Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) ile Avrupa Dershaneler Birliği'nin (ENES) Başkan Yardımcısı İbrahim Taşel, dershanlerin kapatılmasına ilişkin olarak "Dershanelerle ilgili değişikler kanun değişikliği gerektirir" dedi.
Taşel, yaptığı yazılı açıklamada "Bakanlığımızın özel okullara vermeyi düşündüğü destek ve teşvikleri olumlu bir adım olarak görüyoruz. Ancak özel okulların dershanenin yerini dolduracağını düşünmüyoruz" ifadesini kullandı. Taşel, gerekçe olarak "Her dar gelirli ailelerin çocuklarının eğitimi için 13 yıl boyunca yılda ortalama 10 bin TL harcayamayacağının" altını çizdi.
Taşel'in TÖDER VE ENES adına yaptığı açıklamanın tam metni şöyle:
Son günlerde Milli Eğitim Bakanlığımızın yaptığı açıklamalarda dershanelerin Bakanlık bünyesi dışına çırakılacağı ve uygun olanlarının özel okula dönüştürüleceği tartışmaları yeniden başlamıştır. Bu bağlamda biz de Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) ve Avrupa Dershaneler Birliği (ENES) olarak bazı hususları açıklama gereği hissediyoruz:
'Değişim kanunla yapılabilir'
Türkiye’de dershaneler kanunla kurulmuştur ve yönetmeliklerle yürütülmektedir. Dershanelerle ilgili değişikler de kanun değişikliği gerektirir. Elbette ki bakanlı, yönetmelikleri ve standartları düzenleyebilir. Ancak köklü değişimler kanunla yapılabilir.
'Dar gelirli hizmet alamayacak'
Bakanlığımızın özel okullara vermeyi düşündüğü destek ve teşvikleri olumlu bir adım olarak görüyoruz. Ancak özel okulların dershanenin yerini dolduracağını düşünmüyoruz. Dar gelirli aileler sadece sınav hazırlığı yılında 2-3 bin TL masrafla çocuğunu dershaneye gönderebilmektedir. Ama çocuğun eğitimi için 13 yıl boyunca yılda ortalama 10 bin TL harcayacak aile sayısının çok sınırlı olduğu açık bir gerçektir.
'Dersaneler okulların alternatifi değil'
Dershaneler ülkemizde önemli bir öğretim açığını kapayan, öğrencilere de destek veren kuruluşlardır. Okulların yerine geçmek ya da onların alternatifi olmak gibi bir işlevleri yoktur. Herkes biliyor ki ülkemizdeki her okulun eğitim düzeyi aynı değil. Bu anlamda farklılıklar ortadan kalksa bile öğrencilerin bireysel anlama ve öğrenme farklılıkları vardır. Bu da, dünyanın bütün ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de öğrenmeye destek veren dershane, kurs, eğitim danışmanlığı, koçluk gibi kurumlara ihtiyaç oluşturmaktadır. Bu ihtiyaç giderilmeden sadece yasal değişikliklerle bu tür kurumların kaldırılması ciddi ölçüde kaos doğurur ve ülkenin eğitim düzeyini düşürür.
Dershanelerin sadece sınava hazırlayan kuruluşlar olduğu algısı da yanlıştır. Dershaneler, okulda geride kalan ara sınıf öğrencilerine ders takviyesi de yapmaktadır. Hatta onların ödevlerine, projelerine de destek vermektedir. İş yoğunluğu içinde ailelerin veremediği destek bu kurumlar tarafından sağlanmaktadır.
'Kendi kalitemizi denetleyebiliriz'
Dershanelerle ilgili düzenlemelerde elbette ki ilk tercihimiz Bakanlığımızın denetiminde çalışmaktır. Ancak Bakanlık kurumlarımızı kendi bünyesi dışına çıkaracak adımlar atarsa buna da hazırız. Biz kendi derneklerimiz, birliklerimiz ve Ticaret Odalarımız yardımıyla kendi kalitemizi denetleriz.
Avrupa’da Türkiye ve Yunanistan dışındaki dershaneler zaten Eğitim Bakanlıklarına bağlı değildir. İşyeri güvenliği şartlarını taşıyan her binada bir izin alınmadan dershane açılmakta ve öğrencilere takviye eğitim yapılmaktadır. Geçen yıl hazırlanan Avrupa Birliği raporuna göre de dershanelerin ülke eğitimlerine yararlı olduğu açıklanmıştır. Ancak Türkiye, Avrupa ülkelerinden bu konuda bir adım öndedir ve dershanecilik daha kontrollü yapılmaktadır.
Mezun öğrenciler de yeniden sınava hazırlanmalı
Bakanlığımızın dershanelerle ilgili olarak alacağı kararlara katkıda bulunmaya ve ülkemiz için en doğru olanı bulma konusunda danışmanlık yapmaya hazırız. Alınacak kararda dershanelerin okullarımıza ve bölgesel fırsat eşitliğine katkısı unutulmamalıdır. Takviye eğitimi en ucuza sağlama işlevi de göz ardı edilmemelidir. Özellikle de mezun öğrencilerin yeniden sınava hazırlanma işlevini zora sokacak uygulamalardan kaçınılmalıdır.
Bu ülke hepimizindir. Verilecek kararlarda yarım asırdır bu ülkeye hizmet veren kurumlar olarak söz hakkımız olduğunu düşünüyoruz. Eğitim sorunlarının siyasi tartışmaların dışında tutulması en büyük temennimizdir.