31 Mart 2018 22:48
Bilal Erdoğan: Avrupa\'da mülteciler, insan muamelesi görmüyor
DÜNYA Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, 21\'inci yüzyılın dünya için büyük değişimlere gebe olduğunu, Avrupa\'da mültecilerin insan muamelesi görmediğini söyledi.
Malatya\'da, Kongre ve Kültür Merkezi\'nde düzenlenen AK Parti Malatya Gençlik Kolları 5\'inci Olağan Kongresi\'ne; Konfederasyon Başkanı Bilal Erdoğan, Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık, Gençlik Kolları Genel Başkanı ile partililer ve üyeler katıldı. Kongrede konuşan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi\'ne geçmek için yapılan referandumun bu döneme Türkiye\'nin güçlü girmesinin en önemli adımı olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
\"İngiltere\'nin ayrılışı, İtalya\'nın bize benzer referandumun geçemeyişi ve ondan sonra sürüklendiği belirsizlik. Hollanda\'sı, Belçika\'sı, Macaristan\'ı, Almanya\'sına varıncaya kadar hükümet kurmakta zorlanılan ve Avrupa\'ya dünyanın çeşitli yerlerinden çalışmak için gelen veya savaştan, çatışmadan kaçarak sığınmak zorunda kalan mültecilerin insan muamelesi göremediği bir Avrupa ile karşı karşıyayız. Yahu biz o tankların altında ezildik, ezildik. Bunu niye görmediniz? Türk milletinin kahramanlığını, demokrasi kahramanlığını, zaferini niye söyleyemediniz? Çünkü şimdi çok daha iyi biliyoruz ki, bu FETÖ denen hain örgütün arkasında bugüne kadar Avrupa durdu, Amerika durdu. Bunu saklamıyorlar. FETÖ\'nün arkasında olduğu gibi, Türkiye\'yi bölmeye karar vermiş, ant içmiş PKK, PYD, YPG gibi terör örgütlerinin arkasında da kim var, Avrupa var Amerika var. Daha dün Fransa ne yaptı izlediniz mi? Tabii Cumhurbaşkanımız, Fransa Cumhurbaşkanı\'na Afrin\'le ilgili haddini gerektiği gibi bildirince, kim bilir nasıl zoruna gitti ki, \'buradan Türkiye\'ye acaba bir gol atabilir miyim?\' dedi. Yahu önce bir liderlik geliştir, ülkene hakim ol, Avrupa Birliği\'nin hali ne olacak buna bir bak. Senin neyine Türkiye\'nin Suriye\'deki sorunlarıyla ilgilenmek. Senin neyine Kıbrıs meselesiyle ilgilenmek. Artık eski Türkiye yok. Onun için ki, Türkiye milli gelirine oranla dünyanın en hayırsever ülkesidir. Birinci sıradayız. Bunun değerini, kıymetini bilmek zorundayız. Bu taşıdığımız yük kolay bir yük değil. Dünyada nice mazlum milletlerin umudu kalmadı. Artık ezberleri bozan bir Türkiye var. Artık askeri ve siyasi anlamda değil ekonomik anlamda da güçlü bir Türkiye var. Bakın büyüme rakamları bu sene 7,4. OECD\'in en hızlı büyüyen ülkesi. Avrupa Birliği\'nin 3 katı büyüme ve son 15 yılda büyüme ortalaması 5,7. Bu dönemde yaşadığımız ihanet girişimlerini de unutmayın. Gezi kalkışmasını, 6-7 Ekim olaylarını, 17-25 Aralık\'ı, parti kapatma girişimlerini, 15 Temmuz darbe girişimini, bunların hepsini düşünün. Bunlar olmasaydı değil 5,7, 7-8 ortalama ile büyüyecektik.\"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------------------
- Bilal Erdoğan\'ın konuşması
Haber-Kamera: Taha AYHAN-MALATYA-DHA)
=====================================
Engelli kardeşler çakmakla oynarken yangın çıktı: 1 ölü, 3 yaralı
ŞANLIURFA\'da anne ve babaları taziyeye giden zihinsel engelli 4 kardeş, evde çakmakla oynarken yangın çıktı. Olayda kardeşlerden Remziye Demir (4) yaşamını yitirdi, diğer çocuklar yaralandı. Yangını duyup eve dönen baba Ahmet Demir, acı haberi alınca sinir krizi geçirdi.
