HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Öcalan, haksız yere cezaevinde ama kendisiyle İmralı’da görüşmemizde, ‘Kapıyı açsalar, bana çık deseler de çıkmam. Burada bulunma gerekçem ortadan kaldırılmadan İmralı’dan çıkmanın anlamı yok’ dedi” diye konuştu.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Posta Gazetesi Ankara Temsilcisi Hakan Çelik’in sorularını yanıtladı.
Selahattin Demirtaş’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“İmralı’ya ayrı ve özel hukuk uygulanıyor. ‘İmralı Özel Gizli Yönetmeliği’ diye bir şey var. 3,5 yıldır hiçbir avukatı Öcalan ile avukat sıfatıyla görüştürülmedi. Bizim dışımızda başka siyasetçiler ve akil imsamlar gitmek isterse engel çıkarılmamalıdır. Bunlar aşılırsa çözüme katkı sağlar. Abdullah Öcalan, 15 yıldır orada, hukuktan ötürü değil, siyasi nedenlerden ötürü tutuluyor.
‘Soyguncular serbest dolaşıyor’
Türkiye’de soyguncular, katiller, hırsızlar ellerini kollarını sallayarak dolaşırken ülkenin iç barışına katkı sunmak isteyen bir insan 15 yıldır tek kişilik bir odada tutuluyor. Bunun haklı bir tarafı olabilir mi?
Bu süreçte 45 bin insan öldü. Hayatını kaybedenlerden 30 bini Kürt’tü. Peki bu insanları da Öcalan mı öldürdü, onları öldürenler yargılanıp cezaevine girdi mi? Bütün faturanın tek bir insana çıkarılması siyasi çözümü tıkayan mevzudur.
(“Peki ne istiyor, özgür mü kalmayı talep ediyor?” sorusu üzerine) Kendisinin şu anda öyle bir talebi yok. Müzakere yürütmek istiyor. Sivil ve özgürlükçü bir anayasa için adımlar atılmasını istiyor. ‘Beni serbest bırakın, beni affedin’ gibi bir talebi yok. ‘Kapıyı açsalar, bana çık deseler çıkmam. Burada bulunma gerekçem ortadan kaldırılmadan buradan çıkmanın anlamı yok’ diyor.
‘PKK ayrılıkçı hedefi bıraktı’
PKK’nın silahlı mücadelesinin ayrılıkçı hedefi vardı ama 90’lı yıllardan sonra değiştirdi bunu. Öcalan’la 8 defa gidip adada görüştüm, yazılarını okudum. Ayrılıkçı stratejilerinin olmadığını yüzbinlerce defa ortaya koydular, kongre kararıyla ilan ettiler. Öcalan şu anda İmralı’da ülkenin bölünmesini konuşmuyor. Demokrasinin nasıl gelişeceğini, herkesin özgürlüklerine nasıl kavuşacağını konuşuyor. Müzakere süreciyle Türkiye bölünecek demek saçma sapan bir şeydir.”
‘Yerel parlamento istiyoruz’
“Türkiye tek merkezli katı bir devlettir. İstanbul da Kayseri de bu sorunu yaşıyor. İktidara gelirsek, parti olarak, anayasayı değiştirip yerel yönetimlere yetki vereceğiz. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, ulusal savunma, genel maliye hizmetleri, sınır güvenliği, genel yargı hizmetleri konuları dışındaki bütün yetkileri yerellere vereceğiz. Belediye meclislerine yetki ve bütçe vereceğiz. Vergilerin bir kısmının yerellerde kalmasını istiyoruz. Yereldeki halk kendini kültürel, inançsal ve mezhepsel taleplerini yerel yönetimden talep edebilir. Bu bir cemevi açılması olabilir, anadilde eğitimle ilgili bir sınıf açılması olabilir” diyen Demirtaş, Hakan Çelik’in “Yerel parlamento mu talep ediyorsunuz?” o zaman sorusunu “Evet. Özerklik dediğimiz şey ‘öz yönetim’ kavramıdır” diyerek yanıtladı.
‘AKP de cemaat de yargılanmalı’
Selahattin Demitaş, 17-25 Aralık operasyonlarıyla gün yüzüne çıkan AKP – Gülen cemaati kavgasıyla ilgili olarak şunları söyledi:
“AKP çıkıp ‘Biz yanlış yaptık’ desin, özeleştiri yapsın. Samanyolu ve Zaman’a yapılanları tasvip etmiyorum. Ama şu KCK’ya yapılan operasyonları niye itiraf etmiyorlar. Cemattin de AKP’nin de sanık sandalyesine oturması lazım.”