DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) ilişkin açıklamalarda bulundu.
“HSK, Avrupa Yargı Kurulları Ağının nitelemesiyle tüm eylem ve kararlarıyla yargının bağımsızlığına dair herhangi bir endişe taşımadığını ortaya koyan sadece adı kalmış bir kurula dönüştürülmüştür” diyen Yeneroğlu, 27 Kasım 2020’da yapılan yargı üyelerinin Yargıtay’a atanmaların operasyonel olduğunu söyledi. "Operasyonel olduğu, üyelerden birisinin henüz cübbesini dahi giymeden Yargıtay adayı olarak Anayasa Mahkemesi üyeliğine adaylığını açıklamasından açıkça anlaşılmaktadır" diyen Yeneroğlu, "DEVA Partisi olarak, yüksek yargının siyasi saiklerle şekillendirilmeye çalışılmasını hukuk devleti açısından son derece tehlikeli buluyoruz” ifadelerini kullandı.
Yeneroğlu’nun “AYM’ye Üyelikte Teamüle Aykırı Seçimler”e ilişkin basın açıklaması şöyle:
HSK, Avrupa Yargı Kurulları Ağının nitelemesiyle tüm eylem ve kararlarıyla yargının bağımsızlığına dair herhangi bir endişe taşımadığını ortaya koyan sadece adı kalmış bir kurula dönüştürülmüştür.
27 Kasım 2020’da HSK tarafından çok tartışmalı yargı üyelerinin Yargıtay’a atanmaları bunun son örneğidir. Atamaların operasyonel olduğu, üyelerden birisinin henüz cübbesini dahi giymeden Yargıtay adayı olarak Anayasa Mahkemesi üyeliğine adaylığını açıklamasından açıkça anlaşılmaktadır.
Başlı başına hukuk devleti adına skandal bu adım ile Yargıtay’ın iradesine, gizleme gereği dahi duyulmadan, el konulmuştur. Yargıtay üyelerinin mobbing ve baskı uygulanarak adaylıktan çekilmelerinin sağlanması iddiası, yargı camiasında yaygındır.
Anayasa’ya göre; Yargıtay Genel Kurulunda yapılacak seçimde en çok oy alan 3 aday Cumhurbaşkanı’na sunulur, Cumhurbaşkanı bu 3 kişi arasından birisini Anayasa Mahkemesi üyesi olarak seçer. Demokratik bir ülkede bir adayın ilk üçe girebilmesi için uzun yıllar Yargıtay’da görev yapması yahut da nitelikleri ve erdemleriyle ön plana çıkması gerekir.
Biz de ise, gözümüzün önünde yapılan operasyonla, Yargıtay üyelerinin çoğunluğunun hiç tanımadıkları bir adaya talimatla oy vermeleri beklenmektedir. Talimatla oy kullanan Yargıtay üyelerinin birçok davada da talimatla oy kullanmış olabilecekleri açıktır.
Yargıtay üyelerinin kendilerine dayatılan bir adaya oy vermelerinin beklenmesi öncelikle itibarlarına yapılan en büyük hakarettir. “Ankara’da hala yargıçlar var.” diyebilmek için onurlu, vicdanlı ve anayasaya sadık hakimlerin mücadelesine yürekten ihtiyaç duyuyoruz.
Aklını ve vicdanını iktidara bağlayan hâkim ve savcılar tarihin tüm dönemlerinde utançla hatırlanmıştır. Ancak tarih mesleğinin gereğini hakkıyla veren onuruna ve anayasaya sahip çıkan tüm hâkim ve savcıları saygıyla anmıştır, anmaya da devam etmektedir.
DEVA Partisi olarak, yüksek yargının siyasi saiklerle şekillendirilmeye çalışılmasını hukuk devleti açısından son derece tehlikeli buluyoruz. Yargı bağımsızlığına ve liyakate aykırı bir şekilde yapılan tüm seçim ve atamalara karşı olduğumuzu kamuoyu ile paylaşırız.
TIKLAYIN | Terfi mi, tenzil-i rütbe mi; İstanbul ve Ankara başsavcılarının Yargıtay'a atanmaları ne anlama geliyor?