02 Kasım 2017 12:38
1)BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI ADAYI İNEGÖL BELEDİYE BAŞKANI ALİNUR AKTAŞ
CUMHURBAŞKANI ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan\'ın isteği üzerine geçtiğimiz hafta görevinden istifa eden Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe\'nin yerine gelecek isim için yapılan temayül yoklamasının ardından tabanın isteği doğrultusunda yeni Büyükşehir Belediye Başkanı\'nın İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş olduğu belirlenirken kesin açıklamanın yarın saat 14.00\'te İl Başkanlık binasında Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya tarafından açıklanması bekleniyor. Bugün Ak Parti İl Başkanı Ayhan Salman\'ın da katılımıyla İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali saat 17.00 sıralarında Beştepe\'ye çıkarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. Görüşmenin ardından kulislerde dolaşan iddialara göre Recep Tayyip Erdoğan tarafından yeni başkan adayının Alinur Aktaş olarak belirlenmesi istendi. Yarın saat 15.00\'te Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya\'nında katılacağı Büyükşehir Belediye Meclis Grup Toplantısıyla yeni Büşükşehir Belediye Başkanı seçimi yapılacak. CHP başkanlık için aday çıkarmayacağını açıklarken, Büyükşehir Meclisi\'nde 70 AK Partili, 13 CHP, 13 MHP, 1 Demokrat Parti, 3 de bağımsız üye bulunuyor.
Alinur Aktaş\'ın özgeçmişi
1970 İnegöl doğumlu. İlk, orta ve lise tahsilini İnegöl\'de tamamladı. Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Mezunu. Uzun yıllar İnegöl Mobilya sektöründe üst düzey yöneticilik yaptı. Aynı zamanda Serbest Muhasebeci, Mali Müşavir olan Aktaş, İnegöl AK Parti Kurucu Yönetim Kurulu üyesi olarak siyasete atıldı. 28 Mart 2004 seçimlerinde İnegöl Belediye Başkanı seçildi. Alinur Aktaş, İngilizce ve Arapça biliyor. Aktaş, evli ve 2 çocuk babası
Hüseyin TÜCCAR/BURSA-(DHA
==================================================
2)TORBA\'DAKİ YAZLIK, AY KARDEŞLERİ KARŞI KARŞIYA GETİRDİ
ÜNLÜ Gazeteci Savaş Ay\'ın Muğla\'nın Bodrum İlçesi\'ne bağlı Torba Mahallesi\'ndeki yazlığı, iki mirasçı kardeşi bir kez daha karşı karşıya getirdi. Yazlığı görmek için kente gelen Sanem Dolun Ay, diğer mirasçı Can Ay\'ın konut dokunulmazlığını ihlal\'den suç duyurusunda bulununca annesi Türkan Demir ile birlikte gözaltına alındı. Sanem Dolun Ay ve annesi Demir, sevk edildiği adliyede serbest bırakıldı. Yaşamını 2013\'te kaybeden Savaş Ay\'ın Torba Mahallesi\'nde sahibi olduğu yazlık, mirasçı iki kardeşi ikinci kez karşı karşıya getirdi. Torba\'daki yazlıkla ilgili açılan dava için Savaş Ay\'ın kızı Sanem Dolun Ay kente geldi. Sanem Dolun Ay\'a, annesi Türkan Demir de eşlik etti. Anne- kız, avukatı Ahmet Erdem Uslaş\'ın eşliğinde söz konusu yazlığı görmeye gitti. Diğer mirasçı Can Ay\'ın konut dokunulmazlığını ihlal\'den suç duyurusunda bulununca Sanem Dolun Ay ve annesi Demir, gözaltına alındı. Sanem Dolun Ay ve annesi Demir, sabah sevk edildiği adliyeden serbest bırakıldı.
Konuyla ilgili konuşan Avukat Uslaş ise, \"İstanbul\'da Sulh Hukuk Mahkemesi\'nde dava bulunuyor. O davada bu evin mühürlenmesine ve de anahtarlarının teslimine dair verilmiş ara kararlar var. Burası boş ev niteliğinde olan, tereke malı olan bir evdir. Dün akşam müvekkillerim bu evi bana göstermek istediler. Ben de arabayla bizzat kendilerini evin önüne kadar götürdüm. O sırada meğerse yine kanuna aykırı şekilde Can Ay ailesiyle birlikte girmiş kullanıyormuş. Dediğim gibi böyle bir yetkisi yok. Onun varsa müvekkilimin de var. Dolayısıyla kimse kimseye üstün olmadığı için mirasçılık anlamında böyle bir yetkisi yok. Mahkemenin orayı ona vermişliği de yok. İçeriden kendisinin eşi çıktı, kendisi ile gayet medeni bir konuşmamız oldu. Kim olduğunu söylemedi. \'Ben konuşmam yönünde talimat aldım\' dedi. Biz de \'peki\' dedik ve \'iyi akşamlar\' dedik. Sonrasında Can Ay hakkımızda, bende dahil olmak üzere şikayetçi oldular. Üçümüz hakkında \'konut dokunulmazlığını ihlal\'den suç duyurusunda bulunmuşlar. Şikayetçi olmuşlar. Biz evin kapısını penceresini zorlamışız, zorla içeri girmeye kalkmışız. Olay savcılık makamına nöbetçi savcıya intikal etti. Savcılık makamı bu konuda herhalde açılmış bir dava olduğundan hareketle adeta bu davada, biz sanki mahkum olmuşuz gibi sanki daha önce vekiller bu suçu işlemiş gibi \'siz misiniz bir daha bu evin oraya gelen\' şeklinde bir akıl yürütmeyle gözaltı kararı verdi. Vekillerim, dün gece bu kız ve annesi konut dokunulmazlığını ihlal gibi bir suçtan gözaltına alındılar, sabaha kadar nezarette kaldılar\" dedi.
\"TAVRI DEĞİŞTİ, DÜŞMANCA HAL ALDI\"
Sanem Dolun Ay ise babasının ölümüne kadar üvey ağabeyi Can Ay ile arasının çok iyi olduğuna dikkat çekerek, \"19 yaşındayım. Dün geceyi önce gözaltında, sonra nezarethaneye sevk edilerek geçirdim. Sabahleyin de emniyet tarafından adliyeye bırakıldım. Şu anda burada bulunmanın sebebi, babamla her yazı geçirdiğim yazlığa babamın vefatından sonra girmiş bulunmam. Diğer mirasçı Can Ay mühürlenmiş olması gereken bu evi kullanmaktaymış, bunu görmüş olduk. Aynı zamanda kullandıkları bu eve bizim girmiş olmamız sebebiyle hakkımızda şikayette bulundular. Bu şikayetleri ciddiye alındı. Böylece ben babamın evine girdiğim için bir geceyi annemle nezarette geçirdim. Şikayetçi olan şahıs ağabeyim. Baba bir, anne ayrı üvey ağabeyimdir. 16 yaşıma kadar babamın vefatına kadar kendisiyle gayet güzel bir ilişkimiz vardı. Bahsedilen evde birlikte tatilimizi de yapardık. Babamın vefatından sonra birdenbire tavrı tamamen değişti, düşmanca bir hal aldı. Kendisi mirasın tamamına sahip olmak istiyor. Benim de hakkımdan feragat etmem için elimden gelen her türlü gücü kullanıyor. Ona kalsa ben okulumu da okuyamayayım, kaldığım evden de çıkarılayım, herhangi bir maddi gelirim olmasın. İstediği budur\" dedi.
