Gündem

DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Ülsen: Kürt meselesinin çözümü için vatandaşlık tanımı değişmeli, anadilde eğitim tartışma olmaktan çıkarılmalı

''Kürt meselesi demokratik hak, özgürlük ve eşit vatandaşlık taleplerinin karşılanmasıyla ilgilidir''

18 Ağustos 2020 13:16

Ali Babacan’ın genel başkanlığını yaptığı Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), Diyarbakır Kurucu İl Başkanı Cihan Ülsen, Kürt sorununu çözümü için vatandaşlık tanımının değişmesi gerektiğini belirterek "Türkiye’de kültürel vatandaşlık anlayışının egemen olduğu 'militan bir vatandaşlık hali söz konusudur. Bunun değişmesi ve sivil vatandaşlık tanımında buluşmak gerektiğini düşünüyorum" dedi. 

Gazete Duvar'ın haberine göre DEVA Partisi Diyarbakır Kurucu İl Başkanı Cihan Ülsen, Kürt meselesinin çözümü konusunda eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün “Sorun, kendi iç meselemiz iken aklıselim bir şekilde oturup konuşalım, bir an önce bu meseleye bir çözüm bulalım” sözlerine atfen  "DEVA Partisi Kürt meselesini, güven temelinde siyasi kanalları açık tutarak, her türlü talebin rahatlıkla tartışılacağı demokratik zemini inşa ederek, özgürlük alanlarını genişleterek ve hukuku tahkim ederek bu meselenin hal ve çözümü için adım atılmasını öncelemektedir" diye konuştu.

Ülsen vatandaşlık tanımının değişmesi gerektiğini belirterek "Füsun Üstel’in tespit ettiği üzere Türkiye’de kültürel vatandaşlık anlayışının egemen olduğu 'militan bir vatandaşlık' hali söz konusudur. Bunun değişmesi ve sivil vatandaşlık tanımında buluşmak gerektiğini düşünüyorum" dedi.

Ülsen, anadil ya da anadilde eğitimin de tartışma konusu olmaktan çıkarılması gerektiğini ifade ederek "Onlarca yıldır yasakçı uygulama ve politikalar ile başta eğitim alanında olmak üzere Kürtçe’nin kamusal alanlardaki kullanımı türlü gerekçelerle engellenmiştir. Bu hususta kesin ifadelerle meseleyi ele almak gerektiğini düşünüyorum. Herkesin anadilde eğitim, sağlık ve devlet bürokrasisinin geri kalanından hizmet alma hakkı vardır, bu hak sadece eğitimle sınırlı değildir, tüm hizmetleri kapsayacak şekilde düzenlemeler yapılmalıdır. Bu düzenlemelerin yasal ve anayasal koruma altına alınması bu açıdan önemlidir. Defacto durumlar yaratılıp iktidarların keyfili uygulamalarından uzak bir yere konumlandırılmalıdır" yorumunu yaptı.