Seçim 2024

Ahmet Davutoğlu: Erdoğan'ın İstanbul'a ihanetinin bedelini, deprem olursa enkaz altında kalanlar ödeyecek

Erdoğan'ın 2017'de "İstanbul'a İhanet ettik" ifadelerini kullanmıştı

21 Şubat 2024 10:07

Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu, TBMM'de Gelecek - Saadet Grup Toplantısı'nda konuştu. Davutoğlu, son dönemde yaşanan felaketlere değinerek iktidarı eleştirdi. İliç'te yaşanan faciada sorumluların yeterli cezayı almadığını söyleyen Davutoğlu, Erdoğan'ın 2017'de "İstanbul'a İhanet ettik" sözlerini hatırlatarak, İstanbul'da olası bir deprem olması halinde, "Erdoğan'ın İstanbul'a ihanetinin bedelini deprem olursa enkaz altında kalanlar ödeyecek." ifadelerini kullandı.

Saadet-Gelecek Grubu Toplantısı'nda konuşan Davutoğlu, Erdoğan'ın Ordu'da tepi geçen "Biz varsak doğal gaz var biz yoksak doğal gaz yok" sözlerine işaret ederek, "Şimdi bu ülke insanları nasıl güven duyacakları Cumhurbaşkanlarına." ifadelerini kullandı:

Davutoğlu'nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde:

"Erdoğan ve bugünkü iktidar, Türkiye'de her şeyi yıktı, birçok kültürel unsuru zaafa uğrattı ama verdiği en büyük zarar, insanların emin olma duygusunu yok etti. Diyelim ki Ordu'da seçimi yüzde 49 oyla kaybettiler, yüzde 51 oyla da başka bir parti kazandı. Diyor ki; 'Bana oy verenleri bile cezalandırırım'. Bu ülke insanları nasıl güven duyacaklar Cumhurbaşkanlarına, seçtikleri şehreminine? Bütün mesele başarısızlıkların ya da ahlaki çöküşün arkasında emanet duygusunun yok olmasıdır. Sisi'yle yan yana durdu ve 'Kardeşim Sisi' dedi. Bundan 5 sene önce İstanbul sokaklarında 'Seçim iki aday arasında değil Sisi ile Binali arasında' diye insanlara oy kullandırtan bir liderin düştüğü zillet halinin temsilidir. Sözün hükmünü kaybettiği bir dönemde siyaset olmaz.

"Sizin bütün yolsuzlukları meşru kılmanızı hazmedemiyoruz"

Siz AYM'nin insan haklarını esas alan bir kararını hazmedemiyorsunuz, bakın biz neleri hazmedemiyoruz. ABD başkanının, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı aptal olma diye mektup göndermesini hazmedemiyoruz Erdoğan. Gazze, 100 binlerin bomba altında inlediği bir dönemde Türk limanlarından İsrail'e giden ticaret gemilerini hazmedemiyoruz. Kendi bakanlığına dezenfektan satıp kendi bakanlığını dolandıran bakanları, kendi hastanelerine ayrımcılık yapan ve onları öne çıkaran bakanları hazmedemiyoruz.

Nas hükmüdür deyip faizi yasaklamayı dini bir kahramanlık olarak gösterdikten dünyanın en yüksek faizinin fakirin fukaranın sırtına bindirilmesini hazmedemiyoruz. Sizin bütün yolsuzlukları meşru kılmanızı hazmedemiyoruz. Yolsuzluk olan her şey öylesine meşrulaştı ki artık yolsuzluk diye bir fiil kalmadı. Bunlar en büyük ahlaki zararı her şeyi meşrulaştırarak verdiler, milletin hazım kapasitesini genişlettikçe genişlettiler.

"O maden için ‘ÇED gerekli değil’ diye imza atan bakan suçlu değil öyle mi?"

