10 Mayıs 2011 03:00
22 Şubat’ta alınan ve altı aylık hazırlık süresinden sonra 22 Ağustos’ta yürürlüğe girecek olan “filtre” uygulaması nedeniyle internette yasak tartışmaların odağına yerleşen Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, dün akşam bazı internet siteleri, televizyon ve gazetelerin temsilcileriyle bir araya geldi.
İnternethaber grubu, Haberler.com, T24.com.tr internet siteleri, Milliyet ve Habertürk gazeteleri ile Bloomberg HT TV temsilcilerinin de aralarında bulunduğu gazeteciler Acarer ve bürokratlarına tartışılan konuları sordular.
Talimhane’deki buluşmada BTK Başkanı Acarer ile kurumun internet hukukuna ilişkin dairesinden Ali Osman Yılmaz’a yöneltilen soruları ve aldığımız cevapları aşağıda aktarıyorum. Aktardığım bilgiler bir kaset deşifresine değil, aldığım notlara dayanıyor.
‘Standart profil adlandırmasında hata yaptık’
TAYFUN ACARER: İki olay karıştı. Biri ğüvenli internet prosedürü, diğeri Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın servis sağlayıcılara gönderdiği kelime grupları. Güvenli internet çalışması yeni değil. Elektronik Haberleşme Kanunu için bugüne kadar 53 düzenleme yaptık, biri de güvenli internete ilişkin olandı. Bu çalışma için 15’in üzerinde servis sağlayıcı ile görüşme yapıldı. Ğüvenli internet profili, şu andaki mevcut profilin bir artısı, bir seçeneğidir. Kamuoyunda, bu profillerden biri zorunlu olarak seçilecek gibi yanlış bir algılama var. Böyle bir şey söz konusu değil. Söz konusu seçeneklerden biri standart profil. Belki de hatamız bu adlandırmada oldu. “Standart” değil “mevcut profil” demeliydik. 22 Ağustos’tan sonra bir kişi güvenli internet profiline geçmek istemezse bugünkü mevcut uygulamayı ifade eden standart profilde kalabilecek. Deniliyor ki, kullanıcı güvenli internet profiline geçti, akşam geldi standart profile geçebilecek mi? Evet, servis sağlayıcının verdiği şifreyle standart profile de girebilecek. Burada şunun altını çizeyim, eğer siz istiyorsanız güvenli profile geçeceksiniz. Bunu servis sağlayıcılar size sormayacak bile. Eğer olduğum yerde duruyorsam filtreye, şifreye geçmeyeceğim.
‘Aileyi korumak devletin görevi’
İkinci nokta; mobil internet dışında internet penetrasyonu düştü. Çünkü bazı aileler, çocukları belli yaşa gelene kadar evde internete bağlanmak istemiyor. Dolayısıyla güvenli internet profili, erişimin engellenmesinin tam tersine bir tüketici hakkıdır. Gençler interneti ebeveynlerinden çok daha iyi kullanıyorlar. İnternetle hiç ilgisi olmayan ebeveynler de var.
Deniliyor ki, beni devlet neden koruyor, ben kendimi koruyamaz mıyım? Bu düzenlemede, isterseniz örneğin gider Türksat’ın “temiz internet” paketini de alabilirsiniz. Yani o uygulamalar devam edecek. Ben bunun devletin sorumluluğu olduğunu ve tüketici hakkı olduğunu düşünüyorum. Anayasa’da da bu var, “devlet aileyi ve gençliği korur” diye.
‘Erişimi engelleyen on tane mevzuat var’
İnternete erişim iki türlü engelenebiliyor. Birisi mahkemeler, diğeri idare kanalıyla oluyor. Yanlış anlaşılmasın, erişimi engelleyen tek yasa yok, on tane mevzuat var, Marka Kanunu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, Türk Ceza Kanunu gibi… 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’a göre, ihbarlara göre engelleme yapabiliyoruz, mahkemeler re’sen de yapabiliyor. Öneğin Dijitürk olayında mahkeme bize bildirmedi, doğrudan servis sağlayıcıya göndererek erişim engellenmiş.
Bize 2,5 yılda 300 binin üzerinde şikâyet geldi. Çok azını dikkate aldık. Çünkü 5651 sayılı kanunda sayılan (çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu temini, kumar, müstehcenlik, Atatürk aleyhine işlenen suçlar gibi-T24) katolog suçlar kapsamına girmiyorlardı. Bu nedenle örneğin katolog suçlara girmeyen kişisel hakaretle ilgili şikâyetlere, ihbarlara biz bakamıyoruz, mahkemeler bakıyor.
‘Baykal videosunda mahkeme müstehcenlikten durdurma verdi’
SORU: Deniz Bakal kasetinde BTK veya ona bağlı olan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı devreye girmedi mi?
ALİ OSMAN YILMAZ: Deniz Baykal videosunda mahkeme “müstehcenlik” nedeniyle karar verdi, biz de içeriğin çıkarılmasını istedik. Şu anda hâlâ görüntüler çıkabiliyor, avukatlar geliyor, mahkemenin yeni kararına gerek kalmadan içeriğin çıkarılmasını temin ediyoruz.
‘MHP olayında 21 içeriği ve 3 siteyi engelledik’
ALİ OSMAN YILMAZ: MHP olayında da 21 içeriği çıkarttırdık, üç siteyi engelledik. Son gelen mahkeme kararı da yanlış geldi, “farklı ülkücülük” sitesiyle ilgili karar geldi, oysa biz oradan zaten içeriği çıkarttırmıştık. Biz yine de internet ortamında araştırma yapıp aynı içeriği (MHP) bularak durdurulmasını istedik.
‘Facebook’tan 23 bin içerik çıkardık, ama siteyi engellemedik’
SORU: Mahkeme kararı gelmese de çat diye site kapatıyor musunuz?
ALİ OSMAN YILMAZ: Yurtiçinden yayın yapılıyorsa içeriğin çıkarılmasını istedik. Bu uygulamayla Facebook’tan 23 bin içerik çıkarılmasını temin ettik. Ama Facebook’a erişimi neden engellemedik diye yargılanıyoruz. Burada Kemal Kılıçdaroğlu yayınında sorun vardı. Kararı hukuk mahkemesi vermişti, gerekçe hakaretti. Karar “bu sitenin engellenmesinin engellenmesi” idi. Yani engellenmemesi! Ama biz içeriği çıkarttırdık.
SORU: 5651 sayılı yasa, müstehcen yayın söz konusu olduğunda yayın yurtiçinden de yapılsa idareye erişimi engelleme yetkisi veriyor. Yasanın yargı dışında böyle bir yol açması sorunlu değil mi?
TAYFUN ACARER: 5651 sayılı yasanın asıl amacı çocuk ve ailenin korunması, müstehcenlik de var… Erişimi mahkemelerin yanı sıra yasayla kurulan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı da engelleyebiliyor. Güvenli internet bizim yaptığımız bir seçenek. Bu açıdan baktığımda tartışılan konuyu anlamakta zorlanıyorum.
ALİ OSMAN YILMAZ: İdarenin yaptığı engelleme işleri, idarenin bütün işlemlerinde olduğu gibi, yargısal denetime tabidir. Çünkü biz idari bir işlem tesis etmiş oluyoruz. Bize bugüne kadar açılan 4 ya da 5 davada aleyhimize sonuçlanan yok.
TAYFUN ACARER: Engellemeden evvel de üç kez uyarıyoruz.
BTK’nın internette müstehcenlik ölçütü ne?
SORU: Burada temel sorun, yasanın idareye “müstehcen” bulunan yayınlarla ilgili olarak doğrudan erişimi engelleme yetkisi vermesi. Ama müstehcenlik ölçütleri yargı kararlarında bile çelişkili tanımlara konu olan çok tartışmalı bir konu. Siz müstehcenliği nasıl tanımlayarak hareket ediyorsunuz? Yargıtay kararlarını mı esas alıyorsunuz?
ALİ OSMAN YILMAZ: Biz Yargıtay normlarının çok üzerinde normlarla karar alıyoruz. O kadar ekstrem, yani o kadar geniş açılı bakılıyor ki, örneğin (site) ana sayfasında direkt cinsel ilişki göstermiyorsa engelleme yapmıyoruz.
‘Devlet arka planda kalsa sorunlar çözülüyor mu?’
SORU: Filtre veya güvenli internet uygulamasında devlet arka planda kalsa ve bu işte özel sektörü desteklese daha doğru olmaz mıydı?
TAYFUN ACARER: Devlet arka planda kaldığında gerçekten sorunlar çözülüyor mu? Size kayıt dışı telefonları kayıt altına alma sürecinden örnek vereyim. O süreçte ben 3 kez hastanelik oldum. O gidişe devlet olarak müdahale etmeseniz kimse kayıtlı, normal cep telefonu almayacak hale geliyordu. Bütün telefonları kayıt altına aldık ve sektör kurtuldu. Milyarlarca dolarlık bu ekonomik boyutun yanında başka boyut da vardı. Ben aileme dışarıda cep telefonu kullanmayın diyordum. Çünkü saldırı oluyordu, Tuzla’da trenden atılan ya da düşen çocuk benim öğrencimdi. Cep telefonu nedeniyle o güne kadar 7 ölüm, 30 binin üzerinde yaralama-gasp olayı olmuştu.
‘Filtre ile kullanıcının kayıt altına alınması imkânsız’
SORU: 22 Ağustos’ta uygulamaya girecek filtre sistemini kullananları devlet izleyebilecek mi?
TAYFUN ACARER: Devlet internet trafiğini kayıt altına alacak! Böyle bir şey teknik olarak mümkün mü? Mümkün değil. Ayrıca böyle bir şey yapmak bizim görevimiz mi, yetkimiz var mı, hayır.
SORU: Ancak devlet, sadece Avustralya’da güvenli internet profilini kendisi üstlenmiş…
TAYFUN ACARER: İngiltere’de de var, çok ağırı var.
SORU: Ama orada devlet devreye girmiyor, servis sağlayıcılara yaptırıyor…
TAYFUN ACARER: Ama biz kullanıcıya “mutlaka seç” demiyoruz ki; isterseniz güvenli internet profilini seçersiniz. İstemezseniz herhangi bir işlem yapılmıyor.
SORU: Bunu siz (devlet) demeseydi, örneğin Superonline deseydi, belki güvenli internet profili seçerdim. Ama devlet yapınca kuşku yaratıyor…
TAYFUN ACARER: Avustralya da önce, uygulamayı ben getirmeyeyim diye bir program izlemiş. Ancak maliyetler çok yükselmiş, yanılmıyorsam 110 milyon dolar harcamış ve şimdiki sisteme dönmüş.
‘Vatandaş olarak güvenli portal istiyorum’
SORU: Filtreleme sistemine neden ihtiyaç duydunuz? Hükümetten bir talep oldu mu?
TAYFUN ACARER: Kesinlikle yok. Bu konuda talep var. Bakın özellikle sabit internet hatları ilerlemiyordu. Çünkü insanlar, çocukları belirli bir yaşa gelene kadar internet abonesi olmuyor. Ben vatandaş olarak güvenli internet, güvenli portal istiyorum. İstemeyen için standart profil şu andaki durum. Yani “standart filtre” diye bir şey yok. Bakın, vaktinde açıklama da yapılmıştı, sanal kumar olayı için. Sayı 1,5 milyona, rakam 1 milyar dolara ulaşmıştı…
‘Emniyet kemerine de zorunlu olunca uyuldu’
ALİ OSMAN YILMAZ: Güvenli internet için filtre uygulamasını devletin yapmasının ana nedeni servis sağlayıcıların maliyete katlanmak istememesi. Bir de güncellemeleri takip edemeyince davalara hedef olabiliriz, diye endişe ediyorlar.
TAYFUN ACARER: Otomobillerde emniyet kemeri pek takılmıyordu, çünkü mecburi değildi. Zorunlu hale gelince herkes kullanıyor.
SORU: En çok eleştirildiğiniz konulardan birisi, yaptırımlara ilişkin olarak şeffaf davranılmaması. Erişimi engellenen siteler ile sitelerden çıkarılan içerikler neden açıklanmıyor?
ALİ OSMAN YILMAZ: Dünyada hiçbir yerde açıklanmıyor. Ama Türkiye’deki sayılar birçok ülkeden düşük.
SORU: Dünyada hiçbir ülke açıklamıyorsa Türkiye’deki engelleme sayılarının düşük olduğunu nereden biliyorsunuz?
ALİ OSMAN YILMAZ: Aslında burada sorun şu, sayılar çok değişken oluyor. Örneğin bu hafta engellenen ya da çıkarılan içerik 9 bin oluyor, bir dahaki hafta ya da ay 6 bin olabiliyor. Biz IP bloke etme önlemini, çok acımasız olduğu için kullanmıyoruz.
‘Engellenen site sayıları açıklanabilir’
SORU: Sayılar değişken olsa da, aylık bülten yayımlanabilir. “Mayıs ayında şu kadar, haziran ayında bu kadar erişim engellendi ve uyarı yapılarak içerik çıkarıldı” denilemez mi? Bunun ne gibi bir sakıncası olabilir?
TAYFUN ACARER: Bu konu düşünülebilir. Bir çalışma da var, bu değiştirilebilir.
‘Filtre kullananların izlenmesi mümkün değil’
SORU: Şunu netleştirelim; güvenli internet için profil seçenler izlenemeyecek mi?
TAYFUN ACARER: Mümkün değil.
ALİ OSMAN YILMAZ: Bu profiller bizim üzerimizden geçmiyor.
TAYFUN ACARER: Telefon dinleme prosedürünü anlatırsak daha iyi anlaşılır. Biz (BTK, TİB) telefon dinlemesi yapmıyoruz. Türkiye’de telefon dinlemeye yetkili üç kurum var. (MİT, Jandarma, Emniyet). Bu kurumlar mahkemeden karar alırsa, karara mevzuata uygunluk açısından bakıyor ve uyguluyoruz. Burada dinlemeyi yapan da, içeriği kaydeden de farklı. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın böyle bir görevi yok. Yani bu profillerin izlenmesi teknik olarak mümkün değil. Mahkeme kararı olursa yetkili kurumlar izler.
SORU: Peki mahkeme kararı olunca, bu filtreler, bugünkünden farklı olarak izlemeyi kolaylaştıracak mı?
TAYFUN ACARER: Bugünkünden farklı hiçbir şey olmayacak. Tekrar edeyim, kimseye güvenli internet, profil istiyor musun diye sorulmayacak. Sadece isteyene yapılacak. Ayrıca biz erişim engellemelerinde ilgili site aranınca yazıyoruz; şu kanun ve şu mahkemenin kararı nedeniyle engellenmiştir, diyoruz. Avrupa sitelerinde ise, erişim engellenmişse siteye girdiğinizde sadece “stop” yazıyor. Sivil toplum kuruluşlarının da katılımıyla oluşan İnternet Kurulu şu süreçte ortaya çıkan sorunlarla ilgili iki toplantı yaptı. Biraz önce kumar örneğini verdim, internete çok değişik profillerden bakmak lazım. Bir yerde ekonomik sorunlar var, başka bir yerde çok büyüyen internet medyası var v.s.
‘YouTube’u biz kapatmadık, mahkeme kapattı, anlatamıyoruz’
SORU: YouTube tartışması sırasında Türkiye’deki kazançları için vergi mükellefi olmak istemediklerinden kapandığı da söylenmişti, ne kadar doğru?
TAYFUN ACARER: Ben vergi mükellefiyeti konusunu konuşmuyorum, çünkü bir kez sordular “Doğru” dedim. Bu kez dediler ki, “Vergi için YouTube’u kapattılar.” Oysa öyle değil. Orada Atatürk olayı var, bir sivil toplum kuruluşu şikâyet ediyor, bir mahkeme karar alıyor. Ben yürütme organıyım. Kanunu ve mahkeme kararlarını uygulamakla yükümlüyüm. “YouTube’u biz kapatmadık, mahkeme kapattı” diyoruz, anlatamıyoruz.
‘Filtre DNS ayarlarını değiştirmeyi engellemeyecek’
SORU: Tartışılan konulardan biri de, yasaklı sitelere başka bir yoldan ulaşmak için söz konusu olan DNS ayarlarını değiştirme olanağının filtre uygulaması ile sona erdirileceği… Doğru mu?
TAYFUN ACARER: Hayır, söz konusu değil. Bu konu (güvenli internet profili-filtre) siyasi bir konu değil, tamamen teknik bir konu. Biz (22 Şubat’ta) 4 sayfalık bir karar aldık, arkasında 10 aylık bir çalışma var.
‘Bizim yöntemimiz uyar-kaldır’
SORU: Erişimi engelleme, site kapatma yerine önlemler geliştirilemez mi?
TAYFUN ACARER: Zaten bizim yöntemimiz uyar-kaldır. Bu şekilde çözülen sorunların oranı yüzde 97,3.
‘Yasaklı kelime yok, talep üzerine bilgilendirme var’
SORU: Yasaklı kelimeler tartışması nasıl çıktı?
TAYFUN ACARER: Kelime grupları talebi bize servis sağlayıcılardan geldi. Bu talep üzerine Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, bakın dikkatinizi çekiyorum, “Bilginize” diye bir yazı gönderdi. Bu yazıda “B:zim saptamalarımıza göre şu kelimeler altında sorunlu yayınlar olabiliyor” gibi ifadelerle bilgi verildi. Biz “Onlara bakın” dedik, “Yasaklayın” demedik. Bu kelimeler arasında örneğin “sarışın” da vardı. Ama “sarışın” bir deodorant firması olabilir, biz “kapatın” demiyoruz ki. Bu konularda en zor taraf, internette pek çok şey çok hızlı gelişiyor. Bu olay çıktıktan sonra biz WEB sitesine açıklama koyduk, ama negatif algılama o kadar hızlı oldu ki, TV’ler v.s peş peşe programlar yaptı. Televizyonlar bana kinaye ediyor, gelip konuşmadı, diye. Ama hangi birisine yetişeyim?
SORU: Hürriyet’te Faruk Bildirici’ye porno korkusu nedeniyle internete girmekten çekindiğinizi söylemişsiniz, neden?
TAYFUN ACARER: O herkesin başına gelebilecek bir şey. Adam sunum yapacak, internet sitesine giriyor, bir anda porno görüntüler gelebiliyor, onu söylemek istedim.
© Tüm hakları saklıdır.