Gündem

Dekan açıkladı: Uyuşturucu Çalıştayı'nda bir sürü söz söyleyen adam 3 kilo esrarla yakalandı

"Koşturuyorum, terletiyorum, uyuşturucu bağımlılığını tedavi ediyorum' diye ailelerden binler alıyorlar"

23 Mart 2018 15:59

TBMM Madde Bağımlılığı Komisyonu’nda, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Ankara Valiliği'ndeki uyuşturucu kuruluna bir dernek adına gelen kişinin bir sürü söz söylediğini, ancaka rdından 3 kilo toz esrarla yakalandığını söyledi. Yapılan bir araştırmada uyuşturucuyu bir kez deneyen kişilerin yüzde 70'inin madde kullanımına devam ettiğini belirten İlhan, “Koşturuyorum, terletiyorum, uyuşturucu bağımlılığını tedavi ediyorum’ diyen dernekler var ve yoksul bir aile gitmiş buraya bin lira, 2.000 lira, 3.000 lira kaptırmış” diye anlattı.

Prof. Necmi İlhan’ın komisyon  konuşmasından bazı bölümler şöyle:

GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ DEKANI PROF. DR. MUSTAFA NECMİ İLHAN – Öncelikle tabii standart getirmemiz gerekiyor. Esas benim de ifade etmeye çalıştığım bu. Çok fazla miktarda sivil toplum kuruluşu var ve bunların koordinasyonu gibi bir sorun yaşıyoruz. Gerçekten burada bir akreditasyondan bahsetmek söz konusu olabilir. Bugün, biz üniversitelerimizin eğitim programlarını bile akredite ediyoruz. Tıp eğitimini akredite ediyoruz, mühendislik eğitimini akredite ediyoruz. Böyle bir standart getirilebilir. Hele ki sağlık hizmeti sunduğunu iddia eden ya da sağlık hizmeti sunan derneklerimiz varsa yani işte çok duyuyoruz, çok üzülerek bunu söylemek istiyorum: “Koşturuyorum, terletiyorum, uyuşturucu bağımlılığını tedavi ediyorum.” diyen dernekler var ve gerçekten içler acısı durumlarla bizde karşılaşıyoruz. Şöyle: Aile gitmiş buraya bin lira kaptırmış, 2.000 lira, 3.000 lira, yoksul bir aile. O yüzden, burada, Sağlık Bakanlığımızın bence çok önemli görevi olduğunu düşünüyorum, ki Sağlık Bakanlığımız bu konuda aslında iyi çalışıyor. Şöyle ki: Tedavi yetkisi tamamen Sağlık Bakanlığında.

Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğünden veya Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğünden zaten yetki almadan böyle bir şekilde ortaya çıkmamak gerekiyor. Bu izin alma mekanizması gerçekten çok önemli. Burada, Sağlık Bakanlığımızın bünyesinde İl Sağlık Müdürlüğümüzün mutlaka resmî izin vermesi veyahut da yapılan tedavinin standart olup olmadığını göz önünde bulundurması gerekiyor. Zira, bağımlılık bir halk sağlığı sorunu ve tıbbi bir sorun, bundan hepimiz hemfikiriz. Bağımlılık tıbbi tedavi olmadan tedavi edilmez. Kuşkusuz çeşitli motivasyon kaynakları var: İnanç sistemi, değerler sistemi, bağımlılığın tedavisine inanmak bile aslında tedavi olmak için önemli kriterler ancak bunun tıbbi bir sorun olduğunu, tıbbi sorunun da tüm sorunlarda olduğu gibi hekimler dışında tedavi edilmeyeceğini ifade etmemiz gerekiyor. Bu konuda sonuna kadar size katılıyorum efendim.

Bunun ötesinde, derneklerin hizmetleri, herkes koruma önlemede hizmet vermeye çalışıyor, eğitim yapmaya çalışıyor. Demin de arz ettiğim gibien büyüğünden en küçüğüne pek çok kamu kurumuyla temas hâlindeyiz, görüyorum; derneklerin verilen eğitimlerinin pek çoğunun istenen düzeyde olmadığını çok rahatlıkla söyleyebiliyoruz. Belki bunun için de İçişleri Bakanlığımız bünyesinde bir akreditasyon merkezi kurulabilir dernekler masasında. Üniversite, kamu kurumları bir arada -Başbakanlığın zaten medya gibi bir bileşeni var efendim, biliyorsunuz – bunlar bir araya getirilerek bir akreditasyon üzerinden gidebilir. Kuşkusuz, yine burada çalışacak kişiler yani akreditasyonu verecek kişiler içinde STK’lardan da temsilci olması, kamudan da temsilci olması, akademiden de temsilci olması gerektiğine inanıyorum çünkü aksi hâlde hiç istemediğ imiz yönlere gidebiliyor uyuşturucuyla ilgili mücadele. Ankara'da bir dernek vardı, ismini şimdi hatırlayamıyorum ama Ankara Valiliğinin bir uyuşturucu kurulunda gelip bize bir sürü söz söylemişti Sayın Valimize, vali yardımcılarımıza, biz akademisyenlere. Adama daha sonra yanında 3 kilo toz esrar, Captagon, şunla bunla yakalandı. Gerçekten bunun ticaretini yapanlar da var. O yüzden, bence burada devletimizin çok iyi şeyler yapabileceğine inanıyorum.

"Japonya gençleri tamamen spora yönlendiriyor"

Avrupa’da artıyor, şöyle: Yüzde 25 bir rakam var, benim de söylediğim o yani Avrupa’daki her şey aslında bize uymuyor ama Afganistan’daki de uymuyor inanın. Orada da farklı bir strateji yok, iletişim stratejisi yok örneğin Doğu'da daha çok. Japonya belki bu konuda uyuşturucunun en az olduğu ülkelerden birisi biliyorsunuz, hemen hiç yok diyebiliriz Japonya'da uyuşturucu. Japonya burada, gençleri tamamen aslında spora yönlendirmekte, sanata yönlendirmekte, kendi değerlerine yönlendirmekte başarılı oluyor. Hani belki bu strateji biraz daha ön plana çıkartılabilir yoksa benim kişisel olarak gözlediğim, İngiltere'de, Avrupa'da Fransa'da, Çekoslovakya'da bunun dışında başka bir iletişim stratejisi yok.
Aile, sivil toplum kuruluşları, kamu ve medyanın işbirliğinin en çok gerekli olduğu alan burasıdır. Yapılan araştırmada uyuşturucu maddeyi bir kez deneyen kişilerin yüzde 70'inin madde kullanımına  devam ettiği saptanmıştır. Birinci koruma önlemi olarak uyuşturucu kullanımına hiç başlanmamasının önemi karşımıza çıkıyor.