Gündem

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 2

1- PENDİK'TE TERSANE KOMUTANLIĞINDA YANGIN (1) Haber: Cangiz ÇOBAN - Çağrı ÇALIŞKAN - İSTANBUL DHA Pendik'te İstanbul Tersane Komutanlığı'nda yangın çıktı

27 Ekim 2018 15:04

1- PENDİK\'TE TERSANE KOMUTANLIĞINDA YANGIN (1)

Haber: Cangiz ÇOBAN - Çağrı ÇALIŞKAN - İSTANBUL DHA
Pendik\'te İstanbul Tersane Komutanlığı\'nda yangın çıktı.
İlk belirlemelere göre yangın patlama sonrası çıktı. Olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevkedildi.

Görüntü Dökümü:
-------------
-olay yerinden görüntüler

==========================

2-  ÇAVUŞOĞLU LAVROV İLE GÖRÜŞTÜ

istanbul DHA
İstanbul\'da düzenlenecek Suriye Konulu Dörtlü Zirve öncesi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov görüştü

Görüntü Dökümü:
--------
-Görüşmeden görüntü

===========================

(ÖZEL) 
3- POLİS İLE ŞÜPHELİLER ARASINDA KOVALAMACA

- Bankadan para çekenleri hedef seçen şüpheliler ile polis arasında kovalamaca yaşandı.
- Polis, şüphelileri araçlarına çarparak durdurdu. Şüphelilerden biri bacağından vurularak yakalandı.

Haber-Kamera: Cengiz ÇOBAN - Çağrı ÇALIŞKAN - İSTANBUL DHA
Maltepe\'de para çekenleri soymak için banka önlerinde bekleyen 4 kişi ile polis arasında nefes kesen bir kovalamaca yaşandı. Kovalamacada polis bir şüpheliyi bacağından vurdu. 3 kişi yakalanırken polis kaçan bir şüpheliyi yakalamak için çalışma başlattı.
Olay, dün Zümtürevler mahallesinde meydana geldi. İçinde 4 kişi bulunan otomobil, bir bankadan yüklü miktarda para çeken bir kişinin bulunduğu aracı D-100 karayolunda takip etmeye başladı. Bu sırada şüphelileri takip eden polis dur ihtarında bulundu. Polisin dur ihtarına uymayan şüpheliler çalıntı olduğu öğrenilen araç ile kaçmaya başladı. Polis ekipleri bölgeye takviye ekipler istedi. Kovalamaca ara sokaklarda da devam etti . Kovalamaca sırasında sivil bir polis aracı şüphelilerin aracına çarparak durdurdu.

YAYA KAÇMAYA ÇALIŞTILAR
Şüpheliler araçtan inerek yaya olarak kaçmaya başladı. Polis ekipleri havaya ateş ederek şüphelileri durdurmak istedi. Şüpheliler  polisten kaçmaya devam etti. Bir süre devam eden kovalamacada bir şüpheli bacağından vurularak etkisiz hale getirilirken, 2 şüpheli de kıskıvrak yakalandı. Polis kaçan son şüpheliyi yakalamak için geniş çaplı çalıma başlattı.

ŞÜPHELİLER KAMERADA
Yaşanan kovalamacada şüpheliler kaçarken güvenlik kamerası tarafından görüntülendi. Olay yeri inceleme ekipleri şüphelilerin kullandığı araç ve çevresi inceleme yaptı. İnceleme sonrasında yerdeki boş kovanlar ve araç kaldırılarak cadde trafiğe açıldı.
Bir görgü tanığı \"Polis aracının şüphelilerin aracına çarptığı sesi duyduk. Arabadan inerek koşmaya başladılar, çok korktuk. Polis de peşlerinden ateş ederek kovalamaya başladı. Köşede de birini bacağından vurdu\" diye konuştu.
Polisin olayla ilgili soruşturması devam ediyor.

Görüntü Dökümü:
---------------
-Şüphelilerin kaçarken görüntüsü(güvenlik kamerası)
-Şüphelilern kaçtığı araç
-Polisin güvenlik şeridi çekmesi
-Yerdeki boş kovanlar
-Olay yeri inceleme ekiplerinin çalışması
-Aracın çekici ile götrülmesi
-Görgü tanıkları ile röp
-Genel ve detay görüntüler

=============================

4- FATİH\'TE CİNAYET KAMERADA

Haber: Alper KORKMAZ - İSTANBUL DHA
Fatih\'te cinayetle sonuçlanan kavga güvenlik kamerası yansıdı.
Olay, Aksaray Mesihpaşa Caddesi\'ndeki olay dün öğle saatlerinde meydana geldi. Tacikistanlı 3 kişi arasında henüz belirlenemeyen bir nedenle tartışma çıktı. Tartışma kavgaya dönüştü. Kavgada bir kişi silahını çekerek ateş etti. Faruk Oblokulov, göğsüne isabet eden kurşunla ağır yaralandı. Çevredekiler tarafından Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi\'ne kaldırıldı. Oblokulov tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Güvenlik kamerasına yansıyan kavgayla ilgili polis kaçan şüpheliyi arıyor.

Görüntü Dökümü:
---------
-Olayın güvenlik kamerası görüntüleri

=============================

5- POLİS OTOSUNDA TECAVÜZ İDDİASI DAVASI

Haber: Serpil KIRKESER / Kamera: İstanbul DHA
Beylikdüzü\'nde 10 ay önce  görev başındayken ekip otosunda P.T. isimli kadına tecavüz ettiği iddia edilen tutuklu sanık polis memuru S.E.\'nin (27) yargılandığı davada tanıklar dinlendi. Mağdure P.T.\'nin tanık olarak dinlenen kardeşi E.T., sanık ile ablasının olaydan önce tanışmadığını savunarak, \"Benim ablam 2 poşet ilaçla yaşıyor,  ablamın psikolojisi bozuldu. Adaletin yerini bulacağına inanıyorum\" diyerek gözyaşlarına boğuldu. Polis memuru S.E. de mağdurenin kardeşiyle daha önce tanıştığını iddia ederek, \"Bana göre müşteki ve kardeşinin polislere özel ilgisi var. P.T. ile cinsel ilişkiye girmedim. Mağdurum. Polisim, ancak kötü insan değilim. Bana tuzak kuruldu. Gecenin bir vakti bir kadına niye tecavüz edeyim. Aklımı mı kaçırdım ben ? Tahliyemi ve beraatimi istiyorum\" dedi. Savcının esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için duruşma ertelendi. 

ÜÇÜNCÜ DURUŞMA GÖRÜLDÜ
Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi\'nde görülen 3. duruşmada tutuklu sanık polis memuru S.E. ile tutuksuz  sanık polis memuru R.Y. hazır bulundu. Mahkeme Başkanı Güler Kurt, İstanbul Kriminal Polis Labaratuvarınca düzenlenen raporun mahkemeye ulaştığını söyledi. Raporda, \"Mağdureye ait olduğu belirtilen iç çamaşırı ve çorap üzerinde incelenen meni içeren vücut sıvısı lekeleri ile resmi  plakalı araçtan transfer edildiği bildirilen vücut sıvısı lekesi üzerinde mağdure P.T.\'ye ait genotip özellikler ile sanık S.E.\'ye ait genotip özelliklerin karışık olduğu tespit edilmiştir\" denildi. 

\"MAĞDURENİN EŞİMİN ABLASI OLDUĞUNU ÖĞRENİNCE ŞOK GEÇİRDİM\"
Tanık M.T., polis olduğunu, sanıklardan S.E.\'yi tanıdığını, dosyaya konu olayı herkesin konuştuğunu belirterek, \"Ben tecavüze uğrayan kişinin eşim E.T.\'nin ablası olduğunu, S.E.\'nin babası büroya geldiğinde öğrendim. Büroya olaydan 2-3 hafta sonra geldi. Benimle görüşmek istediğini söyledi, büroda oğlunun iftiraya uğradığını söyleyerek olayı anlatmış. Bunu öğrenince şok geçirdim. Eşimi aradım, durumu anlattım. Eşim ağlamaya başladı. Eşimi, ablasının yanında gönderdim. S.E. ile P.T.\'nin tanışıp, tanışmadıklarını bilmiyorum. Sanık S.E. ile eşim ve ben birlikte aynı ortamda bulunmadık. Ben, S.E. ile eşim E.T. arasında duygusal anlamda bir arkadaşlık olduğunu zannetmiyorum. Olsaydı mutlaka bilirdim. Bu olaydan sonra S.E.\'nin babası ve araya giren bazı kişiler beni aradılar, \'Arayı bul\' dediler. Kabul etmedim. Olayla ilgili bizzat görgüye dayalı bir bilgim yoktur\" dedi.  

TANIK ABLA: ADALETİN YERİNİ BULACAĞINA İNANIYORUM
Mağdurenin kardeşi tanık E.T. de olayı eşinden öğrendiğini belirterek \"Ablamın evine gittim. Kapı kilitli, pencereler kapalıydı. Konuyu sordum ve ablam ağladı, elleri titredi ve bana olayı anlatmadı. Aradan 3-4 gün geçtikten sonra tekrar gidip sordum, anlattı\" dedi. Gözyaşlarına boğulan tanık E.T., \"Benim ablam 2 poşet ilaçla yaşıyor, ablamın psikolojisi bozuldu. Mağdur P.T. ile S.E. kesinlikle tanışmıyor. Böyle bir tanışma olsaydı ablam kesinlikle bahsederdi. S.E.\'yi tanımıyorum, kendisi ile duygusal anlamda hiçbir ilişkimiz olamaz. Adaletin yerini bulacağına inanıyorum\"  ifadelerini kullandı. 

SANIK POLİS: POLİSİM ANCAK KÖTÜ İNSAN DEĞİLİM, MAĞDURUM
Sanık S.E. de müşteki P.T. ile konuştuğu numaranın tek rakamlı bir numara olduğunu belirterek, \"Beni aradı, ben de onu aradım bunan sonra da whatsapptan yazıştık. Ancak müştekinin numarasını hatırlamıyorum. Benim P.T.\'yi tanıdığıma dair tanık polis memuru vardır . Ben E. ile E-5 yan yol site önünde tanıştım. Polis aracı ile yanından geçiyordum, Yanından geçerken değişik hareketler yaptı. Bu nedenle kendisiyle tanıştık. E.\'yi sosyal medyadanda eklemiştim. Ben onu o da beni takip ediyordu. Araba ile kendisini aldığım gün benim evimde görüşmüştük. Bana göre müşteki ve kardeşinin polislere özel ilgisi var.  P.T. ile cinsel ilişkiye girmedim. 
Bana tuzak kuruldu. Gecenin bir vakti bir kadına niye tecavüz edeyim. Aklımı mı kaçırdım ben ? Mağdurum. Polisim ancak kötü insan değilim. Olay tarihinde diğer sanık R.Y. \'yi iki gündür tanıyordum. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum\" dedi. 

DURUŞMA ERTELENDİ
Mahkeme heyeti, kuvvetli suç şüphesi, dosya kapsamı, cezanın altı ve üst sınırı, adli kontrol altına alınma tedbirinin yeterli görülmemesi  gerekçeleriyle sanık S.E.\'nin tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mütalaanın hazırlanması için dosyanın Cumhuriyet Savcısına verilmesine hükmeden mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.

İDDİANAME
İddianamede olayın  Beylikdüzü\'nde 6 Ocak 2018\'de meydana geldiği anlatılıyor. İddianamede S.E.\'nin \"Nitelikli cinsel saldırı\" suçundan  12 yıldan 18  yıla kadar hapsi isterken, diğer şüpheli R.Y.\'nin de \"Nitelikli cinsel saldırı suçuna  yardım etme\" ve \"Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi\" suçlarından 6 yıl 6 aydan 11 yıla kadar hapsi talep ediliyor.

Görüntü Dökümü:
--------------------
Arşiv (Polisin fotoğrafı) 

==================================

6- BAĞIŞÇISI OĞLU OLDU, 70 YAŞINDA YENİDEN DOĞDU

- 70 YAŞINDAKİ LÖSEMİ HASTASI ANNEYE, OĞULDAN KÖK HÜCRE

Haber-Kamera: İlknur SARGUT-Hüseyin ÇAKMAK/İSTANBUL, (DHA)- İSTANBUL\'da yaşayan 72 yaşındaki lösemi hastası Nermin Kural, oğlundan alınan ilikle hayata tutundu. Nakli gerçekleştiren Doç. Dr. Hasan Atilla Özkan, işlemin haploidentik (kısmi uyumlu) nakil olması nedeniyle en zor nakiller arasında gösterildiğini belirtirken, 70 yaşından sonra yeniden doğan anne Kural, \"Oğlumdan alınan kök hücrelerin nakledilmesi sonrası mucizevi şekilde çok çabuk toparladım\" dedi.
Tatil için gittiği Muğla\'da yüksek ateş ve kalça ağrısıyla hastaneye kaldırılan 72 yaşındaki Nermin Kural, kan tahlilleri sonrası apar topar İstanbul\'a sevk edildi. Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi\'nde yapılan tetkikler sonucu Kural\'a akut myeloid lösemi teşhisi konuldu. Kemoterapi tedavilerinden sonra yüzde 80 oranında sonuç alan kadına oğlundan alınan kök hücreler nakledildi. Yüzde 50 oranında uyuma rağmen kök hücre nakli tedavisi başarılı sonuçlar verdi. Kök hücre naklinin kendisi için çok kolay bir işlem olduğunu belirten Nermin Kural, \"İlk belirti kalın bağırsakta enfeksiyondu, ateşim yükseldi. Hastalık aniden ortaya çıktı. Tedavide önce akıllı ilaç kullanıldı. Onun cevabını alamayınca farklı bir seri tedavi sonrası kök hücre nakline karar verildi. Oğlumdan alınan kök hücreler nakledildi. İşlem kan yoluyla kolay bir şekilde gerçekleştirildi\" diye konuştu.
 
\"SAĞLIKLI BİR İNSANDAN FARKIM YOK\"
Nakil öncesi kemoterapi sürecinin kendisi için çok zorlu bir dönem olduğunu anlatan Kural, \" İlik nakli öncesinde kemoterapiler çok yordu, ağrılarım çok arttı, saçlarım döküldü. En zor süreç benim için 2017\'ydi. Oğlumdan alınan kök hücrelerin nakledilmesi sonrası mucizevi şekilde çok çabuk toparladım. 21 günde taburcu oldum. Şu an çok sağlıklıyım, çok iyiyim sokaktaki herhangi bir sağlıklı insandan farkım yok. İnsanlar, her şeyden önce kendilerine inansınlar, inanmak işin yüzde 70\'ini hallediyor. Kendime aile ve doktoruma inandım\" ifadelerini kullandı.
 
OĞLUNUN KÖK HÜCRELERİ ANNEDE YAŞIYOR
 
70 yaşındaki bir hasta için kök hücre tedavisinin zor süreç olduğunu ifade eden Doç. Dr. Hasan Atilla Özkan, \"Bırakın kendinden kök hücre naklini başkasından (allojenik) kök hücre nakli yapıldı. Bu da, oğlundan aldığımız kısmi doku uyumlu (haploidentik) kök hücre nakli idi.  Nermin Hanım\'ın oğlunun hücreleri annesine yüzde 50 oranında uyumluydu. Bu günümüzde en zor nakillerden bir tanesidir. Kısmi uyumlu (haploidentik) nakil, tam uyumlu vericisi bulunamayan yüksek riskli hastalar için umut vericidir. Kök hücre nakli kararında, hastanın yaşından çok klinik performans ve organ fonksiyonlarının durumu önem arz etmektedir. Nermin hanımın yaşı 70 olmasına karşın organ fonksiyonları çok iyiydi ve hayata çok bağlıydı. Ailesi de son derece ilgiliydi. Bu nedenle bu zorlu nakli gerçekleştirdik. Nermin hanımda halen \'oğlunun kök hücreleri çalışıyor\'\" diye konuştu.
 
KIZILAY KAN MERKEZİNE BAŞVURUP DONÖR OLABİLİRLER
Kök hücre naklinin SGK kapsamına alınmasından sonra nakil oranlarının Türkiye\'de hızla artmaya başladığını ifade eden Doç. Dr. Hasan Atilla Özkan, şu bilgileri paylaştı:
\"Yılda 4 bin civarında bir nakil sayımız var. Ancak bu henüz istenilen düzeyde değil. Nüfusumuza baktığımızda bunun iki katı kadar olması lazım. Bunun da zamanla artacağını düşünüyoruz. Çünkü her yıl giderek artıyor. Bir diğer etkili faktör ise TÜRKÖK. Burası kurulmadan önce yurtdışından hep araştırmalar yapılıyordu. Bu uzun bir zaman alıyordu. Dolayısıyla TÜRKÖK ile beraber aradığımız iliğin neredeyse yarısını kendi ülkemizden bulabiliyoruz. Bu tür projede yer almak isteyen sağlıklı bireylerin (18-55 yaş arasında) Kızılay kan merkezine başvurup donör olmak istediklerini söylemeleri yeterli olacaktır.\"

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-----------------
-Kök Hücre merkezinden detaylar
-Kök hücrelerin saklandığı laboratuardan detaylar
-Nermin Kural\'ın röportajı
-Anne ve oğlun hastane odasından fotoğrafları
- Doç. Dr. Hasan Atilla Özkan\'ın Kural\'ı muayene etmesi
- Doç. Dr. Hasan Atilla Özkan Röportajı
-Nermin Kural ve eşinden detaylar

======================

(ÖZEL) 
7-FATİH\'TE YAŞLI KADINI ÖLDÜREN SANIĞIN AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPSİ İSTENDİ .... 

Haber: Serpil KIRKESER / Kamera: İSTANBUL DHA
Fatih\'te kolundaki 7 bileziği için sırtından 7 kere bıçaklayarak Hüsniye Kaya\'yı (79) öldürdüğü  iddia edilen Bilal A. (35) hakkında \"Tasarlayarak beden bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiyi kasten öldürme\" ve \"Nitelikli yağma\" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıl kadar hapis istemiyle dava açıldı. Cinayet suçlamasını reddeden sanık Bilal A.,  olay günü Hüsniye Kaya\'ya sünnet mevlütüne çağırmak için evine gittiğini savunarak, kömürlüğe sakladığı paraların kendisine ait olduğunu, bozdurduğu altınları ise yasak aşk yaşadığı Suriyeli kadının kendisine verdiğini iddia etti. 

İDDİANAMEDE OLAY ANLATILDI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı\'nca hazırlanan iddianemeye göre Fatih\'te  23 Şubat\'ta  meydana gelen olay şöyle oldu: 79 yaşındaki Hüsniye Kaya,  bıçaklanarak öldürülmüş olarak bulundu. Cuma namazından dönen Hasan Kaya (77),  eşi Hüsniye Kaya\'yı  kanlar içinde buldu. Vahşice öldürülen Hüsniye Kaya\'nın kolundaki 7 bileziğinin de çalındığı tespit edildi. Polis evde yaptığı incelemede kapıda zorlama izi bulamadı, evde dolu iki çay bardağı bulundu.  Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından olayla ilgili başlatılan soruşturmada polis şüpheliye ulaşmak için yüzlerce saat güvenlik kamera görüntüsünü inceledi ve şüphelinin Bilal  A. olduğu belirledi. Bilal A.\'nın olayın meydana geldiği gün yanına çağırdığı arkadaşına bir altın bilezik  vererek bozdurmaya gönderdiği, ertesi gün de aynı arkadaşına bu kez 6 bilezik verdiği tespit edildi. Cinayetin ertesi günü  Ankara\'ya gittiği daha sonra İstanbul\'a dönerek normal yaşantısına dönen  şüpheli Bilal A., gözaltına alındı. Şüpheli poliste susma hakkını kullanırken, çıkarıldığı mahkemece  \"Tasarlayarak beden bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiyi kasten öldürme\" ve  \"Nitelikli yağma\" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıl kadar hapis istemiyle dava açıldı. 

İLK DURUŞMA GÖRÜLDÜ
İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi\'nde görülen duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanık Bilal A.,  inşaat ustası olduğunu, olay günü sabah evinden çıktığını belirterek, \"Bir hafta sonra oğlumun sünnet ve  mevlütü olacaktı. Sünnete gelmesini istediğimiz kişilerden biri de Hasan (Kaya) amcalardı.  Saat 11.00 gibi onların evine gittim, zile bastım. Hüsniye teyze balkona çıktı, beni gördü tanıdığı için kapıyı açtı. \"Hoş geldin, nasılsın?\' sohbeti bittikten sonra mutfağa gitti, 10 dakika  sonra geri geldi. Sünnet mevlütüne davet ettim. \'Kısmet olursa gelirim\' dedi. Çay koyduğunu söyledi,  çaya kadar kalmayacağımı söyledim. Hasan amca evde yoktu. Selayı duyunca Hasan Amca\'nın cumaya erken gittiğini  söyledi. Ben de ayıp olmasın diye müsade istedim, kalktım. \'Bir dakika  bekle\' dedi ve mutfağa gitti, bir poşetin içine kek türünden birşey koydu. Poşeti aldım, çıktım. Poşete  baktığımda içinde su böreği gibi ıslak bir şey vardı. Eve kadar götürmeye tenezzül etmeyerek  çöp kenarına bıraktım\" dedi.

\"SURİTELİ KADINLA 4 AY ARKADAŞLIK YAPTIM, BUNUN SONUCUNDA KADIN HAMİLE KALDI\"
Hüsniye Kaya\'nın öldürüldüğünü eşinden duyduğunu söyleyen sanık Bilal A. kömürlükte bulunan paranın kendisine ait olduğunu savundu. Altın bozdurmasına ilişkin soru üzerine sanık Bilal A., gözaltına alındığında Suriyeli bir kadının adresini verdiğini, altınların  sahibinin Suriyeli bu kadın olduğunu, polisin bu kadınla ilgilenmediğini öne sürdü. Sanık Bilal A. savunmasına şöyle devam etti: \"L.A.
isimli 20-25 yaşlarındaki bir kadındır bu. Eşiyle yaşıyor, iki çocuğu  var. Ben kadınla 4 ay arkadaşlık yaptım. Bunun sonucunda kadın hamile kaldı. Çocuğu  aldırmak istedi, normal aldırma süresi geçmişti. Normal olmayan yoldan çocuk aldırmak pahalıydı. Ben bu parayı karşılayamayacağımı söyledim. Kendisi para verebileceğini  söyledi. Sonra bana 8 bilezik, bir tane de reşat altını olan bir kolye verdi. 6-7 aydır altınlar bendeydi. Kadın bu altınları bana vermişti. Daha sonra  bu altınları  ayrı ayrı 3 kez bozdurdum. Birini olayın olduğu gün 23 Şubat günü akşam saat 17.00\'de bozdurdum. Diğer ikisini de 24-25 Şubat tarihinde birer gün arayla bozdurdum. Suriyeli kadın ikametinden ben çocuğu aldırmak istemediğim için bıraktı kaçtı. Bir daha hiç görüşmedik. Kendisi bir daha  gelmediği için altın isteme durumu olmadı. Bileziklerin paralarını kendi mahallemde daha önceden  inşaat yaptığımız bir binanın bahçesine sakladım\" dedi. Sanık Bilal A. ilişkisi olduğunu  söylediği Suriyeli kadının da bulunmasını talep etti. 

MAKTÜLENİN EŞİ: SANIĞIN KAYNANASI EŞİME \'O BİLEZİKLERİ BANA VERSEN\' DİYE ŞAKA YAPMIŞ 
Hüsniye Kaya\'nın eşi şikayetçi Hasan Kaya da sanığın kayınpederi ile akraba olduklarını, sanığın  olaydan  bir ay önce misafirliğe geldiğini, sanığı o zaman tanıdığını anlattı. Müşteki Kaya sanık oturmaya geldiğinde eşimin bileğindeki bilezikleri fark etmiş, \"Aslında bilezikler, muhafaza içinde bileğinde duruyordu. Sanığın kaynanası eşime \'O bilezikleri bana versen\' diye şaka yapmış. O sırada sanık eşimin bileziklerini görmüş.  15 gün sonra sanık yine bizim mahalleye gelmiş, oralarda dolaşmış evi bulamamış, komşulardan duydum.Olay günü  Cuma\'ya gittim. Saat 14.15 sıralarında eve geldim. Anahtarımla eve girdim. Eşimi yerde yatar vaziyette buldum. Yine  şekeri düştü sandım. Boğazının kan içinde olduğunu fark ettim. Anladığım kadarıyla eşim  evin kapısını açmaya oraya yönelmiş arkadan vurmuş. Bağırdım. Oğlumu aradım, oğlum ne olduğunu anlamadı. \'Annemi versene\' dedi. Ben de \'Ölüsünü mü vereyim!\' dedim. Eşimin 7 bileziği ve bir yüzüğünün alınmış olduğunu tespit ettik.Şikayetçiyim\" ifadelerini kullandı. Öldürülen Hüsniye Kaya\'nın kızı Şaziye Oruç da annesinin aska kek yemediğini eve de sokmadığını beliterek, \"Babam misafirliğe geldiğinde o seviyor
diye biz ona kek yapardık. Annem içinde yumurta olduğu için asla kek yemez. Sanık yalan söylüyor. Şikayetçiyim\" dedi. 

\"EŞİM \'BEN HİÇBİRŞEY YAPMADIM ESRA\' DEDİ
Sanığın eşi Esra A. da olay günü eşinin cumaya gidiyorum diye evden çıktığını, akşam eşinin kendilerini  dayısına götürdüğünü, eşinin define kazma işi için postaneden 6 bin TL aldığını söylediğini anlattı. Polislerin sabah saat 04.00\'da eve baskın yaptığını belirterek, \"Eşim \'Ben hiç birşey yapmadım\' dedi.  Eşimin elleri kelepçeliydi, ben ayakkabılarını giydiriyordum, polislerin duymayacağı şekilde \'Esra kömürlükte para var\' dedi.  Öğlen tekrar gelen polislere kömürlükte para olduğunu söyledim. Hüsniye teyzeyi eşimin öldürdüğünü polisten öğrendim.  Çocuğumuzun sünnet ettirileceğinden haberimiz yoktu. Sünnet günü belirlemedik. Sünnete davet için gitse eşim bana  söylerdi. \'Hüsniye teyzeye\' gidiyorum derdi. Çünkü Hüsniye Teyze\'yi ben tanıyorum\" diye konuştu.  Sanığın tutukluluk halinin devamına hükmeden mahkeme heyeti, sanığın savunmasında bahsettiği Suriyeli kadının bulunması talebinin reddine karar vererek, tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi.   

Görüntü Dökümü:
----------------------
Arşiv görüntüler

=========================

(ÖZEL)
8 - CİNSEL İSTİSMAR DAVASINDA GENÇ KIZDAN ŞAŞIRTAN İFADE: BABAMA İFTİRA ATTIM

Haber: Serpil KIRKESER / İSTANBUL DHA
İstanbul\'da 2017 yılında öz kızına cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen B.U.\'nun (47) 40 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davaya, 15 yaşındaki mağdure A.U.\'nun ifadesi damgasını vurdu. Kendisinden yaşça büyük erkekle arkadaş olmasına babasının kızdığını anlatan A.U. \"Babamdan intikam  almak istedim. Babama iftira attım. \'İfadesi alınır serbest bırakılır\' diye düşündüm.  Babam tutuklanınca da yaptığımın yanlış olduğunu öğrendim\" dedi. Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti,  \"Nitelikli cinsel istismar\"  suçundan sanık  baba B.U.\'yu  12 yıl 6 hapis cezasına çarptırdı ve sanığın da tahliyesine hükmetti. Sanığın avukatı Mehmet Fatih Yaşar,  kararı İstinaf Mahkemesi\'ne taşıdı.  
  
SANIK BABA: KIZIM  \'MAHVEDECEĞİM\' SENİ DİYORDU
Ağır Ceza Mahkemesi\'nde  \"Çocuğun cinsel istismarı\" suçundan 15 yıldan 40 yıla kadar hapis istemiyle hakim karşısına çıkan sanık baba B.U., \"2016 yılının Şubat ayında 8. sınıfın ikinci döneminde  kızımı okulun önünde kendisinden 8-10 yaş büyük biriyle yakaladım. Kızımla konuşmak istedim, çok sinirlenmiştim. Sorularıma ters cevaplar  vermeye başladı. Kızımı alıp eve götürdüm.  Yaşının küçük olduğunu, ileride sevgilisi olabileceğini söyledim. Bana \'Hayatıma karışma! Ben ne yaptığımı biliyorum\' dedi. Ben de bunun üzerine tokat attım,  kızım odasına kapandı ve çığlık atmaya başladı. \'Mahvedeceğim\' seni diyordu. Sabah kalktığımda kızım odasında yoktu, evden kaçtığını düşündüm. Annesiyle  sokakta aramaya başladık. Bir saat sonra telefon geldi. Karakola  gittim. Kızıma şiddet uyguladığımı söylediler. Karakolda nasihatte bulundular, işlem başlatılmadı. Kızıma nasihat ettim; \'Attığın her adımdan haberim olacak\' dedim,  telefonunu elinden aldım. \'Bana karışma!\' dedi. Kızım bu adamla tekrar görüşmeye başladığını gördüm. Adres değiştirmeye karar verdim.  Okulunu yeni taşındığımız mahalleye aldırdım. Kızımın 2-3 gün okula gitmediğini öğrendim.  Kızıma nerede olduğunu sordum; \'O serseriyle mi gezdin?\' dedim.  O da \'Evet\' dedi.  Sonra  yeni okuluna  devam etmeye başladı. Bir süre  sonra okuldan dönmedi annesi; \'Camdan bakıyorum, gelmedi\' dedi. Annesiyle kızımı aramaya gittik, Kızım 2-3 sokak ötede yine  o çocukla yakaladım. Zorla eve getirdim. Kızımı dövdüm.  Diğer kızım ablasını dövdüğüm için bana nefretle bakmaya başladı. Sonra kızım bana küstü, 2 ay konuşmadı\"  dedi. 

\"KIZIMA HERHANGİ BİR CİNSEL İSTİSMARDA BULUNMADIM\"
Kızının okuldan kaçtığını ve ertesi gün karakoldan aldığını anlatan baba B.U., \"Kızım arkadaşında kaldığını söyledi. Kızımla aramızda yine  tartışmalar oldu. Kızım kardeşiyle birlikte öğretmene mektup yazmışlar. Karakoldan beni çağırdılar. İfademi aldılar. Kızımın bu kadar iftiralar attığını bilmiyordum. Kızıma herhangi bir  cinsel istismarda bulunmadım. Böyle bir şey asla olmamıştır. Olması da mümkün değildir\" diye konuştu. 

\"BABAMDAN İNTİKAM ALMAK İSTEDİM. BABAMA İFTİRA ATTIM\" 
Mağdure A.U. ifadesinde, kendisinden yaşça büyük bir erkekle arkadaşlık yaptığını babasının kızdığını ve ardından okulunu değiştirdiğini belirterek, \"Bu adamla görüşmeye devam  ettim. Liseye başladım. Liseye başladığımda E. ile görüşmeye başladım. Babam da bunu duydu ve bana kızdı. Babam bana  \'Hep böyle yapıyorsun diyerek beni  okula göndermedi. Sınıfta kaldım. Daha sonra babamdan intikam almak istedim. Babama iftira attım. \'İfadesi alınır serbest bırakılır\' diye düşündüm. Babam tutuklanınca  da yaptığımın yanlış olduğunu öğrendim. Şikayetten vazgeçme dilekçesini kendim yazdım ve savcılığa verdim\" şeklinde konuştu. 

\"EŞİM, KIZIMIN BAŞKALARIYLA GEZMESİ NEDENİYLE KIZIMA BAĞIRIYORDU\"
Anne O.U. da kızının söz konusu olayı kendisine anlatmadığını belirterek, \"Eşim, daha önce  kızımın başkaları ile gezmesi nedeniyle kızıma bağırıyordu. Kızıma nasihat veriyordu. Kızım bizi tersliyordu.  Yaşının küçük olduğunu söylüyorduk. Ben sanıktan şikayetçi değilim\" dedi. 

SAVCI: BABANIN BERAATİNE VE TAHLİYESİNE KARAR VERİLSİN
Savcı, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından ve  sanığın üzerine atılı suçu işlemediği anlaşıldığından sanığın beraatine ve tahliyesine karar verilmesi talep etti. Mahkeme heyeti, \"Nitelikli cinsel istismar\" suçundan sanık B.U.\'yu iyi hal indirimi de uygulayarak 12 yıl 6 ay  hapis cezasına çarptırdı ve sanığın da tahliyesine hükmetti. 

DAVA İSTİNAF MAHKEMESİNE TAŞINDI
Sanığın Avukatı Mehmet Fatih Yaşar da davayı İstinaf Mahkemesi\'ne taşıdığını, hukuk biliminin yegane amacının adaleti tesis etmek  olduğunu belirterek,  \"Cinsel suçlardan birini işleyen bir şahsa en ağır cezanın verilmesi konusunda farklı bir düşünce için de değiliz.  Yalnız cezanın suçu işlediği kesin ve net olan bir şahsa verilmesi gerektiğini söylüyoruz sadece. Diğer taraftan sanığın suçu işlediğine dair  gerçekten dosyada her türlü şüpheden uzak   inandırıcı deliller yok ise o şahsı tutuklu yargılamak da yargılamanın sonunda ceza vermekte yanlış.  Maalesef bazı hakim ve savcılar cinsel suçlar söz konusu olduğunda kadının beyanını yeterli sayıyor. Hatta ve hatta bazen sanığa \'Şimdi neden durduk  yere bu kadın sana böyle bir iftira atsın ki demek ki var bir şey? \' diye sorulduğuna şahitlik ediyoruz. Diğer taraftan temel problem yanlış karar verdiğini  bilerek sorumluluktan  kaçmak isteyen hakim ve savcılar. \'İtiraz edin Avukat Bey, biz böyle karar verdik ama süreyi kaçırmayın kesinleşmesin!\' diyen hakimler ve savcılar gördük.  Burada aslında bize söylenmek istenen şu; Biz bu cinsel davalarda kamuoyu tepkisi ya da farklı tepkilerden çekiniyoruz, müvekkiliniz suçsuz da olabilir  ama suçsuz olduğuna karar verecek kadar cesaretli ve vicdanlı değiliz, bu sorumluluğu biz almak istemiyoruz, siz üst derece mahkemesine gidin onlar bu kararı  versinler diye içlerinden geçirdiklerini hissediyor gibiyim. Bizim olayımızda da benzer şeyler oldu. Babasına 1-2 gün gözaltında kalıp bırakılır bende intikamımı  almış olurum düşüncesi ile iftira atan genç bir hata yapmış olabilir. Mahkeme heyetinin verdiği kararın doğru olduğunu düşünerek  verdiğine inanmıyorum. İstinafa  gitsinler karar orada bozulsun tarzında bir yaklaşımla insiyatif almaktan uzak olduklarını düşünüyorum\" ifadelerini kullandı.

 =======================================================

9 - TIR\'IN ÜSTÜNE ÇIKIP TEHLİKEYE ALDIRIŞ ETMEDEN YOLCULUK ETTİLER

Anıl UÇAN - İSTANBUL DHA
İstanbul\'da seyir halindeki bir TIR\'ın üzerine çıkan 2 kişi tehlikeli yolculuklarını kamera ile görüntüledi.
Daha önce  Yavuz Sultan Selim Köprüsü\'nün inşa halindeki kulesine tırmanan,  metrobüsün üstünde 12 durak yolculuk eden Ukraynalı parkur sporcusu Pavel Smirnov ve arkadaşı bu kez D-100\'de ilerleyen bir TIR\'a çıkarak tehlikeli bir şekilde yolculuk etti.
Smirnov ve arkadaşı D-100\'de ilerleyen TIR\'ı görünce arkasından koştu.  TIR\'ın dorsesine tırmanmaya başlayan gençler, tehlikeye aldırış etmeden yolculuk etti. Kendilerini görüntüleyen gençler bir süre bu şekilde yolculuk etti. TIR yavaşladığı sırada korseden inen gençler koşarak uzaklaştı

Görüntü Dökümü:
----------
-Gençlerin tehlikeli yolculuğu

==========================
 

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir