Gündem

Dersim son dakikası Kılıçdaroğlu'nu zora soktu

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı haber programda hükümetin Dersim belgelerini gizlediğini ve açmadığını söylerken gelen son dakika haberi ile zor durumda kald

02 Şubat 2012 02:00

T24- CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı haber programda hükümetin Dersim belgelerini gizlediğini ve açmadığını söylerken gelen son dakika haberi ile zor durumda kaldı.  

Kılıçdaroğlu, CNN Türk televizyonunda yayınlanan ''Tarafsız Bölge'' programına katılarak, soruları yanıtladı


Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın moderatörlüğünü yaptığı Tarafsız Bölge programına katıldı. Canlı yayında gündeme dair soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu, kurultay gündemine ilişkin açıklamalarda da bulundu.

 

Ahmet Hakan'ın sorularını tek tek yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Dersim belgeleri konusunda hükümete yüklenirken Hakan ile karşı karşıya geldiler. Kılıçdaroğlu, hükümetin Dersim belgelerini gizlediğini ve açmadığını söyledi. Hakan ise, açıldığını iddia edince karşılıklı diyaloglar yaşandı. Ancak tam Dersim belgeleri tartışılırken ekranda yanan son dakika Kılıçdaroğlu'nu ters köşeye yatırdı.



Ekranda çıkan son dakika haberinde ise; Başbakanlık'ın arşivindeki Dersim belgeleri üzerindeki gizliliğinin kalktığı bildiriliyordu.



Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satırbaşları



CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "(Olağanüstü kurultay toplansın) diyen arkadaşlar, onları 'saf dışı bırakmak, partide hiçbir yere getirmemek' şeklindeki bir algıya sakın ola ki kapılmasınlar. Onlar bizim partililerimiz. Tüzükte öngörülen haklarını kullanmışlardır. O haklarını kullandılar diye hiçbir zaman itilmeyeceklerdir" dedi.



Kaset iddialarına yanıt



"Deniz Baykal ile ilgili ortaya çıkan kaseti özel yetkili mahkemeler soruşturacak. Özel yetkili mahkemeler örgütlü suçları soruşturuyorlar. Siz buna itiraz ettiniz, istemediniz. Neden istemiyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, hiçbir zaman özel yetkili mahkemelerin incelemesine karşı bir şey söylemediğini belirterek, "Benim itirazım şunaydı; özel yetkili mahkemeler güven vermiyor. İsimsiz bir ihbar dilekçesi ile istediğiniz iftirayı atabiliyorsunuz. Güven veren yargı olsa neden itiraz edelim biz. Bizim isteğimiz güven içinde sağlıklı bir soruşturma yapılması" diye konuştu.



Özel yetkili mahkemelerin operasyon mahkemeleri olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Siyasi otoritenin emrinde olan mahkemelerin sağlıklı çalışmayacağını herkes bilir" dedi.



Arkasında CHP'liler mi var?



Kılıçdaroğlu, "Parti içindeki bazı muhalifler, 'bu kaset işinin arkasında bazı CHP'liler var' diye iddia ortaya atıyorlar. Sizi genel başkanlığa getirmek için bu iş parti içindeki bir odak tarafından tezgahlandı iddiası... Bu gerçek olabilir mi?" sorusuna karşılık, bu tür iddiaları gazetelerden okuduğunu belirterek, elinde veri olmadan konuşmayı sevmediğini, bunların tümünün iddia olduğunu ve bu konunun bir an önce aydınlığa kavuşmasını arzu ettiğini söyledi.



"(Deniz Baykal ile Başbakan Erdoğan arasında bir pazarlık olmuş olabilir) diyorlar, böyle bir şey olmuş olabilir mi?" sorusuna Kılıçdaroğlu, bu konunun siyasetçiler tarafından tartışılmasından yana olmadığını dile getirerek, "Sayın Baykal insani nedenlerle Sayın Erdoğan'ı ziyarete gitmiştir. Onun dışında özel bir pazarlık konusu olacağını hiç ama hiç düşünmüyorum" yanıtını verdi.



CHP kurultayı



Kılıçdaroğlu, "26 Şubat'ta CHP kurultayı toplanacak. 362 delege imza verdi. Bu imza verenler Önder Sav'ın delegeleri mi?" yönündeki soru üzerine, "Ben öyle düşünmüyorum, imza verenler CHP'liler. Bir kısmı diyelim ki yönetime karşı, o nedenle vermiş olabilir. Büyük bir kısmı sağlıklı bir tüzüğün olmasını istiyor, o gerekçelerle imza verdiler"dedi.



"Neden muhaliflerin taleplerini bir fırsat olarak görüp, 'bunları değiştirelim, yapalım' demiyorsunuz?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, bulunulan taleplerin kendi talepleri olduğunu ifade ederek, "Taleplerimiz örtüşüyor. Ben sağlıklı bir tüzük yapılmasından yanayım. Birden bire kendimizi referandumda, arkasından seçimlerde bulduk. Tüzük komisyonu oluşturduk, bir ön taslak hazırladılar. Biz yaz ortalarında hem tüzük kurultayını hem normal kurultayı

yapmayı düşünüyorduk. Arkadaşlar 'hemen tüzük kurultayı olsun' dediler. Biz de 'olur' dedik" diye konuştu.



Tüzüklerinde, olağanüstü kurultay çağrısında bulunacakların belirlendiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, olağanüstü kurultay çağrısında bulunanların gündemini diğer parti otoritelerinin değiştirme yetkisinin olmadığını, çağrıyı yapanların gündemi kendilerinin belirlediğini ifade etti.



Gündem üzerinde kendisinin oynama hakkının olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Genel başkan olarak gelen olağanüstü çağrıyı yetersiz buldum. 9 madde değişiyor, oysa biz tüzüğün tamamını değiştirmek istiyoruz. Daha ciddi, köklü, katılımca bir tüzük yapmak istiyoruz" dedi.



Kılıçdaroğlu, iki olağanüstü tüzük kurultayı çağrısını birleştirme yetkisinin olmadığını da belirterek, "Her birini ayrı ayrı yapmak zorundayım. O nedenle iki kurultayı farklı zamanlarda yapmak zorundayız. Ama bu tüzük kurultayında bunu da ortadan kaldıracağız. Birden fazla olağanüstü kurultayı çağrısı gelirse, konu aynıysa, tüzük değişikliğiyse, bunları birleştirme

olanağını bu yeni tüzükte getireceğiz. Bir daha bu tür garabetlere de imkan vermeyeceğiz" diye konuştu.



Partide 3 hizip mi var?



"Sizin partide 3 hizipten bahsediliyor. Deniz Baykal hizbi, Önder Sav hizbi ve genel merkez yani siz. Böyle bir şey var mı?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Ben hizip kavramına da karşıyım. Partide hizbe de karşıyım. İnsanların görüşleri vardır, çıkar açıklarlar, katılır, katılmazsınız, olay budur. Geldiğimiz tüzük kurultayında talepler aynı. Dolayısıyla farklı görüşlerde

insanlar değiliz ki. Bütün farklılık zamandan kaynaklanıyor. Biz yaz ortalarında yapacaktık, onlar 'şimdi yapalım' diyorlar. 'Şimdi yapalım' dedik" yanıtını verdi.



Kemal Kılıçdaroğlu, partide farklı düşüncede insanların olabileceğine değinerek, "Ama bir saygı içinde, sevginin egemen kıldığı bir yapı içinde bizim bir araya gelip düşüncelerimizi, görüşlerimizi açıklama imkanını ben genel başkan olarak sağlayacağım. Bu tüzük kurultayı bir demokrasi şöleni olacaktır. Yeni tüzüğümüz bütün siyasal partilerin örnek alacağı bir tüzük olacak" diye konuştu.



"Muhaliflerin tüzük kurultayını toplayarak Deniz Baykal'ı yeniden getirmek şeklinde hesapları olduğu iddiaları var. Böyle bir hesap olabilir mi?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, böyle bir hesabı görmediğini belirtti.



"Birden fazla genel başkan adayı çıkarsa mutlu olurum"



"(Genel başkanlık seçimi yapılsın, kim rakipse çıksın karşıma) diyebilecek durumda mısınız?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, CHP'de daha fazla il ve ilçe başkanı ile birden fazla genel başkan adayının olması gerektiğini dile getirerek, "Demokratik yarış içinde insanlar seçilip gelmeliler. Ben kavga kültürüne kesinlikle son vereceğim. Birden fazla genel başkan adayı çıkarsa çok mutlu olurum. Beraber yarışırız, kim galip gelirse ona da saygı duyacağız. Söz veriyorum, önce ben gideceğim elini kaldıracağım, şunu söyleyeceğim 'Bundan sonra Kemal Kılıçdaroğlu sonuna kadar sizin hizmetinizdedir' diyeceğim" ifadesini kullandı.



"Ne zaman CHP kurultaya gidiyor denilse yüzlerde alaycı bir gülümseme oluyor. CHP bir kurultay partisi mi? Bunu bir sorun olarak görüyor musunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, bunu bir sorun olarak görmenin demokrasiyi anlamamak anlamına geldiğini söyledi.



Kılıçdaroğlu, "Gerçekten bir imaj sorunumuz var, bu imajın değişmesi lazım. Kurultayımızı düğün havasında yapacağız, kavga alanı olmayacağız. Eskiden olduğu gibi masalar, sandalyeler havada uçuşmuyor. Partinin tek adamlığının baskısı altında yürütülmesi doğru değildir. Bunu da farklılaştırmak durumundayız" dedi.



CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Partinizde Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirmek kolay mıdır?" sorusunu, "Benim dostum bana sağduyu ile eleştiri yapabilir ama bunun bir olgunluk boyutunda olması gerekir. Partide elbette tartışmalar olacaktır. Partide herhangi bir kavga yok. Bir tüzük hazırlığı var" diye yanıtladı.



Muhaliflere çağrı



Kılıçdaroğlu, "(Olağanüstü kurultay toplansın) diyen arkadaşlar, onları 'saf dışı bırakmak, partide hiçbir yere getirmemek' şeklindeki bir algıya sakın ola ki kapılmasınlar. Onlar bizim partililerimiz. Tüzükte öngörülen haklarını kullanmışlardır. O haklarını kullandılar diye hiçbir zaman itilmeyeceklerdir, onların bu hareketlerine saygı ölçüleri içinde yaklaşacağız" diye konuştu.