İliç'te hala 9 işçimiz çıkarılmadı, yüreğimiz yanıyor, kim bunun sorumlusu. 1 hafta geçti, 6 asli kusurlu bulundu. Borulama şefi asli kusurlu ama oraya o maden için ‘ÇED gerekli değil’ diye imza atan bakan suçlu değil öyle mi? O şirketin genel müdürü, yetkilileri suçlu değil öyle mi? Ne zaman biz gerçek suçlu arayacağız? Bu kadar felaket yaşandı. On binlerce vatandaşımız depremde hayatını kaybetti. Büyük müteahhitlere kimse dokunmadı. Bir tek kamu görevlisi suçlu bulunmadı. İstanbul’da bir deprem olsa yine böyle küçük küçük işçileri yetkili görürler de ‘İstanbul’a ihanet ettik’ diyen Cumhurbaşkanı kenara çekilir. Bugün böyle bir facia karşısında kimse bu altın madenin geliri nedir, ne kadarı Türkiye'de kalıyor bunun hesabı içinde değil. Kim kazanıyor bundan?

"Erdoğan İsrail'e çelik, jet yakıyı gönderen lider olarak anılacak"

Gazze'de katliam bütün hızıyla devam ediyor ve insanların gitmesini salık verdikleri Refah da bombalanıyor. 30 bini aşkın kardeşimiz hayatını kaybetmiş ve Erdoğan Kahire'de. Niye gidersiniz Kahire'ye, sadece ikili ticaret mi? İspanya başbakanı Kahire'ye Refah'a gitmek için gitti ve Refah'ın kapısının önünde İsrail' e hitap etti. Nerede 'one minute' diyen Erdoğan, nerede meydanları dolduran yüz binler? İsterler ki biz robot gibi onların kervanlarına katılalım, olmayacağız. Bize izah etsinler hala niye ticareti sürdürürler? Çağrıda bulunuyorum, İsrail'le ticareti durdurun da Filistin'deki Avrupa'ya gönderin o yardımları. Erdoğan adına üzülüyorum. Eğer siyasi hırsıyla ben hayatımın sonuna kadar bu makamlarda duracağım dememiş olsaydı, onurla ve izzetle 'one minute' demiş bir lider olarak hatırlanacaktı. Ama şimdi ne yapmış olursa olsun Gazze'de Müslümanlar katledilirken İsrail'e çelik, gıda, jet yakıtı gönderen bir lider olarak anılacak.

"Devletin izzeti bu milletin onuru söz konusu olduğunda herkesi buna uymaya davet ederiz"

Türkiye'ye uyuşturucu baronları giriyor değil mi? Dünyadaki bütün kara para aklayıcıları Türkiye'yi yurt edindi öyle mi? Yüz binlerce sığınmacı görüntüsü altında başı bozuk tipler Türkiye'yi doldur öyle mi? Siz onlara bir şey demiyorsunuz, rahmetli şehidimiz Şamil Velseyef'in, Cevher Dudayev'in yakınlarına gücünüz yetiyor öyle mi? Ne zamandan beri kardeşim dediğini Mursi'yi unuttunuz onların yakınlarına verdiğiniz vatandaşlığı iptal ediyorsunuz? Şahsi hiçbir meselemiz yoktur ama bu devletin izzeti bu milletin onuru söz konusu olduğunda herkesi buna uymaya davet ederiz."

Kaya: İsterdik ki birlikte Gazze'ye gitme cesareti ortaya koyabilsinler

Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile bir araya geldiğini anımsatarak, "İsterdik ki birlikte Gazze'ye gitme cesareti ortaya koyabilsinler, onu yapamadılar hiç olmazsa Refah sınır kapısında Belçika ve İspanya başbakanının yaptığı gibi açıklamayla dünyaya duyurabilsinler. Ama maalesef 'körler sağırlar birbirini ağırlar' şeklinde sadece kapalı toplantıyla yetindiler." diye konuştu.

Kaya, yerel seçimlerin yaklaştığına işaret ederek, iktidarın ateşten bir gömlek iken çıkardığı milli görüş gömleğini özellikle bu yerel seçimlerde tekrar giymeye çalıştığını savundu. Kaya, "Milli görüş gömleği konjonktüre göre giyilip çıkarılabilecek bir gömlek değildir." dedi.