Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara'daki barış mitingi öncesinde gerçekleşen patlamaların faili olan iki canlı bombadan birinin kimliğinin neredeyse kesinleştiğini açıkladı. Davutoğlu, "Birisinin ismi neredeyse netleşti. Diğerinin üzerinde de yoğun çalışma yapılıyor. 3 el, 2 gün içinde 21 milyon parmak iziyle karşılaştırıldı. Bir tanesinin Türkiye'de parmak izi karşılığı bulunamadığı için dışarıda olabilir mi, diye çalışıldı" dedi.
Ankara'daki katliamın ardından katıldığı bir programda sarf ettiği "elimizde canlı bombaların listesi var ama eyleme geçmeden tutuklayamayız" şeklindeki sözler nedeniyle eleştirilen Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Potansiyel suçlu oldu diye birini tutuklayamazsınız, şüphelenirseniz taklip edersiniz. Türkiye, anti-demokratik bir ülke değil. Muhtemelle insanları içeri alamayız" diye konuştu.
"Demokratik hukuk devleti kuralları içinde büyün güvenlik tedbirlerini almak hassas bir terazide, ipin üzerinde yürütmek gibidir" diyen Başbakan Davutoğlu, "Genellikle canlı bombaların tümünün infilak etmesinden dolayı, ceset tespit edilemiyor" ifadelerini kullandı.
"İki kişi gözaltında, PKK'yla irtibatlı, geçmişte PKK'yla bazı iltisakları olmuş"
Katliam öncesinde konuyla ilgili olarak sosyal medyada paylaşımda bulunan kişiler olduğunu hatırlatan Davutoğlu, konuyla ilgili olarak Twitter'dan 3 hesaba ait IP adreslerinin alındığını belirterek, "Bu isimlerden iki tanesi, şu anda gözaltına alınan, PKK'yla irtibatlı, geçmişte PKK'yla bazı iltisakları olmuş ve bazı eylemlere katılmış kişiler ve onların networküne bakıldığında da yine şimdi soruşturmanın gizliliği, selameti açısından detaya girmeyeceğim şekilde Türkiye'de sansasyonel bazı işlere imza atmış bazı isimlerle olan irtibatları var" diye konuştu.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Ankara'daki katliam sonrasında yaptığı açıklamayı da eleştiren Başbakan, "Sorumsuzca devleti 'katil' diye suçlayan, halkı devlete karşı tahrik eden ve uluslararası basına çıkıp 'Bunu devlet yaptı' diyecek kadar seviyeyi düşüren bir siyasi parti eş başkanı olabilir mi. Çelişkili rakamlar konusunu gündeme taşıyorlar. Parti Eş Başkanı önce 128 ceset diyor sonra özür diliyor. Millet tahrik olmayınca özür diledi. Kan ihtiyacı varmış gibi davranıyorlar, millet hastanelere aksın ve kaos çıksın diye" dedi.
"Bizim için 4 olağan şüpheli: DAEŞ, PKK, DHKP-C ya da Suriye rejimi..."
Show TV'deki "Türkiye Sandık Yolunda" programında gündeme dair soruları yanıtlayan Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıklamalarının satır başları şöyle:
"Ankara'daki hain saldırıya ilişkin olarak hemen harekete geçtim. Titiz bir çalışmayla soruşturma yürütüldü. 24 saat içinde alandaki parçalar temizlendi, tutanaklar tutuldu.
Olayın oluş anından itibaren şüphelilere ilişkin veriler toplandı. Bizim için 4 olağan şüpheli: DAEŞ, PKK, DHKP-C ya da Suriye rejimi gibi dört ihtimal vardı. Burada istikrarı tehdit eden sürece dair harekete geçtik.
Kandil'de fedailerin intihar saldırları için yetiştirildildiğini ve Türkiye'ye gönderildiğini biliyoruz.
Her zaman şüpheli olarak birtakım isimler tespit edilir. Kast ettiğim şey şu Türkiye demokratik hukuk devleti. Potansiyel şüpheli diye birisini tutuklayamazsınız. Türkiye antidemokratik bir ülke değil. 'Muhtemelen suç işleyebilir' diye gözaltına alınacak bir ülke değil. Her tutuklamanın delillendirilmesi lazım. Şunu kast ediyoruz: Hiçbir vatandaşın hukukunu zedelemeden takip edeceksiniz. Suça doğru gidiyorsa doğru zamanda yakalayacaksınız. 'Şüphelendiğimiz adamı alırız' deseydik Türkiye Suriye gibi algılanırdı. Suruç saldırısından sonra 768 ismin denetim altına alınması için talimat verdim.
