T24- Kanal 7 televizyonundan alınan bilgisayar harddisklerinden bazı verilerin baskından hemen önce silindiği ortaya çıkması, baskın yapılacağı bilgisinin sızdığı şüphelerini ortaya çıkardı.
Almanya’daki Deniz Feneri e.V. Derneği’nin Türkiye bağlantılarına ilişkin soruşturmanın üzerinden geçen 1031 gün sonra gözaltına alınan eski RTÜK Başkanı, halen RTÜK üyesi olan Zahid Akman, Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman, Kanal 7 Yönetim Kurulu üyesi İsmail Karahan, Kanal 7 Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Çelik, “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, nitelikli dolandırıcılık, resmi evrakta sahtecilik” suçlarından tutuklanırken, Kanal 7 finans müdürü Erdoğan Kara serbest bırakıldı.
Milliyet gazetesinden Türker Karapınar’ın haberine göre, şüphelilerin savcılık sorgularından “delillerin karartıldığı” ve “soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiği” iddiaları ortaya çıktı. Savcılık, 16 Ekim 2009’da Eyüp’teki Kanal 7 televizyonu, kanal yöneticileri ve ortaklıkları bulunan şirketlerde yapılan aramalarda ele geçirilen bilgisayar harddisklerini uzun süre inceledi. Bu teknik inceleme sonuç verdi ve baskından hemen önce harddisklerden bazı verilerin silindiği anlaşıldı. Kanal 7 yöneticilerine, savcılık ifadeleri sırasında baskından haberleri olup olmadıkları soruldu. Şüpheliler, ifadelerinde, baskın yapılacağını önceden bilmediklerini söylerken, bu iddialar ayrı bir soruşturma konusu olabilecek. Soruşturma dosyasının 139 klasör olması, hâkimin de tüm dosyayı okuması nedeniyle şüphelilerin hakimlik sorgularına ancak akşam saatlerinde başlanabildi.
Ankara Cumhuriyet Savcıları Nadi Türkarslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz tarafından yürütülen soruşturmada Zahid Akman, Zekeriya Karaman, Kanal İsmail Karahan, Mustafa Çelik ve Erdoğan Kara, çarşamba günü gözaltına alınmıştı. Şüphelilerin sorguları önceki gece tamamlandı. Savcılar, geç saatlere kadar adliyede kalarak, durum değerlendirmesi yaptıktan sonra delilleri tasnif etti. Şüphelilerin gözaltı süresi de dün sabah doldu. Gözaltı süresini sonuna kadar kullanan savcılar, önceki gece polise talimat vererek, şüphelilerin sabah adliyede olmasını istedi. Emniyette 4 gündür gözaltında tutulan 5 şüpheli, dün sabah 07.00’dan önce Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri tarafından adliyeye getirilerek, savcılık katına çıkarıldı. Bu arada şüphelilerin yakınları da adliyeye geldi.
139 klasörlük dosya
5 şüpheli savcılık katında bir süre bekledikten sonra savcılar kararı açıkladı. Savcılar, 4 gün boyunca 20 saat uyuyarak, yaklaşık 49 saat süre ile sorguladıkları 5 şüpheliyi, Almanya’daki Deniz Feneri e.V. Derneği ile bağlantılı olarak, “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik” suçlarından tutuklanmaları istemiyle Nöbetçi Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’ne sevketti. Hakim Abdullah Tanrıkulu, delillerden oluşan 139 klasör, savcılık sorgu tutanakları ve sevk evraklarını incelemeye aldı. Dosyanın kalabalık olması nedeniyle şüphelilerin hakimlik sorgularına akşam saatlerinde başlanabildi. Tanrıkulu, dosyayı okurken, adliyede bekleyen basın mensuplarının mahkeme koridoruna her türlü giriş ve çıkışı yasaklandı. Polis, bu süre içinde şüphelilerin sadece yakınlarıyla görüşmesine izin verdi.
4 tutuklama çıktı
Hakim Tanrıkulu, gece 00.30’da biten mahkeme sorgusu sonunda Akman, Karaman, Karahan ve Çelik, “suç örgütü kurmak, örgüt üyesi olmak, resmi evrakta sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık” suçlarından tutuklanmalarına karar verdi. Tanrıkulu, Kara’nın ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı. Tutuklanan şüpheliler, Sincan F Tipi Cezaevi’ne gönderildi.
Veriler baskın öncesi silinmiş
Aramalar sırasında delil niteliğinde olduğu belirtilen bazı bilgisayar hard diskleri, emniyete götürülmeden uzman ekipler tarafından olay yerinde imajları alınarak, kopyalandı. Kopyalanan imajlar Ankara’ya getirildikten sonra teknik uzmanlar tarafından aylarca incelendi. Soruşturmanın uzaması sıkça eleştirilere neden olurken, aramalar sonucu el konulan bazı harddisklerdeki verilerin, 16 Ekim’de yapılan baskından çok kısa süre önce silindiği tespit edildi. Bu tespit, soruşturma makamlarını “delillerin karartıldığı” ve “soruşturmadaki gizli bilgilerin sızdırıldığı” sonucuna götürdü.
Baskını biliyorlar mıydı?
Savcıların, bu tespitlerini, gözaltındaki Kanal 7 yöneticileriyle de paylaştıkları öğrenildi. 4 gündür gözaltında bulunan Kanal 7 yöneticileri Karaman, Karahan, Çelik ve Kara’ya, savcılık sorguları sırasında baskın yapılacağından bilgileri olup olmadığının sorulduğu bildirildi. Şüphelilerin, ifadelerinde, böyle bir olaydan haberleri olmadığını, baskın yapılacağını önceden bilmediklerini söyledikleri öğrenildi.
Kanal 7 baskını
Türkiye’deki Deniz Feneri soruşturması, Almanya’daki Deniz Feneri e.V. Derneği’nin 3 yöneticisinin hapse mahkum edilmesinden sonra 8 Eylül 2008’de yapılan suç duyurusu üzerine başlamıştı. Akman, Karaman, Kanal 7 yöneticileri ile Alman derneğin bağlantılı olduğu şirketlerde yöneticilik yapan 18 kişinin mal varlıklarına tedbir koyduran savcılık, Alman mahkemesinin “asıl failler Türkiye’de” demesinden 13 ay sonra Türkiye’de ilk operasyonu 16 Ekim 2009’da yaptırdı. İstanbul, Fatih, Şişli, Eyüp, Silivri, Büyükçekmece ve Bakırköy’deki adliyelerde bulunan Sulh Ceza Mahkemeleri’nden alınan kararlarla, 7 ayrı ilçede, mal varlıklarına tedbir konulan şüphelilerin evleri ile ortaklıkları bulunan şirketler, Almanya’daki dernekle bağlantılı olan şirketler ve Kanal 7 televizyonunun da aralarında bulunduğu 20’ye yakın şirkette eş zamanlı baskınlar düzenlendi.