1 Kasım seçimlerinde sandık güvenliğinin sağlanması için Meclis'teki partilere çağrı yapan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Sandıkların taşınması üzerinden korku, panik havası yaymaya çalışıyorlar. Bizim rahat olmamız lazım. AKP’ye, CHP’ye, MHP’ye sesleniyorum; gelin bir araya gelip sandık güvenliğini hep birlikte sağlayalım. Seçim günü en üst düzey yöneticilerimizi gönderelim. Birlikte sandık sandık denetim yapıp, güvenliğini sağlasınlar. Diğer partilerle koordineli eşit bir çalışmaya hazırız" dedi.
Sosyal medya ekibinin hazırladığı programda, sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden yapılan canlı yayında soruları yanıtlayan Selahattin Demirtaş, "Seni başkan yaptırmayacağız dedik ve yaptırmadık. Şimdi artık 'Seni başkan yaptırmayacağız'ın yerine başka bir şey söylememiz lazım" ifadelerini kullandı.
"AKP’ye, CHP’ye, MHP’ye sesleniyorum; gelin sandık güvenliğini hep birlikte sağlayalım"
Demirtaş, YSK’nın birleştirme kararı almasının Anayasa’ya aykırı olacağını söyledi. Sandıkların taşınması ve birleştirilmesine ilişkin ilçe seçim kurulları dışında YSK’nın bir karar almadığını dile getiren Demirtaş, YSK’nın konuya ilişkin bir karar vereceğini söyledi. Önceki seçimlerde 250 bin seçmeni batıdan doğuya taşıdıklarını hatırlatan Demirtaş, “Sandıkların taşınması üzerinden korku panik havası yaymaya çalışıyorlar. Bizim rahat olmamız lazım. AKP’ye, CHP’ye, MHP’ye sesleniyorum; gelin bir araya gelip sandık güvenliğini hep birlikte sağlayalım. Seçim günü en üst düzey yöneticilerimizi gönderelim. Birlikte sandık sandık denetim yapıp, güvenliğini sağlasınlar. Diğer partilerle koordineli eşit bir çalışmaya hazırız” diye konuştu.
150 bin izleyiciye ulaşan sohbet programında Demirtaş, "7 Haziran'dan önce 'Seni başkan yaptırmayacağız' dedik ve yaptırmadık. Şimdi artık 'Seni başkan yaptırmayacağız'ın yerine başka bir şey söylememiz lazım" dedi.
"Ben de gençliğimde YÖK karşıtı eylemlere çok katıldım, gaz yedim"
Eğitimle ilgili bir soruyu yanıtlayan Demirtaş, "Bugün ben Başbakan olsam öğretmenlerin maaşını iki katına çıkarırım. Eğitimci, kirayla, geçim derdiyle boğuşurken nasıl eğitim verecek? Öğretmenlerimizin toplumda, maddi manevi itibarlı hale gelmesi gerekiyor" şeklinde yanıt verdi. Demirtaş, "Söz veriyoruz, iktidara gelir gelmez ilk yapacağımız iş YÖK'ü kaldırmaktır. Ben de gençliğimde YÖK karşıtı eylemlere çok katıldım, gaz yedim" ifadelerini kullandı.
"Cumhurbaşkanı'nın saldırgan tutumunun nedeni topluma özgürlük vadetmemizdir"
Selahattin Demirtaş, Alevilerin sorunları ve zaman zaman bağlama çalması ile ilgili soruya şu yanıtı verdi:
"İnanç, din, yaşam tarzı mevzuları bizim açımızdan çoğulcu demokrasinin temel ilkesidir. Bu Alevi toplumu için de geçerlidir. Bir inancın haklarını savunmak için kendimizi o inanca yakın hissetmemiz de gerekmiyor. İnsan olmak gerekiyor bunun için. Asgari insanlık şartıdır bu. Sadece Alevilik mevzusu değil bu. Bağlama konusuna gelince... Bağlama Anadolu'da yaygın olan bir enstrümandır. Bağlama aracılığıyla toplum yıllarca kendi arasında iletişim kurdu. İnançlarını, görüşlerini, duygularını nesilden nesile taşıdı. Ben bu anlamda bağlamayı çok seviyorum. Dikkat ederseniz Saray'ın en nefret ettiği şeylerin başında geliyor bağlama. Çünkü bağlamanın bu yönüne tahammül edemiyor. Cumhurbaşkanı'nın saldırgan tutumunun nedeni topluma özgürlük vadetmemizdir. "
"Hiçbir parti ile iletişim yollarını kapalı tutmayacağız"
Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
(CHP'yle koalisyon) Sadece CHP ile koalisyon değil, biz hiçbir parti ile iletişim yollarını kapalı tutmayacağız. Keşke AKP dışında güçlü bir demokratik seçenek çıkarabilsek. Bu topluma da olan sorumluluğumuzdur aynı zamanda.
(Güvenlik) Hepimiz bir gün öleceğiz. Ama can güvenliğimiz için de tabii ki tedbirler alıyoruz. Ölüm korkusunu yenmeden böyle bir alanda siyaset yapmak mümkün değil. Biz gerekli tedbirlerimizi alarak çalışma yürütüyoruz.
(Seçimler) 1 Kasım'dan sonra büyük ihtimalle yeniden bir koalisyon ihtimali görüyorum. Senaryoyu yüzde yüz kestirmek kolay değil ama artık bu defa koalisyon kurulacaktır. Saray bu kez engelleyemez. Koalisyonda hangi partiler olur bilemem ama biz de üzerimize düşeni yapacağız. Biz ülkemizi hep birlikte yönetelim duygusunu geliştirir, bunu pratikte başarırsak birilerinin A-B-C planları devre dışı kalır. Bu da siyasilerin ilkeleri doğrultusunda ısrarcı olmalarına bağlıdır. Davutoğlu seçimden sonra kalır mı gider mi bilmem ama AKP'nin başında kim olursa olsun, Saray'ın tahakkümüyle Türkiye'yi yönetemez.