Gündem

Defne Samyeli parti kurmak istiyormuş

AKP'ye üye olduğu ileri sürülen Defne Samyeli, geleceğe dair düşüncelerini açıkladı: Bakarsınız, parti kurarım.

02 Mart 2009 02:00

Defne Samyeli’nin Emine Erdoğan ile birlikte katıldığı Katar gezisinin ardından AKP’ye üye olduğu ileri sürüldü. Hatta bu yolla ‘işadamı kocasına iktidardan proje kapmaya çalışıyor’ iddiaları ortaya atıldı. Samyeli bunları Ayşe Arman’a yalanladı. Ve geleceğe dair düşüncelerini açıkladı. Bunlardan biri de siyasi parti kurmak. İşte Arman’ın o röportajı:

Dışişleri bakanı olmak istiyorum

Tebrikler, AKP’ye üye olmuşsunuz!

Alakası yok.

Valla ben gazetelerin yalancısıyım, Akşam’da böyle bir haber çıktı.

Ben de açıklama yolladım. "Muhabir arkadaşın kendi yorumudur, böyle bir şey yok" diye.

Uydurmuş mu yani?

Hayır efendim, daha fenası: Yalan haber yapmış! Ben AKP’ye üye olacağım ve bu gizli kalacak öyle mi? Bunun bir yemin töreni olmaz mı? Rozet filan takılmaz mı? Tamamen çıldırmışlar.

Peki olayın aslı nedir?

Emine Erdoğan ve Nimet Çubukçu ile Katar gezisine gittim, izlenimlerimi de Güneş’teki köşeme yazdım. Mesele bundan ibaret.

Evet Emine Erdoğan’la ilgili "Bize annelik yaptı" diye yazdınız...

Doğru, çünkü yaptı...

Ne yaptı mesela?

Türkiye’den gelen 50-60 işkadınını Katar Emiri’nin eşi Şeyha Mozah’a bizzat o tanıttı. Bundan çok etkilendim...

Başka?

Gerisi onun özeline giriyor, iznini almadan bir üçüncü kişiye anlatamam.

Kimler katıldı söz konusu geziye?

Tülin Demirören’den Biricik Suden’e kadar pek çok kadın. KAGİDER üyeleri de ağırlıklı olarak oradaydılar. Gazeteci olarak da Nuray Mert, Ayşe Böhürler ve ben...

Emine Erdoğan’ı gerçekten içten, şefkatli ve sıcak mı buldunuz?

Hem de çok. Bunda bir tuhaflık mı var?

Hayır ama "iktidar" söz konusu ya, "yağ" olarak algılayanlar oldu...

Bunu esefle karşılıyorum. Benim AK Parti’yi eleştiren bir sürü yazım var, o zaman iyiydim de, şimdi mi kötüyüm?

"Tanıdığım en mütevazı başbakan eşi" diyorsunuz. Kiminle kıyaslıyorsunuz, Semra Özal mı, Berna Yılmaz’la mı?

Buna da cevap vermek istemiyorum. Ben yazacağımı yazdım, kim nasıl istiyorsa öyle algılasın. Ama gerçekten çok mütevazıydı, aynı şekilde kızı Sümeyye de. Başbakan kızı olduğunu anlamıyorsunuz bile. Kendini asla öyle tanıtmıyor.

Bir de "Kendisi de kızları da kraliyet görüntüsü vermemeye azami dikkat gösteriyorlar" diye yazmışsınız. Başbakanlığın kraliyetle ne alakası var?

Ne yazık ki Doğu toplumlarında bir debdebe, bir şaşaa oluyor. Emine Hanım’da ve kızlarında bu yoktu. Uçaktan inişleri, her şeyleri son derece normaldi. Tek yaptığım bunları dile getirmek, ama günlerdir hakkımızda söylenmedik şey kalmadı.

İnsan, 14 Şubat Sevgililer Günü’nde oraya niye gider?

Nasıl yani?

Ben o gün Katar’da olacağıma, sevgilimle olmayı tercih ederim...

Valla, sen soruncaya kadar o günün Sevgililer Günü olduğunun farkında bile değildim. Eren yurt dışındaydı. Zaten ikimizin de birlikte olduğu günler çok sayılı, ya o seyahat ediyor, ya ben.

Alınmadı mı?

Yok canım. Bizim14 yılımız dolmak üzere. O kadar çok şey atlattık ki birlikte, inanılmaz kenetlendik, başkalarının koyduğu tarihler çok da önemli değil bizim için.

Siz, Tansu Çiller’e de "Anneciğim" dermişsiniz, doğru mu?

Deli misin? Külliyen yalan. Hayatımda böyle bir şey demedim.

Peki "İşadamı kocasına iktidardan proje kapmaya çalışıyor!" diyenlere cevabınız ne?

Kafasından bunları geçirenleri Allah’a havale ediyorum! 2.5 yıldır İslam ülkelerindeki kadınlar üzerine yoğunlaşıyorum, 4 ayrı televizyon projesi için çalışıyorum. Ortaklarım da Amerikalı. Emine Hanım’la Katar’a gittim diye bunları yapanlar, kim bilir o programlara neler diyecekler. Tüm bunlar asıl Eren’e haksızlık. Canla başla, GS stadını bitirmeye çalışıyor. Kocamın yanlış bulduğum tek yanı, çok iyi niyetli ve cesur olması. O "Bu işi yaparım" dediğinde ortada kriz- mriz yoktu. Şimdi var. Yine de mucizeler gerçekleştiriyor. İktidardan destek arayışı filan da söz konusu değil. Katar gezisini Eren’e bağlamak tamamen kötü niyet.

"Erdoğan’ın damadının televizyonuna göz dikti, o yüzden methiyeler düzüyor" lafları da uçuştu havada...

Bu da fena. Tekrar iş bulmak gibi bir derdim hiç olmadı. Zaten aklına gelebilecek her yerden teklif geldi. 17 yıllık tecrübem var, çok da iyi bir eğitimim, benim gibiler ağaçta yetişmiyor, iş bulmak için birileriyle yakın olmaya ihtiyacım yok. Zaten önümüzdeki günlerde CNN Türk’te başlıyorum.

Bu arada siyasete girmek istediğinizi söylüyorsunuz..

Evet ama 10 yıl sonra. O zaman AK Parti kalır mı ya da Türkiye’de nasıl partiler olur, bunları şimdiden kestirmeye olanak yok. Bakarsın, parti kurarım. Ben gelecekte bu ülkenin Dışişleri Bakanı olmak istiyorum.

Eşiniz artık içki içmiyor, Ortadoğu ile iş yapıyor, sakal bırakıyor, Kuran okuyor, e bir de sizin Katar geziniz, Emine Erdoğan hakkında yazdıklarınız, bunların hepsini üst üste koyunca...

Tamamen nasıl düşündüğünüzle alakalı... Eren’in ilk ortakları Musevi kimliklerinin altını çizen Amerikalılardı, yürümedi o iş gerçi, ama ya yürüseydi? Körfez ülkelerini yatırımcı olarak Türkiye’ye çekebilmek önemli değil mi? Eren bunu yapıyor. Ve büyük başarılara imza atıyor. Kocamla gurur duyuyorum, içkiyi bırakmasına gelince, tamamen sağlık nedenleriyle ilgili. İyi ki de bıraktı, çok daha yakışıklı ve fit bir adam oldu...