Sanem Dolun Ay\'ın annesi Türkan Demir ise, \"Bu davayla bizi köşeye sıkıştırabileceklerini umdular. Kızım Robert Koleji\'nde 10. sınıfta okuyordu babası vefat ettiğinde. O andan itibaren hiçbir şekilde kendisini görmedik. Dört seneden sonra ilk defa burada görüyorum. Ama ondan önce \'canım kardeşim\'di. Babası vefat ettikten sonra tamamen ortadan yok oldu. Sanem\'in okuldaki velisi babasıydı. O okuyordu. Üvey ağabeyi gidip, bu talimatı iptal ettirdi. Bütün mahkeme tutanaklarında görünür ki, bizim evden çıkarılmamız yani sokağı atılmamız, Sanem\'in Robert Koleji\'nde okumaması, ekonomik olarak sıkıştırmak. Yani her türlü yalana iftiraya maruz bırakıldı. Demek ki para insanları bu hale getirebiliyormuş. \'Deli utanmaz, yakınları utanır\' diye bir söz vardır. Biz bunların yaptıklarından utandığımız için, kızımı ve kendimi hep dışarıda tuttum. İsmimiz insanların ağzına sakız olmasın, malzeme olmasın diye. Fakat mademki küçücük, gencecik kardeşini nezarethanede tutabilecek kadar vicdansızlarmış, o zaman haklarındaki gerçekleri de herkesin öğrenmesini çok isterim. Merhum Savaş Ay\'ın yapmış olduğu ve tüm mirasını oğlu Can Ay\'a bıraktığı bir vasiyetname vardı, bu zaten iptal edildi. Halen Yargıtay\'da temyiz aşamasında. Süreç bu şekilde ilerliyor. Yani gönül isterdi ki, hiç böyle şeyler yaşanmasın. Müvekkilim babası öldüğünde 15-16 yaşında bir kızdı. 3-4 yıldır büyük bir hukuki mücadele veriyor. Hiç bunlarla vakit geçirmesi gereken zamanlar değil, bu sene üniversiteye girdi, yurt dışında eğitimini sürdürüyor. Ama yapacak bir şey yok, eğer bir haksızlık varsa o da sonuçta artık bir yetişkin olarak buna karşı ayakta duruyor. Biz de kendisine destek oluyoruz\" dedi.
Bodrum\'da polisler tarafından adliyeye getirilen anne-kız savcılıkta ifade verdikten sonra serbest bırakıldı. 3. Asliye Ceza Mahkemesi\'ndeki duruşmaya katıldıktan sonra Türkan Demir ve Sanem Dolun Ay İstanbul\'a döndü.
Görüntü Dökümü
-----------------------
- Adliyeden görüntü
- Av. Ahmet Erdem Uslaş ile röp,
- Sanem Dolun Ay ile röp,
- Anne Türkan Demir ile röp.
- Anne kızından genel detay görüntüler,
- Emniyet Genel detay görüntüsü.
( Haber: Nilüfer DEMİR, Kamera: Hülya ELTEŞ / BODRUM(Muğla) , DHA)
================================================
3)ARTIK FAKİRİN SOBASI YERİNE VİLLALARIN ŞÖMİNESİNİ ISITAN ODUNU SATAN ODUNCULAR DERTLİ
DİYARBAKIR\'da, havaların soğuması ile birlikte kış hazırlıkları yapılırken, geçmiş yıllarda fakirin sobasını ısıtan, ancak doğal gaz, kömür ve fuil oil gibi yakıtların yaygınlaşması ile fakirin sobasından villaların şöminesi ile fırıncılara satılan odunların satıcıları dertli. Tonunu 500-600 liradan satılan oduna eskisi kadar talep olmadığını, kaçak odunun piyasada fazla yer aldığını söyleyen oduncular, \"Ama kaçak elektrik kullanımına getirilen ağır yaptırımlar nedeniyle bu yıl geçmiş yıllara göre odun satışlarında biraz yükselme oldu\"dedi. Yaklaşık 400 kişinin çalıştığı Diyarbakır odun pazarınhda günlük ortalama 100 ton odun satıldığı belirtildi. Kış hazırlıklara kapsamında yoğun bir hareketliliğin yaşanması beklenen Diyarbakır Odun Pazarında odun satıcıları geçmiş yılları arıyor. Doğal gaz, kömür ve fuil oil yakıtlarının yaygın olmadığı geçmiş dönemlerde özellikle yoksulun sobalarını ısıtan odunların alıcısının artık değiştiği belirtildi. Şimdi villarlardaki şöminiler, bazı fırıncılar ve yine bazı köylüler tarafından alınan odunların tonu pazarda 500 ile 600 lira arasında satılıyor. Odun pazarında 40 yıldır odun sattığını Nedim Benek, odunları villalarda yaşayanların şömineleri için aldığını, yine çevre köylerden de gelip burda 6-7 ton odun alanlar olduğunu belirtirek, \"Bunlar dışında fırıncılar, lokantacılara odunları satıyoruz. Son zamanlarda oduna kullanımda artış var. Doğalgaz olmasına rağmen odun satışında artış var. Yaş odunun tonu 450 ila 480 lira, kuru odun ise 600 liradan satışı yapılıyor. Günlük fırıncılara 50 ton, ev için ise bazen 10 bazende 20 ton odun sattığımız oluyor\"dedi.
Bazı oduncular ise, işlerinin çok iyi gitmediğini, günde ortalama 400 kişinin çalıştığı pazardan yaklaşık 100 ton odun sattıklarını belirterek, \"Odunları Siirt ve Diyarbakır\'ın Kulp ilçesinden getirtiyoruz. Bazıları odunları kaçak olarak direk alıcılarına götürüyor. Buda bizim işlerimizi etkiliyor. Biz burada vergi veriyoruz. Bu konuda denetimlerin sıklaştırılmasını istiyoruz\"dedi.
Kaçak elektrik kullanımının yaygın olması nedeniyle odun satışının etkilendiğini ancak kaçak elektrik üretimene yönelik getirilen ağır yaptırımların elektrik enerjisini ısıtmada kulananları korkuttuğunu söyleyen bazı oduncular ise, \"Kaçak elektrik kulanımına getirilen ağır cezalar nedeniyle bazı vatandaşlar yeniden oduna yöneldi, buda biraz satışları artırdı\"dedi.
Görüntü Dökümü:
---------------------------
-Odun pazarından görüntü
-Odunlardan görüntü
-Çalışanların odunları balta ile kırmaları
-Odunların makine ile kesilmesi
-Röportajlar
-Genel ve detay görüntü
Haber-Kamera: Ferit ASLAN-Ahmet ÜN/DİYARBAKIR,(DHA)-
=====================================================
4)ÜLKENİN PARAZİT HAFIZASI BU BANKADA
MANİSA Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Özbilgin, 32 yıl önce parazit toplamaya başlayıp 21 farklı türde, 3 bine yakın parazitin bulunduğu bankayı kurdu. Ülkede tek olan parazit bankasını kuran Prof. Dr. Ahmet Özbilgin, hastalıklar için aşıların geliştirilmesinde ve tedavilerde parazit bankasının yol gösterici olduğunu belirterek, Türkiye\'nin parazit hafızasının bu bankada saklandığını söyledi. MCBÜ Parazitoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Özbilgin, 32 yıl önce çalışma yapmak için parazit bulamayınca bu tarihten itibaren parazit biriktirmeye başladı. Prof. Dr. Özbilgin\'in biriktirdiği parazitlerle, MCBÜ Tıp Fakültesi\'nde bir parazit bankası kuruldu. Türkiye\'de tek olan parazit bankasını kuran Prof. Dr. Özbilgin, dünyada sadece 4 parazit bankası olduğunu söyledi. Çalışma yapmak isteyen öğretim üyelerinin ilgisini çeken parazit bankası, National Geographic belgesellerine de konu oldu. Parazit bankasıyla parazitlerin ilk günkü gibi orijinal haliyle saklanabildiğini ve parazitlerin DNA yapıları korunarak, hastalıkları oluşturan enzim ve salgıları bozulmadan korunduğunu kaydeden Prof. Dr. Özbilgin, parazitlerin sıvı azot tankında eksi 196 derecede muhafaza edildiğini söyledi. Özellikle parazit aşılarının, tanı kitlerinin geliştirilmesinde ve tasarlanan yeni ilaç moleküllerini tarama, tedavi etkinliğini araştırmada bankanın büyük etkisinin olduğunu ifade eden Özbilgin, 21 farklı türden yaklaşık 3 bin paraziti bankada bulunduğunu dile getirdi. Özbilgin, \"Parazitlere kolay ulaşamıyordum. Çalışma yapmak için parazit biriktirmeye başladım. İlk başladığımda tek elimde tek parazit vardı. O zamandan itibaren parazit çeşidini güçlendirerek bu bankayı kurduk. Parazit bankasından iki bölümde yararlanılıyor. Araştırma için kullanılıyor. Araştırmacılar bu bankadan aşı, tedavi için ilaç, tanı kitleri için bankadan aldıkları parazitlerle çalışıyorlar. Birçok uzmanlık öğrencisi tarafından materyal olarak kullanılıyor\" dedi.
ÜLKENİN PARAZİT HAFIZASI BU BANKADA
Bankanın Türkiye\'de tek olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özbilgin, \"Türkiye\'nin parazit hafızası bu bankada saklanıyor. Hastaya tanı koyulduktan sonra aldığımız parazitleri özel ortamlarda belirli ilaçlarla karıştırıyor ve çok özel ortamlarda sıvı azot tankında saklıyoruz. Parazitler sıvı azot tankında çok uzun yıllar canlılıklarını sürdürüyorlar. Özellikle aşı, ilaç, tanı için isteyen kişilere bu parazitler kullanılıyor\" diye konuştu.
EN ÖNEMLİ RİSK SITMA HASTALIĞI
En çok bağırsak parazitlerine rastladıklarını ve bankada boyutları oldukça büyük olan bağırsak parazitlerini sakladıklarını kaydeden Prof. Dr. Özbilgin, ülke için en önemli risk faktörlerinden birinin sıtma hastalığı olduğunu söyledi. Özbilgin, \"Ülkemizde birçok kişide bağırsak paraziti bulunuyor. Çocukluk çağında birçok çocukta bağırsak paraziti bulunuyor. Sağlık Bakanlığı\'nın sıtma savaşı yöntemleri ile yerli vaka artık görünmüyor. Ama yurtdışından turist ya da çalışmaya gelen kişiler, kamyon şoförleri ile sıtma bulaşabilir. Sıtmayı yayan sineklerin tamamı ülkemizde bulunduğundan en önemli risklerden birisi sıtmadır. Yakarcı sineği bulaştırdığı şark çıbanı ve karaciğer dalak büyümesine neden olan Leishmania paraziti vardır. Bu parazit baskı altında tutulmakta, daha az vakada görülmektedir\" dedi.
Görüntü Dökümü
--------------------------
- Parazitlerle çalışma yapılmasından görüntü
- Saklanan parazitlerden görüntü
- Sıvı azot tankında saklanan parazitlerin çıkarılması
- Prof. Dr. Ahmet Özbilgin\'in konuşması
(Haber-Kamera: Nermin UÇTU / MANİSA, (DHA)
=========================================================
5)GEBE VE YAVRULU KÖPEKLERİ ZEHİRLEDİLER
ÇANAKKALE\'de tavuk etlerine karıştırılan zehirle sokak köpekleri ve kediler katledildi. Telef olan sokak köpeklerinden birinin yakında doğum yapacak olması, ikisinin ise yavrularının bulunması üzüntünün boyutunu arttırırken, hayvanseverler olayı kimin yaptığının bir an önce bulunmasını istedi. Çanakkale\'de bir mobilya atölyesinin bahçesine kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından bırakılan zehirli tavuk etlerini yiyen 4 sokak köpeği telef oldu. Telef olan sokak köpeklerinden birinin 15 gün sonra doğum yapacağı öğrenilirken, zehirlenen 2 sokak köpeğinden dünyaya gelen toplam 11 yavru ise ortada kaldı.
Merkeze bağlı Işıklar Köyü Dörtyol Mahallesinde mobilyacılık yapan 45 yaşındaki Mesut Manyas, işyerinin bahçesinde 2 yıldır beslediği 4 sokak köpeğinin zehirlenerek katledilmesinin insanlık dışı bir davranış olduğunu belirtip, yaşanan olaya tepki gösterdi. Sabah saatlerinde işyerine gelen Manyas, bahçede köpeklerin ölü bir şekilde yattığını gördü. Yanına vardığında da acı tabloyla karşılaştı. Ağızlarından köpük çıkan köpeklere ne olduğunu araştıran Manyas, hayvanların çevrede bulduğu tavuk parçalarına karıştırılan zehirle öldürüldüğünü öğrendi.
\"BUNLARI YAPANLARIN İNSAN OLAMAZ\"
Sahipsiz sokak köpeklerine uzun süredir işyerinin bahçesinde baktığını anlatan Manyas, sokak köpeklerinin kimseye bir zararı olmadığını belirterek, yavrulardan birinin 5, diğerinin de henüz 10 günlük 6 yavrusu bulunduğunu, sahiplenerek Lucy adını verdiği köpeğinde 15 güne kadar doğum yapacağını söyledi. Yavruların yalnız kaldığını ve büyütebilmek için ellerinden geleni yapacaklarını ifade eden Manyas, \"Et parçasıyla zehirlemişler. Dışarıda da 5-6 tane zehirlenmiş kedi ve köpek var. Hepsi zehirlenmiş. Kimin yaptığını bilmiyorum, ama insanlık dışı bir olay. Allah\'ta onun cezasını verir diye düşünüyoruz. Hayvanları sevmeyen insanları sevmezmiş. Bunları yapanların insan olduğunu da sanmıyorum. Bu yavrularda annesiz kaldılar. Gerekli kurumlara yavrulara bakmaları için müracaat edeceğiz. Almazlarsa bizde elimizden geleni yapacağız. Sonuçta bir can, insan üzülüyor. 10 günlük yavrular, gözleri daha yeni açıldı. Annelerini emiyorlardı. Nasıl bakarız, besleriz aslında bizde bilmiyoruz\" dedi.
15 GÜN SONRA DOĞUM YAPACAKTI
Üzüntü yaşayan Manyas, \"Lucy ismini verdiğimiz sokak köpeği zehirli tavuk eti ile telef oldu. Biz onu sahiplendik. Lucy\'de gebeydi. 15 gün sonra doğuracaktı. Zehirli etten etkilenip, telef olmuş\" dedi.
Mobilya atölyesinin bahçesinde ve mahallede zehirlenerek öldürülen kedi ve köpekler ise muhtarlık tarafından bulundukları yerlerden toplanarak gömüldü.
Işıklar Köyü Muhtarı Ali Alp, \"Hayvanların zehirlenmesini doğru bulmuyoruz. Konuyu araştırıyoruz. Ama zehirlemek de olmak. Sokak hayvanlarının zehirlenmesini de doğru bulmuyoruz\" dedi.
Hayvanseverler, olaya tepki gösterirken, katlimaı kimin yaptığının bir an önce bulunmasını istedi.
Görüntü Dökümü
--------------------------
- Zehirlenen sokak köpeklerinden görüntü
- Mesut Manyas\'ın köpekleri göstermesinden görüntü
- Mesut Manyas röp.
- Burak Gezen anonslar
- Köpeklerin toplanmasından görüntüler
Haber- Kamera: Burak GEZEN- Mustafa SUİÇMEZ / ÇANAKKALE, (DHA)
=====================================================
6)GELENEKSEL KÖK BOYAMAYI ÖĞRENDİLER
BALIKESİR Üniversitesi\'ne bağlı Altınoluk Meslek Yüksekokulu (MYO) öğrencileri, GENÇDES Projesi kapsamında \'Geleneksel Kök Boya\' yapımını öğrendi. Bitkilerle doğal yollardan elde edilen boyalarla renklendirilen iplerle de el işi ürünler yapılacak ve gelire dönüştürülecek.
Altınoluk MYO\'da yürütülen GENÇDES Projesi\'nde sona yaklaşıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı\'nın gençlerin kültürel ve sanatsal faaliyetlerini desteklemek amacıyla başlattığı GENÇDES Projesi kapsamında Altınoluk MYO\'nun 40 öğrencisi yün iplikleri doğal boyalar kullanarak boyamayı öğrendi. Öğrenciler önümüzdeki dönemde ipleri örüp atkı, banyo kesesi gibi el işi ürünler hazırlayacak. Ürünleri sergi yada alışveriş merkezlerinde satışa sunacak öğrenciler kazanç elde edecek.
Unutulmaya yüz tutmuş geleneksel boyamanın gençlerle geleceğe aktarılması hedeflenen proje, Altınoluk MYO Müdürü Doç. Dr. Selami Selvi öncülüğünde yürütülüyor. Okulun bahçesinde yapılan alan çalışmasında, doğal boyamada kökboya, ceviz, muhabbet çiçeği gibi boya bitkileri yanında papatya, hayıt, yalancı karabiber gibi tıbbi değeri yüksek olan bitkilerden de boyama işlemi gerçekleştirildiğini belirten Doç. Dr. Selami Selvi, kırmızıdan kahverengiye doğru değişik tonlarda renklerın elde edildiğini söyledi. Yaşları 17 ile 25 arasında değişen 40 öğrencinin projeye katıldığını anlatan Selvi, \"Ülkemiz diğer Avrupa ülkelerine kıyasla oldukça zengin bir floraya sahiptir. 11 binin üzerinde doğal yayılış gösteren bitkilerin yaklaşık üçte biri endemik olan türlerdir. Bu zengin bitki çeşitliliğinde doğal boya bitkileri de floramızda yoğundur. Doğal boyamacılık ülkemizde yüzyıllarca el sanatlarında, halı, kilim, ipek işlemeciliği, kumaş boyama gibi çeşitli sektörlerde kullanılmıştır. Fakat 19. yüzyılın ortalarında sentetik boya maddelerin keşfi ile doğal boyamacılık yavaş yavaş günümüze kadar önemini yitirmiş ve kaybolmaya yüz tutan meslekler sınıfına girmiştir. Bu proje ile unutulmaya yüz tutan geleneksel boyamayı tekrar gün yüzüne çıkarmak, bu boyamayı gençlere öğreterek gelecek nesillere taşınmasını sağlamayı hedefliyoruz. Bu projenin hayata geçmesine olanak sağlayan Kültür ve Turizm Bakanlığı\'na, yine üniversitemizin imkanlarını bize sunan ve projenin daha da başarılı olmasına katkı sağlayan Balıkesir Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Kerim Özdemir\' e teşekkür ederim\" dedi. Okul öğrencileri de GENÇDES tarafından verilen destek ile kültürel ve sanatsal faaliyetlere katılmaktan mutlu olduklarını belirterek, geleneksel el sanatlarından kök boyayı öğrendiklerini söyledi.
Görüntü Dökümü
------------------------
-İpliklerin boyanmasından görüntü,
-Doç. Dr. Selami Selvi ile röp,
-Genel ve detay görüntü.
Haber - Kamera: Fatih Emrah ERDOĞAN / EDREMİT (Balıkesir), (DHA)
==================================================
© Tüm hakları saklıdır.