HDP'nin tutuklu yargılanan Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP'nin Roboski anmasında Edirne Cezaevi'nden mektup gönderdi. Yönetmen Ezel Akay'ın okuduğu mesajında Demirtaş, bombaların yağdığı gecenin sabahında gittiği Roboski'de gördüklerini anlattı. Demirtaş mektubunda, "Çok sayıda cenazenin yerde yan yana dizildiği boş bir hastane odasında birkaç dakika cenazelerle baş başa kaldım. Battaniyeye sarılı ölü çocuklar sanki bana şunları söylediler ve sanki ben gerçekten onları duydum. Dediler ki, ‘Bizi öldürdüler başkan, geç kaldınız. Biz hep yoksulduk, hep çalışıyorduk. Vatanımızın tel örgülerle bölünmüş iki parçası arasında ticaret için gidip gelmekti tek suçumuz" dedi.
Roboski'nin 6’ncı yıl dönümü dolayısıyla, HDP İstanbul İl Örgütü tarafından Şişli’de bulunan Kent Kültür Merkezinde anma etkinliği düzenledi.
Etkinliğe HDP’li Meclis Başkanvekili Pervin Buldan, HDP milletvekilleri Hüda Kaya ve Lezgin Botan, eski HDP Milletvekili Hasip Kaplan, Halkların Demokratik Kongresi Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit de katıldı. Anma toplantısında HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Edirne Cezaevi’nden gönderdiği mesaj da okundu.
Demirtaş'ın mektubu şöyle:
İnsanlığın evrensel değerlerini kendi coğrafyamızda da hakim kılabilmek için yürüttüğümüz demokrasi mücadelesinin en önemli unsurlarından biri, geçmişle yüzleşme ve hakikatlerin ortaya çıkarılması konusudur.
Maalesef ki, tarihimiz ve yakın geçmişimiz soykırım, katliam, sürgün ve infazların acılarıyla doludur. Bizler yaşanan bütün acılara rağmen tüm ezilenlerin bir arada özgürce yaşayabilmesi için, bu acıların yarattığı öfkeyi kin ve intikam için kullanmak yerine, öfkemizi özgürlük mücadelemize katık ve gerekçe yapmayı tercih ettik.
"Bizi öldürdüler başkan, geç kaldın" dediler
Ermeni Soykırımı’ndan Dersim Katliamı’na; Maraş, Çorum ve Sivas’tan Roboski, Suruç ve Ankara’ya kadar bütün acıları yüreğimizde hissetmekle birlikte, bu katliamların acılarını hafifletmek ve hesaplaşmak için hakikatle yüzleşmeyi mücadelemizin bir gerekçesi olarak talep etmeye devam edeceğiz. Sorumlular tarih ve yargı önünde hesap verinceye kadar çabalarımızı sürdüreceğiz.
Roboski’de yoksul ve emekçi Kürt çocuklarının savaş uçaklarıyla bombalandığı gecenin sabahında Eşbaşkanımız Gültan Kışanak ile birlikte oradaydık. Hayatım boyunca, mesleğim ve yürüttüğüm mücadele içerisinde çok sayıda ölüme, cenazeye, otopsiye tanıklık ettim. Elbette ateş en çok düştüğü yeri yakıyordu. En çok da katledilenlerin aileleri, yakınları bu acıyı derinden hissediyordu. Ama Roboski Katliamı’nda durum bambaşkaydı. Ateş sadece düştüğü yeri yakmıyordu. Zerre kadar vicdan kırıntısı taşıyan herkes Roboski’ye düşen ateşle yandı, yanıyor.
Katledilen çocukların Uludere Devlet Hastanesi koridorlarında ve odalarında battaniyelere sarılmış mazot kokan cenazelerine tek tek baktım. Çok sayıda cenazenin yerde yan yana dizildiği boş bir hastane odasında birkaç dakika cenazelerle baş başa kaldım. Battaniyeye sarılı ölü çocuklar sanki bana şunları söylediler ve sanki ben gerçekten onları duydum.
Dediler ki, ‘Bizi öldürdüler başkan, geç kaldınız. Biz hep yoksulduk, hep çalışıyorduk. Vatanımızın tel örgülerle bölünmüş iki parçası arasında ticaret için gidip gelmekti tek suçumuz. Vatanımız paramparça, şimdi de biz paramparçayız. Geç kaldınız başkan, geç kaldınız başkan. Biz her zaman yoksulduk, hep öldürülüyorduk. Bak bu sorunları çözemediniz, yine ölen biz olduk. Hoş geldin ama geç kaldınız başkan, geç…’
"Mahcubiyetle, derin bir kederle Roboskili kardeşlerimin başında ağladım"
Belki inanmayacaksınız, ama ben bu sözleri duydum. Mahcubiyetle, derin bir kederle Roboskili kardeşlerimin başında ağladım. Bunun hesabını sormak için de bundan sonra katledilmememiz için de elimden gelenin fazlasını yapma sözünü orada o çocuklara verdim.
Şimdi Edirne Hapishanesi’ndeyim. Sözümün arkasında olduğum için buradayım. Ant olsun ki, Roboski katillerinin hesap vermesi için canımızdan vazgeçeceğiz, ama bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Roboski dağlarında bıraktığımız otuz dört canın, otuz dört yoksul Kürt çocuğunun kutsal emanetlerini yüreğimizde saygıyla taşıyarak dimdik duracağız.
Biliyorum geç kaldık çocuklar, haklısınız. Ne deseniz haklısınız. En az yüz yıl geç kaldık. Ama siz rahat uyuyun. Afrin’den Kobani’ye, Hewler’den Mahabat’a, Botan’dan Amed’e, Serhat’a yüz binlerce yiğit halk evladı, hep birlikte bu geç kalmışlıkla yitirdiklerimizin aziz hatıraları için özgürlük ve barış sözü veriyoruz.
Sizi katledip üstünü örtenlerden, hatıranız için dikilen anıtları sökenlerden, Roboski’nin sağ kalmış çocuklarından, Ferhat’ı zindana atanlardan hesap sormanın en etkili yolu eşit, onurlu ve adil bir barışı getirmektir. Biliyoruz, başaracağız!
Güzel ülkemin öldürülen, hapsedilen, direnen bütün güzel çocuklarına binlerce selam olsun. Hepsinin anısı önünde saygıyla eğiliyor, Roboskili aileleri, bütün halkımızı, dostlarımızı hasretle kucaklıyor, selamlarımı iletiyorum."