Gündem

DHA YURT BÜLTENİ-3

1)SUİKAST TİMİ DAVASINDA KARAR DURUŞMASI CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 43'ü tutuklu 46 kişinin Muğla 2'nci Ağır Ceza

04 Ekim 2017 14:12

1)SUİKAST TİMİ DAVASINDA KARAR DURUŞMASI


CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan\'ın Marmaris\'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1\'i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 43\'ü tutuklu 46 kişinin Muğla 2\'nci Ağır Ceza Mahkemesi\'nde yargılanmasında sona gelindi. Mahkeme, kararını açıklamak üzere toplandı. Sanıkların son sözlerinini alınmasından sonra karar açıklanacak. 15 Temmuz\'daki darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan\'ın Marmaris\'te kaldığı otele saldırı düzenleyen Özel Kuvvetler ve Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timlerinde görevli 1\'i firari 37 darbeci askerin de aralarında bulunduğu 43\'ü tutuklu 46 sanığın yargılandığı Muğla 2\'nci Ağır Ceza Mahkemesi\'ndeki davanın duruşmasına bugün tekrar başlandı. Sanıklardan Çiğli 2\'nci Ana Jet Üs Komutanlığı\'nda görevli Albay Ramazan Elmas\'ın dosyasının ayrılması üzerine yargılanan sanık sayısı 47\'den 46\'a indi. Yoklamayla başlayan duruşmada, tümamiral Tezcan Kızılelma, tuğamiral Ünsal Coşkun ve bu davadan tutuksuz yargılanan yarbay Hüseyin Yılmaz, SEGBİS sistemi üzerinden duruşmaya katıldı.
43 SANIK İÇİN KARAR VERİLECEK
Duruşmada 43 sanık için karar verilecek. Sonradan yakalanan ve adli işlemleri Ankara\'da devam eden Yarbay Özcan Karacan, firari durumdaki aynı zamanda dosyanın bir numaralı sanığı Fethullah Gülen ve suikast timi üyelerinden firari yüzbaşı Burkay Karatepe için ise karar açıklanmayıp, dosyaları ayrılacak.
SANIKLARIN SON SÖZLERİ ALINDI
Duruşmada sanıkların ilk olarak son sözleri alınmaya başlandı. İlk sözü alan MAK timi üyesi teğmen Burak İpek, \"Hayatım boyunca hiç ceza almadım. Kendimi bu güne sakladım. Bana büyük büyük cezalar vermek hayatın olağan akışına aykırı. Bana büyük büyük cezalar vermek size nasip olacak. Mahkemede uygun bir yargılama yapılmadığına inanmıyorum. Hukuksuz bir yargılama olduğuna inanıyorum. Çabuk bitti. Çıkan kararın prematüre olacağına inanıyorum. Hukukun üstünlüğünün önde tutulduğu mahkemelerde yargılanmak istiyorum tekrar. Anayasayı tanımıyorum deme şansımız yoktu. Bizler çimenleriz, fillerin bulunduğu yerde bizler ezildik\" dedi.
Sanıklardan Haldun Gülmez\'in son sözü olarak 6 sayfalık bir yazı okuma isteğini Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ kabul etmedi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
15 Temmuz\'daki darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan\'ın Marmaris\'te kaldığı otele saldırı düzenleyen Özel Kuvvetler ve Muharebe Arama Kurtarma timlerinden oluşan 37 kişilik özel tim, başarılı olamayınca 2 polisi şehit edip kaçtı. Bu kişilerden, aralarında Çiğli Ana Jet Üssü\'nün imamı olduğu belirtilen \'Paşa\' lakaplı astsubay Zekeriya Kuzu\'nun da aralarında bulunduğu 25\'i ilk olarak yakalanarak tutuklandı. Daha sonra Özel Kuvvetler Komutanlığı\'nda tabur komutanı olan Binbaşı Şükrü Seymen ile önceden aynı birlikte eğitim alıp görev yapan askerlerden seçtiği yüzbaşılar İsmail Yiğit, Mustafa Serdar Özay, Muammer Gözübüyük, Ergün Şahin, Bahadır Sagun, Mehmet Öztürk, üsteğmenler Murat Köse, Mehmet Demir, Enes Yılmaz; teğmen Muhammet Burak İpek de yakalanarak tutuklandı. Firari Yüzbaşı Burkay Karatepe ise yakalanamadı. Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı\'nın iddianamnesinde, sanıkların her biri için 6 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Suikasta teşebbüs eylemini gerçekleştirmek üzere Marmaris\'e geldikleri belirtilen 37 askeri personelin yanı sıra azmettirici ya da yardımda bulunduğu belirlenenlerle birlikte aralarında örgüt lideri Fethullah Gülen\'in de bulunduğu, 3\'ü firari toplam 47 kişi hakkında dava açıldı. Sanıkların, \'Cumhurbaşkanına suikast\', \'anayasayı ihlal\', \'yasama organına karşı suç\', \'hükümete karşı suç\', \'silahlı terör örgütü yöneticisi olma\', \'yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme\', \'yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs etme\', \'kasten öldürmeye teşebbüs\', \'zincirleme şekilde cebir ve tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama\', \'zincirleme şekilde silahla tehdit\', \'Cumhurbaşkanına hakaret\', \'zincirleme şekilde kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret\', \'kamu malına zarar verme, mala zarar verme, nitelikli olarak konut dokunulmazlığının ihlali ve nitelikli yağma\' suçlarından 6\'şar kez müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi.

Görüntü Dökümü
-------------------
- Sanıkların getirilmelerinden görüntü.

Haber: Taylan YILDIRIM - Cavit AKGÜN, Kamera: Mücahit BEKTAŞ / MUĞLA (DHA)
 
==================================================

2)ÇANAKKALE BOĞAZI\'NDAN 44 BİN 35 GEMİ GEÇTİ

ÇANAKKALE Boğazı\'ndan geçen yıl 44 bin 35 gemi geçiş yaptı. Bu yılın ilk 6 ayında ise 21 bin 596 gemi boğazı kullandı. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı\'na bağlı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü verilerine göre, 37 mil uzunluğundaki Çanakkale Boğazı\'ndan 2016 yılında, 44 bin 35 gemi geçiş yaptı. Boğazdan geçen gemilerin toplam grostonu 772 milyon 922 bin 682 olarak belirlendi. Gemilerden 19.007\'si kılavuz alırken, 43 bin 543\'ü ise seyir planı verdi. Gemilerden 26 bin 71\'i limanlara uğramadığı, 5 bin 665 geminin ise 200 metreden büyük olduğu kaydedildi. Çanakkale Boğazı\'ndaki bu yılı gemi geçiş sayısı ilk 6 ayında ise 21 bin 596 oldu. Bu yılın ilk 6 ayında boğazdan geçen gemilerin toplam grostonu 394 milyon 706 bin 191 oldu. Gemilerden 9 bin 563\'ü kılavuz aldı. 21 bin 095 gemi seyir verdi. 12 bin 623 gemi limanlara uğramadı. 2 bin 955 geminin 200 metreden büyük olduğu belirtildi.

Görüntü Dökümü
--------------------
- Çanakkale Boğazı\'ndan geçen gemilerden görüntü
 Haber- Kamera: Mustafa SUİÇMEZ / ÇANAKKALE, (DHA)

================================================

3)SAHTE POLİS, RUS SEVGİLİYİ 100 BİN DOLAR DOLANDIRDI

ANTALYA\'da Rus vatandaşı 35 yaşındaki Evgeniia Dtysheva, kendisini \'polis\' ve \'Ömer Demir\' olarak tanıtan bir çocuğunun babası T.A.\'nın, 100 bin dolar dolandırdığını ileri sürdü. Sabıkası olduğu belirlenen T.A.\'nın, polis kıyafetli fotoğrafları dikkati çekti.Antalya\'da yaşayan Rus Evgeniia Dtysheva, \'polis\' ve \'Ömer Demir\' olarak tanıdığı bir çocuğunun babası T.A.\'dan şikayetçi olmak için gittiği Konyaaltı\'ndaki polis merkezinde çarpıcı iddialarda bulundu. Evgeniia Dtysheva, 2 yıl önce Liman Mahallesi\'ndeki bir sitenin spor salonunda kendisini \'Ömer Demir\' olarak tanıtan, sonradan T.A. olduğu ortaya çıkan kişiyle görüşmeye başladıklarını, bir süre sonra evlenme teklif ettiğini kaydetti. Zaman zaman Rusya\'ya gidip geldiğini aktaran Evgeniia Dtysheva, “Ömer Rusya\'dan dönüşte evlilik için gereken evrakı getirmemi söyledi. Rusya\'dan döndükten sonra Ömer\'le yaşamaya başladık. Sonra hamile kaldım. Eski eşimden çocuğum da yanımda kalıyordu. Eski kocam bu yüzden bana kızdı ve Antalya\'ya gelip beni Rusya\'ya götürmek istedi. Ömer karşı çıktı ve eski kocamı dövdü. Eski kocam da Rusya\'da kendisine çocuğunu göstermediğimi iddia ederek hakkımda dava açtı. Bunun üzerine Ömer bana \'Tüm mallarına tedbir koyduracak, her şeyi satman gerekiyor\' dedi. Sitedeki daireme Ömer alıcı buldu ve apar topar sattırdı. Daireyi sattığımız kişiden bir cip ve 80 veya 100 bin dolar aldık. Arabayı üzerime aldım. Ömer \'Senin hesaplarına haciz gelebilir, o yüzden bu para benim hesabımda dursun\' diyerek, parayı aldı\" dedi.
\'POLİS OLDUĞUNU SÖYLEDİ\'
Geçen yıl Ömer Demir\'in kendisine polis olacağını söylediğini kaydeden Evgeniia Dtysheva, “Polis olmak için tanıdığı savcı, hakim ve emniyet personeli olduğunu söyledi. Bunu söyledikten bir iki gün sonra da göreve başladığını söyledi. Sivil olarak çalıştığını belirtti. Kemerine bir polis amblemi kokart takıyor ve hemen hemen her gün \'İşe gidiyorum\' diye evden çıkıyordu. Polis telsizi de kullanıyordu. Markasını bilmediğim gümüş renkli bir silahı ve mermileri vardı. Birçok defa resmi trafik polisi aracının evin önüne gelip aldığını ve eve bıraktığını gördüm. Bazen motosikletli yunus timleri gelip bırakıyordu\" diye konuştu.
18 TEMMUZ\'DA ORTADAN KAYBOLDU
Ömer Demir\'in bir gün kendisine evlilik için tüm işlemleri yapacağını söyleyerek evrak imzalattığını iddia eden Evgeniia Dtysheva, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Evrakı imzaladıktan sonra evlenmiş olacağımızı söyledi. Ondan hamile kalmıştım, bu nedenle o kağıdı incelemedim ve güvenip imzaladım. Hatta Ömer bana imzadan sonra \'Tebrik ederim artık evliyiz\' dedi. Bir süre sonra bana daireden kalan parayı değerlendirmem gerektiğini belirtip, bir arsa bulduğunu söyledi. Ben de kabul ettim. Konyaaltı Tapu Müdürlüğü\'ne gittik. Orada