Olay, akşam saatlerinde Yenişehir Mahallesi Cebeci Sitesi\'nde bir apartmanın 5\'inci katındaki dairede meydana geldi. İddiaya göre, bir yakınlarının evine taziye ziyaretine giden Demir çifti, zihinsel engelli 4 çocuğunu evde yalnız bıraktı. Evde yalnız kalan çocuklar çakmakla oynarken, yangın çıktı. Yangın halı ve perdelerin tutuşması sonucu kısa sürede büyüdü. Çocuklardan biri pencereye çıkarak yardım istedi. Çocuğu görüp, dumanları fark eden komşuların ihbarı üzerine olay yerine itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Evde mahsur kalan 3 kardeş itfaiye ekiplerince yaralı halde kurtarılırken, Remziye Demir ise yanarak yaşamını yitirdi.
Yangını duyan Ahmet Demir, taziye evinden ayrılarak evine geldi. Evdeki çocuklarından birinin öldüğü haberini alan baba Demir, sinir krizi geçirdi. Olay yerinde hazır bekletilen sağlık görevlilerince ambulansta sakinleştirici iğne yapılan baba Ahmet Demir, uzun süre gözyaşı döktü. Olay yerinde yapılan incelemenin ardından ölen Remziye Demir’in cenazesi otopsi için Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-----------------------------
- Olay yerinde toplanan kalabalık
- Binadan çıkan itfaiye ekipleri
- Olay yerinde bekleyen sağlık görevlileri
- Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ali LEYLAK/ŞANLIURFA, (DHA)
==================================
Alpullu Şeker Fabrikası önünde özelleştirme protestosu
KIRKLARELİ\'nin Babaeski ilçesine bağlı Alpullu beldesinde, Mustafa Kemal Atatürk\'ün kurdurduğu Alpullu Şeker Fabrikası için özelleştirme kararı alınması, fabrika önünde protesto edildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, \"Şeker fabrikaları milletin elinde kalmalıdır. Halkımıza da bunun garantisi verilmelidir. Bunun öncelikli yolu fabrikaların devlette kalmasıdır. Yok, illa bu fabrikaları ben işletemiyorum, beceremiyorum diyorsan Alpullu\'ya sahip çıkmak isteyen köylü burada, üretici burada, kooperatifler burada, yerel yönetimler burada. Bu fabrikaları nasıl kurduysak şanıyla şerefiyle öyle de işletiriz. Alpullu sahipsiz değil. Alpullu\'yu asıl sahiplerine, millete devredin olsun bitsin\" dedi.
Babaeski\'nin Alpullu beldesinde, 1926 yılında, Mustafa Kemal Atatürk\'ün talimatıyla kurulan Türkiye\'nin ilk şeker fabrikası Alpullu\'nun 13 şeker fabrikası ile birlikte özelleştirme kapsamına alınması, bugün fabrika önünde Alpullu Pancar Ekicileri Kooperatifi, Şeker-İş Sendikası\'nın düzenlediği basın açıklamasıyla protesto edildi. Etkinliğe, CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, CHP Kırklareli Milletvekilleri Türabi Kayan, Vecdi Gündoğdu, CHP Edirne Milletvekilleri Okan Gaytancıoğlu, Erdin Bircan, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, sendikacılar, sivil toplum örgütleri ve üreticiler katıldı.
Alpullu Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Ramis Özgen, Alpullu Şeker Fabrikası\'nın Mustafa Kemal Atatürk\'ün direktifleriyle 1926\'da kurulan ve ilk şekeri üreten fabrika olduğunu söyledi. Özgen, \"Fabrikanın 4 yıl aradan sonra geçen yıl Trakya çiftçisine yeniden kapısını açması ve faaliyete geçmesi üreticiler tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Fabrikanın faaliyete geçmesi sonrasında Trakya Bölgesi\'ndeki pancar üretimi 18 bin tonlardan 130 bin tonlara kadar yükseldi. Bizler önümüzdeki sene bu rakamın 250 bin tona yükseleceğini beklerken bu fabrikanın satış kapsamına alınması büyük bir hayal kırıklığı yaşanmasına neden olmuştur. Dünyada pancar şekeri üretiminde, pancar üreticilerinin sektördeki payları ABD, Hollanda ve İngiltere’de yüzde 100, Fransa ve Almanya’da yüzde 80’dir. Amerika Birleşik Devletleri’nde şeker fabrikalarının tarımsal amaçlı çiftçi kuruluşlarınca özel sektörden devir alınması ve finansal olarak güçlenebilmesi için ayrı bir kanunla büyük ayrıcalıklar verilmiştir. Fabrikaların satışına ilişkin ihale şartnamesinde yer alan şirketlerin şeker fabrikalarının bölgesi dışından da pancar teminini mümkün kılan hüküm, pancar çiftçisinin bölgesel pazar güvencesini ortadan kaldırarak hem üreticiyi hem de pancar üretimini olumsuz etkileyecektir\" dedi.
ÖZTRAK, ÖZELLİŞTİRMEYE TEPKİ GÖSTERDİ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Türkiye\'nin son 15 yılda yapılan tarımsal ithalatla Bulgaristan’ın, Gürcistan’ın, Ukrayna’nın, İtalyan’ın, Almanya’nın çiftçisine 86 milyar dolar ödediğini söyledi. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin yanlış olduğunu belirten Öztrak, şunları söyledi:
\"Yarın bu fabrikaları kapattığımızda bunun çok daha fazlasını NBŞ tekellerine ödeyeceğiz. Hem paraları benim üreticimin yerine elin oğlunun cebine koyacaksın hem vatandaşımı zehirleyeceksin, sonra da kalkıp \'ben yerliyim, ben milliyim\' diyeceksin. Hadi canım sen de. Sadece fabrikalarımız değil, şehit kanlarıyla sulanmış topraklarımız da yabancılara satılıyor. Türkiye’yi yönetenler 1 milyon dolarlık konut karşılığında sattıkları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının fiyatında iskonto yapmaya hazırlanıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını artık 300 bin dolarlık konut karşılığında satacaklarmış. Bu nasıl bir yerlilik ve millilik? Sadece vatan toprağının, vatandaşlığın değeri değil, Türk lirasının değeri de bu iktidarın elinde günden güne eriyor. Dolar 4 lira, avro 5 lira, benzin 6 liraya dayandı. Son bir yılda samanın fiyatı yüzde 72, korunganın fiyatı yüzde 67, yoncanın fiyatı yüzde 32 arttı. Çiftçi devletten hak ettiği desteği alamıyor. Tarım kanununun emrettiği desteği bile vermiyorlar. Vermediği destekler nedeniyle 11 yılda bu iktidarın çiftçiye 99 milyar TL borcu birikti. Bu, çiftçi ailesi başına 44 bin TL yapar. Devlet çiftçiye borcunu ödemediği için, çiftçi de bankaya borcunu ödeyemiyor. Tarlalar büyük şirketlere ve bankalara kaptırılıyor. Çiftçi toprağını ekmekten vazgeçiyor. Son 15 yılda çiftçi iki Trakya büyüklüğündeki araziyi ekmekten vazgeçti.\"
Tarımda kendi kendine yeter Türkiye\'nin bugün saman ithal eder hale geldiğini söyleyen Faik Öztrak, \"Yarın şeker fabrikaları da satılırsa, ne olacak? Ben anlatayım, yerliyiz milliyiz diye meydanlarda dolaşanlar dinlesin. Şeker fabrikası sadece şeker üretmez. Şeker fabrikası etrafında bir yaşam üretir. Bu fabrikaların etrafında toprağına bağlı sözleşmeli üreticiler, kooperatifler olur. 350 bin çiftçi ailesi bu işten ekmek yer. Pancarın kendisi şeker, küspesi de yem olur. Bu kooperatifler sütçüye, besiciye destek olur. Hayvan ucuz yem, vatandaş ucuz et yer. Pancardan çiftçi de, hayvancı da, kamyoncu da, fabrikadaki işçi de, vatandaş da ekmek yer. Şeker fabrikaları kapanırsa tüm bu zincir kopar. Milyonlarca kişi aşından, işinden olur. Vatandaşa sağlıklı şeker, ucuz süt, ucuz et yedirme hedefi biter. Buğday ayçiçeği eken küçük çiftçinin toprağı elinden gitti. Topraklar yabancı bankalara büyük şirketlere geçti. Şeker pancarı eken çiftçimiz de toprağından kopmak zorunda kalırsa bu topraklar kimlerin eline kalacak? Şeker fabrikalarını satıp yerlilik, millilik edebiyatı yapanların gerçek yüzü budur. Değerli hemşehrilerim, bugün Avrupa’da Almanya, Fransa, Hollanda, İtalya, Polonya şeker fabrikalarına gözü gibi bakarken, bu hükümet şeker fabrikalarını neden gözden çıkarıyor? Hükümet şeker fabrikalarını satma kararını açıklamadan önce önemli kararlar aldı, görüşmeler yaptı. FETÖ ile mücadele edeceğim diye ilan ettiği OHAL yetkisiyle, 24 Aralık 2017’de bir kararname çıkardı, şeker piyasasını düzenleyen Şeker Kurumu’nu kapattı. Sonra ülkemizdeki en büyük nişasta bazlı şeker fabrikalarına sahip olan ABD’nin Dışişleri Bakanı\'yla, resmi kayıtsız, zabıtsız 3.5 saat görüştü. Muhtemelen pazarlık masasında şeker fabrikaları da vardı. Sonrasında da fabrikaların satış kararını açıkladı\" dedi.
\'AVRUPA ŞEKERİ STATEJİK KONU OLARAK ELE ALIYOR\'
CHP Genel Başkanı Yardımcısı Faik Öztrak, Avrupa ülkelerinin şekeri stratejik bir konu olarak ele aldığını belirterek, şöyle konuştu:
\"Bugün dünya ve Avrupa şekeri, gıda güvenliğini stratejik bir konu ve halk sağlığı boyutuyla ele alıyor. Nişasta bazlı şekeri kısıtlıyor hatta yasaklıyor. Nişasta bazlı şekerin sonu kanserin, diyabetin, obezliğin artmasıdır. Nişasta bazlı şeker ciddi sağlık sorunları demektir. Hükümet sizlerin ülke çapında yaptığınız direnişe dayanamadı, bu ay nişasta bazlı şekerde kotayı yüzde 10’dan yüzde 5’e düşürme kararı aldı. Ancak bunu denetleyecek kurul, bir OHAL kararnamesiyle çoktan yok edildi. Bunu kim denetleyecek, soruyorum. Şeker fabrikaları kapanırsa, nişasta bazlı şekerin önü tamamen açılacaktır. Şeker gibi halk sağlığını ilgilendiren stratejik bir ürün uluslararası tekellerin eline geçecektir.\"
Öztrak, şeker fabrikalarının Türkiye\'nin en yerli ve en milli kuruluşları olduğunu belirterek, şöyle dedi:
\"Girdisi yerlidir, girdiyi üreten yerlidir, pancarı işleyen fabrikalar yerlidir, soframıza gelen şeker de yüzde yüz millidir. \'Şeker fabrikalarını satacağım\' diyenler milli olamaz, yerli olamaz. Yerli ve milli olanlar bugün burada Cumhuriyetin projesine sahip çıkan, \'Bu fabrikayı sattırmam\' diyen sizlersiniz. Bu fabrikaları açık ihale yerine pazarlık usulüyle adrese teslim etmek isteyenler, belediyelerin ihaleye girip teklif vermesini engelleyenler, ne yerlidir ne millidir. Yerli ve milli olanlar buna izin vermemek için burada toplanan çiftçilerimizdir, hemşehrilerimizdir. Köylü, üretici, kooperatif, yerel yönetim buna izin vermemek için burada toplandık. Sonuna kadar fabrikalarımıza, üreticinin emeğine sahip çıkacağız. Alpullu’nun da diğer fabrikaların da adrese teslim ihalelerle kurda kuşa yedirilmesine izin vermeyeceğiz. İktidara sesleniyorum: Fabrikaları adrese teslim ihalelerle peşkeş çekmekten derhâl vazgeçin. Hükümet geçmeyen araca, yatmayan hastaya garanti veriyor. Bazı iş adamlarının kesesine girecek 25-30 yıllık geliri dolar ve euro olarak garanti ediyor. Şeker fabrikaları milletin elinde kalmalıdır. Halkımıza da bunun garantisi verilmelidir. Bunun öncelikli yolu fabrikaların devlette kalmasıdır. Yok, illa bu fabrikaları ben işletemiyorum, beceremiyorum diyorsan Alpullu\'ya sahip çıkmak isteyen köylü burada, üretici burada, kooperatifler burada, yerel yönetimler burada. Bu fabrikaları nasıl kurduysak şanıyla şerefiyle öyle de işletiriz. Alpullu sahipsiz değil. Alpullu’yu asıl sahiplerine, millete devredin olsun bitsin. Bugün bu fabrikalar satılır ve ardından değerli arazilerine AVM dikmek için kapatılırsa yarın çocuklarımızın, torunlarımızın bedduaları sizi iki cihanda da rahat bırakmaz. Bunun vebali büyüktür, yakanıza yapışır. Yanlışta ısrar etmeyin. Gelin yol yakınken yanlıştan dönün. Burada toplanan ve ülkesine sahip çıkan köylünün, üreticinin, milletin haklı sesine kulak verin.\"
Görüntü Dökümü
-----------------------------
Protestoya katılanlar
Slogan atılması
Rasim Özgen\'in konuşması
Faik Öztrak\'ın konuşması
Detaylar
Haber-Kamera: BABAESKİ (Kırklareli),(DHA)
======================================
Milli Eğitim Bakanı Yılmaz: Kamu arazilerini Milli Eğitim\'e alacağız (4)
BAKAN ELVAN VE YILMAZ MEÜ\'DE TEMEL ATIP AÇILIŞ YAPTI
Mersin\'e bir dizi program için gelen Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ile Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Mersin Üniversitesi Camisi\'nin temelini atıp, Eğitim Fakültesi binasının açılışını yaptı.
Çiflikköy Kampüsü içerisinde bulunan tören alanına giden Elvan ve Yılmaz\'a, MEÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı ve milletvekilleri de eşlik etti. İstiklal Marşı ile başlayıp Kuran tilaveti ile devam eden törende konuşan Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, Türkiye\'nin her alanda hedeflerine ulaşabilmesinin nitelikli bilgi üretimi ve insan kaynağı ile mümkün olduğunu söyledi.
Nitelikli bilgi ve bu bilgiyi ürüne dönüştürecek bilim insanlarına sahip olmanın gerekliliğini anlatan Yılmaz, \"Bunları yapan kurumlar da üniversitelerimizdir. Bilimsel ve teknolojik alanlarda gerçekleştirilecek yenilik ve başarılar, ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasının anahtarı olacaktır. 2018 yılında yükseköğretim kurulu ve üniversitelerimiz için 27 milyon 760 bin TL ayırdık. Bu, toplam eğitim bütçemizin yüzde 20\'sinden fazladır. 112\'si devlet, 68\'i vakıf üniversitesi ve 5\'i vakıf meslek yüksekokulu olmak üzere 185 yükseköğretim kurumumuz mevcuttur. 2002 yılında üniversitelerimizin öğrenci sayısı 1 milyon 600 bin civarıydı, bugün 7 milyonun üzerinde. Ülkemizde yükseköğretimde okullaşma oranını arttırmak istiyoruz. 2002 yılında okullaşma oranı yüzde 14\'tü, bugün yüzde 42. Kızlarımızın yükseköğretimde okullaşma oranını yüzde 12\'ydi, şimdi yüzde 44\" dedi.
Mersin Üniversitesi\'ne son 6 ayda, açılış ve temel atma töreni için 3 kez geldiğini hatırlatan Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, \"Eğitim Fakültemiz ihtiyacımıza cevap verecek nitelikte değildi. 2 yıl önce Mersin ve üniversitemize yakışır bir fakülte binası için kolları sıvadık. Merkez kampüs içerisinde 15 bin metrekare kapalı alanıyla, modern derslikleriyle, öğretim üyesi odalarıyla, laboratuvarlarıyla, yemekhanesiyle, okul öncesi eğitim ve uygulama merkezleriyle, otoparklarıyla üniversitemize yakışır eğitim fakültemizin açılışı yapacağız. Aynı zamanda üniversitemizin bir ihtiyacı olan camimizin de temelini atıyoruz\" diye konuştu.
Konuşmaların ardından Elvan, Yılmaz ve beraberindekiler butona basıp temel atma törenini, kurdele kesip açılışı gerçekleştirdi. Buradan sonra Kültür Merkezi\'ne geçen Elvan ve Yılmaz, savcı Mehmet Selim Kiraz\'ın ölüm yıldönümü için hazırlanan programa katıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Konuşmalar
- genel ve detay
Haber-Kamera: İbrahim MAŞE-Mustafa ERCAN / Mersin (DHA)
==================================
Bakan Yılmaz: Kamu arazilerini Milli Eğitim\'e alacağız (5)
\'HİÇ KİMSE SUÇLU SEBZE HALİNDEDİR\' DEMİYOR
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, kentteki Mersin Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncuları Derneği\'ni ziyaret etti. Dernek Başkanı Münir Şen, üyeler ve komisyoncular tarafından karşılanan Fakıbaba, sebze meyve fiyatlarındaki farklılığa değinerek, \"Hiç kimse suçlu sebze halindedir\' demiyor ama takdir edersiniz ki bir yanlışlık var. Bu yanlışlığı bulmak da hepimizin görevi ama hiçbir zaman, \'sebze pazarında bu yükseliyor, esnaf arkadaşlarımız şöyle, böyle kazanıyor\' diye kimse söylemiyor. Bu konuda mutlaka bir araştırma yapmamız lazım\" dedi.
Tarımın Türkiye’de olduğu gibi dünyada önünün çok açık olduğunu, yarının daha iyi olacağını belirten Fakıbaba, \"Bakan olmadan önce hava durumuna hiç bakmazdım. Ancak bu göreve geldikten sonra hava bana çok güzel gelmedi. Keşke yağışlı bir hava olsaydı ne kadar güzel olurdu. Benim için güzel olan şey yağışlı hava olması. Bir yıl insanlar çok iyi kazanıyor, öbür yıl kazanamıyor. Bu bir yerde de çiftçiyi heyecanlandıran şey, istemediği bir şey de olsa bu heyecanla yıllardır devam edip gidiyor\" diye konuştu.
TARIMDA SÖZLEŞMELİ AİLE DÖNEMİ
Fakıbaba, göreve geldiğinden bu yana Türk tarımını kalkındırma ve önünü açmak için çeşitli projeler hayata geçirmeye çalıştıklarını kaydederek, şunları söyledi:
\"Bakanlığa geldiğimden beri bunun üzerinde duruyorum. Bundan sonra eğer biz arzı talebe göre yaparsak ve sözleşmeli aile işletmeciliğini ortaya koyarsak, yani biz ne satın alacağız ve çiftçi kardeşimiz ürünü ortaya koyduğu zaman kim satın alacak, hepsini alacak mı, bunları ortaya koyduğumuzda emin olun Türkiye\'nin geleceğinin çok parlak olduğunu görüyorum. Çünkü sizler çalışkan ve üretken insanlarsınız. Bir başkası bir dönümde bir ton üretiyorsa bunu siz alıyorsunuz. Bu anlamda ben sizlere yürekten teşekkür ediyorum.\"
Bakan Fakıbaba, daha sonra hal komisyoncularının sorunlarını dinledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Fakıbaba\'nın derneğe girişi
- Konuşması
Haber-Kamera: İbrahim MAŞE-Mustafa ERCAN / Mersin (DHA)
© Tüm hakları saklıdır.