28 Kasım 2017 16:10
1)TAHİR ELÇİ VURULDUĞU YERDE ANILDI
DİYARBAKIR Merkez Sur İlçesi\'ndeki tarihi Dört Ayaklı Minare\'de 28 Kasım 2015 günü güvenlik güçleriyle PKK\'lı teröristler arasında çıkan çatışma sırasında başından vurularak hayatını kaybeden Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi\'nin ölümünün 2\'inci yılında vurulduğu yerde anıldı. Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen, suikastın üzerinden geçen iki yıla rağmen soruşturma dosyasında olayın faillerinin tespit edilmesine yönelik somut hiçbir bir ilerleme kaydedilmediğine dikkat çekti. Tahir Elçi\'nin öldürüldüğü Yeni Sokaktaki anmaya, HDP Grup Başkan Vekili Ahmet Yıldırım, HDP milletvekilleri Osman Baydemir, Meral Danış Beştaş, Ertuğrul Kürkçü, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Tahir Elçi\'nin eşi Türkan Elçi, Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen, uvukatlar ve Türkiye\'nin bir çok ilinden gelen baro temsilcileri katıldı. Anmanın yapıldığı bölgede polis ekipleri tarafından yoğun güvenlik önlemleri alınırken, bomba arama köpeği bölgede aramalar yaptı. Anma programında, önce Elçi\'nin 2 yıl önce aynı yerde yaptığı açıklama kendi sesinhden dinletildi. Açıklamaya katılanlar, Elçi\'nin vurulduğu Dört Ayaklı minare\'ye yakınlarında kurulan polis bariyerin önüne gelerek, karanfil attıkları esnada, HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş, bariyerlerin üzerinde bulanan brandaları sökmesi dikkat çekti.
\"ELÇİ\'NİN VURULDUĞU TARİH TÜRKİYE\'NİN DEMOKRATİK DEĞERLERDEN UZAKLAŞTIĞININ MİLADI OLDU\"
Anmada konuşan Diyarbakır Baro Başkanı Av. Ahmet Özmen, \"Biliyoruz ölüm, çoğu zaman bir cam kırığı gibi keskin ve kalanlar için sonsuz bir burukluktur. Ve yine biliyoruz ki, bu burukluğumuzun yarına kalan bir sesi vardır. Bu ses hukukun, vicdanın ve adaletin hiç kısılmayacak sesi, yani Tahir Elçi\'nin sesidir. Bu inançla yineliyoruz, Tahir Elçi\'nin sesindeyiz. Tahir Elçi\'nin iki yıl önce tam da buradan bütün taraflara \'savaşa, operasyona ve çatışmaya karşı\' yükselttiği sesin duyulmamış olması, siyasi, hukuki ve toplumsal alanda büyük tahribatlar ve kırılmalar yaratmıştır. Yaşanan bu olumsuzlukların devamında ülke demokratik kazanımlardan uzaklaşarak hiç olmadığı kadar baskıcı bir rejim sürecine girmiştir. Evrensel insan hakları hukuku, demokratik ve bireysel haklar askıya alınmış, Anayasa ile güvence altına alınan basın özgürlüğü, örgütlenme ve sendikal haklar gibi demokratik siyasal rejimlerde vazgeçilemeyecek temel haklar sınırlandırılmıştır\"dedi. 2015 yılının Temmuz ayının Türkiye için onarılması güç sorunlarla karşı karşıya kalınan yeni bir sürecin başlangıcı olduğunu anlatan Baro Başkanı Özmen, bu sürecin devamında Tahir Elçi\'nin öldürüldüğü 28 Kasım 2015 tarihi ise, Türkiye\'nin demokrasiden ve barıştan alenen uzaklaştığı bir sürecin miladı olduğunu söyleyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