tanımadığım bir kişi daha vardı. Sonra bana beklememe gerek olmadığını, tapuyu eve göndereceklerini söyledi. Ben de Ömer\'i arabada bekledim. Sonra Ömer yanıma gelip içeriğini bilmediğim bir takım evrak imzalattı. Bunların tapu için gerekli belgeler olduğunu söyledi. Birkaç gün sonra bana bir tapu getirip arsayı aldığını ifade etti. Tapuya baktığımda üzerinde adım yazıyordu. Bu arsayı 35 bin dolar civarına aldığını, kalan miktarın da hesabında olduğunu söyledi. Bir süre sonra bana Moskova\'ya tayin olduğunu, gümrükte çalışacağı için oraya taşınacağımızı belirtti. Eski eşimle olan hukuki süreçten dolayı Rusya\'da sıkıntı olabileceğinden Ömer bana yeni pasaport ayarlayacağını ve hiçbir sorun olmayacağını söyledi. 18 Temmuz günü araca iki büyük el çantası koydu ve sabaha karşı saat 04.00\'te eve geldi. Döndüğünde çantalar yoktu. Kendisine pasaport işini sordum, halledeceğini söyledi. Bilerek tartışma ortamı yarattı ve bir daha geri dönmedi. Evden çıktıktan 15 dakika sonra bana mesaj atıp Gürcistan\'a gideceğini, beni de yanına alacağını, alacak için eve gelenler olursa kimseye para vermememi söyledi. O evden ayrıldıktan sonra tabletimin, Rusya\'dan aldığımı iPhone 4 marka cep telefonumun, 4 pırlanta taşlı altın yüzüğümün, 3 altın küpemin, 3 zincir şeklinde altın kolyemin ve üzerinde değerli taşlar olan 2 alyansımın yerinde olmadığını fark ettim. Bunun üzerine Ömer\'i telefonla aradım ama sürekli kapalıydı. Halen de kendisine ulaşamıyorum.\"
HER ŞEYİ YALAN
Yaptığı araştırmalar sonucu Ömer\'in polis olmadığını öğrendiğini sözlerine ekleyen Evgeniia Dtysheva, konuşmasını şöyle tamamladı:
\"Evli olmadığımızı, evlilik için hiçbir müracaatın yapılmadığını, tapudan da üzerime hiçbir taşınmaz olmadığını, bana gösterdiği tapunun sahte olduğunu öğrendim. Bu tapu belgesini de yanında götürmüş. Ayrıca bir defasında telefonuna baktığımda birkaç kadınla samimi şekilde mesajlaştığını gördüm. Bana onların eski arkadaşları ve artık görüşmediğini söylemişti. Sonradan öğrendiğime göre 3- 4 kadın ile hala sevgili ve onlardan da birer erkek çocuk sahibi olduğunu öğrendim. Ayrıca Ömer ile yaşadığımız dönemde Mustafa isimli bir trafik polisi evimize misafir olarak geliyordu. Ben onu Ömer\'in polis arkadaşı olarak biliyorum. Ömer\'i arada sırada işe giderken alıp bırakıyordu. Bana Ömer\'in polis olmadığından hiç söz etmedi. Ömer\'e ulaşamayınca Mustafa\'yı aradım. Bana onun adının Ömer olmadığını, nerede olduğunu bilmediğini, kendisinin de onu aradığını, kendisine de borcu olduğunu söyledi. Mustafa\'ya \'Birlikte çalışmıyor muydunuz, o da polis\' dediğimde bana \'Yok hayır, birlikte çalışmıyoruz, sadece arabada birlikte geziyorduk, polis değil\' dedi. Gerçek adının ne olduğunu bana söylemedi. Olaylardaki maddi zararım 100-120 bin dolar civarındadır.\"
Yapılan araştırmalarda, kendisini Ömer Demir olarak tanıtan kişinin T.A. olduğu ve bulunduğu belirlendi.

Görüntü Dökümü
--------------------
- Evgenııa Dtysheva ile röp
- Evgenııa Dtysheva çocuğu ile ilgilenirken görüntü
- Evgenııa Dtysheva\'nın yakın plan yüz görüntüsü
- Evgenııa Dtysheva\'nın kendisine polis süsü veren Ömer Demir\'le birlikte çekilmiş fotoları 
- Ömer Demir adındaki dolandırıcının polis kıyafetli fotoğrafları
385 MB - 3.27\'
 Haber-Kamera: Süleyman EKİN/ANTALYA, (DHA)

==================================================

4)CANKURTARAN EĞİTMENİ BÜYÜK: KİMSE CANKURTARAN OLMAK İSTEMİYOR

ALTIN cankurtaran eğitmeni Adnan Büyük, boğulmaların çoğunluğunun kalp krizinden kaynaklandığını, kalp krizinin en büyük nedeninin ise vücudun susuz kalması olduğunu söyledi. Maaşı nedeniyle Türkiye\'de kimsenin cankurtaran olmak istemediğini vurgulayan Büyük, \"Kimse cankurtaran olmak istemiyor. Dünyada böyle değil. Cankurtaranın bir itibarı var. Orada cankurtaran gerçekten bir yere konuluyor\" dedi. Türkiye\'nin en önemli turizm merkezlerinden Kemer, yerli ve yabancı turistlerin en çok tercih ettiği yerlerin başında geliyor. Kemer\'e gelenler ilçenin birbirinden güzel sahillerinde deniz ve güneşin tadını çıkarırken, her yıl istenmeyen boğulma vakaları da yaşanıyor. 
\"VÜCUT SUSUZ KALDIĞI ZAMAN KALP KRİZİNİ TETİKLER\"
Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu ve Uluslararası Cankurtaran Federasyonu\'na bağlı altın cankurtaran eğitmeni Adnan Büyük, boğulma vakalarıyla ilgili bilgi verdi. Bölgeye her yıl daha fazla turist geldiğini ve sayı arttıkça boğulma vakalarının da çoğaldığını aktaran Adnan Büyük, boğulmaların çoğunluğunun kalp krizinden kaynaklandığını, kalp krizinin en büyük nedeninin ise vücudun susuz kalması olduğunu söyledi. Adnan Büyük, \"Vücut susuz kaldığı zaman kalp krizini tetikler. Çünkü damarlar büzüşür ve akut bir hastalığı varsa olur. \'Her şey dahil\' bir otelde turistler sabah başlıyor alkole. Alkolün en büyük etkisi de vücuttaki suyu tüketir\" dedi.
\"KURTARMALARIN RAPOR OLARAK TUTULMASI GEREKİYOR\"
Boğulmanın sadece yüzme bilmemekten kaynaklı olmadığını, kişinin sara ve benzeri bir hastalığının da boğulmaya neden olabileceğini vurgulayan Adnan Büyük, kurtarmayla ilgili de yanlış bilinenler olduğunu anlattı. Adnan Büyük, \"Boğulan kişiyi suya atlayarak, karaya çıkartıp CPR (yaşam desteği) yapmak, kurtarma değildir. Çocuk kolluğuyla, simitle yüzüyordur, ailesinin dalgınlığından, dikkatinin dağılması ile başka yere bakar ve çocuk suya düşer. Cankurtaran onu hemen çıkarır olay fazla büyümeden. Esas kurtarma budur. En son Manavgat\'taki havuzdaki boğulma olayı böyle bir şey. Baba \'terlik almaya gittim\' diyor, cankurtaran görmedi, öteki insanlar da görmüyor ve çocuk havuzda boğuluyor. Burada cankurtaran ne kadar önemli. Bunun için muhakkak ve muhakkak havuzun derinliği önemli değil cankurtaranın olması gerekli ve de kurtarmaların rapor olarak tutulması gerekiyor\" diye konuştu.
\"KİMSE CANKURTARAN OLMAK İSTEMİYOR\"
Otellerde ve sahillerde cankurtaran sıkıntısı yaşandığına işaret eden Adnan Büyük, şöyle dedi:
\"Neden bu kadar işsizlik varken cankurtaran bulunmuyor? Bunu da anlatıyım. Otelde çalışıyorsunuz, bir çalışan beach boy şezlongları düzeltiyor, aldığı maaş 1600 diyelim, cankurtaran görevi can kurtarmak, sorumluluk istiyor ama o da 1600 lira alıyor. Herhangi bir farklılığı yok. İşte burada siz cankurtaran mı olmak istersiniz, hiçbir sorumluluğa girmeden beach boy mu? Çok basit tabi ki beach boy olmak isterseniz. Kimse cankurtaran olmak istemiyor. Dünyada böyle değil. Cankurtaranın bir itibarı var. Orada cankurtaran gerçekten bir yere konuluyor. Devletin boğulma ile ilgili herhangi bir kanunu yok. Genelde şu anda özel sektörün üzerine yıkılmış durumda. Özel sektör, otel sahibiysen veya sahilde plaj işletiyorsan \'sen buraya cankurtaran koyacaksın\' diyorlar. Onun haricinde boğulmalar sadece denizlerde, turistik yerlerde olmuyor. Türkiye\'nin her yerinde oluyor. Göletlerde, su kanallarında, maden için açılan ve su toplanmış kuyularda, derelerde, nehirlerde, her yerde oluyor. Buralara cankurtaranı kim koyacak? Buralarda da insanlar boğuluyor. Bunlarında dikkate alınması gerekli. Yani toplu bir şekilde bu boğulma, cankurtaran olayının ele alınması gerek. Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu eğitimler veriyor. Cankurtaranları yetiştiriyor. Ama gerçekten de devletin veya resmi olarak bu şeylerin üzerine gidilip sorunları böyle algılamak gerekli. Devlet \'neden biz bu insanları kurtaramadık, eksiklik nerede\' diye düşünürse zaten sorun çözülür.\"

Görüntü Dökümü
--------------
- Sahil detay
- Yüzen kız çocuğu detay
- Adnan Büyük röportaj
- Şişme yataktaki çocuk detay
- Adnan Büyük röportaj
- Cankurtaran dersi detay
- Adnan Büyük röportaj
- Cankurtaran dersi detay
- Adnan Büyük röportaj
- Cankurtaranın denizden maket adamı kurtarması
- Adnan Büyük röportaj
- Şişme yataktaki bayan detay
196 MB /// 06.08\"

HABER- KAMERA: Levent YENİGÜN/KEMER (Antalya), (DHA)

==================================================

5)APARTMAN BOŞLUĞUNA DÜŞEN YAVRU KEDİYİ İTFAİYE KURTARDI

MANİSA\'nın Turgutlu İlçesi\'ndeki bir apartmanın çatısından 15 metre derinliğindeki boşluğa düşen yavru kedi, itfaiye ekibince kurtarıldı. Yedieylül Mahallesi\'ndeki 4 katlı binanın çatısından, 15 metreden, apartman boşluğuna düşen yavru kediyi görenler itfaiyeden yardım istedi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri, zemin katta oturan Basri Sarıyiğit\'in evinden, banyodaki ışıklandırma penceresinden, özel aparatla kediyi kurtardı. İtfaiye görevlisi tarafından bulunduğu yerden alınan yavru kedi, sahibi olduğu belirlenen bina sakini 13 yaşındaki Büşra Ankaya\'ya teslim edildi. Kedi kurtarma operasyonunu izleyenler, itfaiye görevlilerine teşekkür etti. Yavru kedisine tekrar kavuşan Büşra Ankaya, \"Bir gündür oradaydı. Miyavlama sesleri geliyordu ama nerede olduğunu bilmiyorduk. Ona tekrar kavuştu. Artık daha duyarlı ve dikkatli olacağım\" dedi.

Görüntü Dökümü
------------------------
- Ev sahibi kahvehaneden gelirken
- İtfaiye çalışması
- Kedinin küçük Büşra\'ya verilişi

Haber- Kamera: Doğan ÇİZMECİ / TURGUTLU (Manisa), (DHA)
 
=================================================
 

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir