Kurucuları arasında yer aldığı AKP'den istifa ederek Gelecek Partisi'ni kuran Ahmet Davutoğlu, 2015'teki olağan AKP kongresinde Erdoğan'ın hazırlattığı tek listeye karşı "Olağan kongrede ısrar edip kendi listemi kongreye götürmeliydim" açıklamasını yaptı.
Gazeteci-yazar Murat Yetkin, Davutoğlu ile görüşmesini kaleme aldı. Yetkin, "Davutoğlu’nun 'Keşke yapmasaydım' dediği konu, 12 Eylül 2015 olağan kongre öncesinde Yüksekova ve Iğdır’da otuzu aşkın güvenlik görevlisinin şehit edildiği terör saldırıları dolayısıyla gittiği bölgeden Ankara’ya dönüp AK Parti Kongresinde tek liste olarak çıkacak adayların -Erdoğan’ın talimatıyla- çoktan hazırlanmış olduğunu görünce, bunu kabullenmiş olması." ifadesini kullandı.
Davutoğlu, "Orada bitmişti aslında. Ama listede, benim de listeye alacağım arkadaşların çoğunlukta olduğunu görünce karşı çıkmadım. Ülke sathında yürütülen terörle mücadele kritik bir aşama içindeyken ve 1 Kasım seçimlerine giderken iki adaylı bir kongre mücadelesi ile partide bölünmüşlük görüntüsü vermek istemedim. Kongre listesinin Erdoğan’ın talimatıyla hazırlandığını gördüm. Arkadaşlara güvenimde yanıldığımı parti içi darbede fark ettim. Siyasetin bu kadar ilkesizleşeceğini tahmin edemezdim. Olağan kongrede ısrar edip kendi listemi kongreye götürmeliydim.” diye konuştu.
Davutoğlu, "Ancak o listede olan ve benim de güvendiğim arkadaşlara güvenimde yanıldığımı 29 Nisan 2016’da MKYK’da düzenlenen parti-içi darbede fark ettim. 12 Eylül 2015’te yapılan olağan kongrede ısrar edip, kendi listemi Kongreye götürmeliydim. Ancak siyasetin bu kadar ilkesizleşeceğini ve şahsiyetlerine güvendiğim arkadaşlarımın bir talimatla inanmadıkları bir metne imza atacaklarını hesap edemedim, edemezdim de. Bu sözün bittiği bir noktadır.” dedi.
Yetkin yazısında şunları kaydetti:
O gün seçilen Parti listesi birkaç ay sonra Davutoğlu’nun altını oyup tasfiye edecekti. Sözünü bu defa müsaadeyle kesip. “Siz terörle mücadele için Anadolu’da şehit cenazelerine katılırken bu listeyi kim hazırladı?" diye sordum. “Herkesçe malum bir konu” dedi. “Ama kim?” diye üsteledim, “Bilinen hikâye büyük ölçüde doğru, “Tayyip [Erdoğan] Beyin bilgisi altında” Binali [Yıldırım] Bey” dedi.
Yazının devamı için tıklayın