de verdiği cesaretle tam tersini yapıyor. Netanyahu'nun ‘Büyük İsrail' hedefi delice. Bununla kendi halkını da tehlikeye atıyor.”
Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn'ın kızamık aşısı olmayan çocukların kreşe kabul edilmemesi ve ebevynlerin para cezasına tabi tutulmasını öngören yasa tasarısı tartışma yarattı. Magdeburg'da yayımlanan Volksstimme gazetesi "Acımasız görünen bu cezalar gerçekten aşı yaptırma oranını yükseltir mi?" diye soruyor ve şu yanıtı veriyor:
"Evet! Çünkü bilim insanları kızamığın yayılmasını önlemek için aşı yaptırma oranının yüzde 95'i aşması gerektiğini belirtiyor. Bu orana yalnızca tüm ebeveynlerin çocuklarına aşı yaptırması sonucu ulaşılabilir. Aşı yaptırmayı isteseler de istemeseler de. Bakan Spahn, aşı karşıtı ebevynlerle uzlaşmaya çalışarak, çocukların kızamıktan daha iyi korunması hedefine ulaşamaz. Yani çocuklarını aşılattırmaya yönelik şimdiye kadar ki gönüllü önlemler işe yaramadığı için Jens Spahn haklı olarak olaya el atıyor.”
Hannoversche Allgemine Zeitung ise aşı konusunda hazırlanan yasa tasarısının kızamığın yayılmasını önlemeye yeterli gelmeyeceği görüşünü savunuyor.
"Spahn tartışmasız doğruyu yapıyor. Ancak yarı yolda kalıyor. Çünkü güncel sayılar son zamanlardaki kızamık vakalarının yarısının yetişkinlerde görüldüğünü ortaya koyuyor. Özellikle bu yaş grubunda aşı eksikliği mevcut. Sağlık Bakanı Spahn'ın yuvalarda çalışan eğitmenler ve öğretmenlere de aşı zorunluluğu getirmesi yeterli olmaz. Tüm yetişkinlere de aşı zorunluluğu getirmek elbette uygulamada çocuklara göre daha zor olur. Fakat yetişkinlere de aşı yapılması kızamık ve diğer bulaşıcı hastalıkların on yıllar sonra değil birkaç yıl içerisinde kurutulması için acilen uygulanması gereken bir ön koşul.”