Gündem

DHA YURT BÜLTENİ 7

Go-Karta binen çocuk ölümden döndü MARDİN'de, 18 yaşından küçüklerin binmesi yasak olmasına rağmen Go-karta binmesine göz yumulan 14 yaşındaki Mithat Erdem'in, kaza yapan önündeki araca çarpmamak için lastik bariyerlere çarptığı sırada, kemerinin boğazın

26 Eylül 2018 15:05

Go-Karta binen çocuk ölümden döndü

MARDİN\'de, 18 yaşından küçüklerin binmesi yasak olmasına rağmen Go-karta binmesine göz yumulan 14 yaşındaki Mithat Erdem\'in, kaza yapan önündeki araca çarpmamak için lastik bariyerlere çarptığı sırada, kemerinin boğazına dolanması sonucu ölümden döndüğü belirtildi. Baba Murat Erdem, \"14 yaşındaki bir çocuğu yasak olmasına rağmen nasıl bindiriyorlar? Bu olayda bir tedbirsizlik görünüyor. İş güvenliği ile ilgili ilgilenen, onların orada ciddi anlamda bir denetim yapması ve bunun önüne geçmesi lazım\"dedi.

Kızıltepe ilçesinde geçen Pazar günü meydana gelen olayda, 14 yaşındaki Mithat Erdem, bir AVM\'nin Go-kart aracıyla yarıştığı sırada aniden önündeki araç kaza geçirdi. Erdem, önünde kaza geçiren araca çarpmamak için direksiyonu kırarak, yolun kenarındaki lastik bariyerlere çarptı. Çarpmanın etkisiyle kemeri boğazına dolanan Erdem, baş dönmesinin etkisi ile yarışı yarıda bıraktı. Boğazında oluşan 5 santimlik yarayı gişe memurları pamukla sardıktan sonra ailesinin yanına gönderdi.  Olayı babası Murat Erdem\'e anlatan Mithat Erdem, hemen hastaneye kaldırıldı. Hastanede boğazına dikiş atılarak bir gün müşahede altına tutulan Erdem, daha sonra taburcu edildi. Taburcu olduktan sonra go-karta binme yaşını araştıran küçük Mithat\'ın ailesi, 18 yaşından küçüklerin binmemesi gerektiği uyarısı olmadığı ve sözlü olarak uyarılmadığı için de savcılığa suç duyurusunda bulunarak, yetkilileri göreve davet etti.

Yaşananlara tepki gösteren baba Murat Erdem, \"Oğlan go-karta binmek istemişti. Gitti ve geri döndüğünde boyunda bir yara izi gördüm. Üstüne pamuk koyup yarabandı sarmışlardı. Kan aktığını fark edince onlar, \'bir şey yok\' demelerine rağmen ben, her ihtimale karşı hastaneye götürdüm. Hastaneye gittiğim zaman bir baktım ki yara açılmış ve belli oluyordu. Bu şekilde 14 yaşındaki bir çocuğu yasak olmasına rağmen nasıl bindiriyorlar? Bu olayda bir tedbirsizlik görünüyor. İş güvenliği ile ilgili ilgilenen, onların orada ciddi anlamda bir denetim yapması ve bunun önüne geçmesi lazım. Burada yaş sınırı varsa, yaş sınırına uyulması lazım. Veliden izin alınması, imzasının alınması lazım ki bu olayda ne veli soruldu, ne de imza soruldu. Bu tarz olayların olmaması adına bugün belki ucuz atlattık ama daha da büyük bir vaka ile karşı karşıya kalabilirdik. Tomografisi çekildi, beyninde bir sıkıntı çıkabilirdi. Belki bunda bir sıkıntı çıkabilirdi. Bunları atlattık ama bunun bir daha olmayacağı anlamına gelmez. Burada ciddi anlamda bir denetim eksikliği olduğunu düşünüyorum. İlgili kurumları göre davet ediyoruz, yani bu kadar kötü örnek varken, tedbirlerin alınmamasını ben anlayamıyorum. İlgili kurumun, muhatabının kim olduğunu bilmiyorum ama buradan göreve davet ediyorum\" diye konuştu.

