Gündem

DHA YURT BÜLTENİ-8

1)BAKAN KURTULMUŞ: BİR DAHA DARBE OLMAYACAK BİR TOPLUM HALİNE GELMELİYİZ KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş tüm darbelerde iç odakların yanı sıra dışarıdaki pis ellerin etkisinin olduğunu belirterek, "Bir daha darbe olmayacak bir toplum haline gelme

26 Ekim 2017 17:16

1)BAKAN KURTULMUŞ: BİR DAHA DARBE OLMAYACAK BİR TOPLUM HALİNE GELMELİYİZ

KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş tüm darbelerde iç odakların yanı sıra dışarıdaki pis ellerin etkisinin olduğunu belirterek, \"Bir daha darbe olmayacak bir toplum haline gelmek mecburiyetindeyiz. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir darbe dış güçlerin etkisi olmadan gerçekleşemez. Hangi siyasi görüşe sahip olursak olalım, milli bağımsızlığımızı önemseyerek dış güçlerden etkilenmeyecek bir yapıyı tesis etmeliyiz\" dedi.  Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı\'nca Kartepe kayak merkezinde bulunan The Green Park Otel\'de düzenlenen \'Uluslararası 15 Temmuz ve Darbeler Sempozyumu-Kartepe Zirvesi\' ne 26 ülkeden politikacı, akademisyen, gazeteci ve yazar olmak üzere 187 kişi katıldı. Zirvenin onursal başkanlığını Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş yaptı. Sempozyumun açılışına Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, AB Genişlemeden Sorumlu Eski Komiseri Gunter Verheugen, TBMM Eski Başkanı Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı katılırken, zirvenin açılışında konuşan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, \"Küresel bir buhran yaşıyoruz. Dünya uçurumun eşiğindedir. İnsanlık bir yol ayırımındadır. Daha adaletli daha huzurlu ve özgür bir hayat istemektedir tüm insanlar. Eskimiş dünya düzeni insanlarda kelepçeye dönüşmüştür. Yeni bir adil dünya düzenine, soluduğumuz hava kadar hepimizin ihtiyacı vardır. Kartepe Zirvesi\'nde ayağımızdaki zincirleri kırmak için buluştuk. Dünyayı çıkmaza sürükleyen en önemli olaylardan biri darbelerdir. Her darbeyle toplumların iradeleri gasp edildi. İnsanların canlarına mallarına ipotek konuldu. Bu durumda yatırım yapamazsınız, açlıkla mücadele edemezsiniz. Darbe mekanizmasını durdurmadan yeni bir dünya hayali mümkün değildir. Türkiye\'nin demokratik gelişiminin cuntalar eliyle durdurulduğuna çok şahit olduk. 15 Temmuz destanı darbecilere karşı gelişen şuurun eseridir. Bu şuura liderlik yapan Cumhurbaşkanımızın eseridir. İş hepimize bütün insanlığa düşmektedir\" dedi. 
Kocaeli Valisi Hüseyin Aksoy ise, \"Türkiye darbe teşebbüsleri ve darbeler konusunda acı tecrübeler yaşayan ülkelerden biridir. Bununla ilgili bilinç oluşturması açısından önemli bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Cumhurbaşkanımız Erdoğan\'ın dünyanın ilk 10 ekonomisi hedefidir. Türkiye\'nin önünü kesmek için 15 Temmuz da hain bir darbe girişimi ile engellemeye çalıştılar. Sayın Erdoğan\'ın halkı demokrasiye sahip çıkmaya daveti karşılık bulmuş ve Türk halkı meydanlara inerek nöbet tutmuştur\" diye konuştu.
DEMOKRASİ İLE EKONOMİ ARASINDAKİ İLİŞKİ SON DERECE AÇIKTIR
Meselenin odak noktasının milletin söz sahibi olması olduğunu söyleyen Numan Kurtulmuş, \"Türkiye\'nin Davos\'u gibi iddialı bir çıkışla başlıyorsunuz. İnşallah Davos\'u da geçersiniz, çok önemli bir uluslararası etkinlik haline dönebilir burası. Esas mesele halkların mı, milletlerin mi yoksa bir takım karanlık kapılar arasındaki güç odakların dediği mi olacak? Konuştuğumuz konunun özeti bu cümlede gizlidir. Meselenin odak noktası milletin söz sahibi olmasıdır. Demokrasi ile ekonomi arasında yakın bir ilişki olduğunu biliyoruz. Darbelerin karşılaştığı ülkelerin gelişmekte yada az gelişmekte olduğu ülkeler olduğunu düşünürseniz, darbelerin nasıl ekonomik gelişmeye de engel olduğunu açıkça görürsünüz. Darbe ile karşılaşan ülkelerin kişi başı gelirinin 2 bin doların altında olması da tesadüf değildir. Demek ki ekonominin gelişmesi ve demokrasinin gelişmesi de eş zamanlı olan meselelerdir\" dedi.
Kurtulmuş ülkelerin ekonomik olarak ilerlemelerinin önüne geçmek için darbe mekanizmasını devreye soktuklarını belirterek, şöyle konuştu:
\"Birileri bu ülkenin içinden olan güçler olabilir, ülkeyi sömürmek isteyen dış güçler olabilir, o ülkelerin ekonomik gelişmelerini ileriye gitmesini istemedikleri için de darbe mekanizmasını devreye sokuyor, darbecilerin önünü açıyorlar. Demokrasi ile ekonomi arasındaki ilişki son derece açıktır. Gelişen ekonominin, üretilen değerin büyük kitleler tarafından paylaşılmasının önüne geçmek için bir takım azınlıklar maalesef bu mekanizmayı rahatlıkla devreye sokabilmişlerdir. Türkiye\'de ki demokrasi tarihinde aslında bir yerde darbeler tarihi olarak görülebilir. 1950\'yi çok partili siyasi hayatın başlangıcı olarak alırsanız. 67 yıllık çok partili siyasi hayatında 5 darbe ile karşılaşmış olan ve çok sayıda darbe teşebbüsü ile karşılaşmış olan milletin çocuklarıyız. Devletin de bir takım gidişatı hoşuna gitmeyenlerin hemen silahlı kuvvetleri kullanarak yönetim değişikliğine gitmek istemesine şahit olmuşuzdur. Türkiye\'de çok partili siyasi hayatımız boyunca milletten yana olan bir takım seçkinlere, aristokratlara, bir takım iç ve dış güçlü merkezlere değil de, milletin oyuna, reyine, gönlüne ve zihnine güvenen bütün siyasi hareketler hayatları boyunca demokrasinin gelişmesi, millet iradesi için mücadele vermişlerdir. Çünkü biliyorlar ki millete güvendiğiniz zaman o sistem daha iyi gelişecek ve milletin önü daha da iyi açılacak. Türkiye\'de etkin olan bir takım siyaset ve ekonomi çevreleri her zaman sandığı dengeleyecek şekilde gördükleri TSK ve bazı oluşumları hep görmüşler ve istifade etmeye çalışmışlardır. İktidarda olan Ak Partide 15 yıldır iktidar süresince millet egemenliğini geliştirmekten yana olan eylemleri ortaya koymaya gayret etmiştir\"