\"Bu tarihten itibaren siyasal iktidarın demokratik değerlere sırtını dönmesiyle başlayan yeni süreç, başta insan hakları ihlallerinde artış, sivil yerleşim alanlarında çatışmaların yaygınlaşması, göç ve duygusal kopuşun başlangıcı da olmuştur. Çözümün, diyalogun ve müzakerenin yerini maalesef yeniden şiddet ve güvenlikçi politikalar almıştır. Geçen iki yıllık süre zarfında ebedi başkanımızın dikkat çektiği ve engellemek için de hayatını ortaya koyduğu olaylar bütün ağırlığıyla yaşanmış ve toplumda izleri silinemeyecek derin yaralar açmıştır. Türkiye\'nin demokrasiden uzaklaşması aynı zamanda Kürt meselesinin de demokratik ilkeler çerçevesinde çözüm yöntemlerini zorlaştırmaktadır. Daha önce de tecrübe edildiği üzere ülkedeki derin siyasal krizlerin baş göstermesinin temel nedeni, Türkiye devletinin demokratik teamüllerden uzaklaşması olmuştur. Demokratik teamüllerden uzaklaşmanın tezahürü devletin Kürt meselesinde güvenlikçi politikalarına geri dönüşü olmuş böylelikle toplum, çatışmaların yorgunu ve mağduru olmaya itilmiştir. Tahir Elçi\'nin katledilmesi tam da bu siyasal ve demokratik zeminden geri dönüşün başlangıcı olmuştur. Yürürlükteki OHAL rejiminin kaldırılması, geçmişle yüzleşmek ve Tahir Elçi suikastının aydınlatılması bu minvalde yeniden normalleşme zeminini yaratarak sorunların şiddetten uzak demokratik zeminde tartışılmasını sağlayacaktır. Ne yazık ki siyasal iktidarın bu normalleşmenin başlayacağına dair bir iradeyi ortaya koymuyor olmasını üzülerek gözlemlemekteyiz.\"
\"ELÇİ\'NİN DOSYASI SIRADAN BİR SORUŞTURMA DOSYASI HALİNE DÖNÜŞTÜRÜLMEKTEDİR\"
Diyarbakır Baro başkanı Ahmet Özmen, suikastın üzerinden geçen iki yıla rağmen soruşturma dosyasında olayın faillerinin tespit edilmesine yönelik somut hiçbir bir ilerleme kaydedilmediğine dikkat çekerek, \" Tahir Elçi dosyası önemsenerek itinayla soruşturulan bir dosya olmaktan ziyade, sıradan bir soruşturma dosyası haline dönüştürülmektedir. Dönemin Başbakanı ve Adalet Bakanının \'faillerin bulunacağı\' beyanı ve taahhüdüne rağmen söz verenlerin bu resmi söz ve taahhütlerine aykırı davranması tipik bir devlet refleksi örneğini oluşturmaktadır. Bu durum bizleri kaygılandırsa da bizler adaletin tecelli edeceği umudumuzu halen koruyor ve korumak zorundayız. Bu suikast aydınlatılmadığı sürece Türk hukuk siteminin adalet terazisi \'ail\' kalacaktır. Her fırsatta dile getirdiğimiz üzere yeni ve karanlık sürecin başlangıcına zemin sunan Tahir Elçi suikastının tüm yönleriyle aydınlatılması güçlü ve etkin bir kamu iradesinin ve hükümet desteğinin ortaya konması ile mümkün olacaktır. Devlet olmanın sorumluluğu gereği bu beklenti, talep ve temennimiz haklı ve meşrudur. Bu ülkenin Başbakanı oldukları dönemde Dicle\'nin kenarında kurdun kaptığı bir koyunun mesuliyetini üstlenenlere bir kez daha sesleniyoruz. Tahir Elçi bir baro başkanı, saygın bir hukukçu ve insan hakları savunucusuydu, Dicle\'nin kıyısında değil Diyarbakır\'ın merkezinde onlarca kameranın önünde adeta canlı yayında katledildi bugünün Cumhurbaşkanı olarak mesuliyetinizin gereğini yerine getirmenizi bekliyoruz\"diye konuştu.
Açıklamanın ardından anmaya katılanlar Elçi\'nin vurulduğu yere karanfil bırakarak oradan ayrıldı.
Görüntü Dökümü:
----------------------
-Güvenlik önlemlerinden görüntüler
-Anmaya katılanların görüntüleri
-Bomba köpeğinin arama yapması
-Ankara Baro Başkanlığı\'nın çelengi
-Tahir Elçi\'nin eşi Türkan Elçi\'nin gelişi
-Özmen\'in açıklamaları
-Elçi\'nin vurulduğu yere karanfil atılması
-HDP\'li Beştaş\'ın polis bariyerinin üzerindeki brandayı sökmesi
-Genel ve detay görüntü
Haber-Kamera: Ahmet ÜN-Burak EMEK/DİYARBAKIR, (DHA)
================================================
2)TAHİR ELÇİ\'NİN EŞİ TÜRKAN ELÇİ: OLAYDA TIBBEN VE FİZİKEN TESPİTİ MÜMKÜN OLMAYAN MEVZU VAR
DİYARBAKIR Barosu Başkanı Tahir Elçi\'nin, merkez Sur ilçesindeki tarihi Dört Ayaklı Minare\'nin önünde yaptığı basın açıklamasının ardından öldürülmesinin üzerinden 2 yıl geçti. Türkan Elçi, eşinin öldürülmesiyle ilgili yürütülen soruşturmayı değerlendirirken, \"Dosyada hiçbir şekilde yol alınmadı. Olayda tanık yok, sanık yok. Kimilerine göre tıbben ve fiziken tespiti mümkün olmayan bir mevzu var ortada\" dedi.
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, 28 Kasım 2015\'te, merkez Sur ilçesindeki çatışmalarda hasar gören tarihi Dört Ayaklı Minare\'nin önünde basın açıklaması yaptıktan sonra, silahlı saldırıda öldürüldü. Olayla ilgili yürütülen soruşturmada faile ve Elçi\'yi öldüren kurşuna ulaşılamadığı belirtildi. Eşinin ardından öğretmenliği bırakarak hukuk eğitimi almaya başlayan Türkan Elçi, son 2 yılda yaşadıklarını anlattı.
Türkan Elçi, şunları söyledi:
\"Silah sesleri altında kalmak ve kaçmanın yollarını aramaya çalışmamak cesaretin göstergesidir. Tahir\'in o gün silah seslerinin altında öylece kalışı yeni bir şey değil. O yıllarca duruşmalarda da sözlü saldırıların tehditlerin karşında bir savunma avukatı olarak kaldı, kaçmadı, düşündüklerini bir hukukçu inancıyla savundu. İnsan hakları konusunda ihlal yaşanmış dosyaları da sonuçlanıncaya kadar yarım bırakmadı. Bir haberci olarak bilirsiniz; toplumu etkileyen, mahkeme koridorlarına yansıyan bir olaya ilgi günübirliktir. Etkisi saman alevi gibidir. Öne çıkma gayesiyle bu koridorlarda bulunanların bulunmaları da bu saman alevinin yanma süresi kadardır .Bir hak ihlaline karşı toplumun ilgisi azalmışsa bile devam ettirmek inanç gerektiren bir tutumdur. Yani anlayacağınız sadece tribünlere oynamamaktır.\"
\'TIBBEN VE FİZİKEN TESPİTİ MÜMKÜN OLMAYAN BİR MEVZU\'
Türkan Elçi, eşinin öldürülmesinden sonra yürütülen soruşturmada bir arpa boyu yol alınmadığını da belirtti. Elçi, \"Bunu toplumun büyük bir kesimi biliyor, dosyada hiçbir şekilde yol alınmadı. Olayda tanık yok, sanık yok. Kimilerine göre tıbben ve fiziken tespiti mümkün olmayan bir mevzu var ortada\" dedi. Eşinin, insanların yaşama hakkının ihlali konusundaki hassasiyetine tanıklık ettiğini belirten Elçi, \"Bu ihlalin kim tarafından gerçekleştirildiğinin onun nazarında hiçbir önemi yoktu. Önemli olan, onun için bireysel hak ve hürriyetlerdi, yaşam hakkıydı. Çünkü bu hakların ihlali, telafisi mümkün olmayan haklardır. Bugün yaşasaydı aynı şeyleri daha ziyadesiyle dillendirecekti. Çünkü bugün vicdani ve hesapsız bir tutuma daha çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz\" ifadelerini kullandı.
\'EŞİM, TÜRKLER VE KÜRTLER ARASINDA BİR KÖPRÜYDÜ\'
Türkan Elçi, eşinin Türkler ve Kürtler arasında bir köprü vazifesi gördüğünü ifade ederek, şunları kaydetti: \"Hayata sadece kendi zaviyelerinden bakan insan topluluklarının ayrıştığı, vadilerin her bir yakasında uçurumlarla birbirlerinden ayrıldığı yerler arasında köprüydü. Bunları bir araya getirebilmenin biricik sırrı da insan olma noktasındaydı. Meselelere sadece insan olmanın gerekliliği ve başkaca özellikler ise ayrışmak için yeterli olmayan mevzulardı. Bu gibi vasıfları taşıyan bir köprüyü yıkmak, insanların kaos girdabında ölüp gitmesi ve bundan kendince faydalanmak isteyenlerin işidir diyebiliriz. Doğrudur; bir polisin acısını da dile getirdi. Tekrar izah etmekte fayda var; Tahir hiç kimseyi düşmanlaştıracak, ayrıştıracak bir tutum sergilemedi. Herkese insan olma noktasında yaklaştı. Yaşarken bunların karşılığını görmedi, linç edildi. Onun taşıdığı ulvi değerlerin anlaşılacağı günleri temenni ediyorum.\"
Ferit ASLAN/DİYARBAKIR, (DHA)-
=============================================================
3)HASTANEDE, \'DOKTORA DARP\' PROTESTOSU
ALAŞEHİR Devlet Hastanesi Acil Servisi\'nde görevli doktor Abdurrahman Doğan\'ın bir hastanın yakınları tarafından darp edilmesi, basın açıklaması ve alkışlarla protesto edildi. Manisa\'nın Alaşehir ilçesi, İsmetiye Mahallesi\'nde yaşayan Sevim G. (Girgin) (52), dün (pazartesi) saat 05.30 sıralarında rahatsızlandı. Yakınları durumu 112 Acil Servis\'e bildirdi. Ambulansın geciktiğini ileri süren yakınları Sevim G.\'yi kendi imkanları ile Alaşehir Devlet Hastanesi Acil Servisi\'ne götürdü. Sevim G., tedaviye alınırken eşi M.G. (Mustafa Girgin) (55) ve yeğeni A. G. (Adil Girgin), ambulansın gecikmesi nedeniyle acil serviste görevli nöbetçi doktor Abdurahman Doğan ile tartışmaya başladı. Tartışmanın uzaması üzerine M.G., yeğeni ile birlikte ambulansın gecikmesinde, kendisinin bir sorumluluğu bulunmadığını belirtmesine rağmen doktor Doğan\'a tekme atıp, tokat vurdu. Hastane çalışanları ve güvenlik görevlileri araya girerek Doğan\'ı kurtardı. Darp raporu alan Doğan\'ın şikayetçi olması üzerine polis tarafından adliyeye sevk edilen M.G. ve yeğeni A.G., savcılıktaki ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.
SALDIRIYI KINADILAR
Doktor Doğan\'a yapılan saldırı bugün hastane önündeki eylemle protesto edildi. Hastanede görevli doktor, hemşire ve diğer çalışanlar, \'Emeğe Saygı Şiddete Sıfır Tölerans\' yazılı pankart açıp, saldırıyı kınadı. Darp edilen doktor Doğan\'ın da katıldığı protestoya, Manisa Tabip Odası Başkanı Hasan Semih Bilgi ve Alaşehir Tabip Odası temsilcisi Dr. Ahmet Arıkan da destek verdi. Sağlıkçılar adına konuşan Alaşehir Devlet Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Hüseyin Taşkın, \"Hastanemizin acil servisinde görev yapan Dr. Abdurrahman Doğan, ambulans hizmetindeki aksaklıktan doğan bir tartışmada, kendisinin konuyla hiçbir ilgi ve alakası olmamasına rağmen, bir hastanın yakınları tarafından darp edilmiştir. Sağlıkta gittikçe artan şiddet olaylarında günde ortalama 30 sağlık çalışanı sözlü ya da fiziksel şiddete maruz kalmaktadır. Şiddetin artmasının en temel nedeni, \'Sağlıkta dönüşüm\' adı altında uygulanan sağlık politikaları ile sağlık çalışanlarının şiddete açık bir duruma getirilmesidir. Bakılan hasta sayısı beş kat artmasına rağmen sağlık çalışanı sayısında artış 1.5 kat olarak gerekçekleşmiştir. Bu dönüşüm sürecinde beklentilerin yüksek tutulması, diğer taraftan hekimlere karşı değersizleştirici tutum ve davranışlar şiddete zemin hazırlamıştır. Bu konuda TBMM\'ye sunulan sağlıkta şiddetin önlenmesine dair ceza yasasının bir an önce, son derece caydırıcı bir şekilde yürürlüğe konulmasını istiyoruz. Bu tür olaylar karşısında hizmet üretmemiz mümkün değildir. Arkadaşımıza yapılan saldırıyı kınıyoruz\" dedi.
