Gündem

Demokrasi Konferansı başladı | Eski AİHM Yargıcı Türmen: Artık susmaya dayanamıyoruz, adaletsizliğe, baskıya daha fazla boyun eğmediğimiz için buradayız

24 Haziran 2021 15:05

Eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yargıcı ve T24 yazarı Rıza Türmen’in Demokrasi İçin Birlik Meclisi üzerinden dile getirdiği önerinin ardından çeşitli demokratik kurum ve kişiler tarafından çağrısı yapılan Büyük Demokrasi Konferansı başladı. Rıza Türmen, “Bu buluşma yeni bir Türkiye programının da ipuçlarını veriyor. Bu konferans son değil başlangıçtır. Bugün neden buradayız, çünkü artık susmaya dayanamıyoruz. Çünkü adaletsizliğe baskıya daha fazla boyun eğmediğimiz için buradayız. Biz bunun için varız dediğimiz için buradayız" dedi. 

“Bu ülkenin geleceğinde bizim de sözümüz var” diyerek bir araya gelenlerin buluştuğu Demokrasi Konferansı, İstanbul Yenikapı Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezinde, 200’ü aşkın bileşenin katılımıyla başladı.

Evrensel'den Zeliş Irmak ve Şerif Karataş'ın aktardığı habere göre; konferans, Sanatçı Tilbe Saran'ın amaçlar ve hedeflere ilişkin sunumu ile başladı.

Saran, “Demokrasi çağırıyor, Deniz Poyraz çağırıyor, müsilaj için kıvranan Marmara, Ege çağırıyor, HES’ler ile kuruyan dereler çağırıyor, taş ocağı tehdidiyle inleyen İkizdere çağırıyor, Kazdağları çağırıyor. Sazlarını satan müzisyenler, tiyatroları kapandığı için Anayasa’nın sanatı koruyan maddesini hatırlatan tiyatrocular çağırıyor. KHK’lar, barış anneleri, Harbiye öğrencileri, savaşlardan kaçanlar, dükkanı kapanan esnaf, evine ekmek götüremeyen babalar çağırıyor, sağlık emekçileri çağırıyor, 128 milyar dolar nerede diyenler çağırıyor. Biz bunları duymaya ve yaklaşan baharı birlikte kurmaya geldik” dedi.

"Özgürlük, adalet, eşitlik, iş, aş ve ekmek taleplerinin temelinde demokrasi vardır"

Açılış konuşmasını yapan Demokrasi İçin Birlik Sözcüsü ve eski AİHM Yargıcı Rıza Türmen, “Bu konferans demokrasi, barış, özgürlük, eşitlik, iş, aş, ekmek ve adalet isteyenlerin konferansı. Bu konferans Deniz Poyrazların konferansıdır” dedi.

Türmen, “Bugün neden buradayız, çünkü artık susmaya dayanamıyoruz. Çünkü adaletsizliğe baskıya daha fazla boyun eğmediğimiz için buradayız. Biz bunun için varız dediğimiz için buradayız. Özgürlük, adalet, eşitlik, iş, aş ve ekmek taleplerinin temelinde demokrasi vardır. Kamusal alanlar iyice karanlıklaştı, bu konferansın amacı bir yandan karanlıkları aşmak sesi duyulmayanların sesini duymak; öte yandan bütün hak taleplerini, demokrasi çerçevesinde geliştirmek ve ülkeyi yeniden inşa edecek bir demokrasi talebi başlatmak. Bu buluşma yeni bir Türkiye programının da ipuçlarını bizlere vermektedir. Bu konferans son değil başlangıçtır. Bu konferanstan yeni bir Türkiye’nin inşası için kol kola yürüyüp haklarından yoksun bırakılanların, ezilenlerin başlattığı bir hareket geliyor. Siyasetin amacını değiştirmeyi hedefliyoruz. Halkın siyasetin öznesi olduğu yeni bir siyaset anlayışının gerçekleştirmesi gerekli diyoruz. Hep beraber birlikte yola çıkıyoruz. Bu konferans yola çıkışın ilk adımıdır. Hepimizin yolu açık olsun, hep birlikte yürüyeceğiz” ifadelerini kullandı.

"Emek, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin birbirinin ayrılmaz parçası olduğuna inanıyoruz"

Emek Bildirgesini sunan DİSK/Dev Yapı İş Sendikası Genel Başkanı Özgür Karabulut, Emek, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin birbirinin ayrılmaz parçası olduğuna inanıyoruz. Bu inançla, insanca çalışma ve yaşam koşulları, eşit, özgür, barış içinde yaşadığımız bir ülke ve dünya için tüm direnenlerle mücadelelerimizi ortaklaştırmak için Demokrasi Konferansının aktif bir bileşeniyiz” dedi.

Bilim akademi bildirgesinin sunumunu yapan Beyzade Sayın, “Bilim-Akademi Çalışma Grubu olarak, Türkiye’deki tüm muhalif bilimcileri, üniversitelerde yaşanan tekno-kapitalist dönüşümü enine boyuna tartışmak, sorgulamak ve bir kolektif karşı irade oluşturabilmek adına bir araya gelmeye çağırıyoruz" dedi.

Kadınlar, 'İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmeyeceğiz' diye haykırdı

Kadın sunumu sırasında kadınlar, İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmeyiz sloganını haykırdı.

Kadın bildirgesini sunun Cemile Baklacı, "Eşit, özgür, şiddetsiz bir hayat mücadelesinde... Emek sömürüsüne, insanlık dışı yaşam ve çalışma koşullarına karşı mücadelede… Barış, eşit yurttaşlık, dil ve kimlik hakları için verilen mücadelede… Doğanın rant uğruna katledilmesine karşı mücadelede... Demokratik üniversite, bağımsız yargı, özgür sanat, engelsiz yaşam mücadelesinde… Mafyalaşmış, her türlü kirli ilişkiyi barındıran, sömürüye, soyguna, talana, ranta, erkek egemenliğine dayalı yönetim anlayışına karşı mücadelede… Demokratik bir ülke, iş, aş, eşitlik, adalet mücadelesinde… Kadınlar en önde…" dedi.

Ekonomi bildirgesi

Ekonomi bildirgesini sunan Mert Büyükkarabacak, "Demokrasi Konferansı’nda ‘Nasıl bir ülkede yaşamak istiyoruz?’ sorusunun yanıtının arandığı bir program çalışması hedefiyle birçok alanda onlarca mücadele dinamiği bir araya geldi. 'Ekonominin Demokratikleştirilmesi' çalışmasına yön vermek amacıyla Demokratik Ekonomi Programını Yaratmak başlıklı bir rapor oluşturduk" dedi. Büyükkarabacak "Siyasi demokrasinin inşasının ekonomik alandaki dönüşüm ve gelişmelerden yalıtılmış bir biçimde gerçekleşemeyeceğinden hareketle, liberal dogmatik bir anlayışa karşı emek eksenli, toplumsal cinsiyet eşitlikçi ve doğa ile barışık ve aynı zamanda da sosyal olarak inovatif ve verimli bir ekonomi anlayışı çerçevesinde hazırlanan bu çalışma, kağıt üstünde kalacak bir soyut öneri olmaktan ziyade hak temelli, karı değil toplumsal faydayı esas alan, metalaşmayı değil müşterekleri savunmayı önceleyen bir ekonomi için demokrasi güçlerinin ortak mücadelesine perspektif sunmayı hedeflemektedir" ifadelerini kullandı. 

"'Nasıl bir demokrasi istiyoruz' sorusunun yanıtını bu coğrafyanın en köklü direnişlerinden olan Onur Yürüyüşleri’nde arayacağız"

"Nerdesin aşkım" sloganıyla kürsüye çıkan Yıldız Tar, "Bu konferansta bir araya gelişimiz bir yandan da LGBTİ+ Onur ayı olan haziran ayını selamlamaktır. LGBTİ+’ların direnişi bizim de direnişimizdir. LGBTİ+ Onur Ayı kutlu olsun. 'Nasıl bir demokrasi istiyoruz' sorusunun yanıtını bu coğrafyanın en köklü direnişlerinden olan Onur Yürüyüşleri’nde arayacağız…" dedi.

"Ya kanal ya İstanbul!"

Ekoloji Bildirgesini sunan Muzaffer Asma, "Ya kanal ya İstanbul, vahşi madenciliğe son, termik santraller kapatılsın, nükleere hayır, su haktır ticarileştirilemez, kıyı yağmasına son, imar talanına hayır; denizler, göller, akarsular çöplük değildir, iklimi değil sistemi değiştir... Daha nicelerinin mücadele alanlarından haykırdığı, gözaltılar, tutuklamalar, para cezaları, engellemeler ve en nihayetinde Ali-Aysin Büyüknohutçu çifti ve Metin Lokumcu gibi ekoloji aktivistlerinin katledildiği bir ülkede yaşadığımızı biliyoruz" dedi.

"Engelliler arasında zaten çok yüksek olan işsizlik oranı, azalmak yerine aksine artmaktadır"

Engelliler bildirgesini 17 yaşındaki otizmli İlhan Yalçın sundu. Yalçın, "Bugün Türkiye’de; resmi rakamlara göre bugün engelli bireylerin yüzde 41’i okuma yazma dahi bilmemektedir. Bugün 8 milyonun üzerinde üniversite öğrencisinden sadece 52 bini engelli öğrencidir. Bunlara açık öğretim öğrencileri de dahildir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına göre sadece 382 kamu binasına erişilebilirlik belgesi verilmiştir. Engellilerin işgücüne katılım oranı sadece yüzde 22’dir. Engelliler arasında zaten çok yüksek olan işsizlik oranı, azalmak yerine aksine artmaktadır. 2020 yılında engellerin -sadece İŞKUR- kayıtlarındaki istihdam sayısı, yüzde 21 oranında azalmış, engeli memur kotaları hala doldurulamamıştır. Her yıl yüzlerce engelli fiziksel ve cinsel şiddete uğramakta, etkin takip ve izleme sistemleri olmadığı için vakaların çoğu yargıya intikal etmemektedir." diye konuştu. 

"Bu ülkede herkese olduğu gibi gazetecilere de baskı var"

Basın özgürlüğü çalışma grubunun sunumu DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren yaptı. "Bu ülkede herkese olduğu gibi gazetecilere de baskı var" diyen Eren, "Ama bugünler geçtiğinde bir gazeteci direnişi de akıllarda kalacak. Her tehdide rağmen gazetecilik yapanlar…" ifadelerini kullandı.