Go-karta geçirdiği kaza ile ölümden dönen Mithar Erdem ise, go-kartın kurallarını bilmediğim için gidip bindiğini, arabayı sürerken önündeki aracın kaza yaptığını ve ona çarpmamak için direksiyonu kırıp yandaki lastiklere çarptığını ifade ederek, \"Çarptığımda başım döndü, kemerimi çıkardım. Kaskı çıkardım, ayağa kalktım, gözlüğüm düşmüştü onu aldım ve ben o an boğazımdaki yarayı hiç fark etmedim. Sonra boğazımdaki yarayı ve kanamayı görünce oradakiler gelip beni gişelerin olduğu yere götürdüler. Boynumda yarılma olmuş ve kan akıyordu. İlk başta hiç acısını hissetmedim. Orada pamukla pansuman yaptılar. Önemli bir şey olmadığını söylediler daha sonra ben babamın yanlarına gittim. Babam durumun kötü olabilir diye hastaneye gitmemiz gerekiyor dedi. Hastaneye gittiğimiz zaman uzman cerrah acil servisteki dedi ki buna dikiş atılması lazım. Aynı zamanda atar damara az bir seviye kaldığını kemer birkaç santim daha gitseydi kan kaybından ölebilirdi deyince ben de olayı çocukların go-kart oyununu nasıl binebildiğini araştırmak istedim. Ben istirahatta iken Google’dan go kartta binme şartları nelerdir diye baktığımda yaş sınırı olduğunu öğrendim. Ben 14 yaşındayım ama go kart sınırı olarak 18 yaş gösteriyordu. Orada ne bir yazılı uyarı vardı  ne de sözlü bir uyarı yapıldı. Yani benim yaşım tutmuyordu bana bunu söyleyebilirdi, beni geri gönderebilirlerdi çünkü ben daha önce araştırmamıştım ve ilk defa biniyordum go-kart\'a. Kötü de olsa ilk defa tecrübe ettim o da ilk ve son oldu benim için\"dedi.

Görüntü Dökümü:
-Boğazındaki yara
-Ders çalışması
-Baba ve çocuğun açıklamaları
-Sohbet etmeleri
-Mardin\'deki Go-kart görüntüsü (arşiv)

Haber-Kamera: Nezir GÜNEŞ/MARDİN, (DHA)

======================

Kayınvalidesini döverken görüntülenen gelin serbest kaldı

BURSA\'da, alzheimer hastası kayınvalidesi Fatma A.\'yı (82) sokak ortasında dövdüğü iddiasıyla gözaltına alınan Sevim A. (55), emniyette ifadesi alındıktan sonra savcının talimatıyla serbest bırakıldı.
Merkez Yıldırım ilçesi Demetevler Mahallesi 114\'üncü Sokak\'ta oturan alzheimer hastası Fatma A., gelini Sevim A. tarafından sokak ortasında dövüldü. Sevim A.\'nın kayınvalidesini saçından çekip yere ittiği, sürükleyerek eve götürdüğü o anlar, aynı mahallede oturan Abdurrahman K. (24) tarafından cep telefonuyla kaydedilip, sosyal medyada paylaşıldı. Görüntüler, tepki topladı. Bursa Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Erkut Öneş, eve giderek oğlunu ikna ettiği yaşlı kadını alıp huzurevine yerleştirdi. 
Gözaltına alınan Sevim A., polis merkezine götürüldü. Sevim A. ifadesinde, kayınvalidesinin alzheimer hastası olduğunu, sürekli evden çıkıp kaybolduğunu söyledi, dövdüğü iddialarını ise reddetti. 
Sevim A., ifadesi alındıktan sonra Cumhuriyet Savcısının talimatı ile tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Görüntü Dökümü
----------------
Kayınvalidesini döven gelinin görüntülerini dün geçmiştik

