Gündem

Destici: Gözünüz aydın olsun, kanallar kapandı ve biz çıkmıyoruz; rahatladınız mı?

"PKK, KCK bitirilmişti; AKP aldı tedavi etti, bunun vebali sizin"

29 Ekim 2015 21:19

Koza İpek Holding ve bünyesindeki şirketlerin yönetimine kayyum atanmasını değerlendiren BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, “Direkt medya kuruluşlarına gidiliyor. Neden? Çünkü seçime 3 gün var, muhalefetin sesini kesmek için. Çünkü o kanallarda objektif bir şekilde bütün muhalefet konuşuyor. Bizi eleştiriyorlardı, 'Niye o kanallara çıkıyorsunuz?' diye. Aha gözünüz aydın olsun, kanallar kapandı ve biz çıkmıyoruz. Rahatladınız mı?" dedi.

1 Kasım seçimleri öncesinde, bazı medya kuruluşlarını da eleştiren Destici, “TRT'nin kanalında yüzlerce saat konuşacaksınız, biz de 1 dakika konuşmayacağız. Senin adalet anlayışın bu mu Sayın Başbakan? Sizin mitingleriniz, sizin toplantılarınız baştan aşağıya onlarca kanalda yayınlanacak, bütün bilbordları siz kapatacaksınız, bütün gazetelerin sayfalarını siz kapatacaksınız, yetmezmiş gibi her yere bayraklarınızı, fotoğraflarınız siz asacaksınız. Ondan sonra da adaletten, seçimden ve hakkaniyetli bir yarıştan bahsedeceksiniz. Bu mu sizin adalet anlayışınız?" diye konuştu.

 

"PKK, KCK bitirilmişti; AKP aldı tedavi etti, bunun vebali sizin"

 

Büyük Birlik Partisi'nin (BBP) İstanbul Kağıthane'deki mitinginde konuşan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Koza İpek Grubu'na kayyum atanması ve Kanaltürk ile Bugün TV'nin yayınlarının kesilmesiyle ilgili olarak,  "Direkt medya kuruluşlarına gidiliyor. Neden? Çünkü seçime 3 gün var, muhalefetin sesini kesmek için. Çünkü o kanallarda objektif bir şekilde bütün muhalefet konuşuyor" dedi. Destici şöyle dedi:

“Şimdi diyorlar ki, 'Niye 7 Haziran'dan önce PKK eylem yapmıyordu, şimdi yapıyor?'. Çünkü PKK'ya darbeler vurulmuştu, PKK, KCK yapılanması bitirilmişti şehirlerde. Dağda, kırsalda büyük operasyonlarla PKK adeta yok olma sınırına doğru gelmişti. Ama ne yaptı AKP iktidarı? Aldı ve usta bir cerrah gibi, şimdi Başbakan diyor ya 'Belini kırdık' diye, tam tersine, kırılan belini tedavi ettiniz siz. Sadece belini değil, kolunu da, bacağını da, her tarafını tedavi ettiniz ve milletin karşısına daha güçlü bir şekilde çıkarttınız. Bunun vebali sizin, başkasının değil.

Onlar sandılar ki çözüm süreci ile birlikte orada oylarımız artacak, Batı'da da oylarımızı tutacağız ve neticede de tek başına iktidarı koruyacağız sandılar. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Yani dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan da oldular ve iktidarı kaybettiler. Onun üzerine döndüler, PKK'ya ve onun sözcüsü HDP'ye, 'Artık çözüm sürecinin filmini çekersin' dediler. Peki dedi o zaman PKK, 'Ben zaten aldığımı aldım, silahlanmasını yaptım, eksik yerlerime teröristlerimi doldurdum, kendi mahkemelerimi kurdum, kendi vergi dairelerimi kurdum. Suriye'nin kuzeyinde devletleşme yolundayım, yollara da mayınları döşedim' dedi ve eylemlere başladı. İşin özeti bu." 

 

“TRT'de yüzlerce saat konuşacaksınız, 
biz de 1 dakika konuşmayacağız"

 

1 Kasım seçimleri öncesinde, bazı medya kuruluşlarını da eleştiren Destici, “TRT'nin kanalında yüzlerce saat konuşacaksınız, biz de 1 dakika konuşmayacağız. Senin adalet anlayışın bu mu Sayın Başbakan? Sizin mitingleriniz, sizin toplantılarınız baştan aşağıya onlarca kanalda yayınlanacak, bütün bilbordları siz kapatacaksınız, bütün gazetelerin sayfalarını siz kapatacaksınız, yetmezmiş gibi her yere bayraklarınızı, fotoğraflarınız siz asacaksınız. Ondan sonra da adaletten, seçimden ve hakkaniyetli bir yarıştan bahsedeceksiniz. Bu mu sizin adalet anlayışınız?" dedi. Mustafa Destici şöyle devam etti:

“2 gündür Türkiye seçimi unuttu, bütün problemlerini unuttu, bir holdinge ve basın kuruluşlarını yapılan baskını ve el koymayı konuşuyor. Bu tamamen bir proje. Seçime 3 gün kala yapılması, bir gündem değiştirme operasyonu ayrıca. Çünkü milletin açlığı konuşulmasın, milletin işsizliği konuşulmasın, taşeron işçiler konuşulmasın... Sayın Cumhurbaşkanı çıkıp, 'Diğerleri de sırasını beklesin' diyor. Buradan da, bu işin bir talimatla yapıldığı gün gibi ortaya çıkıyor. Ve öbür taraftan direkt medya kuruluşlarına gidiliyor. Neden? Çünkü seçime 3 gün var, muhalefetin sesini kesmek için. Çünkü o kanallarda objektif bir şekilde bütün muhalefet konuşuyor. Bizi eleştiriyorlardı, 'Niye o kanallara çıkıyorsunuz?' diye. Aha gözünüz aydın olsun, kanallar kapandı ve biz çıkmıyoruz. Rahatladınız mı?"

Bakın içlerinde ara ara çıkıp konuşanlar var. Bülent Arınç Bey gibi. Ama maalesef o da sözün tamamını söyleyemiyor. Birileri geliyor ve o da susuyor. Allah aşkına konuş artık ya! Oradaki arkadaşlara sesleniyorum; konuşun ve yanlışları anlatın. Milletimiz yanlışları görsün ve körü körüne manipülasyonlarla, toplum mühendislikleriyle, ele geçirilen basın yayın kuruluşlarındaki algı operasyonlarıyla yaşamaya ve oy vermeye, tercih yapmaya devam etmesin. Doğrunun yanında dursun, yanlışın karşısında dursun."