30 yıldır süren Dev-Yol davasının son sanığı da beraat etti. Böylece, Türk hukuk tarihinin kara sayfalarından biri zamanaşımıyla da olsa kapandı.
Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, 30 yıllık Dev-Yol ana davasının son sanığı Yaşar Kanbur hakkındaki davanın zamanaşımından düşürülmesine karar verdi.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun bozma kararının ardından Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ikinci celsesi görülen duruşmaya sanık Yaşar Kanbur, avukatı Ömer Kavili ve şikayetçi Resmigül Şahin'in avukatı Selim Savaş katıldı.
Yargıtay'ın bozma ilamına uyulup uyulmamasına ilişkin beyanı sorulan Kanbur'un avukatı Ömer Kavili, ''müvekkilinin aleyhinde tek bir delil bulunmadığını, lehindeki delillerin ise yok edildiğini'' savunarak, mevcut durumda, Yargıtay'ın bozma ilamına uyulup uyulmamasına ilişkin görüş bildirmeyeceklerini ifade etti ve ''Mahkemenin takdirini görmek istiyoruz'' dedi.
Sanık Kanbur ise mahkemeye verdiği yazılı savunmada, 1982'de başlayan davada Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Nolu Askeri Mahkemesi'nce 1989'da TCK'nın 146/3. maddesi uyarınca, anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmaya iştirak suçundan 15 yıl hapse mahkum edildiğini hatırlattı.
Kanbur, dilekçesinde, ''Ben, 30 yıl boyunca yargılandığım bu davada, her aşamada beyan ettiğim gibi suçsuzluğumu ve beraat talebimi yinelememe karşın, bugün zamanaşımı gibi gerçeklerin ortadan çıkmadan davanın bitirilmesini kabul etmiyorum ve beraatimi talep ediyorum'' ifadesini kullandı.
Cumhuriyet Savcısı Murat Yılmaz, Yargıtay'ın bozma ilamına uyulmasını istedi.
Mahkeme heyeti, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin bozma ilamına uyulmasına oybirliğiyle karar vererek, duruşmaya devam etti.
Son diyeceği sorulan şikayetçi avukatı Savaş, ''zamanaşımının dolmadığını'' iddia etti ve Kanbur'un cezalandırılmasını istedi.
Savcı, zamanaşımından düşme talep etti
Duruşmada daha sonra, soruşturmanın genişletilmesi talebi olmadığını bildiren Savcı Yılmaz, esas hakkındaki görüşünü açıkladı. Sanık hakkında ''Anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak'' suçundan görülen yargılamada, suç tarihinin 5 Mart 1982 olduğuna işaret eden Savcı Yılmaz, eyleme ilişkin 765 sayılı TCK'daki 30 yıllık zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle ''düşme kararı'' verilmesini istedi.
Sanık avukatı Kavili de savcının, ''sanık aleyhinde tek bir delil söyleyemediğini'' ifade ederek, ''eğer ortada delil yoksa, delil yokluğundan beraat yönünde görüş beklediklerini'' bildirdi.
Sanık Kanbur da son sözünde ''delil yokluğundan beraat'' istedi.
Mahkeme heyeti, Kanbur hakkında açılan kamu davasında, Yargıtay'ın bozma ilamını dikkate alarak, 765 sayılı TCK'nın 146. maddesi uyarınca yapılan yargılamada, kanunun 102/1. ve 104/2. maddelerinde belirtilen 30 yıllık zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle, davanın düşürülmesine karar verildiğini açıkladı.