BURSA, (DHA)-

===================================================

Beypazarı\'nda kaybolan avcı, kadavra köpeği ile aranıyor

ANKARA\'nın Beypazarı ilçesinde, 4 gün önce çalıştığı işyerinin sahipleriyle birlikte avlanmak için ormana giden ve burada kaybolan Murat Yıldız (45) jandarma ve komando birlikleri tarafından aranıyor. İlk 3 gün yapılan aramada Yıldız\'a ait herhangi bir ize rastlanmazken, bugün bölgede kadavra ve ceset arama köpeği ile çalışma başlatıldı. 
Ankara\'da oturan evli ve 3 çocuk babası mobilyacı Murat Yıldız, 23 Eylül Pazar günü öğle saatlerinde, çalıştığı iş yerinin sahipleri ile birlikte avlanmak için Beypazarı ilçesinin Dereli köyüne geldi. İşverenleri ile ormanlık alanda gezinen Yıldız, iddiaya göre onlardan ayrıldıktan kısa süre sonra Eşme Deresi mevkiinde kayboldu. Cep telefonunu araçta bıraktığı için kendisinden haber alamayan işverenleri, Yıldız\'ın ailesine haber verdi. Aile, köy halkı ile birlikte ormanda Yıldız\'ı aradı, ancak bir sonuca ulaşamadı. Ailenin başvurusu üzerine bölgeye jandarma ekipleri sevk edildi. Jandarma ekipleri de olayın 2\'nci gün sabahın erken saatlerine kadar Yıldız\'ı aradı, ancak herhangi bir ize rastlayamadı.
KADAVRA ARAMA KÖPEĞİ GETİRİLDİ
Dün jandarma, AFAD ve komando birliklerinden 100 kişilik bir ekip oluşturuldu. Sabah saatlerinde arama çalışmasına başlayan ve köy çevresindeki 20 kilometrelik alanı tarayan ekipler Yıldız\'a ait herhangi bir ize rastlamadı. Ekipler bölgedeki Doğa Korumu ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü\'ne ait fotokapanları da inceledi ancak Yıldız\'a ait bir görüntü bulunamadı.
Dün gece saatlerinde çalışmalarını sonlandıran ekibe, bugün emniyetin kadavra ve ceset arama köpeği de katıldı. Ekibin gün boyu arama çalışmalarını sürdüreceği öğrenildi. 
ŞÜPHELİLERİN SORGUSU DEVAM EDİYOR
Bu arada, Murat Yıldız ile birlikte ava giden ve verdikleri çelişkili ifadeler nedeniyle ailenin şikayeti üzerine gözaltına alınan iş yeri sahipleri Yasin Ü., Mustafa Ü. ve Fırat Y.\'nin jandarmadaki sorgusu sürüyor.

Görüntü Dökümü:
----------------------
-Komandonun arama çalışmaları
-Jandarmanın köpekle arama görüntüsü
-Aramalardan drone görüntüsü
-Eşi Nurcan Yıldız ile röp
-Kayınbiraderi Serdar Demiryılmaz ile röp
-Detaylar

Haber-Kamera:Gökhan CEYLAN-Muhammet BAYRAM/BEYPAZARI (ANKARA), (DHA)- 

======================================

17 yaşındaki şüpheli, 5 yıldızlı otelden dolandırıcı ortağını yönlendirmiş

ANTALYA\'da telefonla aradığı F.A.\'ya kendisini \'polis\' diye tanıtıp, banka hesapları üzerinden terör örgütüne para aktarıldığını söyleyerek dolandırıcılık yaptığı belirtilen K.B., operasyonla yakalandı. 5 yıldızlı bir otelde tatil yaparken K.B.\'yi yönlendirdiği iddia edilen A.Ö. (17) de gözaltına alındı.

Olay, dün öğle saatlerinde, Muratpaşa ilçesi Meltem Mahallesi\'nde meydana geldi. Polise ihbarda bulunan F.A., telefonla arayan dolandırıcıların kendilerini \'polis\' diye tanıttığını, MİT ile ortak operasyon düzenleyecekleri için 10 bin lira istediklerini söyledi. İhbar üzerine harekete geçen Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, içinde fotokopi paralar bulunan zarfı F.A.\'ya verdi ve dolandırıcıları beklemeye başladı. Bir süre sonra buluşma noktasına gelen K.B., zarfı alıp kaçmaya çalıştı, ancak polis ekipleri tarafından yakalandı. İfade için Asayiş Şube Müdürlüğü\'ne götürülen K.B.\'nin verdiği bilgiler doğrultusunda, şüphelinin kendisini yönlendirdiğini söylediği A.Ö., tatil yaptığı 5 yıldızlı otelde gözaltına alındı.

Şüphelilerin, Antalya\'nın Kemer ilçesinde B.K.A. adlı kişiden aynı yöntemi kullanarak 27 bin 895 lira, Denizli\'de F.T.\'den 71 bin 470 lira tutarında ziynet eşyası, 400 dolar ve 390 euro aldığı belirlendi. K.B. ve A.Ö.\'nün dolandırıcılıkla elde ettiği ziynet eşyaları ile paraların bir bölümü Şanlıurfa\'da başka bir şüphelide bulundu. Şüphelerden A.Ö., yaşının 18\'den küçük olması nedeniyle Çocuk Şube Müdürlüğü\'ne teslim edilirken, K.B. ifadesinin ardından adliyeye sevk edildi.

İki şüphelinin \'nitelikli dolandırıcılık\' suçundan çok sayıda kayıtlarının bulunduğu belirtildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Şüphelilerden K.B.\'nin şubeden çıkarılışı
- K.B.\'nin polis aracına bindirilmesi


HABER: Bülent TATOĞULLARI- KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA, (DHA)


======================================


Babasının vasiyeti üzerine 20 yıldır tahta kaşık yapıyor

ÇORUM\'da ölen babasının vasiyetini yerine getiren 2 çocuk babası Şevki Kilkaya (64), 20 yıldır el emeği tahta kaşık üretiyor.

Şevki Kilkaya, \'kaşık odası\' adını verdiği atölyesinde el emeği tahta kaşık üretiyor. Memuriyetten emekli olduktan sonra babasının vasiyetini yerine getirmek için mesleğe yapmaya başlayan Kilkaya, 20 yıldır emekli maaşının yanı sıra yaptığı tahta kaşıkları satarak geçimini sağlıyor. Tahta kaşık yapımını çocukken dedesi ve babasından öğrendiğini belirten Şevki Kilkaya, \"Babam ve dedem ağaçtan kaşık, oklava, kepçe gibi pek çok malzemeyi elleriyle tek tek yapardı. Biz de onları zımparalardık. Ben de resmi bir kurumda çalıştıktan sonra emekli oldum. Rahmetli babam bana ölmeden önce mesleğini yaşatmamı, sürdürmemi vasiyet etti. Ben de emekli olduktan sonra babamın vasiyeti nedeniyle tahta kaşık yapmaya başladım. 20 yıldır da bu işi yapıyorum. Tahta kaşıklara rağbet gün geçtikçe azalıyor ama ben bu mesleği sürdürmeye devam ediyorum. Babama verdiğim sözü tutarak bu mesleği yaşatmaya devam edeceğim\" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:
----------------------
-Şevki Kilkaya açıklama
-Kaşık yapımı
-İş yerindeki kaşıklar
-Detaylar

(SÜRE: 5  Dk) ) (BOYUT: 638 MB)
Haber-Kamera:Yusuf ÇINAR/ÇORUM, (DHA)

======================================

Kıskançlıktan sevgilisini bıçakladı, \'Kafanı kesip ambulansın önüne atacağım\' dedi

ANTALYA\'nın Manavgat ilçesinde, Ali Nafi Toksöz (36), kendisini aldattığını düşündüğü kız arkadaşı Ç.B.\'yi (22) dövüp, saçlarını keserek, çeşitli yerlerinden bıçakladı. Gözaltına alınan Toksöz, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Toksöz\'ün, sevgilisinin boğazına bıçak dayayıp, \"Ambulans gelsin; boğazını kesip, kafanı önlerine atacağım\" dediği öğrenildi.
Manavgat\'ın Ilıca Mahallesi\'nde birlikte yaşayan Ç.B. ile erkek arkadaşı Ali Nafi Toksöz arasında, pazartesi sabaha karşı tartışma çıktı. Ç.B.\'nin başkalarıyla mesajlaştığını iddia eden Toksöz, kadını önce dövüp ardından makasla saçlarını kesti. Toksöz, daha sonra Ç.B.\'yi bıçakla çeşitli yerlerinden yaraladı. Komşuların haber vermesi üzerine olay yerine Manavgat İlçe Jandarma Komutanlığı\'ndan çok sayıda ekip sevk edildi. Kapıyı kırıp, eve giren jandarma görevlileri, Toksöz\'ü kız arkadaşını bıçaklarken yakaladı. Jandarma, Toksöz\'ü gözaltına alırken, eve gelen sağlık görevlileri, yaralı Ç.B.\'yi ambulansla Manavgat Devlet Hastanesi\'ne götürdü.

\'KASTEN YARALAMA\'DAN TUTUKLANDI
Jandarmada ifade veren Ali Nafi Toksöz, kız arkadaşı Ç.B. ile son zamanlarda aralarında tartışmalar olduğunu, olay gecesi de başka biriyle mesajlaştığını, ona \'WhatsApp\' uygulaması üzerinden gülücük gönderdiği için kendisini aldattığını düşündüğünü ve bu nedenle tartıştıklarını öne sürdü. Tartışmanın büyümesi üzerine kendisini kaybettiğini belirten Toksöz, kız arkadaşını dövdüğünü, saçlarını kestiğini ve bıçakla bacaklarından yaraladığını söyledi. Toksöz, sevk edildiği savcılıktaki ifadesi sonrası çıkarıldığı sulh ceza hakimliğince \'kasten yaralama\' suçundan tutuklandı.

\'EVDE KÖPEĞİM VAR\' DEYİP, HASTANEDEN ÇIKMIŞ
Ç.B.\'nin baş, burun ve vücudunun çeşitli yerlerinde çok sayıda darp ve bıçakla yaralama izleri olduğu, bacağında da kırık bulunduğu tespit edildi. Hayati tehlikesi bulunmayan Ç.B.\'nin ameliyata alındığı, başına ve vücudunun birçok yerine dikiş atıldığı belirtildi. Ç.B.\'nin dün \"Evde köpeğim var, ona bakacak kimse yok\" diyerek, kendi isteğiyle hastaneden ayrıldığı öğrenildi. Ç.B., olayla ilgili kendisine ulaşan DHA muhabirine \"Konuşmak, görüşmek istemiyorum\" dedi.

\'BOĞAZINI KESİP, KAFANI ÖNLERİNE ATACAĞIM\' DEMİŞ
Öte yandan tartışma sırasında sesleri duyup, balkona çıkan komşuların 112 Acil Çağrı Merkezi\'ni aradığını anlayan Ali Nafi Toksöz\'ün, Ç.B.\'nin boğazına bıçak dayayıp, \"Ambulans gelsin; boğazını kesip, kafanı önlerine atacağım\" dediği öğrenildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Manavgat adliyesinden görüntü (Cep Telefonu)
- A.N.T.\'nin adliyeden çıkarılması ve jandarma aracına bindirilmesi(Cep Telefonu)
- Jandarma aracının adliyeden ayrılması (Cep Telefonu)

141 MB /// 01.16\"
HABER: Mithat ABAKAN- KAMERA: MANAVGAT (Antalya), (DHA)


======================================

Yol ortasında otlayan büyükbaş hayvanlar, sürücüleri korkuttu

SAMSUN\'un Terme ilçesinde, Karadeniz Sahil Yolu\'nun ortasında yer alan yeşil alanda otlayan zaman zaman karayoluna da inen başıboş büyükbaş hayvanlar, sürücülere korkulu anlar yaşattı.
Terme ilçesi Dalbahçe Hacıoğlu mevkiinde Karadeniz Sahil Yolu ortasındaki yeşil alanda başıboş otlayan büyükbaş hayvan sürüsü, yoldan araçları ile geçen sürücülere zor anlar yaşattı. Zaman zaman karayoluna çıkarak ilerleyen sürü, karayolu güvenliğini tehlikeye düşürdü. Karayolundaki güzergah üzerinde yer alan yeşil alanın çevresinin korunaksız oluşu nedeniyle aniden yola giren hayvanlar olası kazalara davetiye çıkardı. Başıboş ineklerin, yol ortasında yarattığı tehlike üzerine vatandaşlar durumu polise bildirdi. 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Hayvanların yol kenarında yürümesi
Hayvanların yol ortasında otlaması
Detaylar

Haber-Kamera: Fatih TURAN SAMSUN-DHA


======================================

Yeşilçam\'ı evinde yaşatıyor

ADANA’da küçük yaşlardan bu yana biriktirdiği film, afiş ve sinema makineleriyle evine müzeye dönüştüren emekli sinema makinisti Sabri Şenevi (63), eski makinelerle film gösterimleri de yaparak Yeşilçam’ı günümüzde yaşatıyor.

Emekli sinema makinisti Sabri Şenevi, sinemayla ilk kez babasının sayesinde henüz 10 yaşındayken 1965 yılında Tarzan filmini izleyerek tanıştığını söyledi. Bu filmle sinema tutkusunun başladığını belirten Şenevi, bedava film izlemek için pek çok yöntem kullandığını anlattı. Zamanının büyük bir bölümünü sinemada geçirdiğini belirten Sabri Şenevi, \"Makinistlerin kesip attığı film parçalarını, daha sonra izlemek için toplardım. Bozuk olanları tamir ederdim. Bazı görevliler film afişlerini ters çevirip, üzerinde yemek yerdi. Ben o afişleri de toplar, onarır, koleksiyonuma eklerdim\" dedi.
Topladığı film parçalarını görselleştirmek için yöntemler geliştirdiğini kaydeden Şenevi, \"Film şeridini ilk kez içi su dolu sürahinin arkasına tutunca görselleştirdim. Daha sonra mercek arayışına girdim. Ampulü su doldurup bir süre gaz lambasının ışığıyla film karelerini görebildim. Daha sonra bunu gün ışığıyla yaptım. Elektriğimiz yoktu, gün ışığı da kısıtlı süre işe yarıyordu. Dönemin parasıyla 2,5 liraya el feneri aldım. Film şeritlerini yerleştirdiğim kutunun içine fener tutup, topladığım film şeritlerini izleyebiliyordum\" diye konuştu.

MAKİNİSTLİĞE ÇIRAKLIKLA BAŞLADI
Filmleri para vermeden izlemek için sinema salonlarında gazoz sattığını anlatan Sabri Şenevi, ilerleyen yıllarda bir sinema makinistine yardım etmeye başlamasıyla kendisini tam olarak sinemanın içinde bulduğunu dile getirdi. Şenevi, makinistliğe uzanan serüvenini şöyle anlattı:
\"Refik adındaki bir makinistin yanında vakit geçirmeye başladığımda bozulan film makaralarını onarmakla işi öğrenmeye başladım. Bir süre sonra Refik Ağabey, filmi makineye takmayı ve çalıştırmayı öğretti. Bir gün, ‘Hadi bakalım, çalıştırabilecek misin? Bak, içerisi kalabalık. Seyirci çok. Eğer film kırılırsa, çalıştıramazsan seyirci ıslık çalar. Patron da aşağıda. Kendine güveniyor musun?’ dedi. Ben de çalıştırabileceğimi söyledim. Geri dönüşü yoktu. Makinenin kömürünü yaktım, şalterini açtım, ses sistemini aktif ettim ve kazasız belasız filmi oynattık. Ondan sonra uzun yıllar makinistlik yaptım.\"

MÜZE EV, GEÇMİŞTE YOLCULUĞA ÇIKARIYOR
Şenevi, gelişen teknoloji ve sinemanın dijitalleşmesiyle eski sistemlerin artık kullanılmadığını ancak 53 yıldır biriktirdiği materyallerle özellikle Yeşilçam’ı Seyhan ilçesindeki Ali Dede Mahallesi’ndeki evinde yaşattığını vurgulayarak, şunları söyledi:
\"Makinistlik yaptığım dönemdeki Yugoslavya malı film makinelerini de daha sonra hurdacılardan bulup satın alarak evime getirdim. Bu cihazlar hala çalışıyor ve evimde ücretsiz film gösterimleri yapıyorum. Amacım bizden sonraki nesillere eski sinemayı, Yeşilçam’ı ve eski sanatçıları tanıtmak. Ziyaretçilerimi geçmişte bir yolculuğa çıkaran evimde 200 adet 35 mm, 50 adet 16 mm, 8 adet de 8 mm film bulunuyor. 4 bin DVD, bin 500 kaset var. Dijital arşivimde ise 25 bin film bulunuyor. Yüzlerce film afişim de sinema müzesine dönüştürdüğüm evimde sergileniyor. Buraya eski makinist arkadaşlar, sinema öğrencileri geliyor. Onlarla film sohbetleri yapıp, nostaljik filmler izliyoruz.\"
Sabri Şenevi\'ne, bugün 25\'inci Uluslararası Adana Film Festivali\'nde 25\'inci Yıl Emek Ödülü verilecek.

Görüntü Dökümü
-------------------------
- Sinema gösteriminden görüntüler
- Evdeki afişlerden detay 
- Sabri Şenevi\'nin görüntüsü
- Film makinesinden görüntü
- Filmden görüntüler
- Sabri Şenevi\'nin konuşması
- Evden genel görüntüler
- Evin dıştan görüntüsü

SÜRE:05\'43\"  BOYUT:633 MB 
Haber:Nuri PİR  -Kamera:Eser PAZARBAŞI/ADANA,(DHA)

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir