Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 5 Ocak'ta kabineye başkanlık yapacağı yönündeki iddialarla ilgili olarak "5 Ocak'ta öyle bir toplantı yok" dedi.
Davutoğlu, “Terör örgütü ve mensuplarına yardım etmek” suçundan Devrimci Karargâh Davası’nda aldığı cezanın 5 yıl 7 aylık kısmı onanan eski emniyet müdürü Hanefi Avcı hakkında da, "Eğer o kitabı yazmasaydı Hanefi Avcı, acaba terör örgütü olarak suçlanır mıydı? Diyelim ki paralel yapı başarıya ulaşsaydı, biz de Avcı gibi suçlanacaktık. Zaten bu yola çıkan akibetini bilip çıkar" dedi.
Davutoğlu A Haber canlı yayınında gündeme dair konuştu.
Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
Çözüm süreci
"HDP ile ortak açıklama şart değil ama olabilir de. Her ayaküstü açıklamayla yürüyen süreci olumsuz etkilememesi gerekir. Bizim tarafımızdan kimin yapacağı neti disiplin var. Aynı şeyinde HDP tarafında da olması lazım.
Hiç konuşulmamış konular sanki konuşulmuş gibi yansıtılıyor. İmalı da olsa bir tehdit dili kullanılamaz. Bundan rahatsızlık duyan da en çok bölge halkı. Bazı şartlar yerine getirilirse silah kullanılmayacak gibi sözler sürece fayda vermez.
Muhalefet, şimdiye kadar kendileriyle hangi bilgiyi konuşsak, süreci dumura uğratmak için kullandılar. Sonuçta bu, ülkenin kaderi. İyi niyet ve ciddiyet görürsek vakti gelirse bunlar elbette paylaşılır. Bir çözüm yarın sabah olacaksa, yarın sabah bile geçtir."
Genel af yok
Genel affın gündemlerin de olmadığını belirten Davutoğlu, "İç Güvenlik Paketi, sadece HDP'yi ilgilendiren bir konu değil. Ülkenin her yeri için bir paket bu. Paketin özgürlükleri koruması da şurdan geliyor; bir grup gösteri hakkını molotof atma haline dönüştürüyorsa burada diğer vatandaşların özgürlüklerini kısıtlayan bir durum vardır. Molotokokteylini bir insan niye eline alır" diye konuştu.
Hanefi Avcı hakkındaki cezanın onanması hakkında değerlednirmede bulundan Davutoğlu, "Eğer o kitabı yazmasaydı Hanefi Avcı, acaba terör örgütü olarak suçlanır mıydı? Diyelim ki paralel yapı başarıya ulaşsaydı, biz de Avcı gibi suçlanacaktık. Zaten bu yola çıkan akibetini bilip çıkar" dedi.
Davutoğlu "Darbeyi 10 Ağustos'ta yapacaklardı. 30 Mart'ta kurtulmak istediler, başaramadılar. Başka bir cumhurbaşkanı getirmek istediler. 2015 seçimleri en önemli seçimlerden biri olacak" diye konuştu.
16 yaşındaki çocuğun tutuklanması
Dosyanın detayını bulmiyorum ama Cumhurbaşkanı'na hakaret bir hukuki süreçtir ve soruşturmayı gerektirir. Son zamanlarda cumhurbaşkanımıza hakaret öyle bir noktaya getirildi ki çouklarımıza da kötü örnek oldu. Şunu mazur mu göreceğiz; Cumhurbaşkanlığı makamına hakaret doğru değildir. Büyüklerde hakaret yaygınlaşınca çouklara kadar sirayet ediyor. Şu hakaret dilini bir terk etsek. Bundan üç dört gün önce bir gazete beim kızım ile ilgili manşet atıldı. Sırp Başbakanın çocuğu olduğu için linç edilircesine yalan yanlış bir haber yapmak nasıl bir şeydir? Ayrıca ben çocuğumu özel bir muamele yapsam özel okula gönderirim. Bir dergi yalan bir haberi neden basar? Tekzip gönderdiğimizde neden yayınlamaz? Başbakan Çocuğu olmak orada yaşayan travmayı mazur gösterir mi? İsyan ediyorum. Çocuğun bir gözyaşına dünyayı feda ederiz. Bu yayını yapanlardan özür bekliyorum.
Tukuklanan gençle oturup konuşmak isterdim. Mesele şu niye 16 yaşındaki bir çocuk cumhurbaşkanına hakaret etsin? Hepimizin buna itina göstermesi lazım.
ABD’nin uluşlararası kurallara uymasını bekleriz
(Gülen’e kırmızı bülten) Hukuk devletinde kimsenin imtiyazı yoktur. Herhangi bir işlem ile ilgili yargı ne istiyorsa o yapılır. Misalen ‘Mehmet Kaya’ için ne yapılırsa, Fethullah Gülen ile ilgili de o yapılır. Normal süreç ne ise o işler, herkes de hesabını verir. ABD’nin tepki koyması falan, ülkeler arasında akti anlaşmalar vardır. ABD’nin de bu kurallara uymasını bekleriz. TİB’in yeniden yapılandırılması zaruridir. Siber güvenlik dahil her türlü güvenlik işlemleri yapılacak. Özeleştiri yapıyoruz. O dönemde böyle insanlara izin verilmiştir. Artık yasal olmayan dinlemelere kesinlikle izin verilmeyecektir.
Komisyon’a müdahil olmadım olmam da
(Dört eski Bakan ile ilgili) Eğer bir yolsuzluk varsa kim tarafından yapılırsa yapılsın bunun karşısında oluruz. Eğer birisi yanlış yapmışsa o yanlışın takip edileceği bir süreç vardır. Bu dört arkadaşımız için söylüyorum. Onlar ile ilgili bir hukuki süreç. Ne varsa ortaya çıksın diye bir komisyon kuruldu. Ben de bu komisyona asla müdahale etmedim. Açık net tavrımız budur. Bir şeylerin örtülmesi gibi bir şey söz konusu değildir. Komisyon ne sonuca ulaşırsa ulaşsın,17 Aralık’ın darbe girişimlerinin bir halkası olduğunu değiştirmez. Belgelendirilmiş bir yolsuzluk dosyası önümüze gelirse, kardeşim olsa gözünün yaşına bakmam. Bu komisyon çalışmalarına müdahil olmadım, olmayacağım da. Kim olursa olsun hesap sorulacak.
Hakaret dilini bir terk etsek
Hakaret bir suçtur. Hangi şartlarda, ne söyledi onu bilmiyorum. Çocuk olması üzüntü verici. Bir tahrikle yönlendirildiyse onun araştırılması lazım. Son zamanlarda cumhurbaşkanımıza hakaret öyle bir noktaya getirildi ki muhalefet tarafından, çocuklara kötü örnek oluyor. Toplumsal hayatta en çok üzen olay beni. Şunu mazur mu göreceğiz. Cumhurbaşkanlığı makamına hakaret etmek doğru mu? Çocuk olması üzüntü verici ama bir hukuki süreç olması lazım, serbest bırakılmış işte. Hepimizin bu konuda duyarlı olması lazım. Şu hakaret dilini bir terk etsek.
O çocukla konuşmak isterim
Madem çocuk dendi, bunu zikretmeyecektim ama evladıma söz vermiştim. Bir gazetede manşet atıldı. ‘Kötü not verdiği için hocanın okulu değiştirildi’ denildi. Yalan iftira bir haberi yapmak nasıl bir ahlaktır. Kesinlikle böyle bir olay yok, benim haberim yok. Bir yetkili gidip konuşmuş değil. Özel bir muamele yapsam özel okula gönderirim. Hukuki olarak gereğini yapacağız. Başbakan çocuğu olmak suç mu? Yüreğime dokunduğu için söylüyorum. Bizim o çocuk, çocuk değil mi? Başbakan çocuğu olmak orada olan travmayı mazur gösterir mi? İsyan ediyorum. Bir özür bekliyorum bu yayını yapanlardan. Ben o oğlumuzla da konuşmak isterim. Bir amcası olarak çağrım olabilir. Şunu sorarım: ‘evladım sen niye hakaret ettin, Cumhurbaşkanımızla ne meselen var.’ 16 yaşındaki çocuk neden Cumhurbaşkanımıza hakaret etsin.”
Cumhurbaşkanı'nın Bakanlar Kurulu'na başkanlık edeceği iddiaları
Davutoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 5 Ocak'ta Bakanlar Kurulu'na başkanlık edeceği yönündeki iddialarla ilgili olarak da "5 Ocak'ta böyle bir toplantı yok, ancak Cumhurbaşkanının Bakanlar Kuruluna başkanlığının daha önce örnekleri görüldü" ifadesini kullandı.