Gündem

'Devlet güvenliği tehlikede'

Yargıtay Onursal Başsavcısı Vural Savaş, son baskın ve göz altıların 'faşizm ötesi' bir tabloyu yansıttığını belirtti.

13 Nisan 2009 03:00

Yargıtay Onursal Başsavcısı Vural Savaş, son baskın ve göz altıların “faşizm ötesi” bir tabloyu yansıttığını belirterek, “Çünkü faşist düzende faşist yasalar vardır. Çıkar bunları uygularlar. Oysa şimdi Anayasa ve yasalar ihlal ediliyor” dedi.

Savaş, Anka haber ajansına, Kanal B’ye son baskın ve göz altılarla ilgili açıklamalarda bulundu. Polisin Ergenekon olayına konu olan soruşturmalarda sorgulama yapmasının yasalara aykırı olduğunu, bu sorguyu savcıların yapması gerektiğini savunan Savaş, “Tüm kırmızı çizgilerimizi ihlal edecek, devlet güvenliğini tehlikeye sokacak pek çok uygulama yapılma durumunda. Türkiye bütünlüğüne sahip çıkacak kim varsa sindirilmek isteniyor. Korkunç bir durumla karşı karşıyayız, vatandaşlar artık ‘yargıya güveniyoruz’ gibi şeylerle kendilerini aldatmasınlar. Kanunlara aykırı delillere sorgu yapanlar hakim savcı değil mi? Bu soruşturmayı ancak savcı yapabilir, polislerin yetkisi yok, yetki gaspı var. Mağdur olanların tazminat davaları açabilirler. Polisin kanunsuz şekilde bir saat bile sorgulama yetkisi yok. Fakat savcıların artık bu işte polislerin oyuncağı olduğu anlaşılıyor, çünkü kendileri bilmiyorlar mı ki, polislerin yetkisi yok” diye konuştu.

Son kitabında Ergenekon sürecinde yaşanan kanunsuzlukları ele aldığını kaydeden Vural Savaş, “Faşizm ötesi bir durumla karşı karşıyayız. Faşist düzenlerde de faşist yasalar çıkar bunu uygularlar, şimdi yasalar, Anayasa ihlal ediliyor, hem Anayasamıza hem yasamıza aykırı” dedi.

Dış güdümlü operasyonların geçmişte “bizim çocuklara” yaptırıldığını iddia eden Vural Savaş, “Dış güdümlü operasyonlar, şimdi adliyeye sızmış örgütlerle yapılıyor. Kanuna aykırı deliller hiçbir zaman kullanılamaz şeklindeki Anayasal hüküm hiçe sayılmıştır” şeklinde konuştu.

Vural Savaş, AKP’nin inişe geçtiğinin anlaşıldığını, şimdi Türkiye’yi yönetenlerin milletvekilliği dokunulmazlıkları kalktıktan sonra Yüce Divan riskiyle karşı karşıya olduklarını belirterek, “Bu böyle devam ederse Türkiye Cumhuriyeti elden gider, bütün özgürlüklerimizi yitiririz. Beni en çok üzen bütün bu kanunsuzlukların Türkiye Cumhuriyeti’nin bir korku imparatorluğu haline getirilmesinin birtakım savcı ve hakimler eliyle yapılmasıdır” dedi.

Savaş, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Adalet Bakanı’nın yaşananlarda sorumluluğu bulunduğunu, Anayasa Mahkemesi’nin de laikliğe aykırı faaliyetleri ortaya çıkan partiye para cezası vermekle yetinerek dolaylı sorumluluğu paylaştığını iddia etti.