Taşkın\'ın konuşmasının ardından kalabalık, yaşanan saldırıyı alkışlarla protesto etti.
Görüntü Dökümü
--------------------
-Alkışlı protestodan görüntü
-Basın açıklamasından görüntü
-Darp edilen doktor Abdurrahman Doğan\'ın görüntüsü
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Nurettin DOĞAN / ALAŞEHİR (Manisa), (DHA)
==================================================
4)POLİS, \'ADANA MERKEZ PATLIYOR HERKES\' ŞARKISINI SÖYLEYENİN PEŞİNDE
ANKARA merkezli başlatılan operasyonda sosyal medya hesaplarından uyuşturucuyu övücü ve özendirici paylaşım yapanlara yönelik 29 ilde eş zamanlı düzenlenen narkotik operasyonlarının Adana ayağında 6 kişi yakalandı.
Polis, sosyal medyada, \'Adana merkez patlıyor herkes\' şarkısını söyleyen Ramazan A.\'yı da yakalamak için çalışma başlattı.
Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Daire Başkanlığı ile Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı tarafından başlatılan operasyonda 81 kişiyi yakalama kararı çıkarıldı. Adana\'daki operasyona, göreve giderken kendi kullandığı motosikletle taksiye çarpıp şehit olan polis memuru Arda Can\'ın adı verildi. Sabah erken saatte belirlenen adreslere operasyon yapan polis, 6 kişiyi yakaladı.
Sosyal medya hesaplarında uyuşturucuyu övdüğü iddia edilen 6 kişi sorgulanmak üzere emniyete götürüldü. Operasyonda sosyal medyada çok izlenenler arasında bulunan ve sözleri ile uyuşturucuyu övdüğü ve özendirdiği belirtilen, \'Adana Merkez Patlıyor Herkes\' şarkısını söyleyen Ramazan A.\'yı yakalama çalışmaları sürüyor.
Görüntü Dökümü
----------------------
- Gözaltına alınan şahısların Adli Tıp Birimi\'nden çıkarılması
- Yüzlerini gizlemeleri
- Polis aracına bindirilmeleri
- Adli Tıp Birimi dış görüntüsü
- \'Adana Merkez Patlıyor Herkes\' klibi
Haber-Kamera:Çağlar ÖZTÜRK/ADANA,(DHA)
================================================
5)HAVALANDIRMA BOŞLUĞUNA DÜŞEN İŞÇİ KURTARILDI
ADAPAZARI\'nda, çatıyı onarırken iki bina arasındaki havalandırma boşluğuna düşen işçi sağlık ekibinin ilk müdahalesinin ardından sedye ile binanın üstüne çıkarıldı. İtfaiye aracıyla yola indirilen işçi hastaneye kaldırıldı.
Olay, Adapazarı Orta Mahalle Bankalar Caddesi üzerindeki Uzun Çarşı\'da meydana geldi. Çarşıda onarım çalışması devam ederken, taşeron firma işçisi 23 yaşındaki Sebahattin İbik çatıyı onarırken 3 metre yüksekten havalandırma boşluğuna düştü. İşçiler, Sebahattin İbik\'in aşağı düştüğünü görünce 112 Acil ve itfaiyeden yardım istedi. 112 Acil ekibinin ilk müdahalesinin ardından Sebahattin İbik işçilerin de yardımı ile sedye ile çatıya çıkarıldı. Yaralı işçi çatıdan merdivenli itfaiye aracıyla yola indirilerek ambulansla Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi\'ne kaldırıldı. Çevrede toplanan kalabalık merakla ekiplerin çalışmasını izledi. Sebahattin İbik\'in hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenilirken, polis olayla ilgili soruşturma başlattı.
Görüntü Dökümü
---------------------------
Kurtarma çalışmalarından görüntü
Sedyedeki işçinin itfaiye aracıyla aşağı indirilmesi
Çevrede toplanan kalabalıktan görüntü
Aziz GÜVENER/ADAPAZARI(Sakarya), (DHA) -
===================================================
6)DENİZE ATLAYIP İNTİHAR ETTİ
ANTALYA\'da üzerinden kimlik çıkmayan 25-30 yaşlarında bir erkek, elbiseleriyle denize atladı. Çevredekiler tarafından denizden çıkartılan ve kalp masajı yapılan adam, hastanede yaşamını yitirdi. Olay, saat 09.00 sıralarında Konyaaltı İlçesi Akdeniz Bulvarı\'nda meydana geldi. Sabah erken saatlerde sahile gelen bir genç, uzun süre çevresini izledi. Daha sonra hızla koşup denize atlayan ve bir süre sonra su yüzüne çıkan genci, balık tutanlar sahile çıkarttı. Olay yerine çağrılan sağlık ekipleri, genci hayata döndürmek için uzun süre kalp masajı yaptı. Ambulansla Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi\'ne götürülen genç, müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Polis, üzerinden kimlik çıkmayan gencin yakınlarına ulaşmak için çalışma başlattı.
Görüntü Dökümü:
----------------------
-Ambulansın gelişi
-Gencin sedye ile indirilmesi
-Kalp masajı yapılması
-Acil servis dış plan
-Dalgalardan görüntü
-Sahil genel görüntü
64 MB// 1.03
Haber - Kamera Bülent TATOĞULLARI/ANTALYA,(DHA)
==========================================
7)ŞASE YAPAN ELEKTRİK TELLERİ GECEYİ AYDINLATTI
MUĞLA\'nın Marmaris ilçesinde şase yapan elektrik tellerinden çıkan kıvılcımlar vatandaşı korkuttu. Bir vatandaşın cep telefonuyla görüntülediği o anlarda, kıvılcımların geceyi aydınlattığı görüldü. Olay, dün (pazartesi) saat 20.30 sıralarında İçmeler Mahallesi Asparan Mevkii\'nde çevresi kızılçam ağaçlarıyla kaplı karayolunda meydana geldi. İşadamı Muhsin Çelenk, aracıyla seyir halindeyken aniden elektrik tellerinden kıvılcımlar yükseldi. Çelenk, aracını 30 metre geriye çekerek yaşanılanları cep telefonuyla çekti. Elektrik tellerinin şiddetli rüzgar nedeniyle birbirine çarpmasıyla oluşan patlama sesleri sonrası kıvılcımlar, geceyi aydınlattı. Vatandaşlar, AYDEM ve itfaiye ekiplerini aradı. AYDEM görevlileri, enerji nakil hatlarında akımları kesti. İtfaiye ekipleri, olası bir yangına karşı önlem aldı. Yaşanan kısa devre sonucu Asparan Mevkii\'nde elektriklerin kesik olduğu ve onarım çalışmasının devam ettiği öğrenildi. Vatandaşlar, AYDEM ekiplerini geç geldikleri gerekçesiyle eleştirdi.
Görüntü Dökümü
-----------------------
- Cep telefonuyla çekilmiş elektrik tellerinin şase yapmasının görüntü
(Toplam: 2 dakika-32.3 MB görüntü)
Haber- Kamera: Ali GÜNDOĞAN / MARMARİS (Muğla), (DHA)
===========================================================
© Tüm hakları saklıdır.