Gündem

DHA YURT BÜLTENİ-3

1)GİDECEK YER BULAMAYAN SURİYELİ KADIN 3 ÇOCUĞUYLA ORTADA KALDI ADANA'da ismini açıklamak istemeyen Suriyeli kadın 3 çocuğuyla birlikte gidecek yer bulmayınca sokakta kaldı

02 Eylül 2017 15:33

1)GİDECEK YER BULAMAYAN SURİYELİ KADIN 3 ÇOCUĞUYLA ORTADA KALDI

ADANA\'da ismini açıklamak istemeyen Suriyeli kadın 3 çocuğuyla birlikte gidecek yer bulmayınca sokakta kaldı.
Ülkesindeki iç savaştan kaçarak Adana\'ya gelen Suriyeli bir kadın iddiaya göre gidecek bir yer bulamayınca polise sığındı. Çaresiz kadın 2\'si kız bir erkek çocuğuyla sokaklarda kaldığını söyledi. Bunun üzerine polis, kadını önce kentte bulunan konteynır kente götürdü. Buradaki yetkililer kadın ve çocuklarını alamayacaklarını söylemesi üzeri polisler kadını, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı\'na bağlı kadın sığınma evine götürdü. Buraya da kabul edilmeyen kadını, polis, son çare olarak Adana Göç İdaresi\'ne götürdü. 3 çocuğuyla beklemeye başlayan kadın, yetkililerin kendisine kalacak bir yer vermesini bekledi. Bu sırada Göç İdaresi\'ndeki bir görevli çekim yapan gazetecileri engellemeye çalıştı. Görevliler sorunun bir yanlış anlaşılmadan kaynaklandığını, ailenin yapılacak işlemlerin ardından uygun bir yere yerleştirileceğini açıkladı.

Görüntü Dökümü
-----------------------
- İl göç idaresine sığınan kadın
- Çocukları ile il göç idaresinde beklerken
- Görevlinin kadının gezetecilierle konuşmasını engellemesi
- suriyeli kadının idari binanın içine alınması

SÜRE:01\'22\"  BOYUT:84 MB
Haber-Kamera:Çağlar ÖZTÜRK ADANA,(DHA)

================================================

2)PARİON ANTİK KENTİ\'NE \'KERTENKELE\' TEHDİDİ

ÇANAKKALE\'nin Biga İlçesine bağlı Kemer Köyü\'ndeki Parion Antik Kenti\'nde kertenkelelerin tarihi dokuya zarar vermemesi için, restorasyon ekibi tarafından o dönemde kullanılan kireç kaymağı, dere kumu ve kiremit kırıkları ile tarihi duvarlar, derz ve bordür uygulamasıyla koruma altına alınıyor. 
Biga\'ya 30 kilometre mesafedeki Kemer Köyü\'ndeki 2700 yıllık Parion Antik Kenti\'nde, 15 kişiden oluşan restorasyon ekibi, kentte tarihi dokuya zarar verdiği gerekçesiyle kertenkelelere karşı derz ve bordür uygulamalı önlem başlattı. Antik kentin \'Odeion\' bölümünde devam eden kazı çalışmaları kapsamında, restorasyon ekibi, bu bölümün üst kısmında bulunan incir ağacının tohumlarının, kertenkele başta olmak üzere böcek çeşitleri tarafından yenildikten sonra dışkı yoluyla tarihi taş ve mermerlerin arasına bırakılması üzerine harekete geçti. Ekip, kertenkele ve böceklerin taş ve mermerlerin arasına dışkı yoluyla bıraktıkları tohumların filizlenip, tarihi dokuya zarar vermemesi için alanda kireç kaymağı, dere kumu ve kiremit kırıkları ile derz ve bordür uygulaması yaptı. Derz ve bordür uygulaması ile tarihi dokunun korunmasının hedeflendiği bildirildi.

Parion Antik Kenti Arazi Restorasyon Sorumlusu Zafer Karahan, antik kentte en büyük düşmanlardan birisinin de haşereler, kertenkeleler ve böcekler olduğunu söyledi. Bu çalışmanın Odeion yapısında gerçekleştirildiğini belirten Zafer Karahan, \"Basamakların en üstünde bir incir ağacı var. Örneğin, kertenkele gidip o ağacın altında yemek yediğinde, daha sonra mermerlerin arasına girip dışkısını bıraktığında bir tohum da bırakmış olabiliyor. Eğer tohum bırakmışsa, rüzgarın getirdiği toprak ve tozlar nedeniyle orada filizlenme oluyor. İncir ağacı filizlenmeye başlayıp, büyüyor. Buda yapıya olabildiğince zarar veriyor. Geri dönüşümü olmayan çatlaklar, kırıklara sebep oluyor. Biz buradaki çalışmamızda derz, bordür uygulamalarıyla kertenkelelerin, böceklerin girdiği bütün yerleri kapatıyoruz. Filizlenmeyi durduruyoruz. En büyük düşmanımız kertenkele. Kertenkele büyük bir antik kenti yok edebilir\" dedi.

Antik kentte o döneme ait kullanılan harcın aynısını kullandıklarını kaydeden Karahan, \"Antik dönemde kireç kaymağı, dere kumu, kiremit kırıkları kullanılmış. Antik dönemde yapılan harcın aynısı yapıp, müdahale ediyoruz\" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
---------------------
-Parion Antik kentinde Odeion bölümünden görüntüler
-Odeion bölümündeki tarihi duvarların derz ve bordür uygulaması ile korunmasından görüntüler
-Zafer Karahan açıklama görüntüsü
-Odeion\'un içindeki incir ağacından görüntüler
-Zafer Karahan, derz ve bordür uygulamasını anlatmasından görüntüler
-Restorasyon ekibinin derz ve bordür uygulamasından görüntüler
 Haber-Kamera: Mustafa SUİÇMEZ / ÇANAKKALE, (DHA)

======================================================

3)İKİNCİ HAYATTA, İLK BAYRAM
ANA- OĞUL BAYRAM YAPIYOR

BİLİNÇ kaybıyla başlayan ve aylarca koma tablosu yaratan rahatsızlığının obeziteye bağlı karaciğer sirozu olduğu saptanan, ancak aşırı kiloları nedeniyle nakil operasyonuna alınamayan anne Beyhan Acargönül (62) ile donör oğlu Mustafa Acargönül (39), azmedip kilo verdi. 110 kilodan 80\'e inen anne Acargönül\'e, 27 kilo veren oğlunun karaciğerinin bir parçası nakledilerek hayata tutunması sağlandı. Fedakar oğlunu bağrına basan anne Acargönül, \"Bu başarılı nakil olmasaydı bu bayramı da çocuklarımı da bir daha göremeyecektim. Bu yeni hayatımızdaki ilk bayramımız\" dedi.

Manisa\'da oturan Beyhan Acargönül\'ün bir buçuk yıl öncesine kadar sağlığı yerindeydi. Eşini 1994 yılında kaybettikten sonra çocukları Mustafa, Harika ve Nihal\'e hem annelik hem babalık yapan Acargönül\'ün tek sorunu zaman zaman olan burun kanamalarıydı. Çocuklarıyla mutlu bir yaşam süren, öğretmen kızı Harika Erol\'un 2 yaşındaki oğlu Hüseyin Ali\'ye bakan Acargönül için 2016 yılı Ağustos ayında ilk bilinç kaybıyla hastane günleri başladı. Bilinç kaybı nedeniyle nöroloji uzmanına götürülen Acargönül\'e ilk önce epilepsi, ardından Alzheimer tanısı konuldu, aldığı ilaçlarla durumu iyice kötüleşti. Deli dana hastalığından da şüphe edilen Beyhan Acargönül, 45 gün yoğun bakımda yattı. Başvurdukları bir psikiyatri uzmanının istediği kan tahlilleri sonrasında sorunun nörolojik, psikolojik olmadığı ortaya çıkarılıp hasta gastroenteroloji uzmanına sevk edildi. 110 kiloluk Beyhan Acargönül\'e obeziteye bağlı karaciğer sirozu tanısı konuldu. Kesin tedavi için karaciğer nakli önerildi. Ancak bu kez ameliyata engel olarak kilo sorunu ortaya çıktı. Acargönül karaciğer nakli için İzmir\'e Kent Hastanesi\'ne sevk edildi. Yapılan tetkiklerde kızlarından Harika Erol\'un kan grubu tutmadı, diğer kızı Nihal Kartal\'ın karaciğer boyutları yetersiz çıktı, oğlu Mustafa Acargönül de aşırı kilolu bulundu. Yaklaşık üç ayda \'hayat diyeti\' yapan anne 30, oğlu 27 kilo zayıfladı ve Doç. Dr. Murat Kılıç ile Opr. Dr. Cahit Yılmaz başkanlıklarındaki iki ekip tarafından nakil ameliyatına alındı. Geçen 15 Ağustos\'ta gerçekleşen operasyonla oğul Acargönül\'den alınan karaciğer parçası anne Acargönül\'e nakledildi.

SÖZKONUSU AİLE VE ANNE OLUNCA!

Annesine donör olabilmek için kısa sürede 89 kilodan 62 kiloya inen Mustafa Acargönül, \"Annem yoğun bakımda yatarken doktorumuz \'Buraya böyle gelen hasta çıkamaz\' demişti. Annemizi kaybettik gözüyle bakıyorduk. Evde de kendinde değildi. Çok zor günler yaşadık. Ailede donör olarak tek ben kalmıştım. Ancak benim de karaciğerimde yağlanma ve büyüme vardı, aşırı kiloluydum. Kısa sürede bunların hepsini halledip diyetle hazır hale geldim, daha sonra da nakil gerçekleşti. 1 Şubat\'ta diyete başladım, 2.5 ay gibi bir sürede 89 kilodan 62\'ye indim. Yeme içmeyi seven bir insan için hayattan fedakarlık yapmak zordu. Ama işin içinde aile ve anne olunca daha farklı oluyor. Sevdiğiniz bir insanın hayatta kalması ve sizin bunda payınızın olması harika bir duygu. Bir çağrım var; hiç kimse bizim başımıza gelmez diye düşünmesin, organlarını bağışlasın\" diye konuştu.

Oğlunun yeniden hayat verdiği anne Acargönül de kendinde olmadan geçirdiği 1.5 yıldan sonra yeni bir hayata başladığını söyledi. Acargönül, \"Oğlum baba olacağı müjdesini aldıktan iki gün sonra benim için ameliyat masasına yattı. Sevinçten ağlıyorum, ikinci bir yaşam ne demek! 15 Ağustos\'ta benim ikinci hayatım başladı. Bu başarılı ameliyat olmasaydı bu bayramı göremeyecektim, çocuklarımı, torunlarımı da. Şimdi hep beraberiz, hepimiz mutluyuz\" dedi.

İzmir Kent Hastanesi Karaciğer Nakli ekibinden Opr. Dr. Cahit Yılmaz da şunları söyledi:

\"Yapılan tetkiklerde hastanın yağlanmaya bağlı (NASH= non alkolik steatohepatit) son dönem karaciğer yetmezliği tablosunda olduğu saptandı. Karaciğer nakli olmazsa karaciğer yetmezliğine bağlı bilinç bulanıklığı veya yemek borusundaki varislerin kanaması nedeniyle kaybedilecekti. Nakil için kendisinin ve vericinin kilo vermesi gerekiyordu. Bu sağlanınca nakil gerçekleşti, vericiyi taburcu ettik, sıra annede.\"

ARTIK OBEZİTEDEN KAYNAKLANAN NAKİLLER BAŞLADI

Opr. Dr. Yılmaz, yaşam biçimi ve beslenme alışkanlıklarının değişmesiyle batı toplumlarında olduğu gibi Türkiye\'de de NASH vakalarının görülme sıklığının arttığını söyledi. Opr. Dr. Yılmaz, \"Ülkemizde son dönem karaciğer yetmezliğinin önde gelen sebebi viral hepatitlerdir. Aşılama programına hepatit B aşısının girmesiyle viral hepatit sıklığının da azalması eklenince gelecekte NASH sebebiyle nakil yaptığımız hasta sayısı artacaktır diye düşünüyorum. Kilolu ve özelliklede diyabeti olan kişilerde mutlaka karaciğer yağlanması akılda bulundurulmalı ve buna yönelik tetkik edilmeli\" dedi.
Görüntü Dökümü
---------------------
- Opr. Dr. Cahit Yılmaz ile röp.
- Hasta Beyhan Acargönül ile röp.
- Oğul Mustafa Acargönül ile röp.
- Genel- detay görüntü
Haber-Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR, (DHA)

============================================================

FEDAKAR MÜDÜR VE YARDIMCISI OKULU YENİLEDİ

DENİZLİ\'nin Çivril İlçesindeki, görev yaptıkları Özdemirci İlkokulu\'nun yaz tatilinde sınıflarını boya ve bakımını yapıp, bahçesini düzenleyen Müdür Haydar Çetinel ve Müdür Yardımcısı Nebi Evliya, bu özverili davranışları nedeniyle takdir topladı.
Çivril\'in Özdemirci Mahallesi\'nde bulunan ve 150 öğrencinin eğitim gördüğü Özdemirci İlkokulu Müdürü Haydar Çetinel ve Müdür Yardımcısı Nebi Evliya, yaz tatilleri boyunca eğitim verdikleri okulu güzelleştirmek için çalıştı. Öğrencilerinin daha güzel sınıflarda eğitim almasını isteyen iki öğretmen, ellerine aldıkları rulolarla, okulda bulunan 4 sınıfı boyadı. Çetinel ve Evliya, okulda bulunan anasınıfına da laminat parke döşedi. Boş olan bir sınıf da öğretmen odasına dönüştürüldü. Bununla da kalmayan iki eğitimci, bahçeyi de düzenleyerek okulu yeni eğitim öğretim yılına hazır hale getirdi.

