Gündem

Deniz Feneri davasına CHP desteği

CHP'li Ali Kılıç Deniz Feneri Almanya dosyasını savcı Nadi Türkaslan'a teslim etti.

27 Ekim 2010 03:00

T24 - CHP'li Ali Kılıç 1,5 yıldır ellerinde bulunan Deniz Feneri Almanya dosyasını savcı Nadi Türkaslan'a teslim etti. Davanın yavaş işlemesinden rahatsızlık duyduğunu belirten Kılıç, dosyalar için "Bakanlığın bunları çoktan istemiş olması gerekiyordu" dedi.


CHP'li Ali Kılıç, belgeleri savcı Nadi Türkaslan'a sunmasının ardından, Ankara Adalet Sarayı'ndan ayrılışı sırasında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun talimatı ile yaklaşık 1,5 yıldan bu yana ellerinde bulunan Deniz Feneri Almanya dosyasını, savcılığa yardımcı olmak adına teslim ettiklerini söyledi.

''Amaçlarının, yaklaşık 30 aydan bu yana Türkiye'de çıkmaza giren, iki ülke arasında git gel yaşanan Deniz Feneri dosyasının, artık bir an önce sonuçlanmasını talep etmek olduğunu'' belirten Kılıç, ''Bunu sayın savcımıza da söyledik. Dosyaları teslim ettik. Sonucu hep beraber göreceğiz'' dedi.

Kılıç, dosyanın içeriğinde neler olduğu sorusunu, ''Dosyanın içeriğinde Almanya'daki Deniz Feneri yolsuzluğu var. Biliyorsunuz bu yolsuzluk 100 yılın soygunu olarak ifade edildi. Türkiye uzantıları var. Türkiye'deki elebaşıları var. Yaklaşık olarak 6 bin 500 sayfadan oluşan bir dosya. Bildiğimiz kadarıyla savcılığımızda da sadece 650-700 sayfa bulunmakta. Amacımız Adalet Bakanlığına yardımcı olmaktı. O vesileyle getirip bunları teslim ettik'' diye yanıtladı.

Ali Kılıç, ''İçeride nasıl karşılandınız?'' sorusu üzerine ise ''Çok iyi karşıladılar. Dosyalarımızı bırakıp çıktık'' dedi. Verilen dosyada kimlerin isimlerinin olduğu sorusuna da Kılıç, şöyle yanıt verdi:

''Alman Mahkemesi'nin, elebaşıları olarak ifade ettiği, Zekeriya Karaman, Zahid Akman ve arkadaşları var. 16-17 kişinin adı geçiyor. Almanya'da alınan ifadeler, yapılan soruşturmalar, iddianamenin bir bütünü hepsi burada var.

Polis soruşturma dosyasında, geçen yıl Ağustos ayında, CHP eski MYK üyesi olarak yaptığım açıklamada, sayın Başbakan'ın adının geçtiğini ifade etmiş idim. O tarihten bu yana yaklaşık 14 ay geçmiş olmasına rağmen sayın Başbakan, adının neden bu dosyada geçtiğini açıklamadı. Haberi var mıydı, bilmiyoruz. Yoktuysa bizim açıklamamızdan sonra mutlaka bilmiş olması gerekiyor. Ancak bugüne kadar hiçbir açıklamanın gelmemiş olması gerçekten düşündürücü.''


''HER İKİ TARAF BU İŞİ YAVAŞTAN ALIYOR''


''Türkiye'deki soruşturmayı yürüten savcı, Almanya'ya gitmeyi talep etmesine karşın bir türlü gidemiyor. Adalet Bakanlığı buna izin vermiyor olabilir mi?'' sorusu üzerine Kılıç, şunları kaydetti:

''Adalet Bakanlığının buna izin verip vermediği konusunda bir yorumda bulunamayacağım. Ancak gördüğümüz kadarıyla Almanya tarafının da bu işi yavaştan aldığı, savcıların yaptığı açıklamalara, yazılı çalışmalara yazıların yanıtların geç geldiğini çok iyi biliyoruz. Her iki taraf bu işi yavaştan alıyor. Biz CHP olarak bu işin sonuçlanması için ısrarımızı sürdüreceğiz. Çünkü amacımız orada vatandaşlarımızın iyi niyetini sömüren insanların mutlaka Türkiye'de de yargıya hesap vermesi gerekiyor.''


''HER NE HİKMETSE BİR ADIM ATILMIYOR''


Almanya'daki Deniz Feneri Davası'na ilişkin belgelerin yüzde 85-90'ının, Türkiye'deki soruşturmayı yürüten savcıda bulunmadığını savunan Kılıç, 6 bin 500 sayfadan oluşan bir dosyayı, Türkiye'deki Deniz Feneri bağlantılı soruşturmayı yürüten savcılığa sunduklarını, bunun, savcıların çalışmasına ciddi bir katkı sunacağını düşündüklerini belirtti.

''Bunların yasal yollarla istenmesi gerekmiyor mu? Getirdiğiniz bu belgeler yasal yollarla gelmediği için Bakanlık kanalıyla, dosyaya eklenebilecek mi, yasal olarak kullanılabilecek mi?'' sorusunu ise Kılıç, şöyle yanıtladı:

''Onu bilemiyorum. Tabii bakanlığın bunu çoktan istemiş olması gerekiyordu. Bildiğimiz kadarıyla buraya sadece karar metinleri gelmiş. Mahkemedeki tutanaklar, ifadeler ulaşmamış. Hal böyle olunca çok doğaldır ki burada savcılarımızın çalışması da yavaştan gidiyor. Adalet Bakanlığının, daha biz bundan 1,5 yıl önce çağrıda bulunduk. Dönemin sayın Genel Başkanı Deniz Baykal çağrıda bulunmuştu. 'Eğer bakanlık ya da savcılık bu dosyayı istiyorsa biz kendilerine vermeye hazırız' demiştik. Ancak aradan geçen bunca zamana rağmen ne yazık ki herhangi bir adım atılmadı.

Bakın Mavi Marmara gemisi olayında, Hükümet ağırlığını koydu, komisyon oluşturdu, olayı sonuçlandırdı. Ancak Deniz Feneri olayında her ne hikmetse bir adım atılamıyor. Bu da oldukça düşündürücü.''