Kuzey Kıbrıs'ta bugün yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda solcu aday Mustafa Akıncı ile yarışacak olan Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, yeniden seçilmesi halinde Kıbrıs meselesini bir-iki yıl içinde çözümlemeyi hedeflediklerini belirterek "Bir 50 yıl daha müzakere masasında oturma niyetimiz yok" dedi.
Eroğlu, zaman sınırlaması getirilmemesi halinde müzakerelerden sonuç alınamayacağını söyledi.
Yaklaşık 20 yıl başbakanlık yaptıktan sonra 2010'da ilk turda cumhurbaşkanlığına seçilen Eroğlu, geçen Pazar yapılan ilk turdan birinci çıktı.
Ancak Eroğlu'nun oy oranı yüzde 28.15'te kaldı. Eroğlu'nun ikinci turdaki rakibi Mustafa Akıncı ise yüzde 26.9 oranında oy aldı.
Seçimde adayı başarılı olamayan iktidardaki Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ikinci turda Akıncı'yı destekleme kararı aldı. (CTP'nin adayı Sibel Siber yüzde 21,25 oy aldı.)
Yıllarca muhalifleri tarafından çözüm karşıtı olmakla suçlanan Eroğlu, Şubat 2014'te Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiades ile Ada'da çözüm umutlarını artıran ortak bir deklarasyon imzaladı.
Avrupa Birliği ve BM iki lideri de "cesaretinden dolayı" övdü.
İki bölgeli iki toplumlu bir federal çözüm öngören bu deklarasyon temelinde başlayan müzakereler Rumların Türkiye'nin bölgeye savaş gemileri göndermesine tepki olarak masadan çekilmesiyle Ekim'de kesildi.
BBC Türkçe'den Hüseyin Alkan'ın sorularını yanıtlayan Derviş Eroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
- İkinci turda şansınızı nasıl görüyorsunuz. Yeniden seçilecek misiniz?
O olasılık var tabii. İlk turda sandığa gitmeyenlerin büyük kısmı, bize oy verme ihtimali olan vatandaşlarımızdır. Birinci turda seçmenler, biraz da herhalde siyasi partilere; Ulusal Birlik Partisi ve Demokrat Parti'ye ve milletvekillerine 'şu işim olmadı, bu işim olmadı' diye bir ders vermek istedi.
- Kıbrıs sorununun çözümü konusunda seçmenlere ne vadediyorsunuz?
Kampanya esnasında Kıbrıs'ta nasıl bir çözüm istediğini söyleyen, olmazsa olmazlarını açıklayan sadece ben oldum. Diğer hiçbir aday iki bölgeli, iki toplumlu siyasal eşitliğe dayalı federal bir çözümden başka hiçbir şey söylemedi. Ben 'Türkiye'nin garantisi olmazsa olmazımızdır, dönüşümlü cumhurbaşkanlığı olmazsa olmazımızdır, mümkün olduğunca az insan yerinden olacaktır, Türkiye'den gelip vatandaş olan insanlarımız hakkında kimseye yorum yaptırmam, yaptırmayacağım' dedim.
'Anlaşma olmazsa herkes kendi yoluna gidecek'
Bunlar benim olmazsa olmazlarım olarak müzakere masasına yansıttığım konulardır. İlk defa Anastasiades'i pazarlık safhasına getirdim ve ilk defa 1977-79 doruk anlaşmalarından sonra bir yol haritası özelliği taşıyan ortak açıklama metni imzaladık. Bunlarla konuyu referanduma kadar taşıma düşüncesindeyiz.
- Peki cumhurbaşkanı olduğunuz beş yıl içinde çözüm olmamasını neye bağlıyorsunuz?
Rumların çözüm arzusunda olmaması nedeniyle çözüm bulunamamıştır. Müzakereler bir zaman limiti olmadan yürütülmüştür. Şimdi biz bir-iki yıllık zaman limiti içinde sorunu bitireceğiz. Zaman limiti olmadığı takdirde bu sorun bitmez.
- Bu durumda ne olacak?
Anlaşma olmazsa, herkes kendi yoluna gidecek. Şimdi kuzeyde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhriyeti, güneyde Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti vardır. Anlaşma olmadığı takdirde bu iki kuruluş varlığını sürdürecek. Biz siyasal eşitliğe dayalı, iki bölgeli, iki toplumlu, eşit statüde iki kurucu devletin oluşturacağı bir federasyondan bahsediyoruz. Buna ulaşabilirsek ulaşacağız, ulaşamazsak bir elli yıl daha müzakerelerde oturmaya niyetimiz yok.