DÜNYADA EN SAĞLAM DEMOKRASİ MÜCADELESİ VERMİŞ MİLLETİZ
Dünyada en sağlam demokrasi mücadelesi vermiş millet olduğumuzu ifade eden Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü: \"Türkiye\'de şimdiye kadar 68 siyasi parti kapatılmıştır ve çok sayıda siyaset adamı yasaklı hale getirilmiştir. Mevcut siyasi iktidarlar bir takım ali cengiz oyunları olmak üzere siyasi iktidarlar maalesef değiştirilmiştir. Milli siyaset geleneği Türkiye\'de millet adına siyaset yapmayı sürdürmüş, bedel ödemiş ve bundan sonraki süreçlerde de bedel ödemeyi göze alıp devam edecektir. 2010 referandumu Türkiye\'de millet egemenliğinin önünün açılması açısından önemliydi. Arkasından cumhurbaşkanlığı seçimi önemli bir milat olarak kabul edilebilir. Dünyada en sağlam demokrasi mücadelesi vermiş milletlerden birisiyiz. Hatta diyebiliriz ki 15 Temmuz\'daki gösterdiğimiz kararlılık bunu 16 Temmuz olarak alalım millet direnişinin altın harflerle tarihe geçmesi, Türk halkına dünya tarihinde, demokrasi tarihinde fevkalade yüksek ayrıcalık tanımıştır. 15 Temmuz şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Milletimizin fertlerine ve herkese yürekten şükranlarımızı ifade ediyoruz. Sayın cumhurbaşkanımızın telefon marifetiyle bir televizyon kanalına katılması oradan milleti havalimanlarına, alanlara çağırması, milletin ve devletin başında bulunan başkomutanın bu çağrısına uyan vatandaşların alanları doldurması ve devletin milletle bütünleştiğinin en güzel göstergesidir. Şimdi iki temel vazifemiz var. Birincisi 15 Temmuz\'u ortaya koyan ihanet cephesinden yaptıklarının tamamının hesabını hiçbir sayfası eksik kalmamak üzere bu hesabı sormak ve bu hesabı millet adına almak, milletin ödemiş olduğu bedelin hiç olmazsa yasal karşılığını bu cephecilerden, bu canilerden sormaktır. İkinci büyük hedefimizde Türkiye de demokrasiyi kişilerden, partilerden uzak bir şekilde tam manasıyla güçleşmiş bir yapıya kavuşturmaktır\"

DARBELERLE KARŞILAŞMAMAK İÇİN 5 HUSUS VAR
Bir daha darbelerle karşılaşmamak için 5 önemli hususun olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, konuşmasını şöyle tamamladı:
\"Birincisi bu kadar bedel ödemiş bir millet olarak demokrasi kültürünün tam olarak yerleştiğini söyleyemeyiz. İlgili tüm kurum, kişi ve kuruluşlar bunun için özel bir gayret sarf etmelidir. Demokrasi eşitler arasında bir yarıştır. Söz de karar da milletindir. İktidara gelenlerin iktidardan gitmelerinin tek yolu sandıktır. İkincisi yönetim erkinin sadece ve sadece sivillerin elinde olmasıdır. Seçilmemiş insanların sivil veya asker olsunlar, seçilmiş sivil iradenin yerini almaları asla kabul edilemez. Üçüncüsü ise TSK\'nın sivil yönetimle olan ilişkilerinin düzenlenmesi Türkiye için büyük bir kazanım olmuştur. Asker, sivil otoritenin emrinde Türkiye\'nin savunmasını sağlayacak. Dördüncü olarak devletin ele geçirilmesi mümkün olan bir mekanizma olmaktan çıkarılmasıdır. FETÖ darbe teşebbüsü hepimizin gözünü açmalıdır. Bir takım gruplar devleti ele geçirmeye çalışmaktadır. Bu nedenle nice darbe teşebbüsleri ortaya çıkmıştır. FETÖ bunların içinde en sonuncusudur, ancak yıllar içinde devletin içinde en fazla yapılanma sağlayanıdır. Devlet kimsenin babasının malı değildir. Devlet milleti yöneten bir mekanizmadır. Devletin; liyakat, ehliyet ve millete sadakatle güçlendirilmesi gerekmektedir. Sadakati sadece millete olan yöneticilerin önü açılmalı, milletin adamları iktidara gelmelidir. Sonuncu olarak Türkiye\'de ve yurt dışında tüm darbelerin arkasında; millet çoğunluğunun yönetimin dışında tutulması, ekonomiden gereken payı alamaması yatmaktadır. Önümüzde çok önemli bir çalışma dönemi var. \'FETÖ\'den kurtulduk\' deyip bir köşede oturamayız. Bir daha darbe olmayacak bir toplum haline gelmek mecburiyetindeyiz. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir darbe dış güçlerin etkisi olmadan gerçekleşemez. Sadece Türkiye\'de değil, tüm darbelerde iç odakların yanı sıra dışarıdaki pis ellerin de etkisi vardır. Hangi siyasi görüşe sahip olursak olalım milli bağımsızlığımızı önemseyerek dış güçlerden etkilenmeyecek bir yapıyı tesis etmeliyiz\"
Başkan Karaosmanoğlu konuşmasının ardından Kurtulmuş\'a dünyaca ünlü Hereke halısı hediye etti. Açılış konuşmalarının ardından oturumlara geçildi.

Ergün AYAZ-Çağla DAŞCI/KARTEPE(Kocaeli), (DHA) - 

============================================================

2)BAKAN YILMAZ: KALİTELİ EĞİTİM DEĞİŞMEZ HEDEFİMİZ

MİLLİ Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Türkiye\'de eğitimin iyi noktada olduğunu belirterek, \"Kaliteli ve fırsat eşitliğini sağlayan bir eğitim değişmez hedefimizdir\" dedi.  Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Yönetim Kurulu Toplantısı ile UNESCO Sivas Çalıştayı\'na katılmak üzere karayolu ile sabah saatlerinde Sivas\'a geldi. Kentte faaliyet gösteren bir otelde düzenlenen programa Bakan Yılmaz\'ın yanı sıra Sivas Valisi Davut Gül, Belediye Başkanı Sami Aydın, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz ile kurum müdürleri katıldı. Toplantıda konuşan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Türkiye\'de UNESCO ve Milli Komisyonun çalışmaları hakkında farkındalığın artırılmasına ihtiyaç olduğunu söyledi. Türkiye\'nin her bölgesinde bu tür etkinliklerin düzenlenmesinin yerinde olacağını aktaran Yılmaz, \"Milli Eğitim Bakanlığı olarak UNESCO Türkiye Milli Komisyonunun çalışmalarını her zaman destekledik. Bundan sonra da desteklemeye devam edeceğiz\" dedi. Bakan Yılmaz, UNESCO\'nun misyonunun eğitimle gerçekleşeceğini, Birleşmiş Milletler\'in sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ancak eğitimle ulaşılabileceğini dile getirerek, herkes için fırsat eşitliğini sağlayan kaliteli bir eğitimin bakanlıklarının öncelikli görevi olduğunu belirtti.

\"TÜRKİYE\'DE EĞİTİM İYİ YERDE\"
Türkiye\'de eğitimin iyi bir yerde olduğunu vurgulayan Yılmaz, \"Ben böyle deyince bakıyorum, aynen bu fil gibi, bazıları sadece filin yağında tutuyor kendilerince bir tanım yapıyor, veya burnundan tutuyor kendince bir tanım yapıyor. O zaman da \'A bak böyle\' dedi diyor. Onların gördüğünden çok daha fazlasını çok net olarak biz görüyoruz. Türkiye\'nin nereye gittiğini, ne olduğunu, hangi durumda olduğunu onu da çok iyi biliyoruz\" dedi. 
Bakan Yılmaz Türkiye\'nin büyüklüğünü görmek isteyenlerin Türkiye\'den dışarıya gitmesini önererek, \"İster Amerika\'ya gitsin. Çok net olarak söylüyorum, ister Avrupa\'ya gitsin, isterse en doğuya gitsin. Türkiye her alanda çok büyük bir başarı elde etti. Sorumluluğumuz çok fazla. Sadece kendi vatandaşlarımıza değil Türkiye\'de geçici koruma altındaki Suriyelilere de eğitim vermek istiyoruz. Bizden eğitim desteği isteyen ülkeleri de göz önüne aldığımızda sorumluluğumuzun her geçen gün arttığının da farkındayız\" diye konuştu.
Afrika ülkeleri Eğitim Bakanları toplantısının geçen hafta İstanbul\'da yapıldığını hatırlatan Yılmaz, \"Afrikalı Bakanlarla ikili görüşmeler gerçekleştirdik. Her birisiyle yapılan görüşmede hem ülkemizin eğitim sistemini tanıttık ama bir de UNESCO Yürütüme Kurulu adaylığımıza destek de talep ettik. Bir çoğu açık olarak desteğini vereceğini söyledi. İnşallah bu Afrika ülkelerinin eğitim konusundaki bizden beklentilerini karşılamak için de bundan sonra çok daha fazla çalışacağız.\" ifadelerini kullandı.

\"KALİTELİ EĞİTİM DEĞİŞMEZ HEDEFİMİZDİR\"
Bakan Yılmaz, Bakanlık olarak Türkiye\'yi zengin, güçlü ve mutlu insanların yurdu yapmak istediklerini dile getirerek, şunları kaydetti:
\"Eğitimin amacı budur, insanı mutlu kılmak. Bir eğitim düşün ki insanını mutlu kılmıyor, hayata bağlatmıyor, hayata tutundurmuyor, yarına olan umutlarını artırmıyor. Orada doğru bir eğitim var demek mümkün değildir. Eğitimin amacı insanı hayata bağlamak, yarına olan umutlarını artırmak. Biz bir çok alanda bundan çok iyi mesafe aldığımızı söylüyoruz. İnsanı mutlu kılmanın, zengin kılmanın, ülkesiyle, kendi kimliğiyle gurur duyacak bir halde yaşatmanın yolu yine eğitimle olur. Çünkü farklılıkları da zenginlik olarak görecek, onları da benimseyecek, yük olarak değil, kimliğinin asli unsuru olarak görecek, bunu da yine eğitimle başarabiliriz. Eğitim çağın gereklerine uygun olarak sürekli değişen ve gelişen birikim ve tecrübeler ışığında yenilenen bir süreçtir. Kaliteli ve fırsat eşitliğini sağlayan bir eğitim değişmez hedefimizdir. Bu hedef doğrultusunda çok önemli mesafeler kaydettik. 64 bin 200 okulda 17 milyon 700 bin üzerinde öğrencimize bir milyon 62 bin öğretmenimizle eğitim veriyoruz.\"

\"İKİLİ EĞİTİMİ KALDIRMAK İÇİN 58 BİN DERSLİK İHTİYACIMIZ VAR\"
Bakan Yılmaz, kaliteli eğitimin önemli olduğunu, bunun da eğitime kaynak ayırmaktan geçtiğini belirterek, hükümetler döneminde eğitim alanında yapılan yatırımları da anlattı. Kaliteli bir eğitim için derslik başına düşen öğrenci sayısını düşürdüklerini, 45 bin 300 dersliğin yapımının da devam ettiğini belirten Bakan Yılmaz, \"İkili eğitimi ortadan kaldırmak için ihtiyacımız olan derslik sayımız 77 bindi, 24 Kasım 2016\'ydı bir yıl oldu. 77 bin eksikten şimdi 58 bin derslik ihtiyacına düştü. 58 bin dersliği yaparsak ikili eğitimi kaldıracağız. 45 bininin de yapılmakta olduğunu söyleyeyim\" ifadesini kullandı. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısını azalttıklarını, öğretmenlerin özlük haklarını iyileştirdiklerini, Fatih Projesini başlattıklarını, müfredatı yenilediklerini hatırlatan Bakan Yılmaz, \"2003 2017 arasında 5 milyar 881 milyon şartı eğitim yardımı yaptık. Her alanda okullaşma oranını artırıyoruz. Kızlarımızın okullaşmasına önem veriyoruz\" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü:
-------------------
-Toplantıdan görüntüler
-Bakan Yılmaz\'ın konuşması

Haber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS, (DHA)

==========================================================

3)TÜRK DOKTORLARDAN SİROZA KARŞI UMUT VEREN ÇALIŞMA

AKDENİZ Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Osman Nidai Özeş, akciğer ve karaciğer fibrozu (sirozu) tedavisinde etkin olan molekülü sirozlu hücrelerde başarıyla test ettiklerini, insanlar üzerinde deneylere başlayacaklarını söyledi. Prof. Dr. Osman Nidai Özeş, tıbbi biyologlar Gökçe Erdoğan, Ece Çopuroğlu, Gökhan Ertosun, Zehra Hapil ve Özlem Yılmaz ile birlikte AÜ Teknokenti\'nde 2010 yılından bu yana yürüttükleri çalışmalarda, akciğer ve karaciğer fibrozu tedavisinde kullanılmak amacıyla tıbbi bitkilerden organik moleküller izole edip, bunların kimyasal yapılarını aydınlattıklarını söyledi. Prof. Dr. Özeş, bu molekülü siroz hastalığının hücre modellerinde test edip bunların aktif ilaç olabileceklerini gösterdiklerini kaydetti.
PATENT BAŞVURUSU YAPILDI
Aktif bileşiklerin laboratuvar ortamında sentetik olarak üretilebilir 72 türevini geliştirdiklerini aktaran Prof. Dr. Özeş, \"Bu bileşiklerin orijinalliği ve patentleşebilir olduğu İsviçre Patent Ofisi tarafından tescil edildikten sonra Antalya Teknokenti\'nde faaliyet gösteren Destek Patent Ofisi\'nin yardımıyla, bileşiklerimizi patent korumasına almak için 3 Mayıs 2017 tarihinde USA Patent Ofisi\'ne resmi patent koruması için başvuru yaptık\" dedi.
TÜBİTAK DESTEKLEMEDİ
Akciğer ve karaciğer fibrozu tedavisinin oldukça zor olduğunu, akciğer fibrozuna karşı ilk ilaca 2014 yılında Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) onayı alındığını söyleyen Prof. Dr. Özeş, \"Söz konusu ilacın moleküler hedefinin ve etki mekanizmasının aydınlatılmasını 2002-2007 yılları arasında bunu geliştiren şirkette direktör olarak çalıştığım sırada ortaya çıkarmıştım. Fibrozis konusundaki bunca deneyimime rağmen geliştirilen ilaç adaylarının desteklenmesi için 2013-2016 yılları arasında TÜBİTAK\'a yapılan proje başvuruları dayanaksız gerekçelerle desteklenmeye layık görülmemiştir\" diye konuştu.
FARELER ÜZERİNDE DENENİYOR
Söz konusu ilaç adaylarını fare modelini kullanarak her iki fibroz hastalığına karşı başarıyla test ettiklerini söyleyen Prof. Dr. Özeş, modern biyoteknolojinin ülke bilimi ve yaratacağı katma değere katkılarının farkında olduğunu söyledi. Prof.Dr. Özeş, \"Ülkemizde ilaç endüstrisinin geliştirilmesine yönelik çabaların, yetersiz ve ilgili kurumlarda oluşturulan değerlendirme panellerinin konu hakkında temel ve endüstriyel deneyimi olmayan kişiler tarafından değerlendirildiğine inanıyorum. Bu bağlamda bu konuya devletin daha fazla özen gösterip bu konuda sanayi deneyimi olan kişilerin öne çıkarılması ve projelerin daha gerçekçi panelistler tarafından değerlendirilmesi gerekir. Özellikle TÜBİTAK ve Sağlık Bakanlığı\'nın bu konuya öncelik vererek, yola çıkan araştırmacıların ihtiyacı daha büyük bütçelerle desteklenmeli ve proje ürünleri piyasaya çıkana kadar bu desteğin devam etmesi gerektiğine inanıyorum\" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
-----------------------------
- Röp: Prof. Dr. Osman Nidai Özeş
- Detay

Haber- Kamera: Erol AKKIR/ANTALYA-DHA)

=================================================

4)SURİYELİ\'NİN İŞLETTİĞİ BAKKALDA ÇOK SAYIDA İLAÇ ELE GEÇTİ

GAZİANTEP\'in İslahiye İlçesi\'nde, Suriyeli Halim Sabid\'in işlettiği bakkalda yüzlerce kutu ilaç ele geçirildi. Cumhuriyet Mahallesi\'nde Suriyeli Halim Sabid tarafından işletilen bakkal dükkanına polis ve zabıta tarafından baskın düzenlendi. Bakkalda arama yapan ekipler, çoğunluğu antibiyotik çok sayıda ilaç ele geçirdi. Suriye ve Türk patentli yüzlerce çeşit ilaca imha edilmek üzere el konulurken, Halim Sabid hakkında yasal işlem  başlatıldı.
8\'inci Bölge Gaziantep Eczacılar Odası İslahiye Temsilcisi Hasan Yıldırım, ilaçların bakkalda satılmasının yasak olduğunu belirterek, vatandaşları almaları yönünde uyardı.

Görüntü Dökümü
-----------------------------
- Suriyeli\'nin işlettiği bakkal
- Zabıta Amirliği
- Ele geçirilen ilaçlar
- Hasan Yıldırım ile röp.
- Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Kadir ÇELİK-GAZİANTEP-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 148 MB

================================================

5)ÖNCE SOYDU ARDINDAN GÖRÜNTÜLERİNİ İNCELEDİ

ISPARTA\'nın Yalvaç İlçesi\'nde bir işyerine giren hırsız, kasada bırakılan bozuk parayı aldı. Kimliği henüz tespit edilemeyen şüphelinin işyerinden ayrılmadan önce güvenlik kamerası görüntülerini yansıtan monitöründen kendi görüntüsünü incelemesi dikkati çekti. Çarşı Mahallesi Yoğurt Pazarı\'nda Ali Demiral\'a ait manav dükkanına 17 Ekim gecesi gelen 3 kişiden biri, havalandırma için açık bırakılan pencereden içeri girdi. Tanınmamak için montunun kapüşonuyla yüzünü gizleyen şüpheli, direkt yazar kasaya yöneldi. Kasada bırakılan bozuk parayı alan şüpheli işyerinden ayrılmadan önce güvenlik kamerasının görüntülerini yansıtan monitörde kendi görüntülerini inceledi. Yüzünün görünmediğinden emin olan şüpheli daha sonra olay yerinden ayrıldı. Bu sırada dışarıda bekleyen 2 şüpheli de güvenlik kamerasına yansıdı.
GÜVENLİK KAMERASINA YANSIDI
Soygunu ertesi gün işyerini açmaya geldiğinde fark eden manav 34 yaşındaki Ali Demiral, şüphelinin çok rahat davrandığını söyledi. Şüphelinin işyerine giriş kapısı üzerindeki havalandırma penceresinden girdiğini belirten Ali Demiral, \"Pencereye ulaşmak için sebze kasalarını basamak olarak kullanmış. Daha önce de ufak tefek hırsızlık olayları oldu. Karpuz çalanları filan gördük ama işyerime giren olmamıştı\" dedi. Kasadaki bozuk paranın çalındığını vurgulayan Demiral, \"Güvenlik kamerası kayıtlarını izledim. 3 kişi gelmiş. 2 kişi dışarıda beklerken biri elinde küçük bir fenerle içeri giriyor. Kasadaki parayı aldıktan sonra monitörden de kendi görüntüsünü izliyor. Bir süre sonra aynı yoldan dışarı çıkıyor\" dedi.
İŞYERİNİZİ SOYDUK MESAJI
Şüphelinin basamak olarak kullandığı kasayı önce yerine koyduğunu belirten Demiral, \"Ancak 1- 2 dakika sonra geri dönüp kasayı yeniden kapının önüne koyuyor. Bize \'işyerinizi soyduk, haberiniz olsun\' mesajı bırakıp uzaklaşıyor\" diye konuştu.
Güvenlik kamerası görüntülerini polise vererek şikayetçi olan Ali Demiral, şüphelinin kasadan yaklaşık 50-60 lira madeni para çaldığını sözlerine ekledi.

Görüntü Dökümü
--------------
- Röp:  Ali Demiral
- Monitörden çektiğim
- Hırsızlık eyleminin gerçekleştiği görüntüler mevcut.
: Haber- Kamera: Nurettin ARKAN/YALVAç (Isparta), (DHA)

================================================

6)BURSA\'DA İHBAR HATTI SAYESİNDE 10 ZEHİR TACİRİ YAKALANDI  

BURSA İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, NARKO-TEM WhatsApp ihbar hattı sayesinde 10 zehir tacirini yakaladı.
Bursa İl Emniyet Müdürü Osman Ak\'ın talimatıyla kurulan NARKO-TEM WhatsApp ihbar hattına gelen ihbarları değerlendiren Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri yaptığı 8 farklı operasyonda toplam 10 kişiyi göz altına aldı. Yakalanan şahısların üzerlerinde, araçlarında ve evlerinde yapılan aramada bir miktar sentetik kannobinoid, esrar ve metamfetamin ele geçirildi.Gözaltına alınan 10 şüpheliden 8\'i hakkında kullanmak amacıyla  uyuşturucu  madde   bulundurmaktan işlem yapılırken, 2 kişi ise uyuşturucu ticareti yapmak suçundan emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Şüphelilerin emniyetten çıkışı
Berktuğ ÖNCÜ/BURSA, (DHA)- 
Süre: 31 saniye Boyut: 32 MB
====================================================

7)EFSANE FUTBOLCULAR, GENÇ HÜKÜMLÜLERLE BULUŞMAK İÇİN VAN\'DA

TÜRK Futbolu\'nun efsane 5 ismi, Gençlik ve Spor Bakanlığı\'nın hayata geçirdiği \'Futbolun  Efsaneleri Genç Hükümlülerle Buluşuyor\' projesi kapsamında Van\'a geldi.
Türk Futbolu\'nun efsane isimleri ve eski milli futbolcular Ali Gültiken, Semih Yuvakuran, Hasan Şaş, Hami Mandıralı ve Oğuz Çetin, Van M Tipi Kapalı Cezaevi\'nde düzenlenecek olan panel  öncesi, Van Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Keskin\'i makamında ziyaret etti. Proje ile ilgili açıklama yapan Ali Gültiken, Gençlik Spor Bakanlığı\'nın hayata getirdiği \'Futbolun Efsaneleri Genç Hükümlülerle Buluşuyor\' projesi kapsamında Van\'a cezaevindeki hükümlülerle buluşmaya geldiklerini belirterek şöyle dedi:
\"Sayın Başsavcımıza çok teşekkür ediyoruz bizleri kabul ettiği için. Projemizin amacı,gençlerimize, çocuklarımıza dokunmak, yeni ufuklar açmak. Tabi ki; cezaevindeki belki hayatın içerisinde olmama şansızlığı olan bu gençlerimizin, bundan sonraki hayatlarında, daha iyi yere sevk etmelerini, onları topluma kazandırmalarına bu proje ile yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ben arkadaşlarıma da çok teşekkür ediyorum. Bu projenin içerisinde yer aldıkları için. Bu işin asıl mimarı Sayın Başsavcımızdır. Kendisine misafirperverliklerinden dolayı çok teşekkür ediyoruz.\"

Futbolcular, Van M Tipi Kapalı Cezaevi\'nde bugün düzenlenecek olan panelde, cezaevindeki hükümlülere, futbol tercübelerini anlatıp, sorularını yanıtlayacak. Futbolcular, daha sonra cevaevindeki genç hükümlülerle bir dostluk maçı yapacak.