\"OKULUN EKSİKLERİNİ GİDERMEYE ÇALIŞIYORUZ\"

2009 yılından itibaren okul müdürlüğü görevini üstlendiğini belirten Haydar Çetinel, \"Okula 11 yıl önce sınıf öğretmeni olarak atandım. 8 yıldır da müdürüm. Müdür yardımcımız Nebi Evliya ile birlikte yaz tatillerinde okulun eksikleriyle ilgili çalışmalar yapıyoruz. Okulumuzun anasınıfının tabanları çok eskimişti biz de laminat parke döşeyerek yeniledik. Öğrencilerimizin daha güzel ortamda eğitim alması için sınıfları boyadık. Öğretmenler odamız olamadığı için geçen yaz da, boşta olan sınıfın birini komple elden geçirerek öğretmeler odası yaptık. İçine mutfak yaptık. Bilgisayar ve televizyon kurduk\" dedi.

\"ÖĞRETMENLİK, SEVGİ VE ÖZVERİ DEMEK\"

Öğretmenliğin özveri ve sevgi isteyen bir meslek olduğunun vurgulayan müdür yardımcısı Nebi Evliya ise \"Her meslek sevgi ile yapılır ama öğretmenlikte öğrencine, öğretmeye, mesleğe, okuluna hem de meslektaşlarına derin sevgi duymanız gerek. Biz öğrencilerimizi ve okulumuzu çok seviyoruz. Meslektaşlarımıza sonsuz saygı duyuyoruz. Meslektaşlarımızın iyi güzel ve temiz bir okulda görev yapmasını çocuklarımızın da tertemiz ve her sene yenilenmiş bir okulda sağlıklı ve kaliteli bir eğitim almasını istiyoruz\" dedi.

Görüntü Dökümü
---------------------
-Okuldan görüntü
-Özdemirci İlkokulu\'nun boya yapan Müdürü Haydar Çetinel ve Müdür Yardımcısı Nebi Evliya\'nın görüntüsü
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Tünay YAZICI / ÇİVRİL (Denizli), (DHA)

========================================================


BAĞLAMA USTASININ \'OZANLAR MÜZESİ\' ZİYARETE AÇILDI

SİVAS\'ta kendi atölyesinde bağlama imalatı yapan Şentürk İyidoğan, yıllardan bu yana hayalini kurduğu Ozanlar Müzesi\'ni ziyarete açtı.
Sivas\'ın Zara ilçesinde doğan ve ilkokul yıllarından itibaren saz imalatı yapan 48 yaşındaki Şentürk İyidoğan, uzun yıllardır hayalini kurduğu \'Ozanlar Müzesi\'ni 4 Eylül Sanayi Sitesi\'ndeki atölyesinin önünde bulunduğu alanda tamamlayarak ziyarete açtı. Kendisi de halk ozanı olan İyidoğan\'ın ziyarete açtığı müzede Pir Sultan Abdal\'dan, Aşık Veysel\'e, Neşet Ertaş\'tan, Muzaffer Sarısözen\'e kadar bir çok ünlü ozanın mini heykeli ve kendi kullandığı sazı bulunuyor. Ziyarete gelenler aynı zamanda ozanların kendi seslerinden türküleri de dinleme fırsatı bulabilecek. Müzenin yapımına dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say, Arif - Tolga Sağ, Cengiz Özkan, Erdal Erzincan gibi birçok isim katkı sağladı. 
Ozanlar ve aşıklar diyarı Sivas\'ta böyle bir müzenin olması gerektiğini ifade eden İyidoğan, \"Sivas\'ta bunun olması gerekiyordu. Sivas aşıklar ve ozanlarıyla meşhur bir yer. Pir Sultan Abdal\'dan tutun, Aşık Veysel\'e, Sefil Selimi\'ye kadar ozanlar diyarı olduğunu herkes biliyor. Ben de Sivas\'ta ozanların olması gerektiğini düşündüm. Burası da Sivas kültürünü yaşatmak için biz hizmetimin olması gerektiğini düşündüm. Onu da sağ olsun kimi aradıysam herkesin katkıları ile böyle bir yer oluştu\" dedi.
BİRÇOK İSİM DESTEK VERDİ
Müzenin açılmasında bir çok ismin destek verdiğini belirten İyidoğan \"Burada tabi bir çok heykel var. Pir Sultan Abdal\'ı Arif Sağ ile Tolga Sağ yaptırdı. Fazıl Say Aşık Veysel\'i yaptırdı, Cengiz Özkan Neşet Ertaş\'ı yaptırdı, Ender Baltacı Zaralı Halil\'i yaptırdı, Ezgi Serter Murat Çobanoğlu\'nu yaptırdı, Erdal Erzincan Feyzullah Çınar\'ı, Muharrem Temiz Seyit Meftuni\'yi, Harabi\'yi Erkan Uğur yaptırdı. Biz mümkün olduğu kadar kim kimin eserlerini okuyorsa heykel maliyetini ona karşılattırdım. Binanın yapılmasına da Hakan Şahin katkı sağladı. Sadece Muzaffer Sarısözen\'in tabelasını yaptırmadım bunun sebebi ise Muzaffer Sarısözen Türkiye\'nin birçok yerini gezip derleme yaptığı için bende ona uygun bir hizmetimin olması için her ilden birer kişinin Muzaffer Sarısözen\'e hizmet edebilmesi için onun tabelasını daha sonra yaptıracağım. Eksik olan heykellerimiz de şu anda yapım aşamasında bittiğinde onlar da gelecek. Ben buraya emek veren herkese çok teşekkür ediyorum. Kimi aradıysam katkı sağladı\" ifadelerini kullandı.
OZANLARI KENDİ SESLERİNDEN DİNLEME FIRSATI
Ziyaretçilerin müzede bulunan heykellerin yanına yerleştirdiği müzik çalarlardan ozanı kendi sesini dinleme fırsatlarını da bulabileceklerini söyleyen Şentürk İyidoğan, \"Ziyarete gelenler geçmişten bu zamana sesleri olan bütün ozanlarımızı kendi seslerinden dinleyecekler. Kimin heykeli varsa onların yanına kendi sazlarını koymaya da çalıştık ama olmayanlar da var. Olmayanlar da şöyle yapmış mesela Müslüm Ağbaba\'nın sazını Ali Ekber Çiçek birçok zaman kullanınca Müslüm Ağbaba\'nın sazını aldık, Ali Ekber Çiçeğin de yanına koyduk. Eskiden tabi çok yoğun saz olmadığı için ozanlarımız gezerek birçok saz kullanmışlar. Buraya gelenlerin saz çalıp türkü söylemelerinden öte burası aslında bir edep erkan odasıdır. Ben birçok öğretmenimizle konuştum ve öğrencileri buraya getirmelerini istedim. Biz buradaki edep erkan odasının gelecek kuşaklarımıza aktarılmasını istiyoruz. Çocuklarımız da bundan sonra bir cemaatten, bir meclisten içeri girdikleri zaman nereye oturmaları gerektiğini bilecekler, buranın asıl özelliği o olacak. İşte anlatılacak Zaralı Halil niye buradadır, Seyit Meftuni neden buradadır, Harabi neden buradadır. Bunları biz özellikle bizden sonra gelecek çocuklarımıza aktarmak istiyoruz. Çocuklarımızın bu kültürü kaybetmemeleri için, ozanlarımızı bilmeleri, tanımaları için buranın bir yol olmasını diliyoruz. Bir de Yunus\'un bir sözü var \'Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım\' diyor mutlaka toplumun gelip burayı tanıması, ozanların toplumla ne kadar barışık olduğu, toplum için nasıl bir mücadele verdiklerini, 72 milleti hiç ayırmadan nasıl söylediklerini, anlattıklarını burada öğrenmelerini istiyorum\" dedi.

Görüntü Dökümü
---------------------
-Müzedenr görnütüler
-Müzedeki ozanların heykelleri ve sazları
-İyidoğan\'ın sazıyla deyişler söylemesi
-Müze hakkında bilgiler vermesi
-Detaylar

Haber-Kamera: İrfan ÖZŞEKER/SİVAS, (DHA)

(274 mb)

========================================================

68 YILDIR BIÇAK BİLİYOR

DENİZLİ\'nin tarihi Kaleiçi Çarşısı\'nda esnaflık yapan 82 yaşındaki Yemliha Turgut, çocuk yaşlarında başladığı bıçak bileme işini 68 yıldır sürdürüyor. Turgut, babasından öğrendiği ve kendi oğluna da öğrettiği mesleğini, gücü yettiğince yapmak istediğini söyledi.

Tarihi Kaleiçi Çarşısı\'nda esnaflık yapan Yemliha Turgut, 14 yaşında başladığı bıçak bileme işine hala devam ediyor. Malatya\'da çiftçilik ve bıçak bileme işiyle uğraşan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Turgut, baba mesleğini seçti. 4 çocuk, 3 torun sahibi Turgut, 15 yıl boyunca, köylerde gezerek ayak çarkı vasıtasıyla seyyar olarak bıçak bilediğini daha sonra da kent merkezindeki Kaleiçi Çarşısı\'nda dükkan açtığını söyledi. Mesleğini gücünün yettiği sürece yapmaya devam edeceğini belirten Turgut, \"Bıçak bileme işi, baba mesleğimdi. Dönemsel olarak babamla birlikte çeşitli illere bıçak bilemek için giderdik. Malatya\'dan Denizli\'ye ilk kez 11 yaşındayken eşekle geldik. Babam rahmetli olunca baba mesleği olan bıçak bilemeyi sürdürdüm. Eskiden ayak çarklarıyla bıçak bilerdik. Burada 15 yıl seyyar bileme işi yaptım, dolaşmadığım köy kalmadı. Sonradan makineler çıktı, biz de onlara yöneldik. Dükkanımda halen bıçak, makas ve testere gibi aletleri biliyorum. Bu çarşının en eskisi benim. Bu işi bugüne kadar yaptım. Bundan sonra da sürdüreceğim\" dedi. Turgut mesleğini oğlu Ali Turgut\'a da öğretti. Dededen toruna kalan bir meslek yaptığını belirten Ali Turgut \"Babam bu mesleği bize öğretti. Biz de devam ettiriyoruz. Elimizden geldiğince, sağlığımız el verdiğince de yapmaya devam edeceğiz. Ailemizde benden sonra da bu işi yapacak kimse yok. Yeni nesil daha temiz işlere yöneliyor. Bu işi tercih edeceklerini zannetmiyorum\" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
---------------------
-Yemliha Turgut\'un atölyesinden görüntü
-Yemliha Turgut\'un bıçak bilemesi ve törpülemesinden görüntü
-Ali Turgut\'un babasının yanında bıçak bilemesi
-Yemliha Turgut ile röp.
-Ali Turgut ile röp.
Haber-Kameda: Deniz TOKAT / DENİZLİ, (DHA)

========================================================


GÖMBE YAYLASI ZİYARETÇİLERİ BEKLİYOR

DOĞASI, manzarası ve temiz havasıyla Türkiye\'nin en güzel yaylaları arasında gösterilen Gömbe, Yeşilgöl ve Uçarsu Şelalesi ile doğaseverlere eşsiz bir seyir keyfi sunuyor.
Kaş İlçesi\'nde deniz seviyesinden 1240 metre yükseklikteki Gömbe Yaylası, Batı Torosların en yüksek noktası 3027 metre yüksekliğindeki Akdağ\'ın eteklerinde bulunuyor. Merkezden yukarı doğru çıktıkça yüksekliği artan yayla, Osmanlı döneminde bölgenin hayvan ve tahıl pazarı olarak biliniliyor. 
Günümüzde su zengini, yeşil doğal zenginlikleriyle ilgi çeken Gömbe, aynı zamanda yazlık meyve ve sebze ambarı. Merkezden yukarı doğru çıktıkça elma bahçeleri konuklarını karşılıyor. Suların aktığı dere kenarları ise görkemli çınar ağaçlarıyla dolu. Yorulanlar bu ağaçların gölgesinde serinliyor.
UÇARSU VE YEŞİLGÖL
Zirveye yaklaştıkça bölgenin iki doğal su kaynağı Yeşilgöl ve Uçarsu Şelalesi ise eşsiz güzelliğiyle seyir keyfi sunuyor. Pek çok yerli ve yabancı turist bu iki doğal güzelliği ziyaret ediyor. Kıvrım kıvrım buz gibi suların aktığı yol kıyısında piknik yapıyor. Oğlak etinden yapılan Gömbe kebabını, çınar ağaçlarının arasındaki lokantalarda yemek de mümkün. Bazı lokantalar açık hava müzesi gibi. Eski araçlar sergileniyor. Son yıllarda artan ilgi ile, ağaç evlerden oluşan doğal oteller kurulmuş Gömbe Yaylası\'na. Konaklamak isteyenler sedir ağacından yapılan ağaç evlerde kalabiliyor. Etrafı sedir ormanıyla kaplı Gömbe Yaylası, sahilin sıcak ve nemli havasından bunalanlar için serin bir seçenek. 
TATİLCİLERİN GÖZDESİ
Son yıllarda başlayan yayla seracılığıyla çok kaliteli domates üretimi yapılan Gömbe Yaylası\'nda kamp yapan Ahmet Aslan, sıcak ve nemden kurtulmak ve rahat nefes almak için yaylaya geldiğini söyledi. Alanya\'da yaşayan Ahmet Aslan, \"Sahil kesimleri çok sıcak ve nemli. Bir nebze olsun nefes alabilmek için bu doğal güzelliğe geldik. Gömbe\'de su bolluğu ve rakım yaşamaya çok uygun. Yediğimizden, içtiğimizden, uykudan keyif alıyoruz. Herkesi bu doğal güzelliği keşfetmeye davet ediyoruz\" dedi.
Gömbe\'de tatil yapan Güner Kutluk ise \"Gömbe, tanıdığım gittiğim en güzel yaylalardan bir tanesi. Akdeniz şu anda yanarken, kavrulurken burada terlemeden çok rahat yatabiliyoruz. Doğası, akan suları, ağaçları, yeşilliği, meyveleri, sebzeleri, huzuru ile çok güzel bir yayla\" diye konuştu.
Gömbe Mahalle Muhtarı Süleyman Kocakehye ise Gömbe\'nin Türkiye\'nin en güzel yaylalarından biri olduğunu söyledi. Yaylanın havası, suyu, doğal güzellikleriyle cazibe merkezi olduğuna değinen Kocakehye, \"Yazın sahillerin sıcağından, neminden bunalanları, serin bir ortamda, rahat bir uyku çekmeleri için Gömbe Yaylası\'na bekliyoruz\" dedi.

Görüntü Dökümü
---------------------
- Gömbe Yaylası\'nda sedir ormanları, 
- Yayladan genel görüntüler, 
- Sulardan görüntüler, 
- Bulgur ve pekmez kaynatanlar, 
- Meyve bahçeleri, 
- Pikin yapanlar, dağlar, akan sular, ağaç evler, 
- Kebab, panayır, dometes, 
- Röpörtajlar…
317 MB 9.57
Haber- Kamera: Ahmet ACAR/KAŞ(Antalya), (DHA) 

========================================================

GÜLŞEN, BODRUM\'DA TATİLCİLERİ COŞTURDU

ÜNLÜ şarkıcı Gülşen, Muğla\'nın gözde turizm merkezi Bodrum\'da Kurban Bayramı\'nın ilk gününde hayranlarını coşturdu.

Ünlü şarkıcı Hadisen\'nin ablası Hülya Açıkgöz\'ün işletmeciliğini yaptığı La Plaj\'da sahne alan Gülşen, sahneye \'Bangır Bangır\' isimli şarkısı ile çıktı. Konserine repertuvarındaki \"Yatcaz Kalkcaz\' ve \'Gel Bizim Oralara\' gibi hareketli parçaları ile devam eden Gülşen\'e, eşi Ozan çolakoğlu da DJ\'lik yaparak eşlik etti. Gülşen\'in şarkıları ile eğlenen tatilciler, bulundukları yerde bol bol dans etti. Gülşen, sahnede eşi Ozan Çokaloğlu\'nun elini öperek bayramlaştı. 2 saat sahnede kalan Gülşen, şarkıları ile olduğu kadar sahne performansıyla da dikkati çekti.

\"KİMSEYLE KÜS DEĞİLİM\"

Sahneye çıkmadan önce basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Gülşen, La Plaj\'da güzel bir sezon geçirdiğini belirtip, \"İnşallah kış sezonumuz da böyle güzel, keyifle, huzurla geçer. Herkese, sağlıkla, huzurla, ağız tadıyla dolu bir bayram diliyorum. Bayram vesile olmuş, küsler de barışmıştır inşallah. Kimseyle küs değilim. Hayat kimse ile küsecek kadar uzun değil. Bir de küstüğünüz zaman o enerji sizin içinizde kalıyor. Böyle kötü enerjilerin içimde barınmasını istemiyorum. O nedenle kimse ile negatif bir şey yaşamak da istemiyorum. Elbette kırgınlıklar, alınmalar, darılmalar oluyor hayatta ama bunu kavgaya dönüştürmek ya da uzatmak hiç bana göre değil. Hayatımda böyle şeylerin olmasını istemiyorum\" dedi.

Görüntü Dökümü
---------------------
-Gülşen ile röp
-Gülşen\'in sahne performansından görüntü
-Gülşen\'e DJ\'lik yaparak eşlik eden eşi Ozan Çolakoğlu\'ndan görüntü
-Eğlenen tatilcilerden görüntü
-Genel ve detay görüntüler

( Haber -Kamera: Hülya ELTEŞ / BODRUM (Muğla), DHA)
========================================================

BODRUM\'DA SERDAR ORTAÇ RÜZGARI

MUĞLA\'nın Bodrum ilçesinde Kurban Bayramı\'nın ilk gününde sahne alan ünlü popçu Serdar Ortaç, hayranlarını coşturdu.

Bodrum\'un Gümbet Mahallesi\'ndeki Pasha Club\'da konser veren Serdar Ortaç, sahneye seyirciler arasından \'Gıybet\' isimli şarkısını söyleyerek çıktı. Sahnede Ortaç\'a 2 dansçı kız eşlik etti. Hayranları sahne performansıyla dikkati çeken Ortaç\'ı cep telefonları ile bol bol görüntüledi. Yaklaşık 2 bin kişinin izlediği konserde Ortaç\'ın seslendirdiği hareketli parçalara, hayranları da bulundukları yerde dans ederek eşlik etti.
Serdar Ortaç, \"Sevgili konuklar bu gece Serdar Ortaç\'ın 1994\'den 2017\'ye kadar olan bütün şarkılarını dinleyeceksiniz. Hepiniz Serdar Ortaç\'a hoşgeldiniz. Arkadaşlar bu gece iki deli birbirinizi bulursanız ne mutlu bana. Arkadaşlar artık evlendiğime göre kimseye canım, cicim demeyeceğim\" diyerek \'İki Deli\' isimli şarkısını seslendirdi. \'İki Deli\' isimli parçasının ardından ise Ortaç, evlenmeden önce yazdığını söylediği \'Mesafe\' isimli şarkısını ilk kez seslendirdi. 1 saat sahnede kalan Ortaç, konserin sonunda hayraları tarafından uzun süre alkışlandı.

Görüntü Dökümü
---------------------
-Serdar Ortaç\'ın sahne performansından görüntü
-Konseri izleyenlerden görüntü
-Genel ve detay görüntüler

(Haber: Hülya ELTEŞ - Kamera: Nilüfer DEMİR / BODRUM (Muğla), (DHA)

========================================================

BODRUM\'DA CAZ MÜZİK RÜZGARI ESTİRECEK FESTİVAL

MUĞLA\'nın Bodrum ilçesinde, bu yıl ilk kez düzenlenen Birinci Uluslararası Turkcell Bodrum Caz Festivali başladı.
LEO Organizasyon, Bodrum Belediyesi ve Caz Derneği\'nin destekleri ile Bodrum\'a ve ülkemize önemli bir uluslararası festival daha kazandırmak amacıyla düzenlenen 1. Uluslararası Turkcell Bodrum Caz Festivali, Oasis Alışveriş ve Eğlence Merkezi\'ndeki Sümbül Sokak\'ta açılan Caz Derneği Karma Resim Sergisi ile kapılarını açtı. Sergide, Melih Özbek ve Nihat Akmehmet gibi pek çok usta fotoğraf sanatçısının son 20 yıldaki caz festivallerinde çektikleri 30 fotoğraflara yer verildi. Ayhan Sicimoğlu, Tuna Ötenel, Alan Harris, Maria Joao, Kerem Görsev gibi caz sanatçılarının çoğunluğu Ankara Caz Festivali\'ndeki canlı performanslarından çekilmiş fotoğrafları büyük ilgi gördü.
MİNİ KONSER VERDİ
Festivalin ilk gününde, gitarist Murat Arkan da mini konser vererek Michael Franks\'ın \'Popsicle Toels\', \'Down in Brazil\' gibi sevilen caz şarkılarını seslendirdi. Bas gitarda Kağan Yıldız ve perküyonda Serdar Gönenç\'in eşlik ettiği Arkan, konserini kendisinin yazmış olduğu Bodrum\'da \"Bir Sabah\" isimli şarkı ile sonlandırdı.
1. Uluslararası Turkcell Bodrum Caz Festivali 4 Eylül\'de Off Gümüşlük\'teki İstanbul Funk Unit konseri ile devam edecek. Etkinliklere Biletix\'den bilet alınabilecek ve festival programı www.bodrumcazfest.org adresinden takip edilebilecek.

Görüntü Dökümü
---------------------
-Gitarist Murat Arkan\'ın mini konserinden görüntü
-Konseri izleyenlerden görüntü

 Haber -Kamera: Hülya ELTEŞ / BODRUM, (Muğla), (DHA)

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir