Kahramanmaraş'ın Türkoğlu ilçesinde geçen yıl 6 Şubat'taki ilk depremde yıkılan ve 29 kişinin hayatını kaybettiği Özlem Bayraktar Apartmanı'na ilişkin davanın ilk duruşmasında savunma yapan binanın şantiye şefi Beyza Aygün Bağdatlı, "Şantiye şefliği yapabilecek tecrübem yoktu. İlk iş tecrübemi kazanabildiğim bir şantiye bulmuştum. Bu yüzden kendimi şanslı hissediyordum. İşe başladıktan sonra şantiyede birçok şey tecrübe ettim. Bana göre şantiyede esaslı bir yanlışlık yapılmamıştı. Benim için kaba inşaat stajı gibi olan bu dönemde yeni bilgiler ve tecrübeler edindim" dedi.
Fatih Mahallesi'ndeki Özlem Bayraktar Apartmanı, 6 Şubat 2023'te meydana gelen ilk depremde yıkıldı; 29 kişi hayatını kaybetti, 13 kişi yaralandı. Binanın yıkılmasıyla ilgili başlatılan soruşturmada müteahhit Kadir Atmaca, tutuklandı. Soruşturma kapsamında toplanan tüm delil, fotoğraf, video ve belgeler nihai rapor için Karadeniz Teknik Üniversitesi'ne gönderildi. 7 kişilik bilirkişi tarafından hazırlanan raporda, 2020 yılında yaşamın başladığı binanın yıkılmasından dolayı müteahhit, şantiye şefi, yapı denetim şirketi yetkilileri, statik uygulama denetçisi, uygulama denetçisi ve kontrol elemanı 'asli' kusurlu, belediyenin yapı kontrol birimi 'tali' kusurlu olarak gösterildi.
7 kişi hakkında dava
Binada; projelendirme, yapım ve iş bitim aşamalarında deprem yönetmeliği ve İmar Kanunu esaslarına uyulmadığının belirtildiği raporun, dosyaya girmesinin ardından soruşturmasını tamamlayan savcı; tutuklu olan müteahhit Kadir Atmaca'nın yanı sıra statik proje müellifi Hikmet Doğanay (36), şantiye şefi Beyza Aygün Bağdatlı, yapı denetim şirketi yetkilileri Hakan Çirişoğlu (35), Mehmet Kara (73), Mehmet Numan Aydoğan (40) ve Nevzat Bol (64) hakkında 'Bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma' suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis istemiyle 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Davanın ilk duruşmasına tutuksuz sanıklar Hikmet Doğanay, Mehmet Kara, Mehmet Numan Aydoğan, Beyaz Aygın Bağdatlı, taraf avukatları ile binada ölenlerin yakınları katıldı. Müteahhit Kadir Atmaca tutuklu olduğu cezaevinden, Nevzat Bul ise yaşadığı şehirdeki adliyeden SEGBİS sistemi ile duruşma salonuna bağlandı. Duruşma, şantiye şefi Beyaz Aygün Bağdatlı'nın savunmasıyla başladı.
Bağdatlı: Şantiye şefliği yapabilecek bir tecrübem yoktu
Bilirkişi raporunda kendisine atfedilen kusurları kabul etmediğini belirten Bağdatlı, mimar olduğunu ve 2017'de mezun olduktan sonra yaptığı iş başvurularının tecrübesiz olmasından dolayı reddedildiğini söyledi. Daha sonra bir arkadaşının vasıtasıyla müteahhit Kadir Atmaca ile tanıştığını belirten Bağdatlı, şöyle konuştu:
"Kendisi bana yeni inşaatında şantiye şefine ihtiyacı olduğunu söyledi. Ben de yeni mezun olduğumu, iş tecrübemin olmadığını, mimar olduğum için kaba inşaat konusuna hakim olmadığımı söyledim. Kendisi, 'Burası sana staj gibi olur, tecrübe kazanırsın, şantiye şefi olarak da bize eşlik edersin' dedi. Normalde şantiye şefinin de sigortasının yapılıp, maaş ödenmesi gerekir. Fakat Kadir Bey ile anlaşma şeklimiz her ne kadar gerçekte şantiye şefi olsa da gerçekte bir stajyer gibiydi. Bu sebeple herhangi bir sigortam yapılmadı ve maaşlı bir çalışan olmadım. Kahramanmaraş'tan geldiğim için 2-3 ayda bir yol ve yemek masrafımı karşılayabilecek kadar toplu harçlık verdiği oluyordu. Zaten buna itirazım da olmadı; çünkü şantiye şefliği yapabilecek tecrübem yoktu. İlk iş tecrübemi kazanabildiğim bir şantiye bulmuştum. Bu yüzden kendimi şanslı hissediyordum. İşe başladıktan sonra şantiyede birçok şey tecrübe ettim. Gördüğüm her uygulama benim için yeni bir tecrübeydi ve kıymetliydi. Uygulamaları öğrendiğim kadarıyla inceler; kendi bilgi ve tecrübemle yanlış görürsem notlar alır, Kadir Beye iletirdim. Bana göre şantiyede esaslı bir yanlışlık yapılmamıştı. Benim için kaba inşaat stajı gibi olan bu dönemde yeni bilgiler ve tecrübeler edindim. Bu süreçte bir kontrol mercii değil, sahada iş organizasyonunu ve iş güvenliğini yönlendiren teknik bir personel mahiyetinde çalıştım."
Atmaca: Masumum, suçsuzum ve mağdurum
Tutuklu müteahhit Kadir Atmaca ise binanın yapımında herhangi bir kusuru olmadığını iddia ederek, "İddianamede üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum. Çünkü binayı yapı denetim firması ve şantiye şefi ile beraber yaptım. Binayı yapım aşamasında her tabla için dökülen betondan numune alınarak, değerler normal çıkınca bir üst tablanın dökümüne müsaade edilmiştir. Binayı yönetmelik şartlarına uygun olarak yaptım. Üzerime atılı bulunan malzeme kalitesizliği suçlamasını, bina yapım aşamasında alınan laboratuvarlardan görüleceği üzere kaliteli malzeme kullanılmıştır. Masumum, suçsuzum ve mağdurum. O nedenle tutuksuz yargılanmamı ve tahliyemi istiyorum" dedi.
"Belgelere ben imza attım, sigorta yapmadık"
Müteahhit Kadir Atmaca, şantiye şefi Beyza Aygün Bağdatlı'nın savunması ve dosyadaki belgeler sorulunca şunları anlattı:
"Yapı denetim belgelerinde şantiye şefi olarak imzayı ben attım, çoğunlukla işim olması ve evrakların tamamlanması nedeniyle imzaları ben attım ancak şantiye şefi olarak Beyza Aygün Bağdatlı ile anlaşmıştım. Aile şirketiydik, kendisine harçlık verdim. Yalan söylemeye gerek yok; sigorta yapmadık. Yeni mezundu, stajyer gibiydi. İşi öğrensin diye yardımcı olduk, bize de şantiye şefi gerekliydi."
Yapı denetim şirketi yetkililerinden inşaat mühendisi Hakan Çirişoğlu da kendisine yönelik suçlamaları kabul etmedi. Yıkılan binaya 2022 yılının Aralık ayında görevlendirildiğini belirten Çirişoğlu, "Depremden yaklaşık 2 ay önce gibi buraya görevlendirildim. Zaten görevlendirildiğimde yapı tamamlanmıştı. Yapıya müdahale edebileceğim herhangi bir şey yoktu. Zaten önünüzdeki dosyalarda bana ait herhangi bir imza, herhangi bir yaptırdığım imalat, herhangi bir seviye artışı bulunmamaktadır. Yapıyı incelemeye fırsat bulamadan da deprem oldu ve bina yıkıldı" dedi.
Tutuksuz sanıklardan Nevzat Bol, "Yapı denetim şirketinden 4 Haziran 2018 tarihinde istifa ettim. Dava dosyasında bulunan betonarme uygulama projesi kapağındaki ve proje kontrol formundaki imzalar, bana ait değildir. İmza örneğimin alınmasını ve dosyadaki imzalar ile karşılaştırılmasını talep ediyorum" diye konuştu.
Mehmet Kara da şunları söyledi:
"Bu binadan dava açılınca haberdar oldum. Daha önce de bu binada hiç görev almadım, imza atmadım. 1350 sayfalık dava dosyasını ayrıntılı bir şekilde inceledim ve bu inşaat yapılırken benim Almanya'da olduğumu ve bu zamanda adıma sahte imzanın atıldığını tespit ettim. Buna ilişkin delillerimi mahkeme heyetine sunacağım. Adli Tıp Kurumu’nca dava dosyasında yer alan ve adıma atılmış olan sahte imzaların incelenmesini talep ediyorum."
Diğer sanıklar da savunmalarında suçlamaları kabul etmedi. Ölenlerin yakınları ise sanıklardan şikayetçi olduklarını belirtti. Duruşma sonunda mahkeme heyeti, Kadir Atmaca'nın tutukluluk haline devamına, Mehmet Kara ve Nevzat Bol'dan imza örnekleri alınarak dosyadaki belgelerde yer alan imzalar ile karşılaştırılması için Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesine karar verip, duruşmayı erteledi.
"Adeta bir staj yeri olduğunu belirtti"
Binada anne ve babasını kaybeden Osman Nadir Akıllı, duruşma sonrası 29 kişinin ölümüne neden olan kişilerin cezalandırılmasını istediğini söyledi. Saatlerce enkaz altında kaldığını belirten Akıllı, "Kendim ve 4 kardeşim, 8 saat sonra enkazdan yaralı olarak çıkarıldık. 7 katlı bina, depremin ilk saniyelerinde yıkıldı. Yeni bir binaydı ve kentsel dönüşüm projesi kapsamında yapıldı. İşin ilginç tarafı, bizim binanın şantiye şefi okuldan yeni mezun olmuş ve herhangi bir iş tecrübesi olmayan, mimar olduğunu, inşaatın yapım işlerinden anlamadığını, bizim binamızın kendisi için adeta bir staj yeri gibi olduğunu mahkemede belirtti. Bu durumu üzücü olarak karşıladık. Adalete güveniyoruz. Suçluların adalet karşısında hak ettiği cezayı alacağına inanıyoruz" diye konuştu. (DHA)