Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Türkiye'de açılım tartışmasının birtakım çevreleri beklentiye, birtakım çevreleri de sıkıntıya soktuğunu belirterek, ''Ne açılacaksa görülecek. O zaman beklentiye giren çevreler beklediklerini bulmazsa hayal kırıklığına uğrayacaklar veya şimdiden şu veya bu şekilde gerginliğe girmiş bulunan birtakım çevreler de onları çok bulacak ve bu defa başka türlü gerginlikler olacak. Birisi az, birisi çok bulacak. Birleştirelim, bütünleştirelim derken çatlatmış olacaksınız'' dedi.
Süleyman Demirel, Güniz Sokak'taki konutunda AA muhabirinin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
''Demokratik açılım'' çalışmalarıyla ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine Demirel, bugüne kadar bu konuda hiçbir değerlendirme yapmadığını, değerlendirme yapacak durumda olmadığını söyledi.
Demirel, şöyle konuştu:
''(Açılım) tek başına bana bir şey söylemiyor. Ne yapılmak isteniyor ve nereye varılmak isteniyor, bunlar söyleniyor. Varılmak istenen yer, Türkiye'de kan dökülmesi dursun. Bunu istemeyen kimse yoktur Türkiye'de. Mühim olan mesele, ne yaparsanız kan duracaktır, bu söylenmiyor. Bu söylenmediği için de ben bir değerlendirme yapmıyorum.
Aslında bütün bu çağrıların, 'kan dursun', muhatabı da belli değil. Kan dökenlere 'kan dökmeyi durdurun' demekle durdurmaları mümkün değil. Eğer 'kan dursun' diye bunu devlete, devletin kuvvetlerine diyorsanız onların ellerinde böyle bir imkan yoktur. Çünkü onlar nerede güç kullanacaklardır, nerede kullanmayacaklardır kanunlarla bağlıdırlar. O zaman tartışılacak çok fazla bir şey görmüyorum ben ama eğer bu açılım, süreç meselesini ortaya atıp da 'tam büyük bir fırsat çıktı, şu büyük meseleyi çözelim' şeklinde bir intiba aylarca önce halkımıza verenlerin 'bu fırsat, sorun nedir, neyi yaparsanız bu sorun çözülmüş olur' bunu söylemeleri lazım. Söylerlerse biz de söyleriz. Bu çok önemli bir mesele. Ülkede huzur ve sükunu istemeyen kimse yok, herkes istiyor. İstemek yetmiyor. Bu zamana kadar bunun için birçok gayretler sarf edilmiş ama hala huzursuzluk var ve nasıl yapılacağını, ne yapılırsa huzura kavuşacağını bilirse millet destek olur.''
'Birisi az, birisi çok bulacak'
''Demokratik açılım'' sürecinde yaşanan tartışmaları nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine de Demirel, bunun kişilere bağlı olduğunu ve ölçüsü bulunmadığını söyledi. Demirel, ''Onları tanzim etmek mümkün değil. 'Filanca zat çok sert konuşuyor böyle konuşmasın, filanca zat çok yumuşak konuşuyor biraz daha sert konuşsun' demek mümkün değil. Siyasette üslubu kişiden ayıramazsınız'' değerlendirmesinde bulundu.
Demirel, şunları kaydetti:
''Türkiye'de açılım tartışması birtakım çevreleri beklentiye soktu. Birtakım çevreleri de sıkıntıya soktu. Ne açılacaksa görülecek. O zaman beklentiye giren çevreler beklediklerini bulmazsa hayal kırıklığına uğrayacaklar veya şimdiden şu veya bu şekilde gerginliğe girmiş bulunan birtakım kişiler, çevreler de onları çok bulacak ve bu defa başka türlü gerginlikler olacak. Birisi az, birisi çok bulacak. Birleştirelim, bütünleştirelim derken çatlatmış olacaksınız. Böyle mahsurlar görürüm.''
'Azerbaycan'a karşı verilmiş sözler var'
Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde yaşanan gelişmelerle ilgili soruları da yanıtlayan Demirel, Türkiye'nin, SSCB'nin dağılmasının ardından Ermenistan'ı tanıdığını ve kendisinin de o dönemde başbakanlık yaptığını anımsattı. Ermenistan'ın bir süre sonra Azerbaycan'ın bazı eyaletlerini işgal ettiğini, bu gelişme üzerine de sınırların kapatıldığını kaydeden Demirel, şöyle devam etti:
''Ermenistan ile Türkiye münasebetlerinin düzelmesini istemeyen Türkiye'de yoktur. Fakat 'Bu neden kapandı'ya bakmak lazım. Kapanma sebebi ortadan kalkmış mı ki? 'Hayır ama zaman içinde kalkar' dediğiniz yerde Azerbaycan devletine ve halkına karşı verdiğimiz sözler var. Parlamentolarına gidip verdiğimiz sözler var. Bu sözleri tutmazsak incitici olur.
Bunu nasıl ayarlayacaklar resmi kişiler bilmiyorum ama imzalayıp Meclis'e götürüp orada bırakmak suretiyle, yine hudut açılmamış olur. Protokoller imzalanmış olur gibi bir siyasi manevraya sapabilirler ama hudut açılmamış olur. Hududun açılacağı ise uluslararası kamuoyuna vadedilmiştir. Bir beklentiye sokulmuştur uluslararası kamuoyu.''
Azerbaycan'a verilen güvencelere ilişkin soru üzerine de Demirel, ''Devlet adamları bir güvence verirlerse bunu tutmazlar diye bir şüpheye girmek yanlış olur. Yalnız bugünden bunu tutarlar demek de birtakım tereddütleri içeriyor. Bekleyip görmek lazım'' dedi.