Görüntü Dökümü
-----------------------------
-Van Adliye binasından genel ve detay
-Başsbacıyı ziyaret eçin gelen efsane futbolcular
-Efsane futbolcuları karşılayan Van Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Keskin
-Kensin, futbolcularla tokalaşırken
-Başsavcı\'nın makamında oturan futbolcular
-ski Beşiktaşlı futbolcu Ali Gültiken\'in açıklama yapması
-Van Adliye binası
BOYUT:151 MB
SÜRE:2 DK 21 SN

===================================================

8)EVLİLİK VAADİYLE DOLANDIRAN ERKEK GÖRÜNÜMLÜ ŞÜPHELİ KADIN ÇIKTI

ADANA\'da, 69 yaşındaki Şeref Y.\'nin evlilik vaadiyle 40 bin lirasını dolandıran ve kendisini Kaan ismiyle tanıtan erkek görünümlü dolandırıcının kadın olduğu karakolda ortaya çıktı. Erkek gibi görünen 34 yaşındaki Güneş Ç. ile arkadaşı 42 yaşındaki İnci G. gözaltına alındı.
Olay, merkez Yüreğir İlçesi Kocavezir Mahallesi\'nde meydana geldi. İddiaya göre, birahanede içki için emekli Şeref Y.\'nin yanına erkek gibi giyinen ve kendini \'Kaan\' ismiyle tanıtan Güneş Ç. geldi.  Erkek gibi saçı kısa olan Güneş Ç. ile konuşmaya başlayan Şeref Y, eşiyle sorunları olduğunu, boşanıp tekrar evlenmek istediğini söyledi. Bunun üzerine Güneş Ç., 42 yaşında Naz isimli bekar bir halasının olduğunu anlattı.
Bir süre sonra Güneş Ç. çağırdığı arkadaşı İnci G.\'yi halası olarak tanıştırdı. Sohbet sırasında kadın, evlenmek için altın istedi. Bunun üzerine Yeref Y. otomobilini 61 bin liraya sattı. Paranın 40 bin lirasını çorabının içine, kalan 21 bin lirayı ise cebine koyup Güneş Ç. ve İnci G., ile ele ele tutuşup altın almaya gitti. Kuyumcudan 1200 TL\'lik yüzük alan Şeref Y., Güneş Ç. ve İnci G. tarafından ormanlık alana getirildi. Burada kendisine masaj yapacaklarını söyleyen kadınlar, Şeref Y.\'nin çorabının içindeki 40 bin lirayı da alarak kaçtı.
KARAKOLDA KADIN ÇIKTI
Bunun üzerine dolandırıldığını anlayan Şeref Y., polis merkezine giderek şikayetçi oldu. Asayiş Şube Müdürlüğü\'ne bağlı Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri kuyumcunun güvenlik kamerasını incelemeye aldı. Yapılan araştırmada Şeref Y.\'yi biri erkek bir kadın iki kişinin dolandırdığı tespit edildi. Polis zanlıları yakalamak için çalışma başlattı. Yapılan çalışmada sonucu evlilik vaadiyle dolandırıcılık yapan İnci G. ile Güneş Ç. yakalandı. Erkek sanılan Güneş Ç.\'nin karakolda kadın olduğu ortaya çıktı. Zanlılar sorgularında altın aldırdıklarını ancak 40 bin liradan haberlerinin olmadığını ileri sürdü.

Kadınlar, sorgularının ardından adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü
------------------------
***Güvenlik Kamerası***
- Dolandırılan Şeref Y.\'nin İnci G. ile ele ele tutuşarak yürürken görüntüsü
- Şeref Y.\'nin İnci G. ve Güneş G ile kuyumcuya girişi
- Yüzük almaları
- Kuyumcudan çıkarken görüntüleri
***
- Zanlıların Adli Tıp Birimi\'ne getirilmesi
- Adli Tıp Birimi genel görüntüsü ve tabelası
- Zanlıların Adli Tıp Birimi\'nden çıkarılması
- Zanlılardan Güneş G\'nin konuşması
- Polis aracına bindirilmesi
- Polis araçlarının gidişi

SÜRE:03\'28\"    BOYUT:212 MB

Haber:Çağlar ÖZTÜRK-Kamera:ADANA,(DHA)

======================================================
 

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir