Gündem

Devletin zirvesinde Antep muamması; Erdoğan "12-14 yaşlarında, DAİŞ'li" dedi, Yıldırım'a göre ise ipucu yok

Yıldırım, Balyoz ve Ergenekon sanıklarının davaları kazanınca itibarlarının otomatik olarak iade edildiğini söyledi

22 Ağustos 2016 22:06

Başbakan Binali Yıldırım,  Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklama yaptı. Suriye'deki iç savaşın durdurulması ve istikrarın sağlanmasının bölgedeki en önemli konu olduğunu belirten Yıldırım, darbe girişiminin ardından 7 Ağustos'ta düzenlenen Yenikapı Mitingi'nin ülkeye büyük katkı sağladığını ifade etti. Yıldırım, Gaziantep'te 54 kişinin hayatını kaybettiği canlı bomba saldırısının failinin henüz tespit edilemediğini açıkladı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan saldırıdan 1 gün sonra yaptığı açıklamada, 12-14 yaşlarında bir çocuk patlatıldığını ifade ederken, emniyet ve Valiliğin saldırının failine ilişkin kanaatinin IŞİD olduğunu duyurmuştu.  

Yıldırım, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini ifade ederek, Türkiye'nin duruşunu "Hiçbir etnik gruba avantaj sağlayacak bir yapılaşmaya izin verilmemesi" olarak açıkladı. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'yla görüşmesinde Balyoz ve Ergenekon davalarında yargılanan sanıkların itibarlarının iadesi konusuna değinen Yıldırım, "Davaları kazanınca otomatikman itibarları iade edilmiş oluyor" dedi. 

Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya yatırım teşvik paketi hazırladıklarını ifade eden Yıldırım, önümüzdeki günlerde bölgeye giderek paketi açıklayacaklarını söyledi. 

Yıldırım'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

"Çocukları kullanarak katledip bu alçak terör örgütlerini en ağır kelimelerle lanetliyoruz. Vatandaşlarımızın acılarını paylaşıyoruz. Basın mensupları bu sabah bildiğiniz gibi resmi konutta CHP ve MHP genel başkanları sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve sayın Devlet Bahçeli ile bir araya geldik. 15 Temmuz darbe girişimi sürecinde başlattığımız dayanışma ve işbirliğinin konusunda o günden bugüne kadar büyük bir kararlılıkla devam ettiriyoruz. 7 Ağustos’ta Yenikapı’da yaşanan ve Türkiye’ye yeni kapılar açan o birlik beraberlik uzlaşma ruhunu devam ettirmek, ülkemizin terörle mücadelesinde, ülkemizin iç ve dış sorunlarını kolayca aşmasında temel konularımızla beraber hareket etmek tabiatı ile her bakımdan milletimize ve ülkemize büyük bir katkı sağlıyor.

"Özellikle uzun süreden beri devam etmekte olan PKK terörüyle yaptığımız mücadelede geldiğimiz noktayı ve bundan sonra hareket tarzımızı anlatma fırsatı bulduk. Bazı detayları da kendileriyle paylaştık. Bunun yanı sıra yine Türkiye Suriye ve Irak’ta uzun süreden beri devam eden istikrarsızlık nedeniyle büyük bir zorlukla karşı karışıyayız. 1250 kilometre ortak sınırımız var, bu sınır boyunca teröre destek anlamında Türkiye’ye taşınma riski anlamında yaşanan gelişmeler var. Bunlarla ilgili düşüncelerimizi ve bundan sonraki hareket tarzımızı da paylaşma fırsatı bulduk.

"Özellikle Suriye konusunda bundan sonraki süreç için neler yaşanacağı konusunda fikir alışverişinde bulunma fırsatımız oldu. Türkiye’nin duruşu çok nettir. Suriye 6 seneyi bulan iç savaşla enerjisini günden güne kaybediyor, milyonlarca masum vatandaşı ülkelerini terk etmek zorunda kaldı. 500 bin civarında masum insan da o anlamsız iç savaşta hayatını kaybetti. Artık akan kanın daha fazla sürmemesi Suriye’de huzurun ve istikrarın tekrar sağlanması bizce bölge için yapılacak en öncelikli ve en önemli işler arasında yerini almış durumda.

 

"Suriye'de hiçbir etnik gruba avantaj sağlayacak yapılaşmaya izin verilmemesi..."

 

"DAEŞ, PYD, YPG gibi terör grupları var. Diğer taraftan da koalisyon güçleri var ve rejimin davet ettiği Rusya var. Bütün bu tarafların İran ve Suudi Arabistan’ı dahil edebiliriz. Bütün bu tarafların Suriye’de akan kanın durdurulması ve bütün Suriyelileri temsil edeceği bir yönetim şekli esastır. Bu bağlamda bizim önemle üzerinde durduğumuz konu çok nettir. Suriye’nin bölünmemesi, toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesi. Etnik gruba avantaj sağlayacak yapılaşmaya izin verilmemesi. Bazı gayretler var Türkiye’nin güneyinde bir Kürt oluşumu meydana getirilmek. Bu Türkiye olarak bizim kabul edebileceğimiz bir şey değildir. Suriye’nin toprak bütünlüğü korunmalı. Etnik temele dayalı olmayan bütün grupların içinde yer aldığı bir yönetimin oluşturulması ve böylece husumetlerin ortadan kaldırılması.

"Komşu ülke olarak Türkiye yine yakından ilgili İran başta olmak üzere Rusya ABD artık daha fazla zaman kaybeden Suriye’de yeni bir sayfanın açılması hayati öneme sahip. En güncel bilgileri ve yapılan çalışmaları ifade ettik. Irak’la da keza toprak bütünlüğü ve üniter yapının muhafaza edilmesi konusundaki hassasiyetimizi ifade ederken bir yandan da Irak’ın kuzey doğusundan kendisine yönelik terör saldırılarına karşı tedbir alma konularını söyledik. DAEŞ’in Irak’ta faaliyetlerinin sonlandırılması ve Musul’un kurtarılmasına yönelik faaliyetleri izliyoruz ve tasvip ediyoruz. Bu bağlamda Irak’ta da yine taraflarla yine işbirliği içerisinde daha istikrarlı ve merkezi yönetimi bütün ülkede söz sahibi olacağı bir durumun sağlanması için Türkiye olarak gereken katkıyı vermeye devam edeceğiz. Rusya ve İsrail’le ilişkilerimiz normalleşti. Bu çerçevede her alanda ilişkilerin daha da geliştirilmesi memnuniyet verici.

 

"Gazze'ye yönelik saldırıları onaylamıyoruz"

 

Son zamanlarda İsrail’in Gazze bölgesine karşı giriştiği hava saldırısının da asla sivillere yönelik bu saldırıların onaylanmadığını açık bir dille ifade etmek isteriz.

Bakanlar Kurulu’nda ele aldığımız çok önemli bir konu var. Çukur siyasetinin başladığı şehir ve ilçeleri işgal girişiminden sonra başarıyla burada güvenlik güçlerimizin yaptığı operasyonlarla beraber bölgenin imar edilmesi, yeniden hayatın süratla normalleşmesi, bölgeye olan yatırımların hızlı bir şekilde gelmesi anlamında uzun bir zamandan beri eden Doğu ve Güneydoğu'ya yönelik yatırım teşvik projelerini nihayet tamamladık. Bunlarla ilgili detaylı açıklamayı bugün yapmayacağız, bölge illerinde peyderpey önümüzdeki günlerde giderek gençlerimizle kadınlarımıza vatandaşlarımıza beraber olup bu açıklamaları orada yapacağız.

"Daha önce kamu ile paylaştığımız gibi iki husus var. Bir tanesi özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’de hayatın süratle hayata döndürülmesi ve ekonomi ile ilgili konuların gecikmeye mahal vermeden çözümlenmesi. Parlamento bombalanmasına rağmen kapalı kalmadı, darbe öncesi ve sonrası her biri büyük reform niteliğindeki düzenlemeler yaptık. Bunlarda yatırımcılarımızın işini kolaylaştıran çok ciddi teşvikler var. Ayrıca iş adamlarımızın sanayicilerimizin küçük esnafımızın hatta vatandaşımızın devletle davalarını anlaşma yoluyla çözecekleri kapsamlı kararlar aldık. Vergi borcunuz varsa ödeyememişseniz onu yeniden yapılandırma, faizlerini affetme, ödeme kolaylığı sağlamadan tutun stok fazlasının çözülmesine efendim, kasa fazlasının halledilmesine, kayıt dışı veya yastık altındaki varlıkların bankalara yatılarak ekonomiye kazandırılmasına, ayrıca yurt dışındandan da nakit transferi isteyenlere vergi incelemesine maruz kalmadan sağlamasına gerek düzenlemeler yaptık. 

 

Teşvik paketi...

 

"Amaç ekonomimizin yavaşlamaması, hızlanarak üretime devam etmesi, istihdam oluşması, yatırımcıların önündeki engellerin kaldırılması. İhracat teşvikleri, üretim teşvikleri buna dahil. Genel olarak Türkiye’nin her yerinde faaliyet gösterenler için tedbirler. Operasyonlar sırasında özellikle Güneydoğu'daki iller başta olmak üzere terörle mücadelenin devam ettiği iller ve o illerle doğrudan değil ama dolaylı etkilenen iller de var. Bunlara yönelik genel teşvikler, destekler dışında buralardaki yaptırım açığını kapatma ve buradaki istihdam işsizlik oranını düşürmeye yönelik ciddi tedbirler var. Tarım, ulaştırma, altyapı, enerji, sağlık,  turizm, eğitim alnında var ayrıca teşvikler var. Teşviklerde neler var, teşviklerde de buraya yapılan yatırımların semeresini görülmesi için burada mesala fabrika yapılıp verilecek. Burada iş aş sağlanması için pazarlama ürettikleri ürünlerin satışının değerlendirilmesine imkan veren, devletin katkı sağlayacağı bir teşvik mekanizması hayata geçirilmiş bulunuyor. Önümüzdeki aydan başlamak üzere 2019’ kadar yatırımlar teşvik edilecek. 

 

"Önümüzde güzel günler var"

 

"Terör örgütü ancak kan ızdırap veriyor. Bölge insanı artık yaşamak istemiyor, PKK terör örgütü veya onun etkisinden gelen kendisini kurtaramayan siyasi uzantıları asla ve asla bölge insanının hiçbir sorununa çözüm üretemedikleri gibi bölge insanın en büyük sorunu haline geldiler. Oradaki vatandaşlarımız bize diyor ki 'Bizi bunlardan kurtarın.' Biz de hükümet olarak yurt içinde huzuru sağlayacak tedbirleri süratla sağlamak, bir yandan da güneydeki sınırlarımızı olabilecek sızmaları önleyebilecek fiziki tedbirleri alıyoruz. Bu tedbirleri de artırarak devam ettiriyoruz. Türkiye’nin önünde güzel günler var. 

"Ülkenin ana meselelerinde muhalefet iktidar ayrımı yapmayacağız. Bütün konuları konuşarak gayret içinde olacağız. Milletimiz birleşme istiyor. Ayrışmanın ne kadar etkilediğini gördük. 3 partinin başkanını davet etti Cumhurbaşkanımız, konuları görüştük. Bizlere teşekkür etti, ayrıca hiç değilse temel bazı hususlarda anayasa değişikliği yapılması konusunda da müşterek gayret göstermesini teklif etmişti. Bu bağlamda 3 parti bu süreci başlattık. Aşağı yukarı 8-10 görüşme oldu ve bazı önemli hususlarda görüş birliğini sağlandığını da görüyoruz. Zannediyorum 5-10 gün içerisinde bu çalışma bir noktaya gelecek ve genel başkanlara sunulacak biz de gözden geçirerek anlaştığımız maddeleri Meclis’e getirerek kısmi de olsa bir değişikliğe ihtiyacımız olan, vesayet döneminden kalan maddeleri değiştirmiş olacağız. Kapsamlı bir anayasa olmasa bile yeni anayasaya giden yolda uzlaşarak başaracağız. 

 

Soru - cevap bölümü

 

Binali Yıldırım'ın açıklamalarının ardından soru cevap kısmına geçildi.

Soru: Gaziantep’teki saldırıyla ilgili Cumhurbaşkanı 12-14 yaşlarında bir çocuk olduğunu söylemişti. Yaşı belirlendi mi? Patlattı mı, patlatıldı mı? İstihbarat zaafiyeti savunuluyor. Bu iddia için ne dersiniz?"

Hunhar faaliyetlerini artırmış gözüküyor. Bu anlamda çok ciddi tedbirler alınmasına rağmen diyelim ki 100 tane ihbarı değerlendirip gereğini yapıyorsunuz ama bir tanesi kaçıyor, olay oluyor, önledikleriniz gündem olmuyor. Olması da gerekmiyor ama gerçekleşenin sonuçları ağır oluyor. Bütün bunlara rağmen güvenlik birimlerimiz büyük bir gayretle çalışıyorlar. Benzeri olayların yaşanmaması için olağanüstü bir gayret gösteriyorlar. Tabii,tehdit geçmiş değil. 15 Temmuz FETÖ örgütü bir girişimde bulundu, ancak ondan sonra oluşan boluğu BTÖ bölücü terör örgütü hemen doldurdu.

Bu saldırıyla ilgili, henüz faile ilişkin bir ipucu bulunabilmiş değil. Sadece bir tahmin, görgü tanıklarının anlattıklarından çıkan bir tahmindir. Saldırıyı kimin yaptığı, hangi örgüt adına yapıldığı konusunda tüm kanaatler maalesef doğru değildir. Çocuk mudur, büyük müdür, öyle bir rivayet var. Buna yoğunlaşılıyor. Elde edilenlerle olayın arkasında kimler var, onlar da ortaya çıkarılacak. 

Soru: PKK’nın Suriye kolu PYD-YPG koridon oluşturmak için elini güçlendiriyor. Sizin bakış açınız nedir? Liderler zirvesinde gündeme geldi mi?

Konu gündeme geldi, eldeki en son bilgileri parti liderleriyle paylaştım. Tutumumuz çok açık, Suriye’nin toprak bütünlüğünü önemsiyoruz. İran da önemsiyor, diğer ülkeler de önemsiyor. Orada ayrı ayrı devletlerin oluşturulmaya çalışılması veya düşüncenin var olması Suriye’nin bu halini daha onlarca yıl devam etmesi anlamına geliyor. Bu da zaten tahribat yaşan ülkenin belini doğrultamaması alamına geliyor. Ülke içinde yaşayanlardan neredeyse bir o kadar da yurt dışına gitmek zorunda kaldı. Bu insanların ülkelerinin geleceği hakkında söz sahibi olacağı tek bir Suriye devletinin oluşturulması bütün etkin yapıların temsil edilmesi olmazsa olmaz şarttır. Bu işin paydaşları çözümü bu çerçevede oluşturmak mecburiyetindedir. 

Soru: Rusya’dan bir açıklama geldi. Türkiye İran ve Rusya ile ilgili bir koordinasyon oluşturabileceği gibi. Değerlendirme yapabilir misiniz? Sisi bir açıklamada bulundu, Rusya ve İsrail ile normalleşme oldu, Mısır ile de aynı şeyi bekleyebilir miyiz?

Bizim baştan beri söylediğimiz bir şey var. Akdeniz’i ve Karadeniz’i kullanan ülkeler olarak dostluklarımızı artırmamız lazım. Rusya, İsrail ve Mısır da dahil, 23 tane Akdeniz’i çevreleyen 8-10 tane Karadeniz’i çevreleyen ülke var. Halkların geleceği için çok önemli. Mısır’dan yapılan sağduyulu açıklamalar güzel, devamını getirmek lazım. Mısır’la ilgili Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu ölçü bellidir. Mısır halkın iradesini gözardı etmemelidir. Halkın iradesiyle iş başına gelecek bir yönetimin mutlaka söylenmesi gerekir. Darbe sonrası yönetim el değiştirmiştir, Türkiye’de denediler başaramadılar. Türkiye’de başarılamaması dostlarımızı şaşkınlığa uğratsa da Türk milletini görmüş oldular. Biz Mısır'la ilişkileri geliştirme konusunda kararlıyız. Halklarımız kardeştir.

En azından ekonomik alanda bir siyasi alandaki normalleşme zaman alsa bile ekonomik, turizm, tarım kültür vs. alanlarda ilişkilerimizi süratle geliştirebiliriz. Her iki ülkenin de ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Suriye konusunda Rusya işin içindedir. Rusya’nın çözümde bizimle hareket etmesi doğaldır. 

Balyoz ve Ergenekon davasında bazı hukukun zorlandığı ve burada verilen kararların tekrar gözden geçirilmesi gerektiği konusunda bir düşünce var. Bu zaten yapılıyor, yeniden görülüyor biliyorsunuz. Birçoğu da müebbet almış sanıklar, beraat ediyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu’nun söylediği bunların itibarının iade edilmesi. Zaten davayı kazanınca bu otomatikman gerçekleşmiş oluyor. Ayrıca mağdurlar, dava da açabiliyorlar. O yargılamadaki mağduriyetlerinin giderilmesi bakımından, bu davaların bazıları sonuçlandı, bazıları halen devam ediyor. O anlamda yürüyen işlemler ile Kılıçdaroğlu’nun ifade ettiği hususlar birbiri ile örtüşüyor. 

YAŞ konusu

Yarınki YAŞ usûli toplantıdır. Yarınki albay altı düzeyindeki personelin durumları değerlendirilecek. Yarınki YAŞ’ın bir özelliği, TSK’nın yeniden yapılandırılması ve YAŞ’ın yeniden düzenlemesi münasebetiyle yapılacak ilk toplantı olma özelliğini taşıyor. Rutin bir işlemdir. 

Sınır hareketliliği

Sürekli orada hareketlilik var. TSK’nın sınır güvenliği açısından ülkemize geçişleri kontrol altına alınması ve sınırlarımızın güneyinden yapılabilecek taaruzlara karşı hazır olması esastır. Yapılan faaliyetleri bu çerçevede değerlendirmek gerekir.