T24 - BDP Grup Başkanı, 31 yıllık sürgünün ardından Türkiye'ye dönen Kemal Burkay'a seslendi. Demirtaş, ''Burkay, bakanlar tarafından karşılanmayı hayra yormamalı'' dedi.
BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş'ın gündeminde, yeni anayasa çalışmaları, YAŞ'a getirilen yeni düzenleme, demokratik özerkliğin ilanıyla ilgili basında çıkan haberler ve Kemal Burkay'ın Türkiye'ye dönüşü vardı.
Demirtaş, 31 yıl süren sürgün hayatının ardından Türkiye'ye dönen Kürt siyasetçi ve yazar Burkay'a çağrıda bulundu.
"İçeride binlerce Kürt siyasetçinin olduğu, yurtdışında sürgünde binlerce Kürt siyasetçinin bulunduğu bir dönemde kendisinin bakanlar tarafından karşılanmasını çok da hayra yormamalıdır. Dikkatli olmalıdır..."
4 Eylül'de yapılacak BDP kongresi hazırlık çalışmaları için Van'a giden Demirtaş burada konuştu.
"Sayın Burkay, halkının mücadelesinin çıkarlarına zarar verecek pozisyonda olmamalıdır" diyen Demirtaş, "Kendisine acizane tavsiyelerde bulunuyoruz. Önümüzdeki günlerde kendisiyle görüşebiliriz. Telefonla da kendisine hoş geldiğini söyledik'' dedi.
'YENİ ANAYASNIN İÇİNDEYİZ'
Yeni anayasa ile ilgili partilerinin de çalışma yürüttüğünü belirten Demirtaş, şöyle konuştu:
''Bizim anayasa hazırlığı için temel görüşümüz şudur; hiçbir parti kendisini anayasa çalışmasının merkezine koymamalıdır. TBMM merkezli olmalıdır. Uzlaşma komisyonu veya komisyonları, anayasa komisyonları bu çalışmayı yürütmelidir.
Her şeyden önce BDP, Mecliste grubu olan bir partidir. Yemin etse de etmese de resmi olarak grubumuz kurulmuştur. 'Meclis dışındaki partilerle sivil toplum örgütleriyle görüşeceğiz ama BDP ile yemin ederlerse görüşürüz' demek nasıl bir demokrasi anlayışıdır?
Biz uzlaşma içinde yeni anayasa yapılması taraftarıyız ve bunu destekleyeceğiz ama bu tür beyanatlar, bu tür yaklaşımlar, süreci geri çeken yaklaşımlardır. Bir anayasa komisyonunun başındaki siyasetçi eğer bu şekilde konuşursa o zihniyetten demokratik bir anayasa çıkmayacağı artık aşağı yukarı anlaşılmış olur. Bu nedenle zihniyetlerini değiştirmelerini tavsiye ediyorum.''
'İKİ MUHTAR OLMAZ AMA AĞA DA OLMAZ'
Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantılarına değinen Demirtaş, şunları söyledi:
''YAŞ toplantılarıyla ilgili düzenlemelerde, doğrusu biz askeri vesayetin son bulması, cunta rejiminin, askeri rejimin, zihniyet olarak da toplum üzerindeki, siyaset üzerindeki etkisinin tümden kalkmasını her zaman savunuruz. Elbette ki Türkiye bu konuda olumlu gelişmeler kaydeden bir yol izlemiştir. Bu son YAŞ toplantıları, tabii ki sivil siyaseti güçlendirmiştir.
Bunu görüyoruz fakat buradan şu anlam çıkmamalıdır; askeri vesayet ortadan kalktığı için doğrudan demokrasiye geçilmiştir anlayışını da biz doğru bulmuyoruz. En kötü sivil yönetim bile cunta yönetimlerinden iyidir.
Bunu görüyoruz ama kimse askeri vesayet zayıfladı diye, yerine sivil bir yönetimin, artık demokrasiyi tüm kurumları ile işlevsel hale getirdiğini savunmamalıdır. Bu nedenle, bir köyde iki muhtar olmaz tabii ki ama bir köyde bir muhtar olacaksa da o muhtar aynı zamanda köyün ağası da olmaz. Köyde tek muhtarın olması o köyde demokrasinin olduğu anlamına gelmez.''
'SİLAH YOLUYLA DEMOKRATİK ÖZERKLİK'
Bazı basın yayın organlarında, ''demokratik özerkliğin silah yoluyla ilan edildiğine'' ilişkin haberlerin yer aldığını hatırlatan Demirtaş, şöyle dedi:
''PKK'nın toplantıya gelip ellerindeki silahları masaya bırakıp, zorla demokratik özerklik ilan ettiklerine dair haberler çıkıyor. Hükümete yakın bir gazetenin bu haberi yaptığını öğrendiğimizde şok olduk. Haberin kaynağını açıklasalar belki daha net konuşuruz. Seçimlerde 2 milyondan fazla insanın demokratik özerkliğe destek verdiği gün gibi aşikar ve ortadayken halen meseleyi çarpıtmaya çalışıyorlar.''