HÜLYA KARABAĞLI - T24/Ankara
Türkiye, polis ablukasıyla dövülen vatandaşı konuşurken, dayak atan polis ve jandarmanın hak ihlalinin bürokratlar tarafından incelenmesini öngören düzenleme CHP ve BDP’nin muhalefet şerhleriyle İçişleri Komisyonu’ndan geçti.
Kısa sürede Genel Kurula getirilmesi beklenen tasarı "Kolluk Gözetim Komisyonu" kurulmasını öngörüyor. Ancak, polis ve jandarmanın insan hakkı ihlallerini bağımsız denetime açamıyor.
Gözetim komisyonunun üye çoğunluğu bakanlık bürokratlarından oluşuyor. Komisyonun başında ise İçişleri Bakanlığı Müsteşarı var. Gözetim komisyonu üyeleri, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanı, Kurul Başkanı (İçişleri Teftiş Kurulu Başkanı), Bakanlık 1. Hukuk Müşaviri ve Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürü.
Komisyon’daki sivil üyeleri de hükümet seçiyor. Üniversitelerin ceza ve ceza usul hukuku öğretim üyeleri arasından İçişleri Bakanlığı’nın teklif edeceği üç aday arasından, diğeri ise Baro başkanı seçilme yeterliği olan serbest avukatlar içindeki Adalet Bakanının teklif edeceği üç aday arasından ‘Bakanlar Kurulu’nca seçiliyor.
İçişleri Komisyonu’ndan geçen tasarıya, CHP’den Ali Serindağ, Celal Dinçer, Mehmet Kesimoğlu, BDP’den Sırrı Süreyya Önder muhalefet şerhi koydu.
CHP: Göz boyama düzenlemesi
Tasarının birçok maddesine karşı çıkan CHP, “Yasak savmacılık, karşıtı cezalandırma, yandaşı aklama zihniyeti pek çok konunda olduğu gibi bu kanunu maddelerinin hazırlanışında da sergilenen temel tutum olarak karşımıza çıkmıştır” dedi.
Düzenlemenin AB kapsamında yapıldığına dikkat çeken CHP’den yapılan açıklamada, “AB ve AİHM’e uyum sağlanması mümkün değildir. Yetkisi ve yaptırım gücü olmayan bu kurul göz boyamacılıktan öteye geçemeyecek” denildi.
BDP: AİHM’e açılan davalarda dünya ikincisiyiz
Komisyon üyesi BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, muhalefet şerhinde Türkiye’nin hak ihlallerinin bir manzarasını çizdi.
Türkiye, 2011 yılında AİHM’e açılan davalarda dünya ikinci. Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2009 yılında işkence ve eziyet suçlarından 707, 2010 yılında 755 kişi hakkında dava açıldı. BDP’li Önder, tasarının, komisyon bağımsızlığını güvence altına almadığına dikkat çekti ve “İnsan hakları ihlallerinin temel sorumlusunun devletler ve hükümetler olması, ihlalleri önlemeye, haklı korumaya yönelik olarak oluşturacak kadronun da mutlak surette devletin yönetim hiyerarşisinden bağımsız onu dışarıdan gözlemleyebilen ve denetleyebilen bir örgütlenme modeline sahip olması gerekirdi” diye konuştu.