Bu iki teröristle ilgili bu listenin içinde veya dışında diyemem. Soruşturma ile ilgili bilgi aktarmış olurum. Birisinin ismi neredeyse netleşti. Diğerinin üzerinde de yoğun çalışma yapılıyor. Genelde bu canlı bombaları kendisi infilak ettirdiği için parçaları bulmak zorlaşıyor. 3 el, 2 gün içinde 21 milyon parmak iziyle karşılaştırıldı. Bir tanesinin Türkiye'de parmak izi karşılığı bulunamadığı için dışarıda olabilir mi, diye çalışıldı. Ahkam kesmek çok kolay. Hukuki bakımdan çok ileri aşamalara gelmiş bulunuyoruz.
"Haseke'de DAEŞ, PKK ve rejim bir masaya oturdu"
Türkiye sınırını paylaşmak için DAEŞ ve PYD o toplantıda oturdular, Suriye rejimi ile anlaştılar. Geçen 28 Mayıs'ta Haseke'de DAEŞ, PKK ve rejim bir masaya oturdular ve anlaştılar, muhalefete saldırıya karar verildi. Türkiye sınırını paylaşmak için DAEŞ ve PYD o toplantıda oturdular, Suriye rejimi ile anlaştılar. Bugün de PKK-DAEŞ anlaşması olabilir. Biz Suriye'de etkin rolü oynamaya çalışıyoruz.
PYD'yi masum olduğu için vurmamış değiliz, gerekirse vururuz, Türkiye'nin güvenliği ne gerektirirse onu yaparız. PYD'ye yapılan silah yardımı herhangi bir şekilde Türkiye'ye yönelik tehdit halini alırsa bir an dahi tereddüt etmeyiz. Eğer Irak'a geçerek Irak üzerinden Türkiye'ye girmeye çalışırsa bunun için de gerekeni yaparız.
Sayın Kılıçdaroğlu, keşke hükümet içinde yer almayı kabul etseydi bütün bu süreci birlikte yürütürdük. Ama elini taşın altına koymadı. Sayın Bahçeli de aynı şekilde. Seçim hükümetinde yer almak istemediler.
"Genellikle canlı bombaların tümünün infilak etmesinden dolayı, ceset tespit edilemiyor"
Potansiyel suçlu oldu diye birini tutuklayamazsınız, şüphelenirseniz taklip edersiniz. Türkiye, anti-demokratik bir ülke değil. Muhtemelle insanları içeri alamayız. Her tutuklamanın dellillendirilmesi lazım. Demokratik hukuk devleti kuralları içinde büyün güvenlik tedbirlerini almak hassas bir terazide, ipin üzerinde yürütmek gibidir.
Genellikle canlı bombaların tümünün infilak etmesinden dolayı, ceset tespit edilemiyor. 3 el, 2 gün içinde 21 milyon parmak iziyle karşılaştırıldı. Birinin tespiti gerçekleştirilemedi ve detaylı açıklama yapıldı.
DAEŞ dediğimiz yapı, 3 sene öncesinde çıkmış ama Irak işgaline kadar kökü dayanan bir yapı. DAEŞ'e sürekli su akıyor, bu havuzun içinde kimler irtibat kuruyor ve Türkiye'de kimler katılıyor bun bakmak lazım.
"Türkiye'de sansasyonel bazı işlere imza atmış bazı isimlerle olan irtibatları var"
Bir taraftan orada ceset parçaları diğer taraftan bu süreç içinde bütün sanal medya iletişimleri tetkik edildi. Yatay yani değişik örgüt telsiz konuşmalarından, Twitter üzerindeki paslaşmalardan tetkik edildi ve bazı Twitter hesaplarında çok ilginç bulgulara rastlandı. İşte 'Ankara'da bomba patlayacak', 'şöyle olacak', 'Suruç versiyon iki olacak' diye bir şey var, 'Suruç'un ikinci versiyonu'. Şimdi bunların bir kısmı, kimliği tespit edilmesi zor şeylerdi yani bir paravan isim. Bunun için Twitter hesabı, şeyine başvuruldu ve IP adresleri alındı. Onun üzerinde çalışıldı ve bu isimlerden iki tanesi, şu anda gözaltına alınan, PKK'yla irtibatlı, geçmişte PKK'yla bazı iltisakları olmuş ve bazı eylemlere katılmış kişiler ve onların networküne bakıldığında da yine şimdi soruşturmanın gizliliği, selameti açısından detaya girmeyeceğim şekilde Türkiye'de sansasyonel bazı işlere imza atmış bazı isimlerle olan irtibatları var."
"Kan ihtiyacı varmış gibi davranıyorlar, millet hastanelere aksın ve kaos çıksın diye"
Sorumsuzca devleti 'katil' diye suçlayan, halkı devlete karşı tahrik eden ve uluslararası basına çıkıp 'Bunu devlet yaptı' diyecek kadar seviyeyi düşüren bir siyasi parti eş başkanı olabilir mi. Bunlara dikkat etmesi lazım halkımızın. Özellikle de orada hayatını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarının karşı karşıya kaldığımız tablonun, tam da bu dikkatleri dağıtmak isteyen çevrelerin işine yarayacak şekilde seyretmesi konusunda da dikkatli olmalarını rica ederim
Şu anda 99 vatandaşımızın derdindeyiz ve onların kanı yerde kalmayacak. Çelişkili rakamlar konusunu gündeme taşıyorlar. Parti Eş Başkanı önce 128 ceset diyor sonra özür diliyor. Millet tahrik olmayınca özür diledi. Kan ihtiyacı varmış gibi davranıyorlar, millet hastanelere aksın ve kaos çıksın diye. "
PKK'nın amacı terörü Türkiye'nin içine yaymak ve kalkışma yapmak. DEAŞ de Türkiye'den son dönemlerde çok ağır darbeler yedi. Şuan dahi koalisyonla birlikte operasyon yapıyoruz. Bundan daha şiddetli şekilde operasyon yapmaya devam edeceğiz. Seçimin sürecinin normal seyrinde devam etmesi, DEAŞ ve PKK için tehdittir. Terrör kaos ister. Soruşturmanın içerisinden DEAŞ çıkarsa bundan sonra daha kuvvetli mukabelede bulunuruz.
"Diyarbakır saldırısı HDP'nin barajı geçmesine etki etti mi, etmedi mi?"
Hatırlarsınız 1977'de rahmetli Ecevit'in mitinginde bir saldırı olmuştu ve seçim sonuçlarını etkilemişti. Diyarbakır'da olan saldırı da böyle oldu. Seçimin sonucuna etki etti. Diyarbakır saldırısı HDP'nin barajı geçmesine etki etti mi, etmedi mi? Ben AK Parti'nin birinci parti, CHP'nin ikinci parti, MHP'nin ise üçüncü parti olacağını biliyordum. Seçimi etkileyen unsur HDP'nin barajı geçip geçmeyeceğiydi.
"Bundan sonra toplantı ve gösteri yürüyüşü kültüründe yeni bir konsepte geçilecek"
Orası miting meydanı değil. Asıl miting alanı bomba aramasında geçirildi. Saldırının ardından gerekli talimatı verdim: Bundan sonra toplantı ve gösteri yürüyüşü kültüründe yeni bir konsepte geçilecek. Yeni güvenlik konseptinde yeni uygulamalarla karşılaşılacak. Rutin uygulamalar yerine sürpriz ve beklenmedik uygulamalar olacak. Burada istihpari bir zaaf varsa gerekli soruşturma başlatılır. Emniyet müdürleri soruşturmanın selameti açısında açığa alındı. Soruşturma devam edecek. Adalet ve İçişleri Bakanı partili değil. Ben Akparti'nin Genel Başkanı'yım şu an geçiçi hükümete başbakanlık yapıyorum. Bu arkadaşların hangi partiye oy verdiğini bilmem, sormam. Bir sorumluluk varsa ben dahil hukuk önünde hepimiz hesap veririz.
Birinci önceliğimiz tek parti iktidarı olarak çıkmak. Diğer ihtimalleri düşünmüyorum. 7 Haziran bizim için bir şoktu. İlk defa tek başımıza iktidar olmadık. 1 Kasım sonuç ne olursa olsun 2 Kasım sabahı Türkiye için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Sorumluluktan